Elysee gazetecisi 3 Fransız cumhurbaşkanının sırlarını yayınladı

Giesbert ‘Beşinci Cumhuriyetin Mahrem Tarihi’nin ikinci cildinde; Mitterrand bir çapkındı, Chirac her şeye karşı açgözlüydü, Giscard d'Estaing çok cimriydi diyor

François Mitterrand (en solda), Jacques Chirac (orta) ve Valéry Giscard d'Estaing, 1986 yılının Aralık ayında Paris'te iken (Getty Images)
François Mitterrand (en solda), Jacques Chirac (orta) ve Valéry Giscard d'Estaing, 1986 yılının Aralık ayında Paris'te iken (Getty Images)
TT

Elysee gazetecisi 3 Fransız cumhurbaşkanının sırlarını yayınladı

François Mitterrand (en solda), Jacques Chirac (orta) ve Valéry Giscard d'Estaing, 1986 yılının Aralık ayında Paris'te iken (Getty Images)
François Mitterrand (en solda), Jacques Chirac (orta) ve Valéry Giscard d'Estaing, 1986 yılının Aralık ayında Paris'te iken (Getty Images)

Fransız gazeteci Franz Olivier Giesbert, onlarca yıldır Paris medyasında sıradan bir figür değil. ABD-Fransa’dan çifte vatandaşlığına sahip olan gazetecinin uzun bir geçmişi var. Sahip olduğu pozisyonlar ve yönettiği medya organları sayesinde olağanüstü bir deneyim yaşıyor. Sol görüşten sağ görüşe geçiş yapan Giesbert, şu anda Le Point dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yapıyor. Giesbert, bir gazeteci ve Fransa'daki siyasi hayatın dikkatli bir gözlemcisi olmakla yetinmedi, aynı zamanda yapımcılarından biri olmak istedi. Bu nedenle, çok ciddiye alınan başyazıları ve analizlerinde, Özgür Fransa'nın kahramanı General Charles de Gaulle'den siyasi farklılığa rağmen hayranlığını değil, ona duyduğu sevgisini gizlemediği Sosyalist Cumhurbaşkanı François Mitterrand'a kadar Fransız cumhurbaşkanlarının hikayelerini anlatan birçok biyografik kitaptan alıntılara yer verdi. Ancak Giesbert, yalnızca siyaset ve kamusal yaşamda kalmayıp Beşinci Cumhuriyet'in başlangıcından bu yana Fransa'yı Başkan de Gaulle'ün sonra art arda yöneten cumhurbaşkanlarının özelliklerini araştırmak istedi.
‘Beşinci Cumhuriyetin Mahrem Tarihi’ isimli kitabının (Histoire intime de la Ve République) ikinci cildinde, birinci ciltte olduğu gibi genelle özeli harmanlayıp tamamı hayatını kaybetmiş olan üç Fransız Cumhurbaşkanı Valéry Giscard d'Estaing, François Mitterrand ve Jacques Chirac’ın sırlarını ortaya çıkarıyor.


Eski Fransa Cumhurbaşkanı Valery Giscard d'Estaing (Arşiv-AFP)

Giesbert, söz konusu üç kişiden, özellikle de Mitterrand’a karşı duyduğu derin sevgiyi dile getirmekten çekinmiyor. Kitabında, “Mitterrand hayatımda en çok sevgi duyduğum insanlardan biriydi. 1980'lerde onun en sert eleştirmeniyken bile benim için ikinci bir baba gibiydi. Bir politikacının ötesinde gördüğüm adamı her zaman seveceğim. Onu bize hayatı, sevgiyi ve yaşamayı öğreten bir öğretmenini sevdiğimiz gibi sevdim” ifadelerine yer verdi.
Le Figaro gazetesi, Giesbert'in kitabının dağıtımından önce, 1970’li yıllardan bu yana Fransa'daki siyasi yaşam gözlemcisinin kulaklarına ulaşmayan sırlar içermeyen alıntılar yayınladı. Ama Giesbert, olayları içeriden biliyor çünkü o, bunları yaşadı, deneyimledi ve hakkında yazdığı insanları tanıdı. Dostlarıydı. Onlarla konuştu, tartıştı, onlarla çelişti ve onları eleştirdi. Özellikle de son iki Cumhurbaşkanı’nın Mitterrand ve Chirac'ın sadık bir dostuydu.
Giesbert, Mitterrad’ın tam bir çapkın olduğunu, Chirac’ın da her şeye karşı açgözlü olduğunu düşünüyor. Giscard d'Estaing'e gelince, onda aşırı zeki bir aristokrat adam görüyor. General De Gaulle'ün, oğlu Amidral Philip'e hitaben yazdığı bir mektuptan bahseden Giesbert, bu mektupta, “Giscard herkesin çok önünde. Ancak dezavantajı, bunu göstermesidir. Gerçek şu ki, bu kadar önemli olduğumuzda, insanları her zaman onların da akıllı olduklarına inandırmalıyız” ifadelerinin yer aldığını ifade etti. Zekâ, Giscard'ın kusuru değil. Zekası sayesinde meclise, bakanlığa ve cumhurbaşkanlığına ulaşan en genç siyasetçi oldu. (Mevcut Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron hariç). Ama onun kusuru, çok cimri olmasıydı. Giesbert, bu konuda, “Giscard, Elysee Sarayı'nın yönetimi de dahil olmak üzere en yüksek mevkilerdeyken bile oldukça cimriydi. Bu, yardımcıları arasında alay konusu olmuştu. Avlanma tutkusu dışında elini cebine nadiren atardı. O zaman tüm hesaplar ortadan kalkardı” dedi.
Giesbert, Fransız gazeteci Jean Coe'nun Some Memories, (Bazı Anılar) kitabından aktardığı bir pasajda, “Giscard mükemmeldi, onun kadar temiz bir adamla hiç tanışmadım. Her konuda. Elleri, tırnakları, gömlekleri, kafası, kulakları, çenesi: her şeyiyle mükemmeldi” ifadelerine yer verdi. Giscard aristokrat bir aileden geldiği için bu sürpriz değil. En iyi Fransız kolejlerine ve üniversitelerine gitti. Ailesinden bir isim, bir saray ve bir seçmen kitlesi miras aldı. Her konuda güncel ve gelişmişti. 1970’li yıllardan bu yana kadınlar için kürtaj hakkının kabul edilmesi de dahil olmak üzere her şeyde güncellendi ve geliştirildi. Öte yandan bu konu, ABD toplumu içinde taraftarlar ve muhalifler arasında dikey bir bölünmeye neden oluyor. Ancak Elysee Sarayı'nda yedi yıllık yeni bir dönem isteyen Giscard, bu konuda başarısızlığa uğradı. Başarısızlığının nedenleri sadece ekonomik gerçeklik, yüksek işsizlik rakamları ve sosyal politikası değil, aynı zamanda ilk Fransız eşi Anemon'un Orta Afrika İmparatoru Jean Badil Bokassa'dan aldığı elmaslarla ilgili skandaldı. Bokassa, Giscard’ın hem arkadaşı hem de sık sık ağırladığı misafiriydi. Ormanlarda birlikte fil avlarlardı.
Mitterrand, Elysee Sarayı'ndayken, kamuoyunun görmemesi ve duymaması için aldığı önlem ve prosedürlerle, olaylar açığa çıkana kadar uzun yıllar hayatının gizemli kısmını gizledi.
Sosyalist Cumhurbaşkanı gerçek bir çapkındı. Onu diğerlerinden ayıran, sadece onları cezbetme yeteneği değil, aynı zamanda Fransa'da özgürlükleri ve ülkede Irak Kürtleri de dahil olmak üzere ülkede yoksun bırakılan ve işkence görenleri savunmasıyla tanınan Danielle Mitterrand adında yasal bir eşinin olmasıydı.


Eski Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand (Arşiv - AFP)

Danielle ona Pascal, Jean-Christophe ve Gilbert olmak üzere üç oğul verdi. Bunun yanı sıra Mitterrand'ın ikinci bir ‘eşi’ vardı: Anne Bisingou. Mitterand, evinde ya da Elysee Sarayı'nda değil, onunla birlikte devlete ait bir apartman dairesinde yaşıyordu. Daha da önemlisi, Mitterrand ve Anne Bingoon’un Mazarin isminde gayri meşru bir kızları bulunuyordu. Mazarin yıllar önce yetenekli ve saygın bir yazar oldu. Daniel ve Anne Bingon'un yanı sıra Mitterrand'ın çevresinde toplanmış bir grup kadın vardı.
Giesbert, Mitterrand hakkında şöyle diyor: "Bütün bu kadınların Mitterrand'ı bu kırıcı davranışından dolayı bağışlaması ne kadar şaşırtıcı. Onlarla anlaşmazlıktan kaçınmasını, daha sonra onları yardımcıya dönüştürmesini ve başarısını elde etmek için onlara güvenmesini sağlayan sırrı nedir? Etrafı hep kadınlarla çevriliydi. Tedbirli ve sağduyuluydu, yalan söylerdi, hatta kendi yalanlarına bile inanabilirdi. Hiç kimse (tanıdığı) kadın asistanların, bakanların ve gazetecilerin sayısını bilmiyor: tesadüfen, sokakta ya da trende tanıştığı her türden kadın. Yıldızlarla yaşadı. Bir noktada onu Şanzelize'de bir sinemanın önünde yoldan geçenlerin gözleri önünde öpen şarkıcı Dalida ile skandal bir aşk yaşadı. Ancak romantik maceraları onu yasal karısından koparmadı. Daniel yanındayken onu sinirlendiriyordu. Ancak ondan uzaktayken yokluğunu hissediyordu. Cumhurbaşkanlığına ulaştıktan sonra Mitterrand, postalarını kontrol etme bahanesiyle günlük olarak Daniel ile paylaştığı evine gitme hikayesini çıkardı. Aslında Daniel ile geceyi birlikte geçirdikleri Anne Bingon'ın evine gitmeden önce biraz sohbet etmek için gidiyordu.”
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre yazar, Mitterrand'ın iki kadın için yeterli olmadığı ve ömrünün sonuna kadar hepsini bir arada istediği sonucuna vardı.


Eski Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac (Arşiv - AFP)

Chirac da az obur değildi. Giesbert, Fransızların alay konusu olan “Chirac’ın kadınlarla ilişkisi beş dakikayı geçmezdi” ifadesine dikkat çekiyor. Chirac hakkında, “Chirac'ın her zaman doldurması gereken açık bir ağzı vardı. Dudağının kenarındaki sigarası, yakası açık gömleği ile bir Yunan tanrısı kadar güzeldi. Hiç kimsenin olmadığı kadar zindeydi, insanları severdi, sağdan soldan engelleri aşardı, içmeyi severdi, her zaman aceleci, kötü niyetli bakışları vardı. Kendi bölgesindeki La Courez (orta Fransa) bölgesindeki Gaullistleri, sosyalistleri, merkezcileri ve hatta komünistleri arkasına çekmeyi başardı. Bu seçim bölgesindeki seçmenlerin şöyle dediğini duyardım: ‘Ben fanatik bir komünistim ama Chirac'a oy veriyorum’” ifadelerine yer veriyor.
Giesbert’in kitabı zihinlerdeki imajları yıkıp yerine yenilerini inşa eder. Ayrıntılar, haberler ve analizlerle dolu. Kahramanlarının özel hayatlarının ayrıntılarına dalmak isteyen bir kitap. Yukarıdaki satırlar buzdağının sadece görünen kısmıdır.



Abbas-Dahlan yakınlaşması Fetih Hareketi’nin birleşmesinin mi yoksa savaş sonrası Gazze için yapılan düzenlemelerin mi bir işareti?

Fetih Hareketi yönetimi ile Demokratik Reform Akımı lideri Muhammed Dahlan'ın temsilcileri arasında toplantılar yapılacağı konuşuluyor (AP)
Fetih Hareketi yönetimi ile Demokratik Reform Akımı lideri Muhammed Dahlan'ın temsilcileri arasında toplantılar yapılacağı konuşuluyor (AP)
TT

Abbas-Dahlan yakınlaşması Fetih Hareketi’nin birleşmesinin mi yoksa savaş sonrası Gazze için yapılan düzenlemelerin mi bir işareti?

Fetih Hareketi yönetimi ile Demokratik Reform Akımı lideri Muhammed Dahlan'ın temsilcileri arasında toplantılar yapılacağı konuşuluyor (AP)
Fetih Hareketi yönetimi ile Demokratik Reform Akımı lideri Muhammed Dahlan'ın temsilcileri arasında toplantılar yapılacağı konuşuluyor (AP)

Fetih Hareketi’nden (El Fetih) çok sayıda Filistinli kaynak, Independent Arabia'ya yaptıkları açıklamalarda, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın El Fetih’ten ihraç edilenleri geri alma konusunda ‘ciddi niyetleri’ olduğunu ve bu konuda ihraç edilen isimlerden biri olan Demokratik Reform Akımı lideri Muhammed Dahlan ile temaslarına devam ettiğini söyledi.

Bu gelişme, Fetih Hareketi Merkez Komitesi'nin Dahlan'ı ‘birtakım suçlara karıştığı ve mali yolsuzluk yaptığı’ gerekçesiyle ihraç edilmesinden ve ardından üst ve alt kadrolardan yüzlerce üyesinin uzaklaştırılmasının üzerinden 13 yıl geçtikten sonra yaşandı.

El Fetih’ten kimliğinin gizli tutulmasını isteyen üst düzey bir üye, Fetih Hareketi Merkez Komitesi’nin ihraç edilenlerin büyük bir çoğunluğundan geri dönüş talepleri aldığını açıkladı.

Her bir vaka ayrı ayrı incelenecek

Kimliği gizlenen kaynak, Fetih Hareketi’nin her bir vakayı ayrı ayrı inceleyeceğini ve bu meseleyi tek seferde ele almayacağını vurguladı. El Fetih’ten ihraç edilenlerin geri dönüşü için koşulların ‘henüz olgunlaşmadığını’ açıklayan kaynak, “El Fetih yönetimi yakında hızlı, olumlu sonuçlar ve pratik önlemler almayı umuyor” dedi.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'a yakınlığıyla bilinen FKÖ Yürütme Komitesi Sekreteri Hüseyin eş-Şeyh ile Demokratik Reform Akımı’nın önde gelen isimleri Samir Meşheravi ve Cafer Hadib arasında görüşmeler yapıldığı bilgisine ulaştı.

Görüşmelerin üç ay önce gerçekleştiğini açıklayan kaynaklara göre görüşmeler, özellikle ziyaret etmek istediği Gazze Şeridi'nde Dahlan’ın lideri olduğu Demokratik Reform Akımı’nın gücüne ihtiyaç duyması nedeniyle Abbas'ın talimatıyla gerçekleşti.

Kaynaklar, görüşmelerin Batı Şeria, Abu Dabi, Kahire ve diğer Arap ve Avrupa ülkelerinin başkentlerinde yapıldığını belirttiler.

Kaynaklara göre 13 yıldır kesintiye uğramayan bu toplantılar, Filistin Devlet Başkanı'nın talimatıyla kısa bir süre önce gerçekleşirken El Fetih'i kendi iç tüzüğüne göre yeniden bir araya gelmek amacıyla yapılan bu görüşmelerden şimdiye kadar herhangi bir sonuç çıkmadı.

Kaynaklar, Filistin Devlet Başkanı'nın Fetih Hareketi’ni birleştirmeye açık olmasının nedenleriyle ilgili olarak ise bunun Dahlan’ın lideri olduğu Demokratik Reform Akımı’nın özellikle Gazze Şeridi ile Batı Şeria ve Lübnan'daki Filistin mülteci kamplarında sahip olduğu gücün ve nüfuzunun farkına varmasından kaynaklandığını kaydettiler.

Uçurumun kapatılması

Dahlan'a yakın bu kaynaklar, Dahlan'dan Nasır el-Kudva'ya kadar tüm önde gelen isimleri ve diğer orta düzey kadrolara kadar Fetih Hareketi’nden ihraç edilenlerin geri dönmeleri gerektiğini vurguladılar.

Dahlan, Fetih Hareketi Merkez Komitesi tarafından 2011 yılında ihraç edilmesine ilişkin alınan kararın geçersiz olduğunu savunuyor.

Fetih Hareketi Merkez Komitesi, Dahlan hakkında ‘maddi ihlallerde bulunduğu, Fetih Hareketi’nin sabitelerini ve Filistinlilerin yüksek çıkarlarını ihlal ettiği ve masum vatandaşlara yönelik suikastlara karıştığı’ gerekçesiyle ihraç kararı almıştı.

Fetih Hareketi’nin önde gelen isimlerinden biri, El Fetih yönetimi ile Dahlan'ın temsilcileri arasında görüşmeler yapıldığına dair haberleri ‘abartılı’ bulurken El Fetih’in ‘ihraç kararının iptali taleplerini toplu olarak değil, tek tek inceleyeceğini vurguladı.

Fetih Hareketi’nin önde gelen isimlerinden bir diğeri, hem Abbas'ın hem de Dahlan'ın aralarındaki anlaşmazlığı giderme ve El Fetih’i yeniden birleştirme konusunda ciddi olduklarını, bu kez durumun ‘El Fetih içindeki ihtilafları sona erdirmek için gerçek bir iradenin ortaya koyulamadığı önceki dönemlerden farklı olduğunu’ vurguladı.

Kimliğinin gizli tutulmasını isteyen kaynak, “Bu kez hareketi birleştirme konusunda tam ve sağlam bir irade ortaya koyuldu. Mevcut koşullar, özellikle de Devlet Başkanı Abbas'ın Gazze Şeridi'ni ziyaret etme kararını açıklamasının ardından, hareket içindeki anlaşmazlıklara son verilmesini gerektiriyor” ifadelerini kullandı.

Kaynağa göre Abbas, tüm anlaşmazlıklara ve yanlış anlamalara rağmen Fetih Hareketi’ni tüm kapasitesiyle harekete geçirmek ve tüm yetkinliklerini kendi etrafında toplamakla ilgileniyor.

El Fetih’in birleştirilmesi

Dahlan'ın lideri olduğu Demokratik Reform Akımı, Abbas'tan El Fetih’i birleştirecek adımlar atmasını istedi. Bu adımların başında da ‘keyfi’ ihraç kararlarının iptal edilmesi, Dahlan'a bağlı binlerce çalışanın maaşlarının kesilmesi ve Filistin Yönetimi'ni Gazze'de yeniden tesis etmek üzere geniş yetkilere sahip bir hükümet kurulması geliyor.

Bir araştırma ve anket merkezi direktörü olan Cihad Harb, Gazze Şeridi'nin yeniden ayağa kalkması için El Fetih'in birleşmesi gerektiğini söyledi. Harb, Filistin Yönetimi'nin Gazze'yi yeniden yönetmesinin, Gazze Şeridi'nde önemli bir güce sahip olan ve mevcut savaş sırasında güçlenen Dahlan’ın lideri olduğu Demokratik Reform Akımı ile iş birliği yapmasını gerektirdiğini vurguladı.

Abbas ve Dahlan arasındaki anlaşmazlığın sona ermesinin 'bölgesel dengenin sağlanmasına' katkıda bulunacağını belirten Harb, Dahlan'ın El Fetih’in üç yıl önceki parlamento seçimlerinin hazırlıkları sırasında görevden alınan hareketin önde gelen isimlerinden Nasır el-Kudva ve İsrail hapishanelerinde tutulan Mervan Bergusi ile iş birliği yaptığını da sözlerine ekledi. Ancak Harb, ihraç edilenlerin geri dönüşünün ve El Fetih içindeki anlaşmazlıkların sona erdirilmesinin önünde siyasi, hukuki ve adli engeller olduğunu ifade etti.