Çin’in sert Kovid-19 önlemleri bilimsel değil siyasal

Uzmanlar, Çin’in "sıfır vaka" politikasının "uygulanabilir" olmadığını söyledi

Çin'deki kapanmalar “sıfır vaka” amacına ulaşamadı (AFP)
Çin'deki kapanmalar “sıfır vaka” amacına ulaşamadı (AFP)
TT

Çin’in sert Kovid-19 önlemleri bilimsel değil siyasal

Çin'deki kapanmalar “sıfır vaka” amacına ulaşamadı (AFP)
Çin'deki kapanmalar “sıfır vaka” amacına ulaşamadı (AFP)

Dünya Koronavirüs ile grip (influenza) gibi endemik bir virüs olarak mücadele etmeye başlarken, Çin hala “sıfır vaka” politikasında ısrar ediyor. Uzmanlara göre vaka sayısındaki son artış, bu politikanın faydasız olduğunu gösterdi. Pekin'in bu politikaya bağlılığının nedenleri hakkında soru işaretleri varlığını koruyor.
Çin, bir “sıfır vaka” politikası izleyerek virüsle yüzleşmeye çalışıyor. Bu da onu tek bir enfeksiyonun bile görüldüğü herhangi bir kurum için kapatma prosedürleri uygulamaya sevk ediyor ve bazen kapatmayı tüm eyaletleri kapsayacak şekilde genişletiyor “Sıfır vaka” hedefine ulaşamadan ülkelerinin kapandığını gören Çin vatandaşları, tüm dünyanın kapılarını açtığını görünce bu duruma tepki gösteriyor.
Şarku’l Avsat’ın Çin merkezli blog sitesi Weibo’dan aktardığı habere göre, Çinliler, Katar'daki Dünya Kupası maçlarındaki seyirciler ile ülkelerinin virüs bulaştığı anda uyguladıkları kapanmaları karşılaştırarak, "Dünya Kupası başka bir gezegende mi oluyor?” diye soruyor.
Yoğunlukla Uygur Türklerinin yaşadığı Sincan Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi şehrinde cuma akşamı kalabalık bir grup sokaklara dökülerek kapatma politikasını kınadı. Sayıları dört milyona varan şehir sakinlerinden çoğu ülkedeki kapanmalar kapsamında en uzun süreler evde kalan kişiler arasında. Birçoğunun 100 güne kadar evlerinden çıkmaları engellendi.
Başkent Pekin'de de bazı sivil protestolar düzenlendi ve uygulanan kısıtlamalar konusunda yerel yetkililer kınandı. Bazıları bu kısıtlamaları planlanandan önce kaldırmaları için onlara baskı yapmayı başardı.
Protestocular, kapanmaların temel hak ve özgürlükleri kısıtladığı ve ekonomik aktiviteyi olumsuz etkilediği bir dönemde ülkelerinin sıfır vaka hedefine ulaşamadığına inanıyor.
Resmi haber ajansı Xinhua’ya göre Cuma günü Çin, 3 binden fazlası semptomatik ve 31 binden fazlası semptomsuz olmak üzere 35 binden fazla vaka kaydetti. Üst üste üçüncü gün yeni bir artış kaydetti.
Çin, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'in "sıfır vaka" politikasını savunuyor ve "1 milyar 412 milyon nüfusa sahip bir ülkede sağlık sistemine baskı yapılmaması gerektiğini" söylüyor. Virüs ve immünoloji uzmanları bunu "imkansız görünen bir politika" olarak görürken, bu politika "bağışıklık açığı" oluşmasına neden oldu.
Oxford Üniversitesi Edward Janes Enstitüsü'nde immünoloji ve aşı geliştirme uzmanı olan Dr. Ahmed Salman, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda şunları söyledi: "Bu politika, kan yoluyla bulaşan hastalıklarda uygulanabilir. Sorunun nedeni ortadan kaldırılana kadar kapatma politikası uygulanabilir. Ancak bu politika ile solunum yolu virüslerini yok etmek imkânsız; Çünkü virüs hava yoluyla bulaşıyor ve belli bir zamanda kontrol etmeyi başarırsanız ve sonra kapılarınızı açarsanız tekrar yayılır. Salgın, Çin vatandaşları tarafından gerçekleştirilmese de yabancılar tarafından yayılmaya devam edecek. Çünkü Çin ekonomik olarak dünyaya açık bir ülke."
Salman’ın açıklamalarına göre, "Koronavirüs kapanmalarının, bağışıklık açığı oluşturması nedeniyle dünya çapında birden fazla ülkeye respiratuvar sinsityal virüs yayılıyor. Çin'in uyguladığı kapatmalar Koronavirüs ile bu boşluğu oluşturuyor.”
Salman, açıklamalarına şöyle devam etti: “Nüfusun geniş bir kesimi virüse yakalandığında, tekrar virüs bulaşsa bile faydalı olacak bir bağışıklık oluştururlar. Çünkü virüs, bazı kısımlarının mutasyona uğramasına rağmen, ciddi enfeksiyonu azaltan bağışıklık sağlayan eski bileşenlerinin makul bir yüzdesini koruyor. Ancak kapanmalarla toplum, bu doğal bağışıklıktan mahrum kalıyor. Böylece virüs mutasyona uğradığında, önemli ölçüde farklı bir bileşime sahip bir virüsle karşılaşacaklar ve bu da enfeksiyonların sayısını ve şiddetini artırıyor."
“Enfeksiyon nedeniyle oluşan doğal bağışıklıktan yoksun kalmanın yanı sıra aşılar yoluyla kazanılan bağışıklık Çin'de yeterince sağlanamadı. İnaktive edilmiş virüs teknolojisine dayalı Çin aşılarının sağladıkları bağışıklık uzun sürmediği için en az etkili aşı olmaları gerçeğine ek olarak, aşıyı yaptıranların sayısı nüfusa oranla az.”
Zawail Bilim ve Teknoloji Şehri Tıp Bilimleri Programında Araştırma Görevlisi Prof. Dr. Muhammed Al-Hadidi, "Sıfır vaka politikasının Çinlileri toplumsal bağışıklıktan mahrum bıraktığı" şeklindeki önceki görüşe katılıyor. Hadidi açıklamalarına şunları ekledi: “Yılda 500 ila 800 bin arasında insanın ölümüne neden olan Koronavirüsüyle mücadele, grip virüsüyle nasıl mücadele ediliyorsa aynı mekanizmayla şimdi yapılmalı ve kapanma uygulanmamalı."



Ukrayna saflarında Çinliler de savaşıyor: Manalı bir şey yapmak istedim

ABD'nin arabuluculuk girişimleri henüz sonuca ulaşmazken, Ukrayna-Rusya cephesinde çatışmalar sürüyor (AFP)
ABD'nin arabuluculuk girişimleri henüz sonuca ulaşmazken, Ukrayna-Rusya cephesinde çatışmalar sürüyor (AFP)
TT

Ukrayna saflarında Çinliler de savaşıyor: Manalı bir şey yapmak istedim

ABD'nin arabuluculuk girişimleri henüz sonuca ulaşmazken, Ukrayna-Rusya cephesinde çatışmalar sürüyor (AFP)
ABD'nin arabuluculuk girişimleri henüz sonuca ulaşmazken, Ukrayna-Rusya cephesinde çatışmalar sürüyor (AFP)

Şubat 2022'de başlayan Ukrayna savaşı, dünyanın farklı yerlerinden kişilerin katılımıyla da haber oluyor. 

Rusya adına savaşan Kuzey Korelileri tüm dünya duydu. Ukrayna saflarında çatışan az sayıdaki Çinli'yi de pazartesi Guardian haberleştirdi. 

Birleşik Krallık gazetesine konuşan 43 yaşındaki Çin yurttaşı, 8 Temmuz 2024'te Kiev'deki bir çocuk hastanesinin vurulduğunu gördüğünde çatışmalara katılmaya karar verdiğini anlatıyor. 

Tim adıyla haberde yer almak isteyen Çinli, Kiev'in dışında yardım dağıtırken üstünden füze geçtiğini ve telefonuna bakınca çocuk hastanesinin yok olduğu haberini aldığını bildiriyor. 

İki çocuk babası, kurtarma çalışmalarına katılmak için hızlıca olay yerine gittiğini ve kopmuş uzuvları görünce gözyaşlarını tutamadığını sözlerine ekliyor:

Çinlilerin öfkesini düşündüm. Bir kere kızıştığında çok yoğun olur. Orduya katılmaya karar verdim.

Tim artık Ukrayna'nın güneyinde ordu için drone'ları idare ediyor.

İlk olarak Temmuz 2023'te Ukrayna'ya giden Tim, bu kararını şöyle anlatıyor:

O dönemler Çin'de işsizdim. Gönüllü olarak Ukrayna'ya gidip hem zorluk çeken bir ülke görmek hem de yakın arkadaşlarımın muhtaçlar için bana verdiği yardımları iletmek istedim.

10 yılı aşkın süredir ülkesinden göç etmeyi planladığını belirten Tim, Çin'deki sansürden şikayetçi olduğunu ve Ukrayna'nın geleceğini parlak gördüğünü sözlerine ekliyor. 

Çinli gönüllülerden Fan ise gelecekten umudu kalmadığı için Ukrayna'ya geldiğini ifade ediyor.

Önceki aylarda Çin'den ayrılan 39 yaşındaki Fan, pandemi sırasında batarak borçlandığını söylüyor:

Memlekette hiçbir şey yapmıyordum. Böylesine önemsiz bir hayatı sürdüremeyeceğimi düşürdüm. Manalı bir şeyler yapmak istedim.

Fan önce Ukrayna'nın doğu cephesinde drone operatörlüğü yaptığını ancak dil engeli yüzünden artık bir depoyu korumakla görevlendirildiğini anlatıyor.

Ukrayna ordusundan Konstantin Milevski'nin aktardığına göre kara kuvvetlerinde 8 bin, ordunun genelindeyse 16 bin civarında yabancı var. 

Birleşik Krallık gazetesi, Güney Amerika'dan gelen pek çok kişinin ayda 3 bin dolara varan maaşlar karşılığında en tehlikeli görevleri üstlendiğini, en düşük gelirinse ayda 500 dolar civarında olduğunu bildiriyor. 

Guardian'a konuşan Çinli gönüllüler, kendi ülkelerinden gelip Ukrayna adına savaşan kişilerin sayısının onlarla ifade edilebileceğini belirtiyor. 

Çin, Ukrayna savaşında taraf tutmaktan kaçınır gibi görünse de ülkede Rus yanlısı bir hava hakim. 

Asya devinin sosyal medya platformlarında Rusya adına paralı asker olarak savaşmayı öven videolar yaygın.

Manchester Metropolitan Üniversitesi'nden Tao Wang'in anketine katılan Çinlilerin yüzde 80'i savaşın ilk yılında Rusya yanlısı görüşlere sahipti. 

Wang, Ukrayna taraftarı kesimin de yadsınamayacağını savunurken bu kişilerin fikirlerini dile getirmekten çekindiğini sözlerine ekliyor. 

Independent Türkçe, Guardian, AFP


Trump, “derin devletle” mücadele için özel ekip kurmuş

Trump, seçim kampanyasında "derin devlet" tarafından kendisine komplo kurulduğunu öne sürmüştü (Reuters)
Trump, seçim kampanyasında "derin devlet" tarafından kendisine komplo kurulduğunu öne sürmüştü (Reuters)
TT

Trump, “derin devletle” mücadele için özel ekip kurmuş

Trump, seçim kampanyasında "derin devlet" tarafından kendisine komplo kurulduğunu öne sürmüştü (Reuters)
Trump, seçim kampanyasında "derin devlet" tarafından kendisine komplo kurulduğunu öne sürmüştü (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın "derin devlete" karşı mücadelesinde federal kurumları nasıl kullandığı ortaya çıktı.

Trump, göreve başladığı gün imzaladığı başkanlık kararnamesiyle, federal hükümetin "kolluk kuvvetlerini ve istihbarat topluluğunu silah olarak kullanmasına karşı uygun önlemlerin alınması" talimatını vermişti.

Reuters'ın analizinde, bu talimat doğrultusunda Kurumlararası Silahlandırma Çalışma Grubu'nun (Interagency Weaponization Working Group –IWWG) kurulduğu belirtiliyor.

Mayıstan beri toplantılar düzenleyen ekipte istihbarat teşkilatlarından Adalet Bakanlığı, Pentagon ve İç Güvenlik Bakanlığı'na kadar birçok kurumdan yaklaşık 40 yetkilinin yer aldığı yazılıyor.

Trumpçılar, Barack Obama ve Joe Biden yönetimlerinin, Cumhuriyetçi lideri hedef alan soruşturmaları için "silahlanma" ifadesini kullanıyor. Bunların arasında Trump hakkındaki çeşitli davalar, 6 Ocak 2021 Kongre baskını ve Rusya'nın 2016 seçimlerine müdahale iddialarına ilişkin soruşturmalar da var.

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla konuşan kaynaklar, sözkonusu grubun misyonunun "derin devletin peşine düşmek" olduğunu iddia ediyor. Cumhuriyetçi lider ve destekçileri, bu terimi hem Obama ve Biden yönetimlerinden hem de Trump'ın ilk döneminden gelen, başkanın düşman olarak gördüğü kişilerin faaliyetlerini betimlemek için kullanıyor.

Haberde, Trump'ın IWWG'nin faaliyetlerine ne ölçüde katıldığının tespit edilemediği aktarılıyor.

Grupta pandemide zorunlu aşı uygulamasına karşı çıkan ve Trump'ın 2020 başkanlık seçimlerinin çalındığı iddiasını destekleyen kişilerin olduğu belirtiliyor. Ekipteki çoğu federal yetkilinin Trump destekçisi olduğu ifade ediliyor.

Adalet Bakanlığı'ndan bir kaynak, Adalet Bakanı Pam Bondi ve Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard'ın, Trump tarafından görevlendirildiğini söylüyor. Ancak IWWG'nin faaliyetleri hakkında yorumda bulunmuyor.

Analizde, IWWG'nin Rusya'nın seçimlere müdahalesi, Kongre baskını, Jeffrey Epstein dosyaları gibi konulara odaklandığı savunuluyor, Adalet Bakanlığı ise iddiaları yalanlıyor.

Trump, geçen yıl nisanda seçim kampanyası sırasında yaptığı açıklamada "Derin devleti yok edeceğiz" demişti. Ayrıca göreve geldikten sonra Kongre baskınıyla ilgili ceza alan yaklaşık 1600 kişi için af çıkarmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, CNN


Netanyahu, Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı ile Trump'ın planını görüştü

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)
TT

Netanyahu, Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı ile Trump'ın planını görüştü

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (AP)

İsrail hükümeti bugün, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun Kudüs'te Mısır Genel İstihbarat Servisi Başkanı Tümgeneral Hasan Reşad ile bir araya geldiğini ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze planını görüştüğünü bildirdi.

İsrail Başbakanlık Ofisi'nden yapılan açıklamada, görüşmede iki tarafın ‘İsrail-Mısır ilişkileri ve iki ülke arasında barışın teşvik edilmesi ile bir dizi diğer bölgesel konuyu’ da ele aldığı belirtildi.

Kahire el-İhbariyye televizyonu bugün erken saatlerde, Genel İstihbarat Servisi Başkanı’nın Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi istikrara kavuşturmak için İsrailli yetkililerle görüşmek üzere İsrail'e gittiğini duyurdu.

Kanal, Raşad'ın İsrailli yetkililerle yardımların girişini ve Başkan Trump'ın önerisinin uygulanmasındaki engellerin aşılmasını görüşeceğini belirtti. Ayrıca, Reşad'ın şu anda İsrail'de bulunan ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ile de görüşeceğini kaydetti.

Mısırlı yetkilinin ziyareti, Mısır, Katar, Türkiye ve ABD'nin arabuluculuğunda İsrail ile Hamas arasında imzalanan ateşkes anlaşmasının, iki yıldan fazla süren savaşın ardından yürürlüğe girmesinden yaklaşık iki hafta sonra gerçekleşti. Filistinli yetkililerin verilerine göre, savaş Gazze Şeridi'nde yaygın yıkıma neden oldu ve on binlerce kişi yaşamını yitirdi veya yaralandı.

Anlaşma, en önemlisi rehine ve mahkûmların takası, her iki tarafta ölenlerin cenazelerinin teslimi, Gazze Şeridi'ne insani yardım ve yakıt tedarikinin artırılması ve yeniden inşa için düzenlemelerin başlatılması gibi birçok maddeyi içeriyor. Gazze Şeridi'nde ölen İsrailli askerlerin cenazeleri konusu, iki taraf arasındaki müzakerelerde en hassas konulardan biri olarak görülüyor.

İsrailli kaynaklar, hareketin yıllardır bir dizi askerin cesedini elinde tuttuğunu belirtirken, Hamas ise cesetlerin bir kısmının yıkılmış bölgelerin enkazı altında olduğunu ve bu nedenle cesetlerin çıkarılmasının zor olduğunu söylüyor. İsrail ve uluslararası raporlara göre, bölgesel arabulucular, özellikle Katar ve Mısır, kalıcı bir ateşkesin sağlanması ve daha fazla Filistinli mahkûmun serbest bırakılması ve İsrailli askerlerin cesetlerinin iadesi dahil olmak üzere anlaşmanın şartlarının uygulanmasının sağlanması için çabalarını sürdürüyor.

Aynı zamanda, uluslararası yardım kuruluşları Gazze Şeridi'ndeki insani durumun kritik olmaya devam ettiği konusunda uyarıyor. Ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana az sayıda yardım tırı bölgeye girdi ve bu sayı, yaklaşık 2,4 milyonluk nüfusun gerçek ihtiyaçlarının sadece bir kısmını karşılıyor. Birleşmiş Milletler (BM), Gazze Şeridi'ndeki sağlık tesislerinin yarısından fazlasının yakıt kıtlığı ve yıkım nedeniyle hizmet dışı olduğunu, halkın ise temiz su, gıda ve ilaç konusunda ciddi sıkıntılar yaşadığını belirtiyor.