Avrupa Birliği ortak savunma politikasının temellerini atıyor

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, Brüksel'de bir basın toplantısının ardından, 31 Mayıs (AFP)
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, Brüksel'de bir basın toplantısının ardından, 31 Mayıs (AFP)
TT

Avrupa Birliği ortak savunma politikasının temellerini atıyor

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, Brüksel'de bir basın toplantısının ardından, 31 Mayıs (AFP)
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, Brüksel'de bir basın toplantısının ardından, 31 Mayıs (AFP)

Avrupa Birliği liderleri, Avrupa Konseyi zirvesi için 30-31 Mayıs tarihlerinde Brüksel'de bir araya geldi. Zirvede Ukrayna'ya sağlanacak destek, Rusya'ya yaptırımlar, enerji, gıda güvenliği ve savunma gibi çeşitli konuları görüşüldü. Avrupalı liderler, kamusal medya sahnesinden uzakta, ortak savunma politikasının temellerini oluşturmaya yönelik tarihi bir adım üzerinde anlaştılar. Bu, “Birleşik Avrupa” taraftarlarının yıllardır aradığı, uluslararası sahnede siyasi ve askeri açıdan denge sağlayan stratejik bir adım olacak.
AB ülkelerindeki endüstriyel askeri kapasitenin güçlendirilmesini sağlayan bu anlaşma, Danimarka’nın Rus tehdidi karşısında AB ortak savunma politikasına katılmak için referandum yapma kararı ile eş zamanlı geldi. Rus tehdidi aynı zamanda İsveç ve Finlandiya’yı da NATO'ya katılmak için başvuru yapmak zorunda bıraktı. Bu anlaşma aynı zamanda Washington'un Ukrayna'ya Rus güçlerine karşı koymak için gelişmiş füzeler sağlama kararını açıklamasının arifesinde geldi.
Paris'in şiddetle istediği bu anlaşma, Soğuk Savaş'ın sona ermesini takip eden yıllarda azalan Avrupa silah kapasitesini eski haline getirmeyi hedefliyor. Anlaşmaya göre silah kapasitesi için ortak koordinasyonu için Komisyon kurulacak. AB üye devletlerinin Ukrayna'ya yaptığı askeri yardımın ardından son dönemde Avrupa savunma stokları en düşük seviyelerine ulaştı. Ortak askeri alımlar için Komisyon tarafından denetlenen bir platformun kurulmasının yanı sıra Avrupa ülkelerinde yeniden silahlanma hedefiyle ortak yatırım için bir Avrupa programı konusunda tedbirler alındı. AB liderleri, Avrupa Yatırım Bankası'na ortak güvenlik ve savunma planını desteklemede kilit bir rol vermeyi de kabul ettiler. Avrupa'nın karşılıklı yarar sağlayan savunma projelerinin katma değer vergisinden muaf olma potansiyeli de alınacak muhtemel tedbirler arasında.
Zirvedeki bu benzeri görülmemiş önlemler, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden sonra Avrupa kıtasına hakim atmosferi ve Moskova'nın savaşı genişletme ve geleneksel olmayan silahlar kullanma tehdidini yansıtıyor. Bu önlemler aynı zamanda AB masasında her zaman bir tabu olan ortak savunma politikasına doğru geri dönüşü olmayan bir yola girmesi demek. Ortak savunma paktı, AB’nin dağılma riskinden kurtulup Birleşik Avrupa projesine yönelmesi anlamına geliyor.
Bu zirve, Avrupa çevrelerinde derin endişe uyandıran savunma, gıda ve enerji gibi bir dizi hassas konunun etkinleştirilmesine katkıda bulundu. Savaştan sonra Ukrayna’nın yeniden inşası için 10 milyar dolar ayrılırken Rusya'ya yönelik uygulanması planlanan 6'ncı yaptırım paketi konusunda tam bir uzlaşı sağlanamadı.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, “Ukrayna'daki savaş bize tek başına ticaretin, hukukun üstünlüğünün veya Avrupa'nın sivil bir güç olmasının yeterli olmadığını, bizim de askeri bir güç olmamız gerektiğini öğretti. Ortak askeri harcamalarımızı artırmalıyız, ama kolay olmayacak. Ordular ve askeri yetenekler milli egemenliğin temelidir” ifadelerini kullandı.
Avrupa'nın yeniden silahlanması konusundaki bu tarihi anlaşmanın, Alman Şansölyesi Olaf Scholz'un askeri harcamalar için 100 milyar euro tahsis etmek üzere Parlamento onayını aldığını açıklamasıyla eş zamanlı gelmesi tesadüf değil. Komisyon, diğer üye devletlerin önümüzdeki yıllarda ek 200 milyar euro taahhütte bulunduğunu söyledi.
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, anlaşmayla ilgili olarak şunları söyledi: “Savunma sektöründeki yatırımların artırılması, ortak sanayi tabanının güçlendirilmesi ve ortak satın alma yoluyla daha iyi koordinasyon ihtiyacına olan ortak inancımızdan doğan tarihi bir adımdır”.
Ancak bu adımdaki Avrupa konsensüsüne rağmen, bazıları, bunun Avrupa Birliği ile NATO arasındaki ilişki ve üye devletlerden birliğin yürütme organı olan Komisyon'a yetki devri konusundaki yansımalarından duydukları endişeleri dile getirdiler. Bu endişeleri dile getirenlerin gündeme getirdiği sorular arasında şunlar yer alıyor: Batılı ülkeler, Ukrayna'ya yardım sağlayan ülkelerin stokları tükendikten sonra, Ukrayna'nın ihtiyaç duyduğu yeterli miktarda silah üretebilir mi? Joe Biden Kasım ayında yapılacak seçimlerden sonra Kongre'deki çoğunluğunu kaybederse, Avrupa Birliği şu anda ABD tarafından Ukrayna'ya tedarik edilen silahları sağlayabilir mi?
Bu adımın hayata geçirilmesi konusunda şüphe duyanlar, daha uygulanmaya başlamadan önce başarısızlık ile sonuçlanacağını tahmin ediyorlar. Ancak Avrupa rüzgarları silahlanmaya doğru şiddetle esiyor. Komisyon tarafından hazırlanan raporda şu ifadeler yer alıyor: “Üye devletler, genel güvenlik durumu ve Ukrayna'ya sağladıkları askeri yardım ışığında savunma amaçlı savaşa hazır olma durumunun hazırlıklarını hızlandırmalı.”
Rapor, 1999 ile geçen yıl arasında AB ülkelerindeki toplam askeri harcamaların yüzde 19,7 arttığını gösterirken bu oran ABD'de yüzde 65,7, Rusya'da yüzde 292 ve Çin'de yüzde 592 oldu.
Bu anlaşmaya yönelik ilk pratik adımın, Ukrayna'da savaşın başlamasından günler sonra düzenlenen Versay Zirvesi'nden atılmış olması dikkat çekicidir. Birlik üyeleri bu zirvede Rus saldırganlığına karşı ortak savunma yeteneklerini güçlendirmek, savunma yatırımlarındaki eksikliklerin ayrıntılı bir analizini geliştirmek ve Avrupa savunma sektöründeki endüstriyel ve teknolojik tabanı pekiştirmek için gerekli önlemleri almak üzere Komisyona, Avrupa Savunma Ajansı ile işbirliği yapma talimatı verdi.



Avdiivka'nın düşüşü Ukrayna savunmasının çöküşünün habercisi mi?

Emmanuel Macron ve Vladimir Zelensky ortak güvenlik anlaşmasını imzaladıktan sonra sıcak bir şekilde el sıkışıyor (AFP)
Emmanuel Macron ve Vladimir Zelensky ortak güvenlik anlaşmasını imzaladıktan sonra sıcak bir şekilde el sıkışıyor (AFP)
TT

Avdiivka'nın düşüşü Ukrayna savunmasının çöküşünün habercisi mi?

Emmanuel Macron ve Vladimir Zelensky ortak güvenlik anlaşmasını imzaladıktan sonra sıcak bir şekilde el sıkışıyor (AFP)
Emmanuel Macron ve Vladimir Zelensky ortak güvenlik anlaşmasını imzaladıktan sonra sıcak bir şekilde el sıkışıyor (AFP)

Kiev güçleri, Ukrayna'nın doğusundaki Avdiivka şehrinden askerlerinin çoğunun hayatını “korumak” amacıyla çekildiklerini duyurdu. ABD Başkanı Joe Biden'ın yönetimindeki askeri komutanlar şehrin Moskova güçlerinin eline geçmesinden bir gün önce, şehrin düşüşünün Ukrayna savunmasının çökmesine neden olacağına dair kötümserdi.

Telegram üzerinden açıklama yapan bölgedeki Ukrayna kuvvetlerinin komutanı General Oleksandr Tarnavsky, kuvvetlerinin büyük oranda tahrip olmuş bu sanayi şehrinin yakınında kuşatılmaktan kaçındığını ifade etti. Savaşın başlamasının ikinci yıldönümünde ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yeniden seçilmeye hazırlanmadan önce sadece Ukrayna ile değil, tüm Batı ile olan çatışmada politikalarının doğruluğuna dair kesin “kanıt” sağlamak için şehri ele geçirmeyi hedeflemesinin uzun zaman önce Moskova'nın planladığı Rus saldırısı olması Pentagon yetkililerinin endişelerini arttırdı.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelensky, Münih Güvenlik Konferansı'nda Avdiivka'dan çekilmenin "en fazla sayıda hayatı kurtarabilmek için doğru bir karar" olduğunu söyledi: "Kuşatılmaktan kaçınmak için diğer sınırlara geri çekilmeye karar verdik" dedi.

Zelensky, toplananlara açıkça “gerçek dışı” olarak tanımladığı silah eksikliğini giderme çağrısında bulunarak: “Maalesef Ukrayna'da, özellikle topçu ve uzun menzilli silahların kapasite eksikliği göz önüne alındığında, gerçekçi olmayan silah temin edilememe durumunda tutmak, Putin'in mevcut savaşın temposuna ayak uydurmasını sağlıyor. Demokrasinin zamanla kendi kendine zayıflaması da ortak kararlılığımızı baltalıyor” dedi.

Rusya Ukrayna’yı neden işgal etti

Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağılmasının ardından Ukrayna üzerindeki Rusya nüfuzu aşamalı olarak azalmaya başladı. Kiev

Hükümeti Rusya yanlısı Cumhurbaşkanı Yanukoviç’e karşı Avrupa Birliği yanlısı hükümeti destekleyen halk hareketinin Kasım 2013’te başlattığı ve Onur Devrimi olarak adlandırılan gösteriler sonrası Yanukoviç Moskova’ya kaçmak zorunda kaldı.

Moskova Ukrayna’yı ekonomik ablukaya aldıktan sonra 2014’te Kırım’ı işgal etti. Rusya ayrıca 2015’te Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçıları destekleyerek Donetsk ve Donbass bölgelerini işgal etti.

21 Şubat 2022’de Putin yönetimi Ukrayna’yı topyekun işgal kararı aldı. Kiev güçlerinin savunması karşısında planını ilerletemeyen Rusya ülkenin doğu kesimlerinde saldırılarını sürdürüyor.