Suudi köylerindeki geleneksel bayram kutlamaları

Suudi köylerinde bayram geceleri halk oyunlarıyla kutlanıyor. (Şarku’l Avsat)
Suudi köylerinde bayram geceleri halk oyunlarıyla kutlanıyor. (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi köylerindeki geleneksel bayram kutlamaları

Suudi köylerinde bayram geceleri halk oyunlarıyla kutlanıyor. (Şarku’l Avsat)
Suudi köylerinde bayram geceleri halk oyunlarıyla kutlanıyor. (Şarku’l Avsat)

Bayram, bazı Suudi aileleri için köylere, kırsal kesimlere ve çevre şehirlere geri dönmek, büyük şehirlerin gürültüsünden uzaklaşmak, büyükannelerin hikayeleri ve anıları arasında hatıralar ve sadelikle dolu bir tatil geçirmek ve bu sayede geleneksel bayramları, dini kutlama geleneklerini yeniden canlandırmak için bir fırsat oluyor. Hayat koşuşturması ve eğitim yükü onları köylerinden ayırdıktan sonra bu geleneler, köy ruhu ve halkın anılarını yeni nesiller ile birbirine bağlıyor.
Geleneksel yemekler, folklorik danslar ve geleneksel kostümler, çeşitli kutlamalarda Suudi köylerinin özelliklerini temsil ediyor. İnsanların toprakla bağlantı kurması, onları köklerinin sembolik ve kültürel özelliklerine geri döndürüyor. Kırsal kesimin mirası ve eğlence seçenekleri  bayram tatili sırasında insanların yüzlerini gülümsetiyor.


Kutlamalardaki sofralar için geleneksel yemekler hazırlanıyor. (Şarku’l Avsat)

Geleneksel  yemeklerin bol olduğu bayramın ilk gününde köylerde toplu kahvaltılar düzenleniyor. Bayram namazının bitiminden sonra, akrabalar ve komşular ziyafet yapmak, akrabalık bağlarını ve anıların canlandırmak için karşılıklı ziyaretler gerçekleştiriyor. Bayramın ilk gününün akşamında, eğlence için kültürel bir oyun alanı ve çeşitli folklorik performanslar düzenleniyor. Bayramın kalan günlerinde gençlerle ve çocuklarla birlikte gezilere çıkılıyor.

Ülkenin güneyinde yer alan köyünün mirasına yakından ilgi duyanlardan Halil Arab, buradaki adetlerin neredeyse yok olan değerleri gözler önüne serdiğini söyledi. Bayramın tüm renklerinin ve geleneksel yemeklerinin köy ruhundan kalanları canlandırmak için bir pencere açtığını belirtti.
Araplar, atalarının mirasının ender parçalarını korudukları kişisel bir müzeye sahipler. Bu müzeler, geçmişin hikayesinde saklı kalmış ve unutulmuş unsurlar haline gelen bu adetleri öğrenmek isteyen herkesi kendine çekiyor. Bu eski ve geleneksel parçalar yeni nesilde şaşkınlık ve hayranlık uyandırıyor.
Bireysel ve gönüllü girişimlere oluşturulan müzeler, Suudi köylerinin ve çöllerinin geçmişinin hikayelerini anlatıyor. Suudi Arabistan’da 250’den fazla kişisel müze bulunuyor. Suudi Kültür Bakanlığı’na bağlı Müzeler İdaresi’nin kurulmasından bu yana ülkede kültürel ve sosyal çeşitliliğin korunması ve müzelerin kalitesini uluslararası standartlara göre yükseltilmesi yönünde adımlar atıldı. Zira bu müzeler bugünü ve geleceği birbirine bağlayan kültürel köprüleri temsil ediyor ve insanları toplumun kimliklerini şekillendiren tarih, kültür ve farklı medeniyetlerle tanıştıran bir yolculuğa çıkarıyor.


Meydanlar, bayram gecelerini ışıklar ve kutlamalarla karşılıyor. (Şarku’l Avsat)


Mina: Dünyanın en büyük çadır kenti ve hac yolculuğunun ilk durağı

Mina, tahmini yasal alanı 7,82 kilometrekare olan tarihi ve dini bir bölgedir. (SPA)
Mina, tahmini yasal alanı 7,82 kilometrekare olan tarihi ve dini bir bölgedir. (SPA)
TT

Mina: Dünyanın en büyük çadır kenti ve hac yolculuğunun ilk durağı

Mina, tahmini yasal alanı 7,82 kilometrekare olan tarihi ve dini bir bölgedir. (SPA)
Mina, tahmini yasal alanı 7,82 kilometrekare olan tarihi ve dini bir bölgedir. (SPA)

Mina, hacıların Zilhicce ayının sekizine denk gelen Terviye Günü’nü, Hz. Muhammed'in (sav) sünnetine uyarak, tevbe, istiğfar ve tekbir getirerek Yüce Allah'a yaklaşmak ve ondan mağfiret dilemek için geçirdikleri hac yolculuğunun ilk durağıdır.

Mina, Mekke ile Müzdelife arasında, Mescid-i Haram'ın 7 kilometre kuzey doğusunda yer almaktadır. Harem sınırları içinde, kuzey ve güney tarafları dağlarla çevrili bir vadidir. Mekke tarafında Cemretü'l-Akabe, Müzdelife tarafında ise Muhassir Vadisi ile sınırlandırılmış olup sadece Hac döneminde iskân edilmektedir.

gfxsdfg
Mina, Mekke ile Müzdelife arasında, Mescid-i Haram'ın 7 kilometre kuzey doğusunda yer almaktadır. (SPA)

Tarihçiler, Mina adının, hacda dökülen meşru kanlardan dolayı verildiğini, bazıları da Arapların insanların toplandığı her yer için ‘Mina’ demesi gibi insanların orada toplanmasından dolayı bu ismin verildiğini düşünmektedir.

Mina, tarihi ve dini önemi olan bir yerdir. Hz. İbrahim (as) burada şeytanı taşlamış ve Hz. İsmail'in (as) kurbanını kesmiş, ardından Hz. Muhammed (sav) Veda Haccı'nda bu eylemi doğrulamış ve tıraş olmuş. Bunun ardından Müslümanlar da Cemarat'ta şeytan taşlayarak, kurbanlarını keserek ve tıraş olarak peygamberlerinin sünnetine uymuşlardır.

Dünyanın dört bir yanından gelen hacı adayları, Meş'ar-i Haram’da Terviye Günü’nü geçirirler. Burada öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarını kılarlar ve Hz. Muhammed'in (sav) sünnetine uyarak orada gecelerler.

xscd
Hacı adaylarının çoğu, Hz. Muhammed'in (sav) sünnetine uyarak Mina'da gecelerler. (SPA)

Zilhicce’nin dokuzuncu günü Arafat'ta vakfeye durduktan ve Müzdelife'de uyuduktan sonra, onuncu günün sabahı Mina'ya dönerler. Küçük, orta ve büyük cemrede şeytan taşlamak için üç günlük teşrik günlerini Mina'da geçirirler.

Suudi Arabistan hükümeti tarafından hayata geçirilen en büyük projelerden biri olan dünyanın en büyük çadır kenti, her yaştan ve etnik kökenden 6,2 milyon hacıyı ağırlamak üzere Mina'da tahmini 5,2 milyon metrekarelik bir alanda yer almaktadır.

yhjmukö
Mina, dünyanın en büyük çadır kenti olarak kabul ediliyor. (SPA)

Mina’nın yasal yüzölçümü 7,82 kilometrekare olarak tahmin edilmektedir ve sadece 4,8 kilometrekaresi, yani yüzde 61'i fiilen kullanılmaktadır. Yüzde 39'u ise zirveleri vadi seviyesinden yaklaşık 500 metre yükselen engebeli dağlardan oluşmaktadır.

Mina, tarihi simge yapılarıyla ünlüdür. Bunlar arasında taş atılan üç sütun ve adını dağın yüksekliğinden inen ve su akışının üzerinde yükselen şeyden alan, Mina Dağı'nın güney yamacında, Hz. Muhammed (sav) namaz kıldığı ve dua ettiği küçük cemreye yakın bir yerde bulunan Hayf Mescidi bulunmaktadır. Hz. Muhammed (sav) ve ondan önceki peygamberler burada namaz kılmışlardır ve bu mescid günümüze kadar ayakta kalmıştır. Öneminden dolayı genişletilerek Hicri 1407 yılında yeniden inşa edilmiştir.

xcvdfbgrn
Hayf Mescidi, Mina'nın ünlü tarihi simgeleri arasında yer alıyor. (SPA)

Burada gerçekleşen meşhur tarihi olaylardan birisi de Akabe Biatları’dır. İlki, Hicret'in 12. yılında, ikincisi ise ertesi yıl gerçekleşmiştir. Hicri 144 yılında Abbasi Halifesi Ebu Cafer el-Mansur, Ensar'ın Rasulullah'a (sav) biat etmesinin yıldönümünü anmak için Biat Mescidi'ni (Akabe Mescidi) inşa ettirdi.

İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz'in hükümeti, hacıların Mina'da geçirdikleri süreyi ve yönetimin hacıların ibadetlerini yerine getirdikleri süre boyunca rahat etmelerini sağlayacak gereksinimlerin büyüklüğüne olan inancını göz önünde bulundurarak Mina'ya ilgi gösterdi.

sdfvertbgy
Hacı adayları her yıl birkaç günlüğüne Mina'da bir araya geliyor. (SPA)