Rus uçaklarının düşmeye devam etmesinin sebebi yaptırımlar mı?

Rus işgal kuvvetlerinin çekilmesinden önce Herson Havalimanı’na düşen An-24 uçağı (EPA)
Rus işgal kuvvetlerinin çekilmesinden önce Herson Havalimanı’na düşen An-24 uçağı (EPA)
TT

Rus uçaklarının düşmeye devam etmesinin sebebi yaptırımlar mı?

Rus işgal kuvvetlerinin çekilmesinden önce Herson Havalimanı’na düşen An-24 uçağı (EPA)
Rus işgal kuvvetlerinin çekilmesinden önce Herson Havalimanı’na düşen An-24 uçağı (EPA)

Son dönemde düşen Rus savaş uçaklarındaki artış, arızaların en olası nedeninin, uygun şekilde bakımlarının yapılmasına yönelik gerekli alet ve malzemelerin eksikliği olduğu düşünülüyor. Rus mühendis Mikhail Bohnert uçakların düşmesinin, Batı tarafından aylar önce uygulanan yaptırımların, ekipman ithalatına ve Rusların bu konuda harcama yapmasına engel olmasından kaynaklanabileceğini belirtti. Bohnert, Rusya’ya uygulanan yaptırımların, uçakların güvenliğini sağlamak için gerekli yedek parçaları üretme ve bakımını yapma imkanlarının etkilemesinin mümkün olduğunu düşünüyor.
Rus mühendis Bohnert, Eylül ayından bu yana en az 6 Rus uçağının Rus kontrolündeki hava sahasına düştüğünü, bundan önce benzer kazalar yaşanmış olsa da sayılarının çok az olduğunu söylüyor. Bohnert’e göre bu durum, uçakların bakımı ile ilgili giderek artan sorunlara bir işaret olabilir. Araştırmacı mühendis bunu Rusya’ya yönelik yaptırımların sonuçlarının önemli bir örneği olarak değerlendiriyor.
Amerikan Araştırma ve Geliştirme Şirketi’nin (RAND) yayınladığı bir raporda, Bohnert, zaman içerisinde uçaklarda mekanik arızaların meydana gelmesinin beklenen bir durum olmasına rağmen, savaş uçaklarındaki mekanik arızalardaki hızlı artışın, bazı şeylerin değişmiş olduğuna yönelik bir işaret olabileceğini belirtti.
Uçak bakımı, uçağın ihtiyacı olan ve bazıları ticari sektörden temin edilebilen tüm parçaları bilen yüksek vasıflı teknisyenler gerektiriyor. Uçakların bakımında ayrıca, özel yedek parçalar ve özel onarım araçlarına da ihtiyaç duyuluyor.
Savaş uçağı parçaları zamanla aşınıyor, bakım gerektiren parçalar genellikle hassas aletler ve özel malzemeler gerektiriyor. Sivil uçaklar ve askeri uçaklar arasında bazı örtüşen parçalar bulunuyor olsa da bir noktada, yedek parçaların yeni üretimden sağlanması gerekiyor.
Şarku’l Avsat’ın Alman haber ajansı DPA’dan aktardığı habere göre, Bohnert Eylül ayından bu yana 6 Rus uçağının düşmesine ilişkin olaylara dikkatli olarak bakıldığında, uçaklardan 4’ünün büyük ölçüde savaşta kullanılan uçaklarken, ikisinin doğrudan savaşla ilgili olmadığını ve yoğunluklu olarak Ukrayna dışında kullanıldığını belirtti.
Rusya’nın işgal saldırılarında Ukrayna’da büyük ölçüde eski ‘Su-25’ uçağını kullandığını belirtmek gerekiyor. Bu nedenle kullanım süresi ve bakım eksikliği nedeniyle arızalar öngörülebilir. Bir MiG-21 savaş uçağının kalkış sırasında düştüğüne dair bir rapor bulunuyor. Rusya, gelişmiş Su-25 uçaklarını büyük ölçekte kara saldırılarını desteklemek için kullanıyor. Bu bağlamda en dikkat çekici olay, nispeten yeni bir Su-34 saldırı uçağının bir konutun üzerine düşmesi oldu. Bu tür arızalar, söz konusu uçakların Ukrayna’da yoğun bir şekilde kullanılması sebebiyle mümkün görülüyor.
Önemli nokta ise, Rus işgaline katılmayan uçaklar bile düşmesi oldu. Zira içlerinden bazıları eğitim uçağı olarak kullanılıyordu ve muadilleri de mevcut savaşta sınırlı bir şekilde kullanılmıştı. Moskova’nın Ukrayna işgal girişimine katılmayan uçaklar da dahil olmak üzere çeşitli uçak türlerinin düşmesi, uçakların bakımı için vasıflı teknisyenler olmadığı, üçüncü taraf şirketlerin kaliteli yedek parçaları yeterli kalitede üretemediği veya parçaların onarımı için alet ve malzemelerin bulunamadığı anlamına geliyor olabilir. Yine de uçak arızalarının nedenini kesin olarak belirlemek oldukça zor.
Uçakların düşmesinin, vasıflı teknisyenlerin bulunmamasından kaynaklanıyor olması pek olası görünmüyor. Zira Rus hava üsleri saldırılara maruz kalmış olsa da hasar geniş çaplı olmadı ayrıca bakımdan sorumlu kişilerin ileri muharebe birimlerine nakledilmesi de pek olası görünmüyor. Diğer yandan yedek parça firmalarının sıkıntı yaşaması da muhtemel görünmüyor. Zira askeri seferberliğin küçük ve orta ölçekli Rus şirketleri üzerindeki etkileri hakkında tartışma bulunsa da, uçakların düşmesine ilişkin olaylar, Putin’in 21 Şubat’ta savaş kararı almasından önce başlamıştı.



ABD, Ortadoğu’ya ilk kamikaze İHA filosunu konuşlandırdı

Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)
Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)
TT

ABD, Ortadoğu’ya ilk kamikaze İHA filosunu konuşlandırdı

Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)
Amerikan yapımı Lucas İHA'ları (ABD Merkez Komutanlığı)

ABD ordusu, bugün (Çarşamba), Ortadoğu’da konuşlandırılacak ilk tek yönlü saldırı tipi (kamikaze) insansız hava araçları (İHA) filosu için yeni bir görev gücü oluşturduğunu açıkladı.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), Savunma Bakanı Pete Hegseth’in dört ay önce düşük maliyetli ve hızlı temin edilebilen İHA teknolojilerinin edinilmesi ve konuşlandırılmasını hızlandırma talimatının ardından Scorpion Strike (TFSS- Akrep Sokması) adlı görev gücünü hayata geçirdi.

CENTCOM’a göre bu görev gücü, sahadaki birliklere hızlı şekilde düşük maliyetli ve etkili saldırı İHA kapasitesi sağlamak amacıyla tasarlandı. Yeni görev gücü, Ortadoğu’da konuşlu olan “FLM–136 Lucas” tipi düşük maliyetli saldırı İHA’lardan oluşan bir filoyu şimdiden kurmuş durumda.

Lucas İHA’ları geniş menzile sahip ve otonom çalışacak şekilde tasarlandı. Fırlatma yöntemleri arasında “mancınık/katapolt”, roket destekli kalkış, yer sistemleri ve mobil platformlar bulunuyor.

CENTCOM Komutanı Amiral Brad Cooper, “Bu yeni görev gücü, yeniliği caydırıcılık unsuru olarak kullanmamızı sağlıyor. Müttefiklerimizi gelişmiş İHA yetenekleriyle donatmak, Amerikan askeri gücünü ve yeniliğini ön plana çıkarıyor, kötü niyetli aktörleri caydırıyor” dedi.

ABD basınına göre FLM-136 İHA’sı, İran’ın yaygın olarak kullandığı “Shahd 136” İHA’larını model alıyor. İran ve desteklediği milisler, bu İHA’larla ABD güçlerini ve ticari gemileri hedef aldı; Rusya ise aynı modeli Ukrayna’daki şehir ve birliklere saldırılarda kullandı.

Bu adım, İran’ın ABD’ye ait imha edilmiş İHA’ları taklit edip yeniden mühendislik yoluyla kendi versiyonlarını üretme taktiğini andırıyor. ABD’ye ait “RQ-170 Sentinel” gibi İHA’lar bu yöntemle kopyalanmıştı.

Yeni “FLM-136” İHA’sı tamamen otonom kontrol özellikli olup, insan müdahalesine neredeyse gerek duymuyor. Hedefe yönlendirme için sensörler ve yapay zekâdan yararlanıyor ve yaklaşık 6 saat boyunca uçabiliyor.

ABD’nin Ortadoğu’ya saldırı tipi İHA filosu konuşlandırması, yaklaşık iki yıl önce üç Amerikan askerinin, Ürdün’ün kuzeydoğusundaki bir üsse İran yapımı bir saldırı İHA’sı ile düzenlenen saldırıda hayatını kaybetmesinin ardından geldi.

ABD ordusu, mali yıl 2026 sonunda tüm birimlerin küçük, tek yönlü saldırı İHA’larıyla donatılmasını hedefliyor.


ABD neden Venezuela’nın petrol kaynaklarına göz dikti?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
TT

ABD neden Venezuela’nın petrol kaynaklarına göz dikti?

ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)
ABD, Venezuela devletine ait petrol ve doğalgaz şirketi PDVSA'yı da yaptırım listesine almıştı (Reuters)

ABD uyuşturucu kaçakçılığını önleme gerekçesiyle Venezuela’ya baskıyı artırırken, Donald Trump’ın asıl hedefinin ülkedeki petrol yatakları olduğu belirtiliyor. 

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC+) üyelerine ve Genel Sekreter Heysem el-Gays’a pazar günü gönderdiği mektupta, ABD’nin petrol kaynaklarını ele geçirmek istediğini söylemişti. 

Maduro yönetimi, ABD’nin eylemlerinin ülkeyi "istikrarsızlaştırmayı" ve ihracat kapasitesini zayıflatmayı amaçladığını savunuyor. 

Mektupta, bu gerilimin devam etmesi halinde Venezuela’nın petrol üretiminin ve dünya piyasasının istikrarının "ciddi şekilde tehlikeye girebileceği" belirtilerek OPEC+ üyelerine dayanışma çağrısı yapılmıştı.

Kolombiya lideri Gustavo Petro da Trump’ın "uyuşturucuyla mücadeleyi bahane ederek Venezuela’daki petrol kaynaklarını ele geçirmeye çalıştığını" söylemişti. 

ABD Dışişleri Bakanlığı ise Karayipler’deki askeri yığınağın uyuşturucu kaçakçılığını ve düzensiz göçmen akışını engelleme amacı taşıdığını, Venezuela’nın petrol kaynaklarıyla ilgisi olmadığını savunmuştu. 

ABD Enerji Enformasyon Dairesi’ne göre Venezuela, dünyadaki ham petrol rezervlerinin neredeyse beşte birine sahip. Yaklaşık 303 milyar varil ham petrole denk gelen bu miktar, dünyadaki en büyük ham petrol rezervini oluşturuyor. 

Diğer yandan Karakas yönetimi gerek ABD’nin uyguladığı yaptırımlar gerek de ekipman eksikliği nedeniyle bu potansiyeli gerçek anlamda kullanamıyor. Latin Amerika ülkesi günde yaklaşık 1 milyon varil petrol üretiyor. Bu yüksek bir rakam olmasına rağmen küresel ham petrol üretiminin sadece yüzde 0,8'ini oluşturuyor.

CNN’in analizinde, ABD’nin benzin üretimine uygun hafif ham petrol çıkardığına ancak Venezuela’daki gibi ağır ham petrole sahip olmadığına dikkat çekiliyor. Ağır ham petrol üretimi dizel, asfalt ya da fabrikalarla diğer ağır ekipmanlarda kullanılıyor. 

Trump yönetiminin, bu petrol kaynaklarına ulaşmak için Maduro’yu devirip yerine "Batı yanlısı" bir lider getirmeyi deneyebileceği yorumu yapılıyor. Böyle bir senaryoda Karakas yönetimine uygulanan ağır ekonomik yaptırımları hafifletilebileceği ve Amerikan petrol şirketlerinin ülkede daha yoğun faaliyet gösterebileceği belirtiliyor.

ABD'nin Karayipler'deki askeri yığınağı

Trump yönetimi uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele gerekçesiyle Güney Mızrağı Operasyonu'nu başlattığını bu ay duyurmuştu. Amerikan ordusu, dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford'un da aralarında bulunduğu çok sayıda savaş gemisiyle birlikte 15 bin askerini bölgeye sevk etmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı, uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu tuttuğu Güneşler Karteli'ni (Cartel de los Soles) terör örgütü ilan etmiş, liderinin Maduro'nun olduğunu öne sürmüştü.

Bölgede eylülden bu yana en az 21 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 83 kişiyi öldürdü. 

Independent Türkçe, CNN, Fox News


55 kartel lideri gizlice gönderildi: Amerika’ya hoş geldiniz!

Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)
Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)
TT

55 kartel lideri gizlice gönderildi: Amerika’ya hoş geldiniz!

Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)
Trump, uyuşturucuyla mücadelede gerekli adımların atılmaması halinde Meksika'yı "askeri harekatla" tehdit etmişti (Reuters)

Meksika gizli operasyonlarla yakaladığı kartel liderlerini Donald Trump'ın baskısıyla ABD'ye teslim etti. 

Wall Street Journal'ın haberinde, çete liderlerinin gönderildiği operasyonlardan ilkinin 9 ay önce gerçekleştiği belirtiliyor. Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi'nin (DEA) eski direktörü Derek Maltz'ın mahkumları "Amerika'ya hoş geldiniz!" diye karşıladığı aktarılıyor. 

İkinci operasyonsa ağustosta yapıldı. Meksika yönetiminin, ABD Başkanı Donald Trump'ın baskısıyla toplamda 55 kartel liderini gönderdiği belirtiliyor. 

Mahkumlar arasında Meksika'nın en büyük suç örgütleri olan Sinaloa, Jalisco Yeni Nesil Karteli ve Zetas çetelerinden üst düzey isimlerin yer aldığı ifade ediliyor. 

ABD'ye iade edilenlerden biri de 1985'te DEA ajanı Enrique "Kiki" Camarena'yı öldürmekle suçlanan Rafael Caro Quintero. 

Amerikalı yetkililer, mahkumların çoğunun Meksika'daki uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ağına dair ilk elden bilgiler paylaşabileceğini bekliyor. Kara para aklama operasyonlarından uyuşturucu kaçakçılığında rüşvet alan siyasetçiler, ordu görevlileri ve finans sektörü yetkililerinin adlarının öğrenilebileceği ifade ediliyor.  

Tutukluların, ceza indirimi veya daha rahat hapishane koşulları karşılığında işbirliğine yanaşabileceğine dikkat çekiliyor.

55 kartel liderinin ABD'ye teslim edilmesi için yürütülen gizli operasyonlarda binlerce Meksikalı özel harekatçının görev yaptığı aktarılıyor. 

20 Ocak-2 Mayıs'ta DEA'in direktörlüğünü geçici olarak üstlenen Maltz, "Ajansımızın tarihinde hiç bu kadar çok sayıda kötü adamın Meksika'dan çıkarıldığını görmemiştik" diyor. ABD'ye teslim edilenler arasında paramiliter Zetas uyuşturucu çetesinin liderleri Miguel Angel ve Omar Trevino kardeşlerin de yer aldığını belirtiyor. 

Trump'ın uyuşturucuyla mücadele önlemlerinin artırılmaması halinde gümrük tarifelerini yükseltme tehdidinin, Meksika'nın mahkumları iade etmesinde önemli rol oynadığı yazılıyor. 

Meksikalı yetkililer, devlet başkanı Claudia Sheinbaum'un bu hamleyle "ABD müdahalesinden kurtulduğunu" söylüyor. Uyuşturucuyla mücadele operasyonlarının artırılmaması durumunda Amerikan ordusunun, Meksika'daki fentanil tesislerini ya da kartel liderlerini hedef alan drone saldırıları düzenleyerek ülkeyi "kaosa sürükleyeceğinden" endişelenildiği belirtiliyor.

Kaynaklar, ABD ve Meksika arasında üçüncü bir mahkum transferiyle ilgili görüşmelerin devam ettiğini de bildiriyor. 

Independent Türkçe, Wall Street Journal, New York Times