Mısır: “Kuveyt’ten dönenler” davasında 14 sanığa hapis cezası

İhvan için terör grubuna katılmak suçlamasıyla yapılan önceki duruşma (AFP)
İhvan için terör grubuna katılmak suçlamasıyla yapılan önceki duruşma (AFP)
TT

Mısır: “Kuveyt’ten dönenler” davasında 14 sanığa hapis cezası

İhvan için terör grubuna katılmak suçlamasıyla yapılan önceki duruşma (AFP)
İhvan için terör grubuna katılmak suçlamasıyla yapılan önceki duruşma (AFP)

Mısır’da bir mahkeme dün medyada “Kuveyt'ten dönenler” olarak anılan olayda terörist bir gruba katılıp yurt dışına çıkmak suçundan yargılanan 14 kişiye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına gibi çeşitli hapis cezaları verdi.
Kahire’deki Tora Mahkemeleri’nde dün düzenlenen oturumda iki sanık 25 yıl,  bir sanık 15 yıl, diğer 11 sanıklara ise 5 yıl hapis cezası verildi.
Mısır'daki Yüksek Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığı, 2015'ten 2019'un sonuna kadar Mısır içinde ve dışında "terör örgütü" oluşturma suçlarını işlemekle suçlanan 14 sanığı mahkemeye sevk etmişti. Davayla ilgili soruşturmalara göre, birinci ve ikinci sanıklar, “anayasa ve kanun hükümlerini bozma çağrısı yapmak, devlet kurumlarının ve kamu makamlarının görevlerini yapmasını engellemek, vatandaşların kişisel özgürlüklerine, kamu ve hürriyet haklarına saldırmak, ulusal birlik ve toplumsal barışa zarar veren bir terör örgütünün lideriydi. Sanıklardan birincisinin Kuveyt'teki Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) üyelerin birliğinin sorumluluğunu üstlendiği, ikincisinin ise Kuveyt'teki İhvan üyelerinin idari ofisinin sorumluluğunu üstlendiği kaydedildi.
Soruşturmada, terör örgütünün silahlı kuvvetler ve polis mensuplarının yanı sıra kamu tesislerine saldırarak rejimi zorla değiştirmeyi amaçladığı aktarılırken, terörün bu grubun amaçlarına ulaşmak için kullandığı araçlardan biri olduğu bildirildi.
Sanıklara isnat edilen soruşturmalarda, sanıklardan üçüncüsünden sonuncusuna kadar terör örgütünün amaçlarını ve bu amaçlara ulaşmak için gereken araçların ne olduğunu bildikleri halde bu gruba katıldığı bildirildi. Üçüncü sanığın, silahlı niteliksel eylem grupları için askeri eğitim verdiği aktarıldı. Davadaki sevk emrine göre, on birinci ve on ikinci sanıklar Mısır’ın güney sınırlarından yasadışı yollarla Sudan’a geçti.
Bu bağlamda Mısır Temyiz Mahkemesi 2013 yılında başkent Kahire’de “Rabia Meydanı oturma eylemleri davası” olarak bilinen davada 66 sanığın temyizine karar verirken, bir sonra oturum 2 Haziran’da gerçekleşecek.
Kasım 2020'de Ağır Ceza Mahkemesi, davada yeniden yargılama usullerinde 59 sanığı 15 yıl, 7 çocuk sanığı (reşit olmayan) 5 yıl hapis cezasına çarptırırken, 29 sanığı ise beraat ettirdi. 66 sanık Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulundu.



İhvan, belgesel çekerek yeniden varlık bulmaya çalışıyor

Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
TT

İhvan, belgesel çekerek yeniden varlık bulmaya çalışıyor

Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 
Mısır’daki İhvan üyelerinin ‘terörist bir gruba katılma’ suçlamasıyla yargılandığı duruşmadan bir kare (AFP) 

Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan-ı Müslimin), ‘Rabia Meydanı’nda oturma eylemleri’ konulu bir belgesel çekerek bir kez daha varlık sahnesine çıkmaya çalışıyor. 14 Ağustos 2013'te İhvan’ın gerçekleştirdiği oturma eyleminin dağılmasının 10. yıldönümüne denk geliyor. Belgeselin arka planındaki amaç, oturma eylemleri vasıtasıyla ‘İhvan anlatısını’ tanıtmak.

Basında çıkan haberlere göre şu anda İngiltere'nin başkenti Londra’daki gösterimi yapılan yeni belgesel filmin yapımcılığını, İhvan'a bağlı olduğu düşünülen bir şirket yaptı. Filmin pazarlaması da İhvan tarafından finanse edilen başka şirketler tarafından yapılıyor.

Filmin yapımcı şirketi, iki gün önce Londra'da İngiliz siyasetçilerin ve gazetecilerin katılımıyla bir sempozyum düzenledi. Sempozyum, İhvan’ın sahibi olduğu ‘Mekameleen’ ve ‘el-Hivar’ da dahil olmak üzere Müslüman Kardeşler kanallarında yayıncılık yapan Usame Gaviş tarafından yönetildi. Usame aynı zamanda filmin yapımcılığını üstlenen medya şirketinin editoryal platformunu da yönetiyor.

Şarku'l Avsat'a konuşan uzmanlara göre İhvan’ın, “Rabia Meydanı’nda oturma eyleminin” 10. yıldönümünde bir hareket yaratma çabası, örgütün sürdürmeye çalıştığı ‘mazlumiyet’ propagandasınuı yeniden canlandırmayı amaçlıyor. Söz konusu olayları yaşamamış genç nesiller üzerinde tesirli yeni vasıtaların kullanılmasının yanı sıra örgütün siyasi amaçlarına hizmet eden çalışmalar sunarak fon kaynaklarını korumak da bu çabalar dahilinde.

‘Rabia Meydanı’nda oturma eylemi’ olayları, eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin görevden alınmasının hemen ardından Mursi yönetiminin lehine yapılan kitlesel halk gösterileri ve sonrasında yaşanan süreci anlatıyor.

Mısır Silahlı Kuvvetleri’nin taraf olduğu halk protestoları esnasında, örgüt liderlerinin talimatıyla İhvan eylemcileri, Mursi'nin tekrar iktidara gelmesi için baskı yapmak üzere Nasr şehrindeki Rabia meydanlarında, Nahda Hareketi’ne tabi olanlar da Kahire Üniversitesi yakınında bulunan Gize Valiliği önünde toplandı.

Mısır'daki Ulusal İnsan Hakları Konseyi'nin raporu da dahil olmak üzere birçok Mısır ve Arap insan hakları raporuna göre, oturma eylemine katılan protestocuların dağılmasını önlemek için bazı unsurlar tarafından silah kullanıldı. Karşılıklı ateş sonucu, hem oturma eylemine katılanlardan hem de oturma eylemini dağıtan Mısır güvenlik güçlerinden onlarca kişi öldü ve yaralandı.

2020 yılının Kasım ayında Mısır mahkemesi, Müslüman Kardeşler’in tutuklanan 59 üye ve liderini ‘bir toplanma ve oturma eylemi düzenlemeye katılmaktan’ suçlu bulduktan sonra 15 yıl hapis cezasına çarptırdı. 7 sanığa da 5 yıl hapis cezası verildi. Haziran 2021'de Mısır Yargıtay Mahkemesi, nihai bir kararla, ‘Müslüman Kardeşler’in 12 üyesi ve liderinin idam edilmesi kararını’ onadı.

Müslüman Kardeşler örgütünün eski liderlerinden Mısırlı siyasi analist Muhtar Nuh, örgütün ‘Rabia Meydanı’nda oturma eyleminin’ onuncu yıldönümünde bir belgesel film çekmesini “bir tür iflas” olarak değerlendirdi. Nuh, “örgütün şu anda mağduriyet propagandasını pekiştiren ve ona sadık olanlara halen hayatta olduğuna dair mesajlar gönderen şeylerden başka hiçbir şey sunmadığına” dikkat çekti.

Nuh, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamasında “örgütün Batı fonunu çekmek için tarihi bir yeteneğe sahip olduğunu” söyledi. Geçtiğimiz yıllarda Müslüman Kardeşler üyelerinin ‘Arap siyasi rejimlerine şantaj aracı’ olarak kullanılan insan hakları kurumlarında aktif olduklarını beyan eden Nuh, örgütün pek çok unsurunun artık finansman çeken işler ve içerikler üretmede aktif olan, aynı zamanda kardeşlik anlatısı ve olayları gibi örgütün hedeflerine hizmet eden medya ve prodüksiyon platformları kurma eğiliminde olduklarını açıkladı.

Mısır'daki radikal örgütler uzmanı, araştırmacı ve Müslüman Kardeşler örgütünün Arap ve uluslararası kamuoyunu etkilemek için kullandığı modern araçları ele alan ‘Kılavuzun Şifresi’ kitabının yazarı Mahmud Basyoni, kardeşlik anlatısındaki merkezi olaylarla ilgili belgesellerin yapımının ‘yeni bir şey olmadığını’ düşünüyor. Basyoni, Müslüman Kardeşler’in sürekli ısıtıp ısıtıp gündeme getirdiği ‘mazlumiyet’ fikrinin inşasında Rabia Meydanı’nda oturma eylemi’ olaylarının merkezi önemini vurguladı.

Basyoni, Şarku'l Avsat'a, şu anda örgütte “aşırı derecede tehlikeli” olarak tanımladığı, teknolojiyi ve yeni etkileşim araçlarını kullanmada yetenekli olan gençlerin hâkim olduğu bir eğilimin varlığından bahsetti. Basyoni, “Örneğin bu gençler, sosyal medya platformlarında görsel içerik üretip tanıtmanın yanı sıra uluslararası insan hakları ve medya kuruluşlarının çalışma mekanizmalarını anlamaya, yabancı dillere hâkim olup Arap olmayan unsurlara da ulaşmaya çalışıyorlar.  Böylece kurumlarla kolayca iletişim kurup birçok olayla ilgili ‘kardeşlik’ anlatısını yayabiliyorlar” ifadelerini kullandı.

Radikal örgütler uzmanı ve araştırmacısı Basyoni, Müslüman Kardeşler’in belgeseller gibi çekici içerikler kullanarak Z kuşağını hedef almaya çalıştığını belirterek “Zaten bu nesil okumayı sevmez. Gidip raporları derinlemesine inceleme uğraşına girmezler” dedi. Basyoni, Müslüman Kardeşler'in, yaptıkları çalışmaları tarafsız ve örgütle resmi bağı olmayan şirket ve platformlar aracılığıyla sunma isteğine dikkat çekerek, Müslüman Kardeşler’in bu şekilde halkın daha geniş kitlelerinden kabul görmesini sağladığını açıkladı.