Ukrayna’dan uyarı: Savaş uluslararası barışı ve demokrasiyi tehdit ediyor

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının durdurulması gündemiyle toplandı.

Ukrayna'nın BM Daimi Temsilcisi Sergey Kislitsa dün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda üyelere hitaben bir konuşma yaptı. (Reuters)
Ukrayna'nın BM Daimi Temsilcisi Sergey Kislitsa dün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda üyelere hitaben bir konuşma yaptı. (Reuters)
TT

Ukrayna’dan uyarı: Savaş uluslararası barışı ve demokrasiyi tehdit ediyor

Ukrayna'nın BM Daimi Temsilcisi Sergey Kislitsa dün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda üyelere hitaben bir konuşma yaptı. (Reuters)
Ukrayna'nın BM Daimi Temsilcisi Sergey Kislitsa dün Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda üyelere hitaben bir konuşma yaptı. (Reuters)

Ukrayna'nın BM Daimi Temsilcisi Sergey Kislitsa, ülkesinin Rusya'nın işgalinden kurtulamaması durumunda uluslararası barış ve demokrasinin ayakta kalamayacağı konusunda uyardı. Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia ise Kiev’in Ukrayna'nın doğusundaki Donetsk ve Luhansk bölgelerine saldırarak çatışmayı başlattığını savundu. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de konuşmasında Ukrayna’daki savaşın ‘son derece endişe verici’ olduğunu ve bir an önce durması gerektiğini vurguladı.
Söz konusu açıklamalar, Ukrayna’da devam eden savaş nedeniyle Rusya’yı ‘dizginleme çabasında olan’ onlarca devletin çağrısıyla, olağanüstü gündemle toplanan BM Genel Kurul toplantısında geldi. Birleşmiş Milletler 1940’larda kurulduğu tarihten bu yana 11’inci kez olağanüstü genel kurul toplantısını gerçekleştirdi. Toplantı kararı Rusya’nın dönem başkanlığındaki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) alındı. Rusya’nın BM toplantı kararlarını veto hakkı bulunmuyor. Barış İçin Birlik Kararı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 1950 tarihinde, sistemin veto kaynaklı tıkanması dolayısıyla alınmıştı. Karara göre uluslararası barışı tehdit eden bir gelişme yaşanır ve BMGK’da sorun veto nedeniyle çözülemezse Birleşmiş Milletler Genel Kurulu olağanüstü toplanabiliyor.
Oturumun açılışını yapan BM Genel Kurulu Başkanı Abdullah Şahid  katılımcıları ‘savaşta yaşamını yitirenler’ için bir dakikalık saygı duruşuna davet etti. Şahid Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının bu ülkenin ‘egemenliğine ve toprak bütünlüğüne’ yönelik kabul edilemez bir eylem olduğunu belirterek bu durumun Birleşmiş Milletler tüzüğü ile çeliştiğini kaydetti.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Ukrayna’daki savaşın bir an önce durması gerektiğini yineledi. Rusya’nın Ukrayna şehirlerini gece gündüz füzelerle hedef aldığını belirten Guterres şu ifadeleri kullandı:
“Başkent Kiev her taraftan kuşatılmış durumda. 500 milyon Ukraynalı ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Çocuklar da dahil olmak üzere sivillerin ölümüyle sonuçlanan bu artan şiddet kesinlikle kabul edilemez. Artık yeter. Askerlerin kışlalarına geri dönmeleri gerekiyor. Liderlerin barışa gitmesi gerekiyor.”
İnsan hakları kanunlarına uyulması gerektiğini vurgulayan Genel Sekreter sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ukrayna’da bir trajedi ile karşı karşıyayız. Aynı zamanda hepimiz için potansiyel olarak feci sonuçları olabilecek büyük bir bölgesel krizle yüz yüzeyiz. Ukrayna’nın sınırlarına, egemenliğine ve bölgesel güvenliğine saygı duyulmalıdır. Her dakika artan mültecilerle, kolayca Avrupa'nın on yıllardır en kötü insani krizi haline gelebilecek bir durumla yüzleşiyoruz.”
Guterres, güvenlik arayışı içindeki Ukraynalılara kapılarını açan komşu ülkelere minnettar olduğunu belirterek BM’nin Ukrayna halkını terk etmeyeceğini ve insani yardımları artırma konusunda kararlı olduklarını belirtti. Şimdiye kadar atılan adımlara ek olarak salı günü Ukrayna içinde yerinden edilenlerin ve sınırları geçenlerin ihtiyaçlarını kapsayacak iki yeni eşgüdümlü durum çağrısı başlatacaklarını bildirdi.

Kislitsa: Putin intihar mı ediyor?
Ukrayna'nın BM Daimi Temsilcisi Sergey Kislitsa yaptığı konuşmada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i üstü kapalı bir şekilde Nazi lideri Adolf Hitler'e benzeterek, "İntihar etmek istiyorsa nükleer cephane kullanmasına gerek yoktu. Hitler’in Mayıs 1945'te Berlin'de bir sığınakta yaptığının aynısını uygulasaydı” dedi. Genel Kurul’un Rusya Federasyonu'na Ukrayna'ya yönelik saldırısını durdurması yönünde baskı yapması gerektiğini ifade eden Kislitsa; "Genel Kurul, Rusya'nın eylemlerini bağımsız ve egemen bir devlete karşı bir saldırganlık eylemi olarak tanımlamalı ve Rusya'ya kuvvetlerini koşulsuz olarak topraklarımızdan çekmesi yönünde derhal çağrıda bulunmalıdır" dedi. Ukrayna temsilcisi ayrıca ‘Belarus’un Rusya’nın saldırganlığına iştirak eden hain rolünün’ netleştirilmesi ve kınanması gerektiğini vurguladı.

Nebenzia: Saldırgan olan Ukrayna’dır
‘Mevcut krizin sebebinin Ukrayna'nın eylemleri olduğunu’ vurgulayan Rus temsilci Vassily Nebenzia ise unları söyledi:
“Saldırgan olan Ukrayna’dır. Ukrayna yönetimi uzun yıllar boyunca Minsk Anlaşması’ndaki yükümlüklerini yerine getirmedi. Üstelik saldırganlığını sürdürdü ve anlaşmalara istihzayla yaklaştı. Kısa bir süre önce Kiev’in 2015’teki anlaşmalara uymayı düşüneceği yönünde bir umut oluştu. Ancak Batı’nın desteğine olan güvenleri nedeniyle bunu yapmadılar.”
Rus ordusunun Ukrayna'daki siviller için bir tehdit oluşturmadığını iddia eden Nebenzia sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ukrayna nüfusuna yönelik tehdit şu an halkı etkin bir şekilde rehin alan, onları canlı kalkan olarak kullanan ve insanların arkasına saklanan Ukraynalı milliyetçiler tarafından temsil edilmektedir. Rusya savaşı sonlandırmak istiyor. Kiev yönetimi hem Donbass sakinlerine hem de tüm muhaliflere karşı kin ve düşmanlık besliyor.”

Karar taslağı
Ukrayna ve Rusya temsilcilerinin ardından üye ülkelerin temsilcileri de söz aldı. Genel Kurul toplantısının bugün akşam saatlerinde sona ermesi bekleniyor. Genel Kurul toplantısının sonunda, Rusya’nın ‘Ukrayna'nın egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine, toprak bütünlüğüne ve uluslararası kabul görmüş sınırlarına’ saygılı olmaya çağıran tavsiyeleri içeren bir karar taslağının oylanması bekleniyor. Karar taslağında Rusya’nın Ukrayna'ya karşı saldırganlığının en şiddetli biçimde kınanması bekleniyor. Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın ikinci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Tüm üyeler, uluslararası ilişkilerinde gerek herhangi bir başka devletin toprak bütünlüğüne ya da siyasal bağımsızlığa karşı, herhangi bir biçimde kuvvet kullanma tehdidine ya da kuvvet kullanılmasına başvurmaktan kaçınırlar” ifadeleri yer alıyor. Karar taslağında, bu madde uyarınca açık bir ihlale imza atan Rusya’nın askeri güçlerini koşulsuz olarak derhal Ukrayna’dan çekmesinin isteneceği belirtiliyor. Rusya’nın ‘Donetsk ve Luhansk bölgelerinin bağımsızlığını tanıma kararını da iptal etmesi isteniyor. Karar taslağında ayrıca taraflardan Minsk Anlaşması’na uymaları ve ilgili uluslararası çevrelerle yapıcı bir şekilde çalışmaları talep ediliyor.  Tüm taraflar, Ukrayna'daki insani yardımların koordinasyonuna ve organizasyonuna destek olmaya çağrılıyor. İnsani yardım çalışanları da dahil olmak üzere sivillerin ve çocukların korunması taahhüdünde bulunulması isteniyor.
Diğer yandan, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Ukrayna'da Rusya'nın saldırganlığından kaynaklanan insan hakları durumuna dair Ukrayna tarafından yapılan acil toplantı çağrısını kabul etti. Konsey'in 49'uncu oturumu, İsviçre'deki BM Cenevre Ofisi'nde başladı. Oturumun 1 Nisan’a kadar devam etmesi bekleniyor.



Etiyopya, Mısır'ı Afrika Boynuzu'nda ‘istikrarsızlaştırma kampanyası’ yürütmekle suçluyor

Rönesans Barajı (Reuters)
Rönesans Barajı (Reuters)
TT

Etiyopya, Mısır'ı Afrika Boynuzu'nda ‘istikrarsızlaştırma kampanyası’ yürütmekle suçluyor

Rönesans Barajı (Reuters)
Rönesans Barajı (Reuters)

Etiyopya Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır’ı Afrika Boynuzu bölgesinde ‘Etiyopya’yı hedef alan bir istikrarsızlaştırma kampanyası yürütmekle’ ve ‘gerilimi artırmaya zemin hazırlamakla’ suçladı.

İki ülke arasında Mavi Nil üzerindeki Rönesans Barajı konusunda süren anlaşmazlığa atıfta bulunan bakanlık, açıklamasında Mısır’ın ‘Afrika Boynuzu’nda Etiyopya’yı merkeze alan, ancak onunla sınırlı olmayan bir istikrarsızlaştırma kampanyası yürüttüğünü’ savundu.

Bakanlık, Mısır’ın ‘diyaloğu reddettiğini ve gerilimi artırma niyetini açıkça ortaya koyan düşmanca söylemini yoğunlaştırdığını’ iddia etti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise dün yaptığı açıklamada, ülkesinin Etiyopya’nın Rönesans Barajı’na ilişkin tek taraflı adımlarını reddettiğini yineleyerek, “Etiyopya’nın uygulamaları tüm Afrika kıtasının istikrarını tehdit eden ciddi bir tehlike oluşturuyor” dedi.

Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı da geçen ay yaptığı açıklamada, Etiyopya’nın baraj yönetiminde ‘tek taraflı ve kontrolsüz uygulamalarını’ sürdürdüğünü, bunun ‘havza ülkelerinin hak ve çıkarlarını tehdit eden ciddi riskler barındırdığını’ vurguladı.

Etiyopya, milyarlarca dolara mâl olan dev Rönesans Barajı’nın inşasına Nil Nehri üzerinde 2011 yılında başladı. Mısır ise projeyi, Afrika’nın en uzun nehrindeki tarihi su haklarını tehdit eden bir girişim olarak görüyor.

Afrika Birliği (AfB) arabuluculuğunda Mısır ile Etiyopya arasında yürütülen müzakereler Nisan 2021’de sonuçsuz kalmış; bunun üzerine Kahire, Addis Ababa’ya baskı uygulanması için konuyu Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne taşımıştı.


Macron ve Şi Cinping Ukrayna ve ticari İlişkileri görüştü

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron, Halkın Büyük Sarayı'ndaki tören kıtasını inceliyor (Reuters)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron, Halkın Büyük Sarayı'ndaki tören kıtasını inceliyor (Reuters)
TT

Macron ve Şi Cinping Ukrayna ve ticari İlişkileri görüştü

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron, Halkın Büyük Sarayı'ndaki tören kıtasını inceliyor (Reuters)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron, Halkın Büyük Sarayı'ndaki tören kıtasını inceliyor (Reuters)

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, bugün (Perşembe) Pekin’de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u ağırladı. Macron’un ziyareti, Çin ile Avrupa arasındaki ticaret dengesizliğinin giderilmesi ve Pekin’in Rusya ile ilişkilerini kullanarak Ukrayna savaşının sonlandırılmasına katkı sağlaması amacıyla gerçekleşti.

Görüşmede konuşan Şi Cinping, Fransa ile “daha istikrarlı” ilişkilere ihtiyaç duyduklarını belirterek, Çin’in “her türlü dış müdahalenin önlenmesi ve Çin–Fransa kapsamlı stratejik ortaklığının daha istikrarlı hale getirilmesi” için birlikte çalışmaya hazır olduğunu söyledi.

gthy
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Pekin'deki Büyük Halk Sarayı'nda düzenlenen resmi resepsiyonundan bir kare (Reuters)

Macron ise Çin ile iş birliğinin Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi açısından “hayati öneme sahip” olduğunu vurguladı. “Dünyada, Ukrayna’da ve çatışmalardan etkilenen tüm bölgelerde barış ve istikrarı desteklemek için birlikte hareket etmeyi sürdürmeliyiz. Birlikte çalışma kapasitemiz kritik” dedi.

Şi Cinping ve eşi Peng Liyuan, Macron ve eşi Brigitte Macron’u başkentteki Halkın Büyük Salonu’nda resmî törenle karşıladı. Macron çifti, Pekin’e gelişlerinde Çin’in üst düzey diplomatı Wang Yi tarafından da karşılanmıştı.

Macron, 2017’den bu yana dördüncü Çin ziyaretinde Başbakan Li Qiang ile de görüşecek. Ardından, daha önce Fransa’ya gönderilen pandaların geri döndüğü Çengdu kentine geçmesi planlanıyor.

Ukrayna’da ateşkes için Çin’e baskı

Macron’un temaslarında Ukrayna’daki savaş da önemli yer tutuyor. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Çin’in Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olarak “Moskova’ya baskı uygulayabileceğini” belirtti. “Rusya’nın, özellikle de Vladimir Putin’in ateşkesi kabul etmesi için Çin’e güveniyoruz” dedi.

fgthy
Çin Devlet Başkanı'nın eşi, Fransa Devlet Başkanı'nın eşiyle birlikte, Macron'un Büyük Halk Salonu'ndaki resepsiyonunda (Reuters)

Çin, tüm ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı ve barış görüşmelerine dönülmesi çağrısı yapmasına rağmen, 2022’de başlayan işgal nedeniyle Rusya’yı hiçbir zaman açık şekilde kınamadı. Batılı ülkeler, Pekin’i Moskova’nın savunma sanayisi için gerekli askeri bileşenleri sağlayarak Rusya’ya ekonomik destek sunmakla suçluyor.

ju
Çocuklar Fransız cumhurbaşkanını karşılamak için bayrak ve çiçek salladılar (Reuters)

Fransız Cumhurbaşkanlığı, Macron’un görüşmede Şi Cinping’e “Çin’in Rusya’ya savaşı sürdürmesine yardımcı olacak herhangi bir imkân sağlamaktan kaçınması gerektiğini” aktaracağını bildirdi.

Macron’un ziyareti, bu hafta Paris’i ziyaret eden Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin Avrupa’ya destek çağrısının ardından gerçekleşti. Zelenskiy, Macron ve Avrupalı liderlerle yaptığı görüşmeler sonrası “Savaşın adil bir şekilde sona ermesi gerektiği konusunda hemfikiriz” mesajı vermişti.

Ticaret gündemi

Macron’un Çin temaslarında ticaret de önemli bir başlık oluşturuyor. Avrupa Birliği, Çin ile 357 milyar dolarlık büyük bir ticaret açığı veriyor. Macron’un danışmanları, Çin’in daha fazla iç tüketim yapması, Avrupalıların ise daha fazla üretmesi gerektiğini belirtiyor.

Macron, daha önce AB’ye Çin’e olan bağımlılığı azaltma ve teknolojide Avrupalı şirketlere öncelik verilmesi çağrısında bulunmuştu. Geçen ay düzenlenen bir Avrupa teknoloji zirvesinde, “Avrupa’nın ABD ve Çinli teknoloji devlerine bağımlı olmak istemediğini” söylemişti.

Macron, üç gün sürecek Çin ziyaretinin son gününde Sichuan eyaletindeki Çengdu kentini ziyaret edecek. Çinli bir diplomat, Fransa’ya yeni pandaların gönderileceğini açıkladı.

Fransız tarafı, Çengdu ziyaretinin “Çin protokolünde son derece istisnai” olduğunu belirterek, Macron tarafından memnuniyetle karşılandığını ifade etti.


İngiltere, suçluları takip etmek için yüz tanıma teknolojisinin kullanımını artırıyor

Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasını ciddi bir gizlilik ihlali olarak nitelendirdi (Arşiv)
Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasını ciddi bir gizlilik ihlali olarak nitelendirdi (Arşiv)
TT

İngiltere, suçluları takip etmek için yüz tanıma teknolojisinin kullanımını artırıyor

Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasını ciddi bir gizlilik ihlali olarak nitelendirdi (Arşiv)
Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasını ciddi bir gizlilik ihlali olarak nitelendirdi (Arşiv)

İngiltere hükümeti tarafından bugün yapılan bir açıklamada, polislerin suçluları yakalamak için yüz tanıma teknolojisinin kullanımını artıracağını duyururken bu teknolojinin kullanımını denetlemek üzere yeni bir kurum kurulmasını önerdi.

Bu teknoloji, son iki yılda yüz tanıma teknolojisini kullanarak tecavüz, aile içi şiddet ve şiddet suçları dahil olmak üzere bin 300 tutuklama gerçekleştiren Metropolitan Polisi tarafından halihazırda kullanılıyor.

Ancak, İngiltere merkezli sivil özgürlükler örgütü Big Brother Watch, yüz tanıma teknolojisinin kullanımının artırılmasının ciddi bir mahremiyet ihlali olduğunu belirtti.

Avrupa'daki yasaların halkı toplu yüz tanıma gözetiminden koruduğunu söyleyen Big Brother Watch’a göre ancak İngiltere, demokratik dünyadan ayrı bir ülke ve burada halk artık bu kameralar tarafından izleniyor ve neredeyse her gün şüpheli muamelesi görüyor.

Metropolitan Polisi, futbol maçları gibi büyük etkinliklerde, izleme listesindeki kişileri tespit etmek için canlı yüz tanıma teknolojisini halihazırda kullanıyor.

Polis Bakanı Sarah Jones yaptığı açıklamada, yüz tanıma teknolojisinin DNA eşleştirmesinden bu yana suçluları yakalamaya yardımcı olan en büyük atılım olduğunu söyledi.

Jones, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu teknoloji, sokaklarımızdan binlerce tehlikeli suçluyu uzaklaştırmaya yardımcı oldu ve polisin güvenliğimizi sağlamasına destek olmak için muazzam bir potansiyele sahip.”

Hükümet, teknolojinin faydalarını ve gizlilik koruması da dahil olmak üzere halkın güvenliğini sağlamak için gerekli önlemleri incelemek üzere on haftalık bir danışma süreci başlatacağını açıklarken polisin yüz tanıma ve benzeri teknolojileri kullanımını denetlemek ve düzenlemek için tek bir kurum oluşturulmasını önerdi.