Tam suya girerken köpekbalığıyla burun buruna geldi

Araştırmacı Ocean Ramsey, köpekbalığıyla Hawaii'nin Oahu adası açıklarında karşılaştı

Fotoğraf: Instagram/Ocean Ramsey
Fotoğraf: Instagram/Ocean Ramsey
TT

Tam suya girerken köpekbalığıyla burun buruna geldi

Fotoğraf: Instagram/Ocean Ramsey
Fotoğraf: Instagram/Ocean Ramsey

The Independent'ta yer alan habere göre bir deniz bilimci, ABD'nin Hawaii eyaletinde denize girmek üzereyken kendisine doğru atılan bir kaplan köpekbalığıyla burun buruna geldi.
Tüyler ürperten an, araştırmacı Ocean Ramsey plastik kirliliğiyle boğuşan köpekbalığını gördükten sonra Oahu yakınlarındaki denize girmeye hazırlanırken videoya kaydedildi.
Bölgenin önde gelen köpekbalıklarından biri olan Kraliçe Nikki (Queen Nikki) lakaplı köpekbalığı sudan fırladı ve bilim insanının paletlerinden ısırık almaya çalıştı.
OneOcean Dalış (OneOcean Diving) okulu ve eğitim grubunun CEO'su Ramsey, görünüşe göre olaydan etkilenmeden diğer iki köpekbalığıyla birlikte dalmak için doğrudan suya girdi.
Daha sonra olayı sosyal medya hesaplarında anlattı.
Instagram'da "Bir köpekbalığının yüzen bir plastiğe çarptığını görünce hemen suya daldım ve böyle karşılandım" diye espri yaptıktan sonra takipçilerine yıllardır birlikte yüzdüğü Nikki'nin kendisine saldırmaya çalışmadığını söyledi.

 
Ramsey, "Çok uzağı göremiyordum ve onların da görebildiğini sanmıyorum, bu yüzden (Nikki'nin) daha çok benim suya girerken çıkardığım sese ve gölgeme tepki verdiğini düşünüyorum" dedi.
"Derinlerden yukarı çıkan beyaz göbeklerini görmeyi her zaman sevmişimdir ve bu durumda da konumunu belli eden şey buydu. Bu yüzden yüzeye zaten yakın olan diğerlerine kıyasla dikey olarak yukarı çıkarken fark edilmesi daha kolaydı."
Köpekbalığının hareketlerini, bulanık su koşullarında etraflarında ne olduğunu görmek için başlarını sudan dışarı çıkardıkları "casus zıplaması" olarak tanımladı.
Ramsey ayrıca köpekbalığının muhtemelen elektro-reseptörleri tarafından kamera dolu tekneye çekildiğini söyledi.
Hawaii Arazi ve Doğal Kaynaklar Departmanı (Department of Land and Natural Resources), eyalette 2022'de, ikisi eylülde gerçekleşen 4 köpekbalığı saldırısı olduğunu belirtiyor. Veriler, 2021'de bu tür 8 saldırı olduğunu gösteriyor.



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research