Suriye'de küçükbaş hayvanlar açlıktan ölüyor

Suriye'deki yem kıtlığı hayvan yetiştiricileri için bir felakete dönüştü
Suriye'deki yem kıtlığı hayvan yetiştiricileri için bir felakete dönüştü
TT

Suriye'de küçükbaş hayvanlar açlıktan ölüyor

Suriye'deki yem kıtlığı hayvan yetiştiricileri için bir felakete dönüştü
Suriye'deki yem kıtlığı hayvan yetiştiricileri için bir felakete dönüştü

Suriye'deki hayvan yetiştiricilerinin daha evvel dikkat çektikleri ve uyarıda bulundukları yem fiyatlarındaki artış bugün onlar için bir felakete dönüştü. Yerel haber sitesi Athar, Haseke'nin (kuzeydoğu Suriye) batı kırsalındaki Cebel Abdul Aziz bölgesindeki bir hayvan yetiştiricisinin, koyun sürüsüne tüfeğiyle ateş açarak yaklaşık 25 koyunu öldürdüğünü bildirdi.
Öte yandan yine Haseke'nin güney kırsalındaki Markada kentinden bir diğer besici 25 koyunu 450 bin Suriye lirasına sattı. Tüm koyunlarına yem temin edemediği için hepsi bir koyun fiyatına satılmış oldu.
Piyasalarda besi hayvanlarının normal fiyatı canlı koyun için kilosu 9000 Suriye lirası, yavru koyun için kilosu 7 bin 200 lira civarındayken, gebe koyun  300 bin Suriye lirasından, hamile keçi 250 bin liradan satılıyor. Bir koyunun fiyatı 300 bin ila 250 bin Suriye lirası arasında değişiyor.
Şam kırsalındaki canlı hayvan pazarındaki kaynakların Şarku'l Avsat'a verdiği bilgiye göre, Suriye'de yem fiyatlarındaki artış ve bir ton samanın fiyatının Lübnan'a kaçakçılık nedeniyle yerel pazardaki arz yetersizliği sebebiyle 800 bin Suriye lirasına ulaşması nedeniyle hayvancılığı tehdit ediyor. Çiftçiler, yeni ürün ekmek için buğday ve arpa hasat mevsimlerinden kalma kuru samanları yakıyorlardı. Ancak son yıllarda alınan kararlar gereği bu yasaklandı. Samanın kilogram fiyatı son zamanlarda 60 liradan 800 liranın üzerine çıktı.
Geçen mevsim Hama vilayetinin Al-Ghab kırsalındaki keçilerde olduğu gibi, hayvan sürülerinin yetersiz beslenmesinden kaynaklanan israf ve hastalıklardan etkilendiğini doğrulayan kaynaklara göre hayvan yetiştiricileri, bir ton fiyatı bir milyon üç yüz bin lirayı aşan ekmek unu ve kepek gibi faydalı yemlerin eksikliğine alternatif olarak saman kullanıyor. Ancak kuru saman besin değeri en düşük olan yem niteliğinde.
Bir kilo yemlik arpanın fiyatı bin 400 lira, kepeğin fiyatı bin 300 lira iken, bir kilo beyaz samanın fiyatı yaklaşık 900 lira, bir kilo yonca samanının fiyatı bin 100 lira ve bir kilo mısırın fiyatı bin Suriye lirasını buluyor. Bir koyun ise günde 2 ila 3 lilogram yeme ihtiyaç duyuyor.
Hayvancılığın geldiği bu nokta, geçtiğimiz yıl fiyatı birkaç kez artan ve çoğu Suriyelinin sofrasında yer almayan et, süt ve peynir fiyatlarını da olumsuz etkiledi ve artık bu temel besin maddeleri evlerde depolanır hale geldi. Hayvancılık, özellikle küçükbaş besi hayvancılığı, Suriye'nin doğu ve kuzeydoğu bölgelerinde yoğunlaşmış durumda. Ancak bu bölgelerdeki kuraklık, mera eksikliği, yem ve veteriner ilaçlarının eksikliği nedeniyle sık sık hayvan ölümleri yaşanıyor. Deyr-i Zor'un kuzeyi ve doğusunda ve Haseke'nin güneyindeki Badia'daki çobanlar, fiyatları keskin bir şekilde düşmesinden dolayı besiciliğe devam edememekten mustarip.
Çoğu hayvan yetiştiricisi, hayvanlarının bir kısmını kesmeyi veya yem ve ilaç temin etmek için mezbahalara satmayı tercih ediyor. Son dönemde sosyal medyada Deyr-i Zor ve Haseke kırsalında yeterli beslenememekten dolayı annelerinden süt alamayan yavru koyunların ölümünü gösteren çok sayıda video ve fotoğraf yayıldı.



Lübnan hükümetindeki beş Şii bakan: Şii İkili çatısı altında ayrım

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Başbakan Yardımcısı Tarık Mitri ve Bakan Fadi Mekki'yi ağırladı. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı / NNA)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Başbakan Yardımcısı Tarık Mitri ve Bakan Fadi Mekki'yi ağırladı. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı / NNA)
TT

Lübnan hükümetindeki beş Şii bakan: Şii İkili çatısı altında ayrım

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Başbakan Yardımcısı Tarık Mitri ve Bakan Fadi Mekki'yi ağırladı. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı / NNA)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, Başbakan Yardımcısı Tarık Mitri ve Bakan Fadi Mekki'yi ağırladı. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı / NNA)

Lübnan’da tüm gözler yarınki kabine toplantısına çevrildi. Toplantıda Lübnan ordusunun savunma planı dinlenecek. Bu toplantı, 5 Ağustos'taki toplantıda hükümetin silahların devletin elinde toplanmasını onaylamasının ardından, Şii bakanların olası geri çekilme veya boykot olasılığına dair yaygın siyasi tartışmaların ortasında gerçekleşiyor.

Başbakan Nevvaf Selam'ın hükümetinde beş Şii bakan bulunuyor: ikisi Emel Hareketi, ikisi Hizbullah ve beşincisi Selam ve Meclis Başkanı Nebih Berri tarafından atandı.

Yasin Cabir... Sessiz ayrım

Meclis Başkanı Berri ile yakınlığı ve Ekonomi Bakanlığı’nda uzun yıllara dayanan tecrübesiyle tanınan Maliye Bakanı Yasin Cabir, seyahat nedeniyle 5 Ağustos'taki oturuma katılmadı. Ancak onun yokluğu, utançtan kaçınmak için diğer Şii bakanlardan sessizce ayrıldığı şeklinde yorumlandı.

yu7
Lübnan Maliye Bakanı Yasin Cabir (Reuters)

Cabir daha sonra, “Silahların devletin elinde toplanması tartışmasız bir ilke olmaya devam ediyor” diyerek, ulusal sabitelere bağlılığı, Şii İkili’yle uzlaşma kapısını açık bırakmakla birleştirdi. Böylece, reform talebini mezhebin kısıtlamalarıyla uzlaştırabilen Emel Hareketi'nin ılımlı yüzü olarak kendini gösterdi.

Fadi Mekki... Beşinci bakan

Fadi Mekki'nin adı, ‘beşinci Şii bakan’ krizine uzlaşma çözümü olarak Selam ve Berri arasında yapılan bir anlaşma sonucunda ortaya çıktı. Mekki, davranışsal ekonomi ve kamu yönetimi alanlarında seçkin bir akademik ve mesleki geçmişe sahip. Bağımsız ve tarafsız bir isim olan Mekki, her iki gruba da örgütsel olarak bağlı olmadan Şii İkilisi için güven verici bir denge köprüsü görevi görmesi için konsensüsle aday gösterildi.

gft
Lübnan İdari Kalkınma Bakanı Fadi Mekki (Getty Images)

5 Ağustos oturumu sırasında Mekki, meslektaşlarıyla birlikte aceleyle çekilmedi; nihai bir karar almadan hedefleri tartışmaya dayalı bir uzlaşma önerisi sunmaya çalıştı. Sonunda oturumu terk ettiğinde, çekilmesinin ‘sadece o oturumla sınırlı’ olduğunu ve gelecekteki toplantılara katılmaya devam edeceğini açıkladı. Bu tutumuyla Mekki, Şii İkili’nin elinde bir engel aracı haline gelmeden, topluluğunun hassasiyetlerini dikkate alan sembolik bir itirazda bulundu ve bu da bağımsız bir figür olarak imajını pekiştirdi.

Muhammed Haydar... Hizbullah’ın açık sözlü sesi

Beyrut Amerikan Üniversitesi'nde akademisyen olan Çalışma Bakanı Muhammed Haydar, Hizbullah'ın çizgisine tam bağlılığını gizlemedi. 5 Ağustos'taki oturumda meslektaşlarına şöyle seslendi: “Ben bu insanların oğluyum. Onu koruyan tek garantiyi bıraktığımızı söylersek, bir şehidin annesinin karşısına nasıl çıkabilirim?”

yujı
Lübnan hükümetinde Hizbullah'ın temsilcilerinden biri olan Çalışma Bakan Muhammed Haydar (Lübnan Ulusal Haber Ajansı / NNA)

Haydar, İsrail saldırıları sona ermeden Hizbullah'ın silahlarını tartışmayı reddettiğini en yüksek sesle dile getiren Şii bakanlardan biriydi. Haydar oturumu, “Oturumdan çekildik, hükümetten çekilmedik” diyerek terk etti.

Tamara ez-Zeyn... Emel Hareketi’nin bilimsel yüzü

Ulusal Bilimsel Araştırma Konseyi'nin eski genel sekreteri olan Çevre Bakanı Tamara ez-Zeyn, Emel Hareketi'nin bilimsel yüzünü temsil ediyor. Ez-Zeyn, “Oturumu terk etmek itiraz etmekten daha güçlü bir tutumdur ve tutanaklara kaydedilir” diyerek meslektaşlarına katılmaktan çekinmedi.

ı8
Çevre Bakanı Tamara ez-Zeyn, Lübnan hükümetinde Emel Hareketi'ni temsil ediyor. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı / NNA)

Ez-Zeyn, daha geniş bir konsensüsle tartışmayı yeniden açmanın gerekliliğini vurguladı, ancak esasen Şii topluluğunun katılımı olmadan alınan herhangi bir kararı reddetme konusunda iki partinin (Emel Hareketi ve Hizbullah) tutumuna katıldığını ifade etti.

Reken Nasreddin... Hizbullah’a bağlı doktor

Hizbullah'a bağlı bir doktor olan Sağlık Bakanı Reken Nasreddin, başlangıçta tartışmaya katıldı, ancak daha sonra meslektaşlarıyla birlikte sessizce çekildi. Nasreddin, sadece ‘açık fikirlilikle katıldıklarını, ancak fikir birliği olmadan devam etme konusunda ısrar edilmesinin şaşırtıcı olduğunu’ söyledi. Bu tutum, Hizbullah'ın tek taraflı kararları önlemek için taktiksel açıklık ve ardından koordineli çekilme stratejisini yansıtıyor.

frgthyuı
Hükümette Hizbullah'ı temsil eden Sağlık Bakanı Reken Nasreddin, ‘silahlar’ konusunun tartışıldığı oturuma katıldı. (Şarku’l Avsat)

 


Rehinelerin aileleri, Hamas'ın kabul ettiği anlaşmayı onaylaması için İsrail'e çağrıda bulundu

TT

Rehinelerin aileleri, Hamas'ın kabul ettiği anlaşmayı onaylaması için İsrail'e çağrıda bulundu

Rehinelerin aileleri, Hamas'ın kabul ettiği anlaşmayı onaylaması için İsrail'e çağrıda bulundu

Gazze Şeridi'nde kalan rehinelerin yakınları, Hamas'ın rehinelerin serbest bırakılması karşılığında kapsamlı bir ateşkes anlaşmasını kabul etmesinin ardından, İsrail hükümetine onları eve getirmek için bir anlaşmaya varmaları yönündeki çağrısını yineledi.

Rehineler ve Kayıp Aileleri Forumu tarafından bugün X platformu üzerinden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “700 günün ardından, nihayet hem İsrail hem de Hamas'tan, hayatta olan tüm rehinelerin geri dönmesi ve ölenlerin uygun şekilde defnedilmesi için kapsamlı bir anlaşmaya varmak istediklerini duyuyoruz.”

dfv
Kudüs'teki protestocuları gözaltına alan polis memurları (Reuters)

Açıklamanın devamında, “Başbakan Binyamin Netanyahu, ABD yönetimi ve arabuluculara, derhal müzakere ekipleri kurmalarını ve bir anlaşmaya varılana kadar onları müzakere masasında tutmaları çağrısında bulunuyoruz” denildi.

Gazze Şeridi'nde kalan 48 rehinenin yakınları, onları İsrail'e geri getirmek için ‘zamanın azaldığını’ söyledi.

df
Rehinelerin yakınları Kudüs'te protesto gösterisi düzenledi. (Reuters)

7 Ekim 2023'ten bu yana Hamas ve diğer silahlı gruplar tarafından Gazze Şeridi'nde tutulan rehinelerin yaklaşık 20'sinin halen hayatta olduğu sanılıyor.

İsrailli rehinelerin aileleri, insanları ‘sokaklara çıkmaya, tüm rehinelerin geri dönmesini talep etmeye ve savaşı sona erdirmeye’ çağırdı.


Lübnan medyası: Ordunun silahlanmayı devletle sınırlama planı tamamlanmadı

Hizbullah destekçileri, Beyrut'un güney banliyölerinde hükümetin silahları geri çekme kararına karşı düzenlenen protesto yürüyüşünde (EPA)
Hizbullah destekçileri, Beyrut'un güney banliyölerinde hükümetin silahları geri çekme kararına karşı düzenlenen protesto yürüyüşünde (EPA)
TT

Lübnan medyası: Ordunun silahlanmayı devletle sınırlama planı tamamlanmadı

Hizbullah destekçileri, Beyrut'un güney banliyölerinde hükümetin silahları geri çekme kararına karşı düzenlenen protesto yürüyüşünde (EPA)
Hizbullah destekçileri, Beyrut'un güney banliyölerinde hükümetin silahları geri çekme kararına karşı düzenlenen protesto yürüyüşünde (EPA)

Lübnan medyası, dün diplomatik kaynaklara dayanarak, ordunun silah bulundurma hakkını devletle sınırlandırma planının tamamlanmadığını vurguladı. Planın bugün yapılacak kabine toplantısında sunulacağı, ancak hükümleri ve koşullarının daha derinlemesine incelenmesine olanak sağlamak için görüşülmesinin ileri bir tarihe erteleneceği belirtildi.

Diplomatik kaynaklar MTV televizyonuna, “Lübnan ordusunun planının uygulanması, ülkedeki Şii tarafını güvence altına almak için İsrail'in sınır noktalarından çekilmesine bağlıdır ve planın başarısı, Lübnan güvenlik güçlerinin kapasitesinin güçlendirilmesini gerektirir” açıklamasında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın MTV’den aktardığına göre kaynaklar, Amerikan tutumunun, silahların zorla geri çekilmesini savunanlar, yaptırımların uygulanmaması halinde Lübnanlı yetkililere veya ordu mensuplarına yaptırım uygulanmasını isteyenler ve İsrail'i çekilmeye ikna etmeye odaklananlar arasında bölünmüş durumda olduğunu belirtti.

Televizyon kanalı, Washington'daki kaynaklara dayandırdığı haberinde, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın, silah meselesinin yanı sıra Uluslararası Para Fonu ile yürütülen müzakereler kapsamında Lübnan'ın mali dengesinin yeniden sağlanmasına büyük önem verdiğini ifade etti.