Tunus, ‘cumhurbaşkanlığı yol haritasının’ ikinci aşamasına hazırlanıyor 

Siyasi partiler, siyasi sistemle ilgili referanduma hazırlık kapsamında çalışmalarını başlattı 

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in icraatları Tunus’ta hafta sonu protesto edildi (AFP) 
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in icraatları Tunus’ta hafta sonu protesto edildi (AFP) 
TT

Tunus, ‘cumhurbaşkanlığı yol haritasının’ ikinci aşamasına hazırlanıyor 

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in icraatları Tunus’ta hafta sonu protesto edildi (AFP) 
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in icraatları Tunus’ta hafta sonu protesto edildi (AFP) 

Tunus, Cumhurbaşkanı Kays Said tarafından 14 Aralık'ta açıklanan ‘cumhurbaşkanlığı yol haritasının’ ikinci aşamasına girmeye hazırlanıyor. Cumhurbaşkanı Said’in istisnai tedbir kararları doğrultusunda meclisin faaliyetlerini askıya aldığı 25 Temmuz'dan bu yana dingin olan siyaset sahnesinde bazı partiler yeniden faaliyetlerine başladı.  
Tunus’taki çok sayıda siyasi parti, 25 Temmuz’da düzenlenmesi planlanan siyasi ve seçim sistemine ilişkin referandum ve 17 Aralık'ta yapılması planlanan parlamento seçimlerine hazırlık kapsamında çalışmalarına yeniden başladı.
Cumhurbaşkanlığı yol haritasının ikinci aşaması, Cumhurbaşkanlığı'nın anayasa, seçim kanunu ve siyasi mevzuatı 21 Mart'ta düzenlemesi ve 25 Temmuz’da halk oylamasına sunması anlamına geliyor. Tunus vatandaşlarının bahsi geçen konulardaki görüşünün internet üzerinden alınmasına başlanmıştı, ancak uygulanan ‘elektronik istişarelere’ katılım oranı hayal kırkılığı yarattı. Yedi milyon seçmenden sadece 380 bin kişi ‘anketlere’ iştirak etti. Katılım oranının düşük olması, cumhurbaşkanlığının elini zayıflattığı yönünde yorumlara neden oldu.  
Başkanlığını Zuheyr el-Magzavi'nin yaptığı Tunus Halk Hareketi Partisi, 24 Mart’ta kongre yapmaya hazırlanıyor. Serhan en-Nasıri başkanlığındaki Tunus İçin Birlik Partisi de yarın genel kurul toplantısını yapacağını ve Cumhurbaşkanı Said’in yol haritasını desteklediklerini duyurdu.  
Öte yandan Nahda Hareketi, önceki gün ülkenin kuzeydoğusunda yer alan Nabel şehrindeki bölge temsilciliğinin açılışını yaptı. Nahda temsilcileri, kendisine yakın olan siyasi partilerle gelecekteki süreci değerlendirdiği toplantılarını arttırdı. Özgür Anayasa Partisi de cumhurbaşkanlığının istisnai tedbirlerine karşı muhalif tavrını sürdürerek, düzenlediği protesto gösterilerini sürdürdü.   
Aynı bağlamda, Cumhuriyetçi Parti, Demokratik Akım Partisi, Demokratik Çalışma ve Özgürlükler Bloku gibi sol eğilimli birçok parti temsilcisi, İşçi Sendikası yetkilileriyle bir araya gelerek, siyasi krizin sonlandırılması için diyalog yolunun benimsenmesi hususunda Cumhurbaşkanı Said’e baskı yapılması yönünde girişimde bulundu.  
Bu arada bazı siyasi partiler, Cumhurbaşkanı Said'in seçimlerini eleştiren pozisyonlarını yineledi. Halk Akımı Partisi, yeni seçim yasasında siyasi partilerin rolünün kısıtlanmasına itiraz etti. Yapılan açıklamada, “Siyasi partilerin rolü asla kısıtlanamaz, çünkü siyasi partiler modern demokrasilerin en önemli bileşenlerinden biridir ve seçmenlerin görüşünün şekillenmesi ve temsil gücünün yönetime yansımasının aracıdır. Seçimlerde siyasi partilerin alternatifi olamaz” denildi.  
Açıklamada ayrıca, ekonomik çöküş ve siyasi tıkanıklık arasında doğrudan bir bağ bulunduğu ve ülkedeki krizin sonlandırılabilmesi için bir an ön önce ‘normalleşmenin’ gerçekleşmesi gerektiğine vurgu yapıldı.  
Tunus Cumhurbaşkanı Said, 25 Temmuz 2021'de ilan ettiği olağanüstü kararlarla ülkede "istisnai durum" oluşmasına yol açtı. Meclisin çalışmalarını donduran Said, 22 Eylül 2021'de yeni kararnamelerle yetkilerini genişleterek yürütme organını büyük ölçüde kendine bağladı.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.