Kuruluş Günü: Suudi Arabistan tarihinin ayrıntılarını ifade eden semboller

Riyad’daki hükümet sarayının bir parçası
Riyad’daki hükümet sarayının bir parçası
TT

Kuruluş Günü: Suudi Arabistan tarihinin ayrıntılarını ifade eden semboller

Riyad’daki hükümet sarayının bir parçası
Riyad’daki hükümet sarayının bir parçası

Suudi Arabistan bayrağı, palmiye ağacı, şahin, Arap atı ve pazar, çağrışımları ve tarihsel önemi nedeniyle ‘Kuruluş Günü’ sembollerini yansıtan beş temel unsur arasında yerini alıyor.  Bunlar aynı zamanda Suudi devletinin kuruluşunun ilk aşamalarında o dönemi yansıtan öğelerden en önemli olanları.
Bu ögelerin her biri yalnızca sembol değil aynı zamanda içerisinde daha derin ayrıntıları da barındırıyor. Palmiye ağacı, şövalyelerin savaştığı atlar, şahinde yatan özgünlük, pazarlardaki aktif ekonomi ve bayrak gibi sütunların tamamlanması Arap Yarımadası'nın birleşmesinin nedenlerindendi. Tüm bu sütunlar tamamlanınca 1727 yılında ilk Suudi devleti kuruldu.

Palmiye
Palmiye, Suudi devletinin topraklarında geçmişten bu güne kadar uzanan doğal kaynaklardan biri oldu. Kimlik, kültür ve mirasın vazgeçilmez bir parçası olmanın yanı sıra farklı türlerdeki hurma üretimiyle de gelir kaynağı olmayı başardığı için önemli bir konuma sahip.
Palmiye ağacı, insanların sadece hurma ile geçimini sağlamakla kalmamış aynı zamanda yaprakları ve gövdeleriyle de en önemli ihtiyaçların karşılanmasını yardımcı olmuştur. Palmiye ağacı, o dönem hayatı yönetme ve kaynakların kullanılmasına yardımcı olmak amacıyla hasır, mahfe, sedir, soğutucu, sepetler, kapılar, kilitler ve daha pek çok eşyanın üretilmesinde kullanıldı.
Hurma aynı zamanda günümüze kadar en önemli besin kaynaklarından biri olma özelliğine sahip. Suudi devletinin kurulduğu zamandan bugüne, yemeklerin vazgeçilmez bir parçası haline gelen hurmanın bulunmadığı ev yok. Suudi devletinin ilk başkenti olan Diriye dahil, birçok yer hurmasıyla ünlü.

At
At, Arap Yarımadası’nda ilk kullanıldığı yer olması sebebiyle eski çağlardan bu yana Araplar arasında önemli bir yere sahipti. Arkeolojik keşiflere göre, atlar savaşlarda ve yolculuklarda bir araç olarak kullanılması için ilk kez 9 bin yıl önce evcilleştirildi.
Atlar ve binicilik, Arap Yarımadası'nın tarihi ile ilişkilendirilmiş olup,  tarihçiler ve şairler tarafından isimleri, hanedanları, şövalyeleri, tasvirleri ve eylemleri ölümsüzleştirildi. Ayrıca, ilk Suudi devletinin kuruluşundan günümüze değin atların isimleri anılıyor. İmamlar da en iyi atları edinme ve onlara bakma konusunda hevesliydiler. Bu durum atlara eskisinden daha fazla maddi ve manevi değer kazandırdı. İbn Beşir, Necid Tarihinde İzzet Unvanı kitabında, İmam Suud bin Abdulaziz'in (birinci Suudi devletinin üçüncü hükümdarı) ahırlarında bin 400 at olduğunu ve onlara gösterilen ilginin ve satın almanın boyutunu ele aldı.
İlk Suudi devletinde imamların ahırlara ve safkan Arap atlarına olan ilgileri ve bakımları, atların kurtarılması ve bölgede üremelerine katkı sağladı. Arap Yarımadası'ndaki safkan Arap atı ırklarının geliştirilmesine ve korunmasına katkıda bulunmak için ahır sistemi, Suudi kabileleri ve büyük aileler arasında hızla yayıldı.

Şahin
Şahin avcılığı, Arap Yarımadası’nda popüler bir spor ve kültürel simgelerden biri.  İnsanlar iki nedenden ötürü avlanmaya yöneldi. Birincisi geçim, ikincisi ise eğlence amaçlı. Avcılık, eski zamanlardan beri Araplarla ilişkilendirildi. Şahin avcılığı, kralların, liderlerin ve ileri gelenlerin sporu olarak görüldü.
İlk Suudi devleti döneminde şahinler, kabile büyükleri arasında aralarındaki anlaşmazlıkların çözümünde uzlaşma sembolü olarak verilen değerli hediyeler arasındaydı.
Bazı kabileler de şahin avlanmalarıyla da ünlüydü. Kaynaklar onların bu spora olan ilgilerinden ve toy avına olan büyük tutkularından bahsediyor. Orta Asya’dan Basra Körfezi’ne kadar Arap Yarımadası'na gelen göçmen kuşlardan biri olan şahin, yoğun olarak Arap Yarımadası’nın kuzeydoğu ve doğu kesimlerinde bulunuyor.

Pazar
İlk Suudi devletinde pazar, malların sergilendiği, dükkânlar veya eşyaların yerlere dizildiği masalardan oluşuyordu. Başkent Diriye, sakinlerine birçok gelir kapısı sunan zengin ticari noktalardan biriydi.
İlk Suudi devletinin vatandaşları, tarım ve çiftçiliğin yanı sıra kasaba halkı için önemli bir kaynak olan ticaretle ilgileniyordu. İlk Suudi devletinin pazarlarının tarzı, sarayın ve caminin yanındaki geniş sokaklarda sıralanan dükkanlar şeklindeydi. Burada alışveriş yapılır, pazara gelen mallar ve hayvanlar sergilenirdi.
Bu pazarlara yerel bir lehçe olan ve alış ve satış yeri anlamına gelen ‘mevsim’ denirdi. Mevsim, geçici satış sezonları değil, alışveriş yapanlar ve yoldan geçenlerin yanı sıra mallarla dolu dükkanlar anlamı da taşıyordu. İlk Suudi devleti Necid, Hicaz ve Tihame hareketli pazarlarıyla ünlüydü.

Bayrak
Mevcut Suudi Arabistan bayrağı, ilk Suudi devletinin bayrağının bir uzantısı. Mevcut formuna ulaşana kadar birkaç aşamadan geçti. Bu aşamalardan ilki, kurucu İmam Muhammed bin Suud döneminde gerçekleşti. Dikenli armut ve kiraz çiçeklerinden yapılmış yeşil bayrağın bir kısmında beyaz renk mevcuttu. Ortada kelime-i tevhidin yazılı olduğu bayrakta yeşil renk büyümeyi ve refahı simgeliyordu.
Bu bayrak ikinci Suudi devletine kadar kullanıldı. Kral Abdulaziz döneminde ise kelime-i tevhit yazısının altına kılıç motifinin eklenmesiyle renginin tamamen yeşil olması sağlandı.



Suudi Arabistan ile Fas arasında çok alanlı iş birliği anlaşması

Prens Abdulaziz bin Suud, Naif Arap Güvenlik Bilimleri Üniversitesi'nin mezuniyet töreninde yaptığı konuşma sırasında (SPA)
Prens Abdulaziz bin Suud, Naif Arap Güvenlik Bilimleri Üniversitesi'nin mezuniyet töreninde yaptığı konuşma sırasında (SPA)
TT

Suudi Arabistan ile Fas arasında çok alanlı iş birliği anlaşması

Prens Abdulaziz bin Suud, Naif Arap Güvenlik Bilimleri Üniversitesi'nin mezuniyet töreninde yaptığı konuşma sırasında (SPA)
Prens Abdulaziz bin Suud, Naif Arap Güvenlik Bilimleri Üniversitesi'nin mezuniyet töreninde yaptığı konuşma sırasında (SPA)

Suudi Arabistan İçişleri Bakanı Prens Abdulaziz bin Suud ve Fas Adalet Bakanı Abdullatif Vehbi'nin dün (Çarşamba) Riyad'da iki bakanlık arasındaki iş birliği yollarını geliştirme ve ortak ilgi alanlarına giren bir dizi konuyu ele alma amacıyla gerçekleştirdikleri görüşmelerin ardından Suudi Arabistan ve Fas, Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı ile Fas Adalet Bakanlığı arasında bir dizi alanda iş birliği anlaşması imzaladı.

Şarku’l Avsat’ın Fas resmi haber ajansı MAP’tan aktardığına göre, Fas Adalet Bakanı imza töreninin ardından yaptığı açıklamada, “Bu anlaşmalar iki ülke arasındaki hukuki ve adli iş birliği programını tamamlamakta olup Fas ve Suudi Arabistan arasındaki tarihi ortaklığın büyük bir takdiridir. Söz konusu anlaşmalar ayrıca, adaletin pekiştirilmesine ve sınır ötesi suçlarda cezasızlıkla mücadeleye katkıda bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.

scdf
Prens Abdulaziz bin Suud, Naif Arap Güvenlik Bilimleri Üniversitesi'nin mezuniyet törenine katıldı. (SPA)

Vehbi, anlaşmaların ‘iki ülkenin güvenlik ve istikrarı sağlama çabalarını destekleyeceğini ve aralarındaki adli ve hukuki iş birliği olanaklarını arttıracağını’ söyledi.

Mezuniyet töreni

Naif Arap Güvenlik Bilimleri Üniversitesi Yüksek Konseyi'ne başkanlık eden Prens Abdulaziz bin Suud dün yaptığı açıklamada, bölgenin karşı karşıya olduğu güvenlik sorunlarının, Arap ülkelerine refah ve huzur getirmek, umut ve özlemlerini gerçekleştirmek amacıyla güvenliği sağlamaya yönelik ortak çabaların sürdürülmesini engellemeyeceğini vurguladı.

Suudi Arabistan İçişleri Bakanı, dün üniversitenin Riyad'daki kampüsünde düzenlenen yedi Arap ülkesinden 259 kız ve erkek öğrencinin 42. dönem mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, insana yapılan yatırımın geleceğe yapılan en büyük yatırım olduğunu söyledi. Prens Abdulaziz bin Suud, “Çabaları ve vizyonuyla Arap ülkelerinin takdirini kazanan bu üniversitenin kurucusu Prens Naif bin Abdulaziz'in vefatına kadar bu üniversite için istediği de buydu” dedi.

sdcf
Prens Abdulaziz bin Suud, Naif Arap Güvenlik Bilimleri Üniversitesi'nin 42. dönem mezunlarıyla hatıra fotoğrafı çekildi. (SPA)

Arap İçişleri Bakanları Konseyi'nin kuruluşundan bu yana güvenlik alanında Arap iş birliğini teşvik etmek için büyük çaba sarf ettiğini belirten Suudi Bakan, Konsey'in iki organı olan Genel Sekreterlik ve Naif Arap Güvenlik Bilimleri Üniversitesi'ni, Konsey tarafından onaylanan plan ve stratejilerin başarısı ve kırk yılı aşkın bir süredir uygulanması temelinde başarılı Arap örgütleri için bir model olarak gördüğünü ifade etti. Arap güvenlik kurumları arasındaki koordinasyonu güçlendirmenin yanı sıra Konsey, Arap halkının güvenliğini korumak ve Arap bölgesinde suç oranını azaltmak amacıyla güvenlik işleriyle ilgilenen uluslararası örgütlerle ilişkilerini pekiştirmek için büyük çaba sarf ediyor.

Prens Abdulaziz bin Suud, Suudi Arabistan'ın Arap İçişleri Bakanları Konseyi'nin çalışmalarına gösterdiği yoğun ilginin Konsey'in hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunduğuna işaret etti. Ayrıca, Suudi Arabistan'ın, ortak Arap eyleminin önemine olan inancı ve Arap dayanışmasını güçlendirme ve Arap bölgesinde güvenlik ve barışı sağlama konusundaki kararlı yaklaşımının bir uzantısı olarak, Genel Sekreterliğin çalışmalarına verdiği desteğe ve bilimsel organı olan Naif Arap Güvenlik Bilimleri Üniversitesi’ne ev sahipliği yapmasına ve her türlü kolaylığı sağlamasına dikkat çekti.

dfrg
Fas Adalet Bakanı Abdullatif Vehbi, Naif Arap Güvenlik Bilimleri Üniversitesi'nin mezuniyet töreninde yaptığı konuşma sırasında (SPA)

Fas Adalet Bakanı Abdullatif Vehbi ise Naif Arap Güvenlik Bilimleri Üniversitesi'nin merkezi olarak Suudi Arabistan'ın bu üniversitenin gelişiminde çok önemli bir rol oynadığını söyledi. Vehbi, “Suudi Arabistan, üniversitenin kendisine verilen görevleri kaliteli ve mükemmel bir şekilde yerine getirmesi için sağladığı mali ve lojistik destekle, üniversitenin bugün gördüğümüz haline gelmesinde, birçok yüksekokul ve bilim merkezini kucaklamasında önemli bir rol oynamıştır” şeklinde konuştu.

Vehbi, 42. mezuniyet töreninin, kolluk kuvvetlerinin yeteneklerinin geliştirilmesine ve hızlı gelişim ve zorluklar doğrultusunda çoklu güvenlik alanlarında uzmanlaşmış liderler ve uzmanlar yetiştirilmesine katkıda bulunan bu üniversitenin personeli tarafından yürütülen ciddi ve büyük çalışmaların bir örneği olduğuna dikkat çekti.

Üniversite Rektörü Dr. Abdulmecid el-Bunyan ise üniversitenin 1978'deki kuruluşundan bu yana uzun bir yürüyüşe dayandığını belirttiği yeni stratejik planını hayata geçirmek üzere hazırlıkların sürdüğünü ifade etti. El-Bunyan, geçtiğimiz yıllarda üniversitenin Arap İçişleri Bakanları Konseyi tarafından onaylanan Arap güvenlik stratejileri ve planlarının çıktılarını uyguladığını, birçok Arap lider ve kadro yetiştirdiğini, geniş bir çalışma yelpazesi sunduğunu ve küresel güvenlik eğitimi veren sınırlı sayıdaki elit kurum arasından kendi alanındaki en önemli uluslararası gruplara seçilerek çabalarını doruğa ulaştırdığını belirtti.

Üniversite bu yıl, Suudi Arabistan'daki Eğitim ve Öğretim Değerlendirme Komisyonu'ndan tam kurumsal akreditasyon aldı.