ABD’nin Afganistan'daki militanlarla savaşmak için tek silahı İHA’lar

ABD Hava Kuvvetleri’nin bir bağlı İHA’sı. (AFP)
ABD Hava Kuvvetleri’nin bir bağlı İHA’sı. (AFP)
TT

ABD’nin Afganistan'daki militanlarla savaşmak için tek silahı İHA’lar

ABD Hava Kuvvetleri’nin bir bağlı İHA’sı. (AFP)
ABD Hava Kuvvetleri’nin bir bağlı İHA’sı. (AFP)

Washington yönetimi, güçlerinin Afganistan'dan çekilmesinin bir yıl ardından El Kaide ve DEAŞ tehdidinin yeniden patlak vermesini önlemek için yalnızca insansız hava araçlarına (İHA) güvenmeye devam ediyor. Uzmanlar ise bunu yetersiz görüyor.
ABD güçleri 11 Eylül Ssaldırıları’nın ardından dönemin El Kaide lideri Usame bin Ladin’i Washington’a teslim etmeyi reddeden Taliban hareketini iktidardan uzaklaştırmak amacıyla 7 Ekim 2001’de Afganistan’ı işgal etmişti.
ABD Başkanı Joe Biden geçtiğimiz yıl, 20 yıllık savaşın ardından askerlerini ülkeden çekmeye karar vermiş, ABD’nin terörle mücadeleye sahada asker olmadan ‘ufuk ötesi’ operasyonlar yoluyla devam etme yeteneğine sahip olduğunu vurgulamıştı.
Gözetleme uçakları ve İHA’lar Afganistan semalarında düzenli olarak devriye geziyor. Ancak bu stratejinin kayda değer bir sonuç verdiği görülmüyor. El Kaide lideri Eymen ez-Zevahiri'nin başkent Kabil'de bir İHA aracılığıyla öldürülmesi ise ABD ordusu tarafından değil, Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) tarafından gerçekleştirilmişti.
Eski ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Frank McKenzie, El Kaide liderinin Kabil’deki varlığının, sahada herhangi bir güç olmadan cihatçılarla yüzleşmenin zorluğunu gösterdiğini açıkladı.
ABD güçlerinin Afganistan'dan çekilmesine öncülük eden emekli general, geçtiğimiz günlerde BBC’ye yaptığı açıklamada “Yılda bir kez saldırı düzenlemenin zor olduğunu görüyorum. Ancak imkansız değil” dedi.
CENTCOM'un bir diğer eski Komutanı Joseph Votel gibi McKenzie de geçtiğimiz yıl ABD'ye yönelik terör tehdidindeki artış göz önüne alındığında, uzaktan operasyonların mümkün olmayabileceği düşüncesini dile getirdi.
Votel, Voice of America’ya verdiği demeçte şunları söyledi:
“Sanırım bugün bir yıl öncesine göre daha az güvendeyiz. Ayrıldıktan üç yıl sonra geri döndüğümüz Irak'taki gibi Afganistan'a geri dönmemiz gerekecek mi bilmiyorum. Umarım böyle bir durum yaşanmaz ancak bence buna hazırlıklı olmalıyız.”
Ancak ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) ise bu endişeleri paylaşmadığını iddia ediyor. Pentagon Sözcüsü Tuğgeneral Pat Ryder, dün şu açıklamada bulundu:
“Mevcut aşamaya bakıldığında, Afganistan'daki (terör gruplarına yönelik) dış operasyon planları açısından güvende olduğumuzu görüyoruz. Dünya çapındaki herhangi bir terör tehdidine her zaman yanıt vermek için gerekli araçlara sahibiz. Afganistan'da için daha zor ancak aşılmaz değil.”
Ancak Pentagon’dan bir diğer yetkili, Colin Kahl ise 2021 yılının sonlarında yaptığı açıklamada, ABD istihbarat servislerinin edindiği verilere göre DEAŞ ve El Kaide'nin ABD de dahil olmak üzere bazı ülkeler aleyhinde dış operasyonlar düzenleme niyeti olduğunu ancak bu yönde kabiliyetinin bulunmadığını öne sürmüştü. Kongre üyelerine hitap eden Kahl, DEAŞ’ın bu kabiliyeti 6 ila 12 ay içerisinde kazandığını göreceğimizi ifade etmişti. Eski bir CIA yetkilisi Douglas London ise ABD'nin riskli bir mesele olan Afganistan'ı ihmal ettiği uyarısında bulunmuştu.
Georgetown Üniversitesi'nde ders veren London, Just Security adlı internet sitesinde yayımlanan makalesinde, yalnızca İHA’lara bel bağlamak yerine Taliban ile asgari düzeyde bir diyalog başlatılması gerektiğini yazdı. Washington'ın Taliban rejimini resmen tanıma noktasına gelmeden Kabil ve Kandahar'da irtibat büroları açabileceğini belirten London, “Sahada olmak ve rakiplerimizle diyalog halinde bulunmak her zaman bir kazanımdır” vurgusunda bulundu.



İran’da gençler toplumu değiştiriyor: 40 yılın en büyük dönüşümü

İran'daki sosyal dönüşümün Tahran yönetimindeki muhafazakarları rahatsız ettiği belirtiliyor (Reuters)
İran'daki sosyal dönüşümün Tahran yönetimindeki muhafazakarları rahatsız ettiği belirtiliyor (Reuters)
TT

İran’da gençler toplumu değiştiriyor: 40 yılın en büyük dönüşümü

İran'daki sosyal dönüşümün Tahran yönetimindeki muhafazakarları rahatsız ettiği belirtiliyor (Reuters)
İran'daki sosyal dönüşümün Tahran yönetimindeki muhafazakarları rahatsız ettiği belirtiliyor (Reuters)

Uzmanlara göre İran'da son 40 yılın en büyük toplumsal değişimlerinden biri yaşanıyor. 

New York Times'ın (NYT) haberinde, gençlerin başını çektiği dönüşüm kapsamında son dönemde binlerce kişinin katıldığı açık hava pop konserleri ve kadınların saçı açık şekilde erkeklerde dans ettiği eğlenceler düzenlendiği yazılıyor. 

Sokak müzisyenleri ve hip-hop dansçılarından sabah yoga grupları ve sanat festivallerine kadar özellikle Tahran'da çeşitli organizasyonların yapıldığına dikkat çekiliyor. 

Başkente ek olarak bazı etkinliklerin Şiraz, İsfahan, Yezd gibi çeşitli şehirlere de yayıldığı aktarılıyor. Hatta çöldeki bazı bölgelerde özel rave partileri düzenlendiği belirtiliyor.

İranlı sosyolog Fadime Hassani, gençlerin "ikili hayat yaşamak istemediğini" özel ve kamusal alan arasındaki ayrımların gittikçe bulanıklaştığını söylüyor: 

Son 40 yılda İran kültürünün büyük bir kısmı özel alanlarda, yani evlerde, partilerde ve kısıtlı ortamlarda varlığını sürdürdü. Ancak bugün aynı değerler, duygular ve yaşam tarzları kamusal alanda da yeniden üretiliyor.

Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, seçim kampanyasında daha fazla sosyal özgürlük vaadinde bulunmuştu. NYT'nin analizinde hükümetin gençlerin liderliğindeki dönüşümü "bastırmaktan çekindiği veya buna gücünün yetmediği" yorumu yapılıyor. 

22 yaşındaki Mahsa Emini'nin başörtüsü kurallarına uymadığı iddiasıyla gözaltına alınıp işkence sonucu öldürülmesiyle İran'da 2022'de patlak veren protesto dalgası da hatırlatılıyor. Kuraklık, ekonomik kriz ve haziranda 12 gün süren İsrail-İran savaşının etkilerinden toparlanmaya çalışan Tahran yönetiminin, benzer bir tepkiyle karşılaşma endişesiyle etkinliklere karşı sert önlemler almadığı yazılıyor. 

Diğer yandan muhafazakarların değişimden rahatsız olduğuna da dikkat çekiliyor. NYT'nin İran medyasından aktardığına göre İstihbarat Bakanlığı, sosyal kurallardaki gevşemeye ve kadınların başörtüsünden uzaklaşmasına dair ülkenin dini lideri Ali Hamaney'e rapor sundu. Hamaney'in de "gençlerin ve kadınların hizaya getirilmesi" talimatı verdiği öne sürülüyor. 

Independent Türkçe, New York Times, Iran Wire


Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile anlaşma olabileceğini düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
TT

Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile anlaşma olabileceğini düşünüyor

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ay üst düzey savunma, dışişleri ve güvenlik yetkilileri eşliğinde Suriye sınırındaki tampon bölgeyi gezdi. (Hükümet Basın Ofisi)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ‘iyi niyet gösterilmesi halinde’ Suriye ile bir anlaşmanın mümkün olabileceğini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Yediot Aharonot’tan aktardığına göre Netanyahu, geçen hafta Suriye’de yaşanan çatışmada yaralanan askerleri ziyaret ederken yaptığı açıklamada, “Suriye’den beklenen, Şam’dan mevcut tampon bölgeye kadar silahsızlandırılmış bir tampon hat oluşturmasıdır. Buna elbette Hermon Dağı’nın etekleri ve zirvesi de dahildir” dedi.

Netanyahu, “Bu bölgeler üzerindeki kontrolümüzü, İsrail vatandaşlarının güvenliğini sağlamak için sürdürüyoruz. Eğer iyi niyet gösterilir ve bu ilkeler üzerinde anlaşılırsa, Suriyelilerle bir anlaşmaya varmak da mümkün. Ancak her koşulda kendi ilkelerimizden vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Diğer taraftan İsrail medyasına göre Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, bugün ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus ile bir araya geldi.

Yediot Aharonot’a bağlı Ynet haber sitesinin aktardığına göre görüşme, Kudüs’te Başbakanlık Ofisi’nde gerçekleşti.

Ortagus’un ilerleyen saatlerde Beyrut’u ziyaret etmesinin beklendiği bildirildi.


İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.