Irak'ta aranan 16 terörist yakalandı

2017'de Musul'da DEAŞ ile yaşanan çatışmaların fotoğrafları (AP)
2017'de Musul'da DEAŞ ile yaşanan çatışmaların fotoğrafları (AP)
TT

Irak'ta aranan 16 terörist yakalandı

2017'de Musul'da DEAŞ ile yaşanan çatışmaların fotoğrafları (AP)
2017'de Musul'da DEAŞ ile yaşanan çatışmaların fotoğrafları (AP)

Iraklı aşırılık yanlısı örgütler konusundaki uzmanlar, terör örgütü DEAŞ’in durumu için farklı senaryolar çizdiler. DEAŞ’in geçtiğimiz yıllarda yaşadığı birçok başarısızlıktan sonra, son olarak liderleri Ebu’l Hasan el-Kureyşi de öldürüldü.
DEAŞ sözcüsü Ebu Ömer el-Muhacir'e atfedilen bir ses kaydında örgüt liderinin öldürüldüğü duyuruldu. El-Kureyşi'nin ölüm yeri veya tarihi belirtilmezken, El-Muhacir şu ifadelere yer verdi: “Kureyşi, Allah'ın düşmanlarına baskı yaparken ve onlarla savaşırken öldürüldü."
El-Muhacir, örgütün dördüncü lideri olarak Ebu Hüseyin el-Hüseyni el-Kureyşi’nin atandığını duyurdu.
Irak'ta, örgütün son yıllarda yaşadığı olumsuzluklara rağmen, Irak güvenlik güçlerine ve hatta sivillere yönelik çeşitli saldırılar gerçekleştirebiliyor. Terör örgütünün yaşadığı olumsuzluklardan en belirgini, eski Irak Başbakanı Haydar İbadi döneminde 2017 sonlarında sözde İslam Devleti’nin Irak ordusu tarafından ortadan kaldırılmasıdır. Irak güçleri ise, başta Anbar, Diyala, Kerkük, Selahaddin ve Ninova vilayetleri ile Irak çölleri arasındaki bölgeler olmak üzere örgütün halen güvenli sığınak olarak gördüğü bölgelerdeki hücrelerini takip etmeye devam etti.
Irak Güvenlik Medya Hücresi, ülkenin farklı bölgelerinde 16 teröristin yakalandığını duyurdu. Güvenlik Medya Hücresi bugün Facebook üzerinden yaptığı açıklamada, “Ulusal Güvenlik Teşkilatı birimleri Ninova, Kerkük, Selahaddin, Diyala ve Anbar vilayetlerinde yargı tarafından terör hükümlerine göre aranan 16 kişiyi yakaladı” denildi. Açıklamada, operasyonun istihbarat çabalarının yoğunlaştırılması ve vatandaşların teröristleri ihbar etme konusundaki iş birliğinin ardından düzenlendiği bildirildi.
Açıklamada ayrıca, “Sanıkların ifadelerinin yasal bir biçimde kaydedilmesi ve haklarında hukuka uygun olarak gerekli tedbirlerin alınması için yetkili adli mercilere sevk edildiler” ifadeleri kullanıldı.
Terörist gruplar konusunda uzmanlaşmış bir güvenlik uzmanı Fazıl Ebu Ragif DEAŞ liderinin öldürülmesinin ardından örgütün geleceği hakkında Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Terör örgütü, başına gelen her şeye rağmen ideolojik, örgütlü, tahkim edilmiş, azılı bir grup olmaya devam ediyor ve ideolojisi aynı. Bu nedenle, bazı bölgelerde gizleniyor. Bunların arasında Kerkük, Selahaddin, Baduş Tepeleri, Şeyh Yunus Tepeleri ile Kuzey Suriye bölgeleri arasındaki sınırlı alanlar var.” ifadelerini kullandı.
Ebu Ragif, örgüt liderini öldürmenin önemine ilişkin olarak, “Örgüt, kişilere değil, grubun ruhuna güvenir. Bu nedenle, gruptan bir kişinin öldürülmesi durumunda etkilenmez. Önemli olan liderlerin nasıl doğduğu veya liderliklerin nasıl miras kaldığıdır. Seçim ve istişare sürecine devam ediyorlar, bu da örgütte organizasyonun sürdüğü anlamına geliyor. Bu, hayatta kalma, devam ettirme yeteneğinden ve inandıkları şeye kesin bağlanmadan kaynaklanmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhuriyetçi Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Dr. Mutaz Muhiddin ise Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Ebu el-Hasan el-Haşimi el-Kureyşi, DEAŞ'in önemli liderlerinden biridir. Asıl adı Zeyd el-Iraki veya Cuma Avad el-Bedri'dir. Örgütün eski lideri Ebu Bekir el-Bağdadi'ye çok yakındı ve onun yol arkadaşıydı. Görünen o ki örgüt, Amerikan kuvvetlerinin İdlib bölgesindeki istihbarat kabiliyetlerine maruz kaldı. Aynı durum, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) için de geçerli. SDG, üst düzey liderlerin takibinde çok önemli bir istihbarat iş birliği olduğuna dair önemli bir işaret verdi.”
Muhiddin sözlerine şöyle devam etti: “Bu liderin öldürülmesinden sonra DEAŞ içinde çekişmelerin çıkacağını görüyoruz. Çünkü Bağdadi'ye eşlik eden bu nesil bitti. Dolayısıyla halefi etkisiz olacaktır; çünkü ikinci kuşak, birinci kuşağın sahip olduğu mücadele ve liderlik yeteneklerine sahip değil. Dış operasyonlar ve medya faaliyetlerinden sorumlu Ebu Bekir el-Bağdadi veya Ebu Muhammed el-Adnani gibi önemli liderlerin öldürüldüğü hava saldırıları öyle görünüyor ki örgütü her düzeyde etkiledi.”
Adı açıklanan yeni lider hakkında önemli bilgilere sahip olmadığını ancak ikinci nesle ait olduğunu söyleyen Cumhuriyetçi Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı, onun ABD güçleri ve Suriye Demokratik Güçleri tarafından izlenmeye devam edeceğini kaydetti.



ABD’de gıda yardım programlarının askıya alınmasıyla birlikte aileler gıda bankalarına ve yakınlarına yöneldi

Los Angeles'taki bir gıda bankası, ihtiyaç sahibi Amerikalılara yardım dağıtırken (AFP)
Los Angeles'taki bir gıda bankası, ihtiyaç sahibi Amerikalılara yardım dağıtırken (AFP)
TT

ABD’de gıda yardım programlarının askıya alınmasıyla birlikte aileler gıda bankalarına ve yakınlarına yöneldi

Los Angeles'taki bir gıda bankası, ihtiyaç sahibi Amerikalılara yardım dağıtırken (AFP)
Los Angeles'taki bir gıda bankası, ihtiyaç sahibi Amerikalılara yardım dağıtırken (AFP)

Maryland eyaletinin Montgomery County bölgesinde yaşayan Dalitia Chung, kasım ayı gıda yardımının gecikeceğini öğrendiğinde, kendisi ve çocuğunu besleyebilmek için geniş ailesiyle yemek ve market alışverişini paylaşmak üzere hemen bir plan yaptı.

Ancak Silver Spring'deki Manna Food Center gıda bankasından bir sepet dolusu gıda yardımı aldıktan sonra, bu yardıma sonsuza kadar güvenemeyeceğini anlayan Chung, “İki hafta içinde (yardım) almazsam, (başka) seçenekler arayacağım” dedi.

Chung, ABD tarihinin en uzun süren hükümet kapanması nedeniyle, gıda kuponu olarak da bilinen Ek Beslenme Yardım Programı'ndan (Supplemental Nutrition Assistance Program/SNAP) yardım almakta gecikme yaşayan yaklaşık 42 milyon Amerikalıdan sadece biri.

Kasım ayının başı çoğu kişi için SNAP’ın 60 yıllık tarihinde ilk kez gıda yardımı programının askıya alınmasıyla birlikte kafa karışıklığı, endişe ve zorlu seçimler yapılmasını gerektirdi. Başkan Donald Trump'ın yönetimi, bu ay kısmi yardım sağlamak için federal mahkeme kararını uygulayacağını açıkladı, ancak SNAP’tan yararlanan kişilere fonların ulaşmasının haftalar sürebileceği konusunda uyardı.

SNAP yararlanıcıları aynı zamanda sınırlı bütçelerini dikkatli bir şekilde yönetiyor, gıda bankalarına başvuruyor ve bu zorlu dönemi atlatmak için bazı şeylerden fedakarlık ediyorlar. Oklahoma, Tulsa'dan 47 yaşındaki Amanda Traster, gıda satın almak için para biriktirebilmek amacıyla aylık tedavi masraflarının sadece yarısını ödediğini söyledi.

Müşterilerin ziyaret edebilecekleri sayıya sık sık kısıtlamalar getiren belirli mağazalardan aldığı gıda teslimat tarihlerini takip etmek için ikinci bir takvim tutan Traster, artık her öğünde daha az yediğini ve elinden geldiğince tasarruf ettiğini belirterek “Şu anda durum çok kaotik” diye ekledi.

ABD Tarım Bakanlığı verilerine göre SNAP yardımlarından yararlanan ailelerin yaklaşık yüzde 80'inde bir çocuk, bir yaşlı veya engelli bir kişi bulunuyor. Programdan yararlanabilmek için, yararlanıcıların gelirlerinin ulusal yoksulluk sınırının yüzde 130'unun altında olması gerekiyor. Bu sınır, birçok bölgede tek kişilik haneler için aylık bin 632 dolar, iki kişilik haneler için ise 2 bin 215 dolar.


BM Fas'ın Sahra'ya yönelik özerklik planının yeni versiyonunu duyurmasını “sabırsızlıkla” bekliyor

Çöldeki Faslı askerler (AFP)
Çöldeki Faslı askerler (AFP)
TT

BM Fas'ın Sahra'ya yönelik özerklik planının yeni versiyonunu duyurmasını “sabırsızlıkla” bekliyor

Çöldeki Faslı askerler (AFP)
Çöldeki Faslı askerler (AFP)

Fransız Haber Ajansı AFP, Batı Sahra'ya gönderilen Birleşmiş Milletler (BM) Özel Temsilcisi Staffan De Mistura’nın dün, tartışmalı bölgenin geleceği konusunda müzakerelerin temelini oluşturacak olan Fas'ın özerklik planının güncellenmiş halini ‘sabırsızlıkla’ beklediği açıklamasını aktardı.

BM, 1975 yılına kadar İspanyol kolonisi olan Sahra'yı, nihai bir çözüm bulunmadığı için ‘özerk olmayan bölgeler’ arasında sıralıyor. Afrika kıtasında, dekolonizasyonun ardından statüsü halen belirsiz kalan tek bölge olan Sahra, Rabat ile Cezayir destekli ayrılıkçı Polisario Cephesi arasında bir anlaşmazlık konusu olmaya devam ediyor.

BM Güvenlik Konseyi (BMGK) şimdiye kadar, Fas, Polisario Cephesi, Cezayir ve Moritanya'ya, ‘gerçekçi, kalıcı ve karşılıklı olarak kabul edilebilir bir siyasi çözüme’ ulaşmak için 2019 yılından bu yana durmuş halde olan müzakereleri yeniden başlatma çağrısında bulundu.

Ancak, geçtiğimiz cuma günü ABD tarafından sunulan ve ardından kabul edilen karar taslağı, fosfat açısından zengin ve balık kaynakları bol olan bölgeye Fas egemenliği altında özerklik verilmesini öngören 2007 tarihli Rabat planını destekliyor.

“Fas’ın egemenliği altında gerçek özerklik en iyi çözüm olabilir” görüşünü savunan taslak metin, BM’yi bu temelde müzakereler yürütmeye çağırıyor.

Dün düzenlenen basın toplantısında, kamuoyuna yaptığı açıklamalarda çekingenliği ile tanınan Staffan de Mistura, bu kararı ‘50 yıldır süren bu çatışmayı çözme konusunda uluslararası toplumun yeni bir kararlılık ve azim gösterdiğini ortaya koyduğu için önemli’ olarak nitelendirdi.

Şu anda Fas'ın ayrıntılı ve güncellenmiş özerklik planını sunmasını ‘sabırsızlıkla’ beklediklerini söyleyen Staffan de Mistura, tüm taraflardan ‘ihtiyaç duyulması halinde BM’nin doğrudan veya dolaylı görüşmeler programı oluşturmasını sağlayacak öneriler sunmalarını’ isteyeceğini açıkladı.

Ayrıca, Rabat'ın tarihi olarak nitelendirdiği BMGK’nın kabul ettiği kararın, Fas'ın planına dayanan bir ‘çerçeve’ oluşturduğunu, ancak müzakereler için ‘herhangi bir sonuç öngörmediğini’ vurgulayan Staffan de Mistura, “Müzakerelere katılmanın, bunun mutlaka sonuçlarını kabul etmek anlamına gelmez. Önemli olan katılımdır. Bunun herkese hatırlatalım” ifadelerini kullandı.


"Yaşayanların Mezarlığı" İsrail'in mahkumlara yönelik işkencelerini gözler önüne seriyor

İsrail'in ateşkes anlaşması kapsamında teslim ettiği kimliği belirsiz Filistinlilerin cenazeleri dün Gazze Şeridi'ndeki Deyr el-Belah'ta toprağa verildi (AP).
İsrail'in ateşkes anlaşması kapsamında teslim ettiği kimliği belirsiz Filistinlilerin cenazeleri dün Gazze Şeridi'ndeki Deyr el-Belah'ta toprağa verildi (AP).
TT

"Yaşayanların Mezarlığı" İsrail'in mahkumlara yönelik işkencelerini gözler önüne seriyor

İsrail'in ateşkes anlaşması kapsamında teslim ettiği kimliği belirsiz Filistinlilerin cenazeleri dün Gazze Şeridi'ndeki Deyr el-Belah'ta toprağa verildi (AP).
İsrail'in ateşkes anlaşması kapsamında teslim ettiği kimliği belirsiz Filistinlilerin cenazeleri dün Gazze Şeridi'ndeki Deyr el-Belah'ta toprağa verildi (AP).

Şarku'l Avsat'ın İsrail'in Sde Teiman hapishanesindeki eski Filistinli tutuklulardan elde ettiği iki ifade, buradaki tutukluların vahşi tecavüz de dahil olmak üzere çeşitli işkence ve zulümlere maruz kaldığını ortaya koydu.

İsrail tarafından gizlilikle korunan ve Necef çölündeki bir askeri üssün içinde bulunan hapishane, İsrail askerlerinin bir Filistinli tutukluya fiziksel ve cinsel istismarda bulunduğunu gösteren bir videonun sızdırılmasının ardından inceleme altına alındı.

Filistinli gazeteci Şadi Ebu Sido, Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte, "yaşayanların mezarlığı" olarak adlandırdığı gözaltında tutulduğu süre boyunca, İsrail askerlerinin Filistinli tutuklulara gülerek ve video çekerek polis köpeği saldırısına öncülük ettiğine tanık olduğunu söyledi. "Çok korktuk" diye ekledi.

Ebu Sido, Sde Teiman hapishanesinde yaklaşık 19 ay tutuldu ve geçen ay bir tutuklu değişimiyle serbest bırakıldıktan sonra Gazze Şeridi'ne döndü.

Bir diğer yürek burkan hikaye ise Aralık 2023 sonlarında bacağı kesildikten sonra tedavi gördüğü sırada Kemal Advan Hastanesi'nde tutuklanan Filistinli Mahmud Ebu Foul'dan geliyor. Geçen aya kadar Sde Teiman Hapishanesi'nde kaldı. Ebu Foul, hapishanede işkence gördüğünü ve bilincini kaybedene kadar yaklaşık iki saat boyunca kafasına darbe aldığını vurguladı. "Uyandığımda görme yetimi tamamen kaybettiğimi fark ettim" dedi.