ABD nükleer müzakerelerin ilerlememesinden İran’ı sorumlu tutuyor

Washington, tamamlanmış anlaşmanın kabulü veya reddinden Tahran'ı sorumlu tutuyor

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby düzenlediği günlük basın toplantısında (AP)
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby düzenlediği günlük basın toplantısında (AP)
TT

ABD nükleer müzakerelerin ilerlememesinden İran’ı sorumlu tutuyor

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby düzenlediği günlük basın toplantısında (AP)
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby düzenlediği günlük basın toplantısında (AP)

2015 nükleer anlaşmasını yeniden hayata geçirmeye yönelik müzakerelerin çeşitli açılardan tamamlandığını doğrulayan Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, topu masadaki anlaşmayı kabul edip etmemeye karar verecek olan Tahran'a attı. Diğer yandan Tahran ise İsfahan’daki tesiste nükleer yakıtı test etme yönünde bir araştırma reaktörü inşa ederek nükleer faaliyetlerini artırdığını duyurdu.
ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin İran'ın nükleer silah elde etmemesi hususundaki kararlılığını sürdüreceğini vurgulayan Kirby, Beyaz Saray’ın bu yöndeki en iyi yolun diplomasi olduğu yönündeki resmi görüşünü yineledi. Çarşamba günü düzenlediği basın toplantısında, Biden'ın bölgeye yaptığı son ziyarette ABD’nin ulusal güvenlik çıkarlarını koruma taahhüdünü vurguladığına dikkat çekti. Aynı zamanda, “ABD, İran'ın tehditvâri çeşitli davranışlarına karşı kendisini, müttefiklerini ve ortaklarını savunma yeteneğine sahip olduğundan emin olmak istiyor” ifadelerini kullandı. Beyaz Saray’ın web sitesinde yer alan bilgiye göre, bilhassa İran'ın balistik füze üretim planına odaklanan Kirby, Tahran'ı terörist grupları desteklemek ve deniz seyrüseferini tehdit etmekle suçladı.
Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre, Fransa Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nden bir yetkili, nükleer anlaşmayı kurtarma yönünde hala zamanın bulunduğunu, topun hala Tahran'da olduğunu vurguladı.
Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Salı günü yaptığı açıklamada, artık önemli ek tavizler için yer kalmadığını söyleyerek yeni bir taslak metni önerdiğini açıklamıştı.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ise aralarındaki telefon görüşmesinde, “İran, diplomasi ve müzakere yolunun devam etmesini memnuniyetle karşılıyor” ifadelerine başvurdu. Aynı zamanda ABD'nin her fırsatta bir anlaşmaya varmak istediğini belirttiğini, bunun için de pratikte adımlar atması gerektiğini vurguladı.
Anlaşmanın geçtiğimiz Mart ayında yeniden hayata geçirilmesi bekleniyordu. Ancak Rusya’nın son dakika talepleri ve İran’ın Devrim Muhafızları’nın ABD’nin terör listesinden çıkarılması yönündeki talebi dolayısıyla müzakerelerde çıkmaza girildi.
Washington, Tahran'ın nükleer programıyla ilgili tartışmalarla ilgisi olmayan ek taleplerde bulunduğunu, aynı zamanda uranyum zenginleştirme programında endişe verici ilerleme kaydettiğini söylüyor.
Joe Biden yönetimi, pratikte etkisinin sınırlı olması beklenen bir adım ile, Devrim Muhafızları’nın listeden çıkarılması gibi bir planının olmadığını açıkça belirtti.
Batılı yetkililer, İran anlaşmayı yeniden hayata geçirmeyi daha fazla geciktirdiği ve daha fazla zenginleştirilmiş uranyum üretmeye devam ettiği taktirde anlaşmayı eski haline getirmenin o kadar zorlaşacağını ifade ediyor. AB’nin geçtiğimiz ay Doha'da sözde yakınlık görüşmelerindeki çatlağı iyileştirme girişimleri başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
ABD'nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika Koordinatörü Brett McGurk’tan alıntıda bulunan Axios haber sitesi, 2015 nükleer anlaşmasını yakın gelecekte yeniden hayata geçirmenin uzak bir ihtimal olduğuna dikkat çekti. Üç farklı kaynağın ifade ettiğine göre, geçtiğimiz hafta düşünce kuruluşlarında uzmanlarla bir araya gelen McGurk, İran ile nükleer anlaşmaya geri dönüş müzakerelerinde yol kat edilememesinin nedeninin, İranlıların kararsızlığı olduğunu vurguladı. McGurk, İranlıların ABD'den iç anlaşmazlıkları çözmelerine yardım etmesini ve İran rejimi lideri Ali Hamaney'in başka bir taviz vermeye ikna etmesini istedikleri görüşünü dile getirdi. Ancak Biden yönetiminin bunu yapmayacağını vurguladı.
ABD'nin yaptırımları ve diplomatik tecridi İran'a karşı kullanmaya hazır olduğunu kaydeden McGurk, ancak güç kullanımının son çare olmaya devam ettiğini belirtti. İsrail ile görüş farklılığının İran'ın nükleer tesislerine olası bir askeri saldırıyla ilgili olmadığını, daha ziyade ABD'nin nükleer anlaşmayı yeniden hayata geçirmesi gerekip gerekmediği yahut daha uzun ve daha kapsamlı bir anlaşma için baskı mı kurması gerektiği hususlarıyla bağlantılı olduğunu da ekledi.
Umman Dışişleri Bakanlığının Çarşamba akşamı Twitter hesabından yaptığı açıklamaya göre, ABD'nin İran Özel Temsilcisi Robert Malley, Umman Dışişleri Bakanı Bedr bin Hamad bin Hammud el-Busaidi ile gerçekleştirdiği görüşmede nükleer anlaşmayı sürdürme amaçlı diplomatik çabaları ele aldı.
İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, İsfahan'daki bir nükleer tesiste yeni nükleer araştırma reaktörü inşa edileceğini açıkladı.
Şarku’l Avsat’ın İran resmi ajansı IRNA'dan aktardığı habere göre Atom Enerjisi Kurumu Başkanı İslami, İsfahan eyaletindeki uranyum zenginleştirme tesisini ziyaret etti. Burada yaptığı açıklamada yeni bir nükleer araştırma reaktörü inşa edileceğini duyuran İslami, İsfahan kompleksindeki elektrik santrali için gerekli yakıtın bir kısmını ve reaktörleri için yakıt üretmeye devam etmeyi planladıklarını ifade etti. Reaktörlerin inşası çalışmalarına birkaç hafta içerisinde resmi bir şekilde başlayacaklarını söyleyen İslami, böylece ülkedeki nükleer elektrik üretiminin araştırma, değerlendirme, test etme ve doğrulama döngüsünün tamamlanacağını söyledi.
Ülkenin güney kısımlarında nükleer santral ihtiyacına uygun yerlerin incelenmesi için başka araştırmaların da yapıldığına dikkat çeken İslami, İran'ın 10 bin megavat nükleer elektrik üretimi için yeni bir plan hazırladığını ifade etti. Aynı zamanda şu ifadeleri kullandı:
“Nükleer yakıt devresi, nükleer endüstrinin en önemli parçasıdır. Şimdiye kadarki patırtılar zenginleştirme ile ilgiliydi. Şimdi ikinci durak ise yakıt devresi sektörü. Artık araştırma ve yarı endüstriyel bir şekilde tamamlayacağız. Ancak mühendislik yeteneklerimizdeki ve bilişsel şirketlerimizin seviyenin yükselmesi nedeniyle bugün nükleer reaktör yakıtı üretmek ve bunun bir kısmını İsfahan’daki tesiste gerçekleştirmek için bu işlemi endüstriyel açıdan gerçekleştirmeye yapmaya karar verdik.”
Ülkesi aleyhindeki şüpheleri reddeden İslami, “20 yıldır İran'ın programını barışçıl olmamakla suçluyorlar. İran'ın nükleer tesislerinde hala yer almakta olan IAEA, gözetim hususlarını ve güvenlik önlemlerini yürütmektedir. Düne kadar İran’ın nükleer programından haberdar olmadığını iddia edenler, bugün bu programın resmi düzeyde belgelenmekte olduğunu görebilir” vurgusunda bulundu.
Uluslararası Atom Enerjisi (UAEA) Ajansı Yönetim Kurulu’nun geçtiğimiz Haziran ayında Tahran'ın üç gizli bölgede uranyum izlerinin görülmesi hususunda işbirliğinde bulunmamasını eleştiren yönde karar alması ardından İran ise nükleer anlaşma kapsamında kurulan 27 kamera dahil olmak üzere UAEA ekipmanlarını kaldırmıştı.
İslami Pazar günü yaptığı açıklamada, “Diğer taraf nükleer anlaşmaya dönene dek UAEA kameralarını çalıştırmayacağız” vurgusunda bulundu.
UAEA Başkanı Rafael Mariano Grossi, Cuma günü yayınlanan basın açıklamasında, İran'ın nükleer programının hızla ilerlediği uyarısında bulunmuş, ekibinin orada olup bitenleri izleyişinin oldukça sınırlı olduğuna dikkat çekmişti.
Uranyum zenginleştirmeyi sürdüren İran, nükleer silah seviyesine yaklaşıyor. Batılı güçler ise bu hususta uyarıda bulunuyor.
UAEA’nın geçtiğimiz Mayıs ayı sonlarındaki tahminlerine göre İran'da yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş bir kilogram uranyum bulunuyor. Bu, atom bombası yapma yönünde gerekli yüzde 90'lık orana yakın bir eşik.



Riyal'in değer kaybı Tahran çarşısında protestolara yol açtı

Tahran'da ekonomik koşulları protesto ederek sokaklara çıkan göstericileri dağıtmak için çevik kuvvet polisi göz yaşartıcı gaz kullandı (EPA)
Tahran'da ekonomik koşulları protesto ederek sokaklara çıkan göstericileri dağıtmak için çevik kuvvet polisi göz yaşartıcı gaz kullandı (EPA)
TT

Riyal'in değer kaybı Tahran çarşısında protestolara yol açtı

Tahran'da ekonomik koşulları protesto ederek sokaklara çıkan göstericileri dağıtmak için çevik kuvvet polisi göz yaşartıcı gaz kullandı (EPA)
Tahran'da ekonomik koşulları protesto ederek sokaklara çıkan göstericileri dağıtmak için çevik kuvvet polisi göz yaşartıcı gaz kullandı (EPA)

İran'ın başkenti Tahran'da, İran riyali'nin dolara karşı tarihi değer kaybını protesto eden tüccarlar ve dükkan sahipleri önderliğinde dün ikinci gün üst üste gösteriler düzenlendi.

Sosyal medyada dolaşan videolarda, Tahran çarşısının çeşitli yerlerinde toplanan kalabalıklar görülüyor. Polis, rejim karşıtı sloganlar atan protestocuları dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullandı.

Protestolar, riyal'in serbest piyasada dolar karşısında yaklaşık 1,39 milyon riyal seviyesine gerilemesinin ardından geldi; riyal bir önceki gün yaklaşık 1,42 milyon riyal seviyesine düşmüş, ardından hafif bir toparlanma göstermişti.

Yargı başkanı Gulam Hüseyin Muhsini Ejei, "döviz piyasası tekelcilerini" uyararak, onlarla "kararlı ve yasal bir şekilde" mücadele edileceğini vurguladı.

Resmi raporlarda, Merkez Bankası Başkanı Muhammed Rıza Farzin'in istifa ettiği ve eski Ekonomi Bakanı Abdulnasır Hemmati'nin yeni Merkez Bankası Başkanı olarak atandığı belirtildi.


Trump: Batı Şeria konusunda Netanyahu ile tamamen aynı fikirde değilim

Trump'ın Florida'daki Mar-a-Lago tatil köyünde Netanyahu ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısından bir kare (AFP)
Trump'ın Florida'daki Mar-a-Lago tatil köyünde Netanyahu ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısından bir kare (AFP)
TT

Trump: Batı Şeria konusunda Netanyahu ile tamamen aynı fikirde değilim

Trump'ın Florida'daki Mar-a-Lago tatil köyünde Netanyahu ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısından bir kare (AFP)
Trump'ın Florida'daki Mar-a-Lago tatil köyünde Netanyahu ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısından bir kare (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump pazartesi günü yaptığı açıklamada, kendisi ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun İsrail’in işgali altındaki Batı Şeria konusunda tamamen aynı fikirde olmadıklarını söyledi, ancak anlaşmazlığın niteliği hakkında ayrıntılı bilgi vermedi.

Trump'ın Florida'daki Mar-a-Lago tatil köyünde Netanyahu ile yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında, ABD Başkanı’na Batı Şeria konusunda Netanyahu'ya bir mesajı olup olmadığı ve buradaki yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen şiddet eylemlerinin barışı tehlikeye atabileceğinden endişe duyup duymadığı soruldu. Trump gazetecilere verdiği yanıtta “Batı Şeria konusunda uzun ve yoğun bir tartışma yaptık. Bu konuda yüzde 100 aynı fikirde olduğumuzu söyleyemem, ancak bir anlaşmaya varacağız” dedi.

Trump, Netanyahu ile olan anlaşmazlıklarının niteliği hakkındaki bir soruya ise “Bu konuya girmek istemiyorum. Uygun zamanda açıklanacak” yanıtı verdi. Trump, Netanyahu'nun ‘doğru olanı yapacağını’ da sözlerine ekledi.

ABD merkezli haber sitesi Axios, Trump ve üst düzey danışmanlarının, İsrail Başbakanı Netanyahu ile yaptıkları görüşmede, İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria'da uyguladığı politikaları değiştirmesini istediklerini bildirdi. Reuters bu haberi henüz doğrulayamadı.

İsrail, uluslararası tarafların 2,7 milyon Filistinlinin yaşadığı ve gelecekte kurulması beklenen Filistin devleti planlarının önemli bir parçası olan Batı Şeria’da yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik saldırılarını durdurması için artan baskısıyla karşı karşıya. Birleşmiş Milletler (BM), Filistinliler ve çoğu ülke, yerleşimlerin uluslararası hukuka göre yasadışı olduğunu düşünüyor. İsrail ise bu görüşe, bu topraklara olan İncil'deki bağları ve güvenlik endişelerini gerekçe göstererek itiraz ediyor. Batı Şeria'da yaklaşık yarım milyon İsrailli yerleşimci yaşıyor.

Geçen yıl, Birleşmiş Milletler'in en yüksek mahkemesi, İsrail'in Filistin topraklarını işgalinin ve bu topraklardaki yerleşimlerinin yasadışı olduğuna ve mümkün olan en kısa sürede sona erdirilmesi gerektiğine hükmetti. BM, Ekim 2023 ile Ekim 2025 tarihleri arasında Batı Şeria'da binden fazla Filistinlinin öldürüldüğünü, bunların çoğunun güvenlik güçleri tarafından yürütülen operasyonlarda, bazılarının ise yerleşimcilerin şiddet eylemleri sonucunda öldüğünü açıkladı. Aynı dönemde, Filistinlilerin saldırılarında 57 İsrailli öldürüldü.


Lavrov: Rusya-ABD ilişkileri Ukrayna meselesine indirgenmemeli

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (DPA)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (DPA)
TT

Lavrov: Rusya-ABD ilişkileri Ukrayna meselesine indirgenmemeli

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (DPA)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (DPA)

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dün yaptığı açıklamada, Rusya-ABD ilişkilerinin Ukrayna meselesine indirgenmemesi gerektiğini söyledi. Lavrov, ilişkilerin normalleşmesi konusunda Washington ile şubat ayından bu yana temasların sürdüğünü belirtti.

Rusya merkezli haber sitesi Novosti'nin aktardığı açıklamalarda, Rusya ve ABD dışişleri bakanlıklarının müzakere ekiplerinin diplomatik misyonların çalışmalarını yeniden başlatmayı hedeflediğini belirten Lavrov, ABD ile diyaloğun hava trafiğinin yeniden başlatılması ve diplomatik mülklerin iadesi konularına kaydırılması gerektiğini vurguladı.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Batı'nın Ukrayna'daki stratejik inisiyatifin tamamen Rusya ordusunun elinde olduğunu fark ettiğini ve ABD Başkanı Donald Trump'ın her gün Ukrayna'daki çatışmayı çözmeye ve Kiev ve Avrupa'nın baskısına direnmeye çalıştığını söyledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin görev süresinin sona ermesi nedeniyle Ukrayna'da seçimlerin yapılması gerektiğini vurgulayan Lavrov, Moskova'nın bu konuda Trump yönetiminin de aynı görüşte olduğunu düşündüğünü belirtti.

Ukrayna'daki savaşın temel nedenlerini ortadan kaldırmak için yasal olarak bağlayıcı garantiler oluşturulması gerektiğinin altını çizen Lavrov, “Ukrayna'daki seçimler, ateşkes ve Ukrayna ordusunun yeniden silahlandırılması için bir bahane olamaz. Ukrayna ve Batı, 2014 ve 2022'den sonra yeni bölgesel gerçekliği kabul etmeli.”

ABD ile ilişkiler konusunda, Rusya'nın stratejik istikrar alanında ABD'nin hamlelerini yakından izlediğini söyleyen Rus yetkili, Moskova'nın ABD'nin Başkan Vladimir Putin'in stratejik saldırı silahlarının sınırlandırılmasına ilişkin girişimini incelemesini tamamlamasını beklediğini kaydetti.

Lavrov, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Birçok ülke, Rusya'nın yeni START anlaşması önerisine ABD'nin net bir yanıt vermesini bekliyor.”

Avrupa Birliği (AB) ile ilişkiler hakkındaki bir soruya yanıt veren Lavrov, Moskova'nın Ruslara Schengen vizesi vermeyi yasaklayan AB kararına karşılık vermek için hazırlık yaptığını söyledi.