ABD Deniz Kuvvetleri Merkez Komutanlığı ve ABD 5’inci Filo komutanı Amiral Brad Cooper, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Bölgenin güvenliğine yönelik taahhütlerimizden geri adım atmayacağız’

Brad Cooper, Suudi Arabistan’ın Birleşik Görev Gücü CTF 150’deki liderliğinin deniz güvenliğini geliştirdiğini vurguladı.

ABD 5’inci Filo komutanı Brad Cooper.  (ABD Donanması)
ABD 5’inci Filo komutanı Brad Cooper. (ABD Donanması)
TT

ABD Deniz Kuvvetleri Merkez Komutanlığı ve ABD 5’inci Filo komutanı Amiral Brad Cooper, Şarku’l Avsat’a konuştu: ‘Bölgenin güvenliğine yönelik taahhütlerimizden geri adım atmayacağız’

ABD 5’inci Filo komutanı Brad Cooper.  (ABD Donanması)
ABD 5’inci Filo komutanı Brad Cooper. (ABD Donanması)

ABD Deniz Kuvvetleri Merkez Komutanlığı (NAVCENT) ve ABD 5’inci Filo komutanı Amiral Brad Cooper, dünyanın ilk deniz drone kuvvetinin kurulmasında önemli ilerlemeler olduğunu vurguladığı açıklamasında bölgedeki tüm müttefiklerle çeşitli düzeylerde görüşmeler yapıldığını belirtti.
Şarku’l Avsat’a konuşan Cooper, bölgedeki deniz güvenliğini artırmak için ortaklık, teknoloji ve inovasyona bel bağladıklarını dile getirdi. Amiral Brad Cooper, 2023 yazına kadar 100 platform içerecek yeni deniz drone filosunun yalnızca bir yıl önce tanıtılan bir teknolojiye dayandığını belirtirken deniz seviyesinin üstündeki ve altındaki tehditlerin takip menzilini ve doğruluğunu artırarak, Körfez sularının güvenliğini benzeri görülmemiş bir şekilde artırmaya katkıda bulunacağını vurguladı.
Cooper, ABD’nin Ortadoğu’nun güvenliğine olan bağlılığını dile getirirken, bu yılın ağustos ayına kadar 50 ortak askeri tatbikatın düzenlendiğini ve geçen yıla göre belirgin bir artış kaydedildiğini söyledi. Suudi Arabistan’ın Birleşik Görev Gücü CTF 150’deki liderliğine övgüde bulunan Cooper, bu adımı ikili ilişkiler, caydırıcılık ve deniz güvenliği çalışmalarına ortak bağlılığın pekiştirilmesi olarak değerlendirdi.

İngiliz Kraliyet Donanması tarafından yayınlanan, el konulan bir silah sevkiyatının fotoğrafı.
ABD 5’inci Filo komutanı, kaçakçılıkla mücadele için ortak çabalar devam ederken bu yılın başlarında karadan havaya füzeler ve seyir füzesi bileşenleri de dahil olmak üzere kaçak silah sevkiyatlarına ek olarak son 18 ay içerisinde 700 milyon dolar değerinde uyuşturucu ele geçirildiğini söyledi. Kaçakçılıkla mücadele amacıyla filo tarafından başlatılan ödül programına da yanıt verildiğini kaydeden yetkili, girişimin geçen ay başlatılmasından bu yana 250 bilgi alındığını ifade etti.

İnsansız Yüzey Araçları
ABD’li Komutan’ın Şarku’l Avat ile gerçekleştirdiği röportaj boyunca bıkmadan usanmadan tekrarladığı iki kelime ‘ortalık’ ve ‘yenilik’ oldu. Bu tekrar bir tesadüf değil, Cooper’in iletmeyi amaçladığı bir mesajdı.
5’inci Filo’nun Bahreyn’deki askeri üsteki toplantı odasından konuşan Cooper, “Görevimiz iki ana temele dayanıyor: Bölgesel ortaklıkları güçlendirme, inovasyonu ve teknolojiyi hızlandırma” dedi.
Amiral Brad Cooper’a göre bunlar yalnızca vaatler değil, eylemle desteklenen gerçekler. ABD’li yetkili, inovasyonla ilgili olarak, İnsansız Yüzey Araçları (Unmanned Surface Vehicle) filosunun dünyada türünün ilk örneği olacağını söyledi. “İnsansız hava araçları, 20 yıldır, su altı araçları 10 yıldır ve su üstü araçları ise sadece yaklaşık 1 yıldır kullanılıyor” ifadelerini kullandı.
Cooper, çalışma biçimleriyle ilgili olarak bu araçların radarlar, olağandışı herhangi bir hareketi veya şüpheli etkinliği tespit etmelerini sağlayan yapay zeka ve her saniye fotoğraf çekebilen 360 derecelik kameralarla donatıldığını söyledi. Cooper’a göre bu araçlar, uydu aracılığıyla ülkelerin komuta merkezlerine veri göndererek onları uyarmakta ve uygun kararı vermelerini sağlıyor.
Cooper, iki tür insansız deniz aracına değinirken, “Birincisi, arka arkaya 200 gün boyunca deniz seviyesinin üzerinde kalma yeteneğiyle, diğeri ise yaklaşık 100 deniz miline ulaşan yüksek hızlı tepki ile karakterize ediliyor” dedi.
Bölgedeki ülkelerin bu yeni teknolojiye ne ölçüde ilgi gösterdiği hakkında “Bölgedeki tüm ortaklarımızla farklı seviyelerde görüşmeler yapıyoruz” diyerek, herkesin bununla ilgilendiğini dile getirdi. Aynı şekilde bu insansız platformların bölgedeki ikili ve toplu manevralara katıldığını söylerken, “Ortaklarımızla yakın şekilde çalışarak önemli ilerleme kaydettik” ifadesini kullandı.
Cooper’a göre bu araçlar, bölgenin uçsuz bucaksız deniz ve yoğun nakliye trafiğinin yarattığı zorluğu da çözüyor. “Normalde bir ülke, mevcut sensörleri kullanarak kıyılarından 30 kilometreye kadar etkin bir şekilde keşif yapabilir” diyen Cooper, “Günümüzde insansız deniz araçları sayesinde görüş mesafesi 60 veya 90 km’ye çıkarılmıştır” dedi. Amiral Brad Cooper, bu alanda bölge ülkeleri arasındaki iş birliğinin önemine dikkati çekerken, “Bu araçları konuşlandıran birkaç ülke çabalarını koordine ederse keşif mesafesi birkaç kez artırılabilir” dedi.

Bölgesel ortaklıkların güçlendirilmesi
Cooper, inovasyon ve teknolojiye ek olarak, bölgenin güvenliğini artırmak için bölgesel ve uluslararası ortaklıklara da güvenirken, 33 ortak tatbikata tanık olan geçen yıla göre gözle görülür bir artışla bu yılın ağustos ayına kadar 50 ortak tatbikat düzenlendiğine vurgu yaptı.
Bu tatbikatlardan en öne çıkanı, bu yılın Şubat ayında 60 ülkenin katıldığı ve 80 insansız aracın kullanıldığı, Ortadoğu’daki en büyük ortak uluslararası deniz tatbikatı oldu.
ABD’nin odak noktasını Çin ve Rusya’nın kurulmasına yardımcı oldukları dünya düzenine yönelik tehditlere yönelttiği bir dönemde birçok kesim, Ortadoğu’ya olan bağlılığının azalmaya başladığını söyledi.
Amiral Brad Cooper, geçen temmuz ayında Cidde Güvenlik ve Kalkınma Zirvesi sırasında ABD Başkanı Joe Biden’ın ülkesinin bölgenin güvenliği ve istikrarına bağlılığını teyit ettiğini hatırlattı.

21 Nisan 2022’de Kızıldeniz’de düzenlenen deniz tatbikatı kapsamında konuşlandırılan insansız deniz aracı. (ABD Donanması)
Cooper, ABD ve Ortadoğu’daki müttefikleri arasındaki deniz ortaklığının yönlerine ilişkin şunları söyledi:
“İki büyük ortaklığımız var. İlki, 20 yıl önce kurulan Birleşik Deniz Kuvvetleri Komutanlığı (CMF). Dünyanın en büyük denizcilik ortaklığıdır ve dört ortak görev kuvvetini içerir; Ticaretin serbest akışını sağlamaya yardımcı olmak için Umman Körfezi ve kuzey Arap Denizi’nde devriye gezen 150 CTF, özellikle Aden Körfezi ve Somali Havzası’na odaklanarak bölgesel düzeyde korsanlıkla mücadele eden 151CTF, çabalarını Arap Körfezi’nde deniz güvenliğine odaklayan 152 CTF, 17 Nisan’da kurulan ve Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde deniz güvenliğine odaklanan 153 CTF.”
Uluslararası Deniz Güvenliği Konsorsiyumu, Ortadoğu’da uluslararası sularda seyreden ticari gemilerin seyrüsefer özgürlüğüne yönelik artan tehditlere yanıt olarak 2019 yılında kuruldu. Bu kurum, esas olarak caydırıcılık ve güvenceye odaklanıyor.
Her iki kuruluşta da yer alan ülke sayısının arttığını söyleyen Cooper, “Sadece son iki hafta içinde, bu deniz ortaklıklarında farklı ülkelerin liderlik rolleri üstlendiğini gördük” dedi.
Amiral Brad Cooper, bölgesel konuma ilişkin “29’a yakın ülkeden yüzlerce ortağımız her gün üssümüzde bizi ziyaret ediyor ve ortak operasyonlarımızı mümkün kılıyor” ifadesini kullandı. ABD’li yetkili, Bahreyn’in bu büyük ve çok taraflı ortaklıkları mümkün kılmakta oynadığı ‘önemli role’ de övgüde bulundu.

Kaçakçılıkla mücadele
5’inci Filo Komutanı, Körfez sularında kaçakçılıkla mücadele için geçen ay başlatılan ödül programına geniş bir yanıt verildiğini belirtirken, “Bu girişim başlamadan önce ayda bir veya iki bilgi alıyorduk. Bugün, gözle görülür bir artışla yaklaşık 250 bilgi aldık” dedi.
ABD’li yetkili, istihbarat hassasiyeti nedeniyle bu bilgilerin niteliği konusunda temkinli davranırken daha doğru bilgiler sayesinde gelecekte kaçak sevkiyat yakalama faaliyetlerinin artacağı yönündeki iyimserliğini dile getirdi. Cooper “Programı duyururken taahhüt ettiğimiz gibi, bu bilgiler kaçakçıların ele geçirilmesine yol açarsa, yüz bin dolara kadar verilecek” ifadelerini kullandı.
Cooper, uyuşturucu ve silah kaçakçılığıyla mücadele çabalarının son derece olumlu sonuçlar verdiğini belirttiği açıklamasında “Son 18 ayda piyasa değeri 700 milyon dolar olan uyuşturucuya el koymayı başardık” dedi. ABD’li yetkili, uyuşturucu sevkiyatlarının genellikle, Ortak Görev Gücü 150’nin çabalarının odaklandığı kuzey Umman Denizi ve Umman Körfezi’nde engellendiğini kaydetti.
Cooper silahlar konusunda yaptığı açıklamada ABD ve müttefikleri, 2021’de, 2020’de ele geçirilenlerden üç kat daha fazla, yaklaşık 9 bin silaha el koyduğu bilgisini verdi.
Ordu komutanı, belgelere göre, el konulan silahların çoğunun İran’dan kaçakçılık için kullanılan koridorlarda ele geçirildiğini belirtirken bu yıl ele geçirilen sevkiyatlar arasında karadan havaya füzeler ve seyir füzelerinin parçalarının bulunduğunu vurguladı.
Geçen Temmuz İngiliz Kraliyet Donanması, ABD desteğiyle Umman Körfezi’nde gelişmiş silah bileşenlerine el koyduğunu duyurdu.
İngiliz Donanması’ndan şu açıklamada bulunuldu:
“HMS Montrose gemisi, rutin deniz güvenliği operasyonlarındayken, İran’ın güneyindeki uluslararası sularda kaçakçılar tarafından işletilen sürat teknelerindeki İran silahlarına el koydu. Ele geçirilen silahlar arasında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2216 sayılı kararına aykırı olarak, karadan havaya füzeler ve kara saldırı amaçlı seyir füzeleri için motorlar vardı.”
Aynı şekilde ele geçirilen füzelerin bileşenlerinin, bin kilometre menzile sahip olan ve Husiler tarafından Suudi Arabistan'daki hedefleri vurmak için kullanılan 351 ‘Cruise’ füzesinde kullanıldığına da değinildi. Ayrıca bu tür silahın 17 Ocak 2022’de Abu Dabi’ye düzenlenen ve üç sivilin ölümüne neden olan bir saldırı başlatmak için kullanıldığına dikkat çekti.

Suudi Arabistan’ın Birleşik Görev Gücü CTF 150’deki liderliği
Suudi Arabistan Kraliyet Donanması temmuz ayında Birleşik Görev Gücü CTF 150’nin komutasını üçüncü kez devraldı. Suudi Arabistan Kraliyet Donanması Komutanı Tuğamiral Abdullah Mutayri, Bahreyn’deki ABD Deniz Üssü’nde düzenlenen özel bir törenle, gücün komutasını Pakistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Tuğamiral Vakar Muhammed’den aldı.
Bu adımı Washington ve Riyad arasındaki ortaklık gücünün doğal bir yansıması olarak nitelendiren Cooper konuya dair şunları söyledi:
“Suudi Arabistan Kraliyet Donanması ile çok yakın bir çalışma ilişkimiz var. Tuğamiral Mutayri’nin deniz güvenliği ve (kaçakçılık girişimlerinin) engellenmesi alanındaki çabalarımızı güçlendirmemize yardımcı olacağı konusunda iyimserim.”
Cooper, Suudi Arabistan’ın CTF 150 liderliğinin caydırıcılık çabalarının güçlendirilmesine ve tehditler karşısında bölge ülkelerinin güvenliğine katkıda bulunduğunu vurgularken, “Bu, hem ikili ilişkimizin hem de genel olarak caydırıcılık ve deniz güvenliğine olan ortak bağlılığımızın somut bir yansımasıdır” dedi.
ABD’li yetkili ayrıca şunları söyledi:
“İki ülke arasında denizcilik alanındaki iş birliği, özellikle ortak tatbikatlar, operasyonel ve istihbarat seviyelerindeki unsurların değişimi ve deniz devriyelerinin koordinasyonu olmak üzere çeşitli yönleri içeriyor.”

İran nükleer görüşmeleri
İran ve destek verdiği milislerin faaliyetleri, Ortadoğu’nun güvenlik ve istikrarı için en önemli tehdidi oluşturuyor. ABD ve Avrupalı müttefikleri, İran ile ‘geliştirilmiş’ bir nükleer anlaşmayı yeniden başlatmaya çalışırken, bölgedeki birçok kişi zayıf bir anlaşmanın sonuçları konusunda uyarıyor.
Amiral Brad Cooper’ın konuya dair değerlendirmesi şöyle oldu:
“Diplomatik kanallar aracılığıyla ele alınan nükleer anlaşma görüşmelerin ayrıntıları hakkında doğrudan konuşmayacağım. Ancak genel olarak, herhangi bir istikrarsızlaştırıcı faaliyetten endişe duyuyoruz. Kuvvetlerimiz, İran’dan bölgedeki vekillerine kadar, balistik füzeler, seyir füzeleri ve insansız hava araçlarının kaçakçılık girişimlerine özel dikkat veriyor.”

İsrail’in rolü
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), geçen yıl İsrail’i Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı’nın (EUCOM) yetki alanından çıkarıp, Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) yetki alanına dahil ettiğini açıkladı. 
Bu adım, Tel Aviv’in ABD eski Başkanı Donald Trump yönetiminin İbrahim Anlaşmaları sonucunda bölgedeki bazı ülkelerle ilişkilerini normalleştirmesinden aylar sonra atıldı. 
Bu adımın İsrail ile yakın şekilde çalışmalarına izin verdiğini belirten Cooper “İsrail donanması sofistike ve yüksek yeteneklere sahip. Onlarla iş birliği yaparak kolektif yeteneklerimiz daha iyi olacak ve bölge daha güvenli hale gelecek” dedi.
ABD’li yetkili ayrıca, bu ortaklığın sonuçlarının görülmeye başladığını vurguladığı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Geçen kasım ayında ABD, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn’i içeren taraflı bir tatbikat gerçekleştirdik. O zamandan beri, Intrinsic Defender de dahil olmak üzere bir dizi tatbikat yaptık. Ayrıca yakın zamanda Kızıldeniz’de Noble Rose adı altında başka bir tatbikat daha düzenledik.”



İsrail ordusu Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti

İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)
TT

İsrail ordusu Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti

İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)

İsrail ordusu bugün Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti. İsrail ile Hamas arasındaki savaşın başlamasından yaklaşık iki yıl sonra İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin en büyük şehrini kontrol altına almaya hazırlanıyor.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee'nin X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, “Bugün saat 10:00'dan itibaren geçerli olacak askeri faaliyetler için yerel ve geçici ateşkes, tehlikeli savaş bölgesi olarak kabul edilen Gazze şehri bölgesini kapsamamaktadır” denildi.

Söz konusu ateşkes, yardım dağıtımını kolaylaştırmak için belirli bölgelerde günlük olarak uygulanan ateşkesi ifade ediyor.

İsrail ordusu geçtiğimiz temmuz sonunda, ‘Birleşmiş Milletler (BM) konvoylarının ve sivil toplum kuruluşlarının güvenli geçişini sağlamak’ amacıyla Gazze şehri ve kuşatma altında bulunan ve tahrip edilmiş Filistin topraklarının diğer bölgelerinde askeri faaliyetlerin ‘günlük olarak askıya alınacağını’ duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre İsrail ordusu bugün, ‘Gazze Şeridi'ndeki terör örgütlerine karşı kara manevraları ve saldırı faaliyetlerini sürdürürken, Gazze Şeridi'ndeki insani yardım çabalarını da desteklemeye devam edeceğini’ belirtti.

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü ise bugün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nde 33 kişinin öldürüldüğünü bildirdi.

İsrail'e savaşı sona erdirmesi için uluslararası ve ulusal baskıların artmasına rağmen, ordu dün, güçlerinin Gazze Şeridi genelinde ‘operasyonlarına devam ettiğini’ duyurdu.

İsrail hükümetinin ağustos ayı başında Gazze şehrini kontrol altına alma planını onaylamasının ardından, Gazze şehri sakinlerinin tahliyesinin ‘kaçınılmaz’ olduğu ifade edildi.


Suudi Arabistan, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırısını kınadı ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne desteğini yineledi

Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)
Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)
TT

Suudi Arabistan, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırısını kınadı ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne desteğini yineledi

Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)
Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)

Suudi Arabistan, İsrail'in Suriye topraklarındaki devam eden ihlallerini güçlü bir şekilde kınadığını ifade ederek, bunları Suriye'nin içişlerine ‘açık bir müdahale’ ve Suriye'nin egemenliğinin ve 1974 yılında imzalanan Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması da dahil olmak üzere uluslararası hukukun açık bir ihlali olarak nitelendirdi.

Suudi Arabistan'ın resmi tutumu, Süveyda vilayetinde son dönemde yaşanan gelişmeler ve buna bağlı olarak İsrail'in Suriye topraklarındaki gerginliği artırması üzerine Dışişleri Bakanlığı tarafından bugün yayınlanan bir açıklamada ortaya kondu.

Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenlik ve istikrarı sağlamak, sivil barışı korumak ve devletin ve kurumlarının tüm Suriye toprakları üzerindeki egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi.

Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, Suudi Arabistan'ın Suriye'yi bölmeye yönelik her türlü ayrılıkçı çağrı veya girişimi kategorik olarak reddettiği vurgulanarak, Suriye halkının tüm bileşenlerine diyalog ve mantığa öncelik vermeleri ve birleşik ve güvenli bir Suriye inşa etmek için birlikte çalışmaları çağrısında bulunuldu.

Suudi Arabistan ayrıca, uluslararası topluma İsrail'in tekrarlanan ihlallerine karşı ciddi ve kararlı bir tutum sergilemesi ve Suriye'nin egemenliğini yeniden tesis etme ve topraklarının tamamında güvenliği sağlama çabalarına destek olması çağrısını yineledi.


Rusya Devlet Başkanı, Suudi Veliaht Prensi'ne Trump ile yaptığı görüşmelerin sonuçları hakkında bilgi verdi

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
TT

Rusya Devlet Başkanı, Suudi Veliaht Prensi'ne Trump ile yaptığı görüşmelerin sonuçları hakkında bilgi verdi

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Suudi Dışişleri Bakanlığı)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı ABD'li mevkidaşı Donald Trump ile yaptığı son görüşmelerin sonuçları hakkında bilgilendirdi.

Salı günü Putin'le bir telefon görüşmesi gerçekleştiren Prens Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın uluslararası anlaşmazlıkların çözümünde diplomatik diyalog yolunu desteklemeye devam ettiğini vurgularken, Rusya Devlet Başkanı da Krallığın kararlı tutumu ve Veliaht Prens'in barışa yönelik yapıcı çabaları dolayısıyla memnuniyetini dile getirdi.

Kremlin'den yapılan açıklamada Başkan Putin'in Prens Muhammed bin Selman ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiği ve siyasi, ticari, ekonomik ve yatırım alanlarındaki Rus-Suudi işbirliğinin güncel konularını ele aldığı belirtildi. Açıklamada iki tarafın da Suudi Arabistan'ın uluslararası anlaşmazlıkların çözümünde diplomatik diyalog yolunu desteklemeye devam etmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdikleri ifade edildi.

Açıklamada ayrıca iki tarafın OPEC+ çerçevesinde küresel enerji piyasasının istikrarını sağlamaya yönelik ortak çalışmalardan duydukları memnuniyeti dile getirdikleri ve çeşitli alanlarda işbirliğini sürdürme konusunda mutabık kaldıkları belirtildi.

Trump ve Putin Pazartesi akşamı yaklaşık 40 dakika süren bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi ve bu görüşme sırasında ABD Başkanı Rus mevkidaşına Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky ve Avrupa ülkelerinin liderleriyle yaptığı görüşmelerin sonuçları hakkında bilgi verdi.

Geçtiğimiz Cuma günü Putin ve Trump Alaska'da görüşmelerde bulunmuş, ABD Başkanı ve Rus mevkidaşı zirveyi yapıcı ve verimli olarak nitelendirmiş ve görüşmelerin olumlu bir atmosferde gerçekleştiğini ifade etmişlerdi.