AB'nin doğal gaz planı yürürlükte

Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin, Rusya'dan akışın kesintiye uğraması ihtimaline karşı hazırladıkları doğal gaz tüketimini yüzde 15 azaltma planı yürürlüğe girdi.

AA
AA
TT

AB'nin doğal gaz planı yürürlükte

AA
AA

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, sosyal medya hesabından doğal gaz acil durum planına ilişkin paylaşımda bulundu.
"AB genelinde doğal gaz talebini azaltmaya yönelik acil durum planımız şu anda yürürlükte" ifadesini kullanan Von der Leyen, böylece doğal gaz kullanımını en az yüzde 15 azaltmayı hedeflediklerini belirtti.
Von der Leyen, enerji tasarrufunun Avrupa'nın enerji arz güvenliği için hayati önem taşıdığına işaret etti.
AB'nin Rusya'dan doğal gaz akışının kesintiye uğraması ihtimaline karşı hazırladığı acil durum planı, üye ülkelerin 1 Ağustos 2022-31 Mart 2023 tarihlerinde gaz talebini geçmiş 5 yılın ortalamasının yüzde 15 altına indirmesini öngörüyor.
Acil durum ilan edilmesi durumunda yüzde 15 kesintinin zorunlu olması da planda yer alıyor ancak acil durum ilanı için Birlik nüfusunun en az yüzde 65'ine sahip 15 ülkenin onayı gerekiyor.
Planla yıllık 45 milyar metreküp doğal gaz tasarrufu hedefleniyor.
Üye ülkeler arasında yapılan müzakereler sonucunda pek çok ülke gaz tüketim düşürme planından muaf tutuldu.
Diğer üye ülkelerin gaz şebekelerine bağlı olmayan, elektrik şebekeleri Avrupa elektrik sistemi ile senkronize olmayan, elektrik üretimi için büyük ölçüde gaza bağımlı olan, diğer üye ülkelerle sınırlı ara bağlantısı olan, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) altyapısını diğer ülkelere kullandıran, kritik endüstrileri doğal gaza büyük ölçüde bağımlı olan ve doğal gaz depolama hedefini aşan ülkelere istisna sağlandı.
Böylece aralarında İtalya ve İspanya'nın de yar aldığı pek çok ülke plandan muaf tutuldu.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.