Hindistan, Google'a bir ceza daha verdi

"Tek taraflı ve keyfi"

1998'de kurulan Google, dünyanın en değerli şirketlerinden biri (Reuters)
1998'de kurulan Google, dünyanın en değerli şirketlerinden biri (Reuters)
TT

Hindistan, Google'a bir ceza daha verdi

1998'de kurulan Google, dünyanın en değerli şirketlerinden biri (Reuters)
1998'de kurulan Google, dünyanın en değerli şirketlerinden biri (Reuters)

Hindistan, teknoloji devi Google'ı bir kez daha cezalandırdı. Hindistan Rekabet Komisyonu tarafından dün yapılan açıklamada şirketin, geliştiricilere Google Play'in faturalandırma sistemini kullanmaya zorlaması eleştirildi.
Komisyon geçen hafta teknoloji devini Google Chrome, YouTube, Google Haritalar ve diğer uygulamalarının hakimiyetini sağlamak için akıllı telefon üreticileriyle "tek taraflı anlaşmalar" yapmakla suçlamıştı.
Google'ın, Android işletim sisteminin lisansını "kötüye kullandığını" belirten komisyon, şirkete bu tür uygulamalardan vazgeçmesi çağrısı yapmış ve rekabeti engellediği belirtilerek 13 milyar rupi (yaklaşık 3 milyar TL) vermişti.
Şirket hem ücretli uygulamalar hem de uygulama içi alışverişte Google Play'in faturalandırma sistemini kullanılmasını zorunlu kılıyor. Hindistanlı yetkililerse bunun yerine üçüncü tarafların ödeme sistemlerine izin verilmesi gerektiğini belirtiyor.
Google'ın zorunluluğunu "tek taraflı ve keyfi" diye niteleyen Hindistan Rekabet Komisyonu, geliştiricilerin müşterileri ödeme için üçüncü taraf internet sitesine yönlendirmesine getirdiği yasağın ülke yasalarına aykırı olduğunu bildirdi.
Google'a bütün bu sebeplerden 9 milyar rupi (yaklaşık 2 milyar TL) daha ceza verildi.
Kararın ardından yapılan açıklamada Google, komisyonun suçlamalarını incelediklerini duyurdu.
Independent Türkçe, Gizmodo, BBC, AA



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research