Lavrov, ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde 'böl ve yönet' taktiği uyguladığını belirtti

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (AA)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (AA)
TT

Lavrov, ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde 'böl ve yönet' taktiği uyguladığını belirtti

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (AA)
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov (AA)

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD’nin, Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütü PKK/YPG’yi desteklediğini ve bağımsız bir Kürt devleti kurulmasını istediğini belirterek, “Bu, Amerikalıların uzun zamandır benimsediği ‘böl ve yönet’ çizgisidir” dedi.
Lavrov, katıldığı Primakov Okumaları Uluslararası Forumu’nda güncel konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Suriye meselesine değinen Lavrov, “Suriye, jeopolitik siyasi oyunların kurbanı kalmaya devam ediyor. Bu, Arap Baharı ile 2011’de başladı ve böyle devam etti” diye konuştu.
Lavrov, Suriye’de yabancı devletlere ait silahlı güçlerin bulunduğuna dikkati çekerek şunları söyledi:
“Bunların arasında Suriye yönetiminin davet ettiği ve davet etmediği güçler de yer alıyor. Türkiye ve Suriye arasındaki özel ilişkilerin tarihi ve İran’ın Suriye’deki etkisi dikkate alındığında, sahadaki durumu gerçekten etkileyenlerin birleşmesi, Esed (Suriye'deki rejimin lideri) ve hükümeti ile konuşması gerektiği kanaatinde idik. Böylece Rusya, Türkiye ve İran’dan oluşan Astana üçlüsü kuruldu.”

Türkiye ile Rusya arasındaki anlaşmalar
Türkiye ile Rusya arasında İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nin varlığına yönelik anlaşmanın sürdüğünü hatırlatan Lavrov, burada Şam yönetimiyle diyaloğa açık olan muhaliflerle terör unsurlarının ayrılması gerektiğini, bu hususta Rus ve Türk devlet başkanlarının anlaşmaları olduğunu ifade etti.
Lazkiye-Halep M4 otoyolu üzerindeki blokajın kaldırılması, ortak devriyelerin yapılması konusundaki anlaşmaların daha önce yapıldığına dikkati çeken Lavrov, söz konusu anlaşmaların şimdilik tamamının uygulanmadığını savundu.
Lavrov, “Türk meslektaşlarımız da bunu kabul ediyor ve zorlukların üstesinden gelineceğine dair taahhütlerde bulunuyor” ifadesini kullandı.

Suriye’nin kuzeyinde ABD’nin etkisi
Türk yetkililerinin Suriye’nin kuzeydoğusu konusundaki anlaşmaları hatırlattığına dikkati çeken Lavrov, bu bölgede Suriye Demokratik Güçleri ve YPG’nin Türkiye tarafından düşman ve terör örgütü olarak kabul edildiğini hatırlattı.
Lavrov, “Bu yapılar, Amerikan birliklerinin esas olarak Fırat'ın doğu yakasında yasa dışı bulunması çerçevesinde ABD'nin himayesinden yararlandıkları gerçeğinde birleşiyor” dedi.
Suriye’de el-Tanf bölgesindeki duruma da değinen Lavrov, “Burada, vaatlere rağmen yasa dışı olarak 50 kilometrelik çapta el-Tanf bölgesi bulunuyor. Bu bölgede nelerin olup bittiğini kimse bilmiyor. Verilerimize göre teröristler, Rukban ve Hol kamplarında olduğu gibi burada da kendilerini iyi hissediyor” şeklinde konuştu.
Lavrov, ABD’nin Suriye'deki terör örgütü PKK/YPG'yi desteklediğine işaret ederek, “Amerikalıların, burada Kürt ayrılıkçılığını desteklemesi Türkiye’yi de endişelendiriyor. Bu, Kürtlerin azınlık olarak bulunduğu diğer ülkeleri de endişelendiriyor. Çünkü Kürt sorunu çok tehlikelidir” değerlendirmesinde bulundu.
Suriye rejimi ile PKK/YPG arasında diyaloğun sağlanmasından yana olduklarını dile getiren Lavrov, “Bu oluşumların, aşırılıkçılığı güden kışkırtıcı eylemleri benimsemekten vazgeçmesi gerektiğini” vurguladı. ABD’nin ise bunu engellediğinin altını çizen Lavrov, şunları kaydetti:
“Amerikalılar, Kürtleri bundan vazgeçiriyor. Amerikalılar, Rusya’nın bölünmesinden yana oldukları gibi, Kürtlerin bağımsız bir devlet kurmaları için koparılmasından da yana. Bu, Amerikalıların uzun zamandır benimsediği ‘böl ve yönet’ çizgisidir. Onlar, Suriye Demokratik Güçleri’nin Kürt liderlerini Şam ile diyalog kurmalarından vazgeçiriyorlar. Maalesef, bu Kürt oluşumlar, Amerikalıların güvenli ortak olduğuna inanıyor.”

Astana üçlüsünün pozisyonu
Astana üçlüsü olarak Suriye’nin toprak bütünlüğünü bozacak unsurlara karşı sert şekilde müdahale edeceklerini belirten Lavrov, “Bu bağlamda, Türkiye ile Suriye arasında yapılan ve geçerliliğini koruyan Adana Anlaşması kapsamında, Türkiye’nin endişelerinin dikkate alınması doğrultusunda, bu iki ülkenin diyaloğu yeniden sağlaması yoluyla sınırda güvenliğin sağlanması ile ilgili sorunları çözmesinden yanayız. Görünüşe göre bunun için ön koşullar oluşuyor” diye konuştu.



Kısalan program ve bariz yorgunluk... Trump'ta yaşlanma belirtileri mi görülmeye başlandı?

Trump'ta yaşlanma belirtileri belirgin şekilde görülmeye başlandı. (AFP)
Trump'ta yaşlanma belirtileri belirgin şekilde görülmeye başlandı. (AFP)
TT

Kısalan program ve bariz yorgunluk... Trump'ta yaşlanma belirtileri mi görülmeye başlandı?

Trump'ta yaşlanma belirtileri belirgin şekilde görülmeye başlandı. (AFP)
Trump'ta yaşlanma belirtileri belirgin şekilde görülmeye başlandı. (AFP)

New York Times’ta yayımlanan bir haber, ABD Başkanı Donald Trump’ın bu yılın başında başlayan ikinci döneminden bu yana sağlık durumunda ve kamuya görünürlüğünde yaşanan değişimleri mercek altına aldı. Haberde, yaşlanmanın belirtilerinin Trump’ta gözle görülür şekilde ortaya çıktığı ifade edildi.

Şarku’l Avsat’ın New York Times’tan aktardığına göre 79 yaşındaki Trump kendisini güç, enerji ve bitmeyen bir dinamizm sembolü olarak sunmaya devam etse de, gerçek durumunun çok daha karmaşık olduğu vurgulandı.

ABD’de Cadılar Bayramı kutlamalarının yapıldığı gün, Trump Japonya ve Güney Kore’yi kapsayan yaklaşık bir haftalık turunun ardından Andrews Hava Üssü’ne indi. Ardından Beyaz Saray’a geçerek kostümlü çocuklara şeker dağıttı. Destekçileri, yoğun programına rağmen ayakta kalabilmesini övgüyle karşıladı; bir sosyal medya kullanıcısı “Adam günlerdir durmadan çalışıyor!” diye yazdı.

Ancak bir hafta sonra, Beyaz Saray’daki bir etkinlikte Trump’ın yorgunluk belirtileri dikkat çekti. Başkanın uykusu gelmiş gibi göründüğü ve gözlerini açık tutmakta zorlandığı ifade edildi.

Yaşıyla ilgili eleştirilerden kaçınmak için Trump, kendisini sık sık selefi Joe Biden ile karşılaştırıyor. Başkanlık görevini 82 yaşında sürdüren Biden’ın ekibinin, onun artan zayıflığını kamuoyundan saklamak için çeşitli önlemler aldığı belirtiliyor.

Trump’ın programı

Trump, Amerikan kamu hayatında hâlâ çok görünür bir figür olmayı sürdürüyor. Medya karşısına sıkça çıkıyor ve Biden’ın yaptığına kıyasla çok daha fazla soru yanıtlıyor. Yabancı liderler, şirket yöneticileri, bağışçılar ve diğer etkili isimlerin kendisine düzenli ve doğrudan erişimi bulunuyor.

Buna rağmen, ikinci döneminin neredeyse bir yılının geride kalmasıyla birlikte Amerikalıların Trump’ı eskisi kadar sık görmediği dikkat çekiyor. New York Times’ın Trump'ın programıyla ilgili analizine göre, başkanın kamuya açık etkinliklerinin sayısı azaldı. Ayrıca ülke içi seyahatleri, ilk döneminin başlangıcı olan 2017 yılına kıyasla belirgin şekilde düşmüş durumda. Buna karşın Trump’ın dış gezileri arttı.

cdfvgt
Amerikalılar Trump'ı eskisi kadar sık görmüyor. (Reuters)

Ayrıca, eskisine göre daha kısa bir kamu programı sürdürüyor. Kamuya açık etkinliklerinin çoğu öğle saatleri ile 17:00 arasında gerçekleşiyor.

İlk döneminde Trump'ın programındaki etkinlikler ortalama olarak sabah 10:30'da başlıyordu.

Trump'ın bu yıl resmi olarak ortaya çıktığı toplam sayı, 2017'ye kıyasla yüzde 39 azaldı.

20 Ocak ile 25 Kasım 2017 arasında Trump bin 688 resmi etkinlik düzenledi. Bu yılın aynı döneminde Trump bin 29 resmi etkinlikte boy gösterdi.

Yorgunluk belirtileri

Halka açık yerlerde bazen yorgun görünüyor. 6 Kasım günü öğle saatlerinde Beyaz Saray'da popüler zayıflama ilaçlarının fiyatlarının düşürülmesi konusunda düzenlenen basın toplantısında Trump, etrafında duran CEO'lar ilaçlar hakkında konuşurken yaklaşık 20 dakika boyunca masasında oturarak uykusuyla mücadele etti.

sadfrgt
ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'da kilo verme ilaçlarının fiyatlarını düşürmek için düzenlenen bir etkinlik sırasında uyuyor gibi görünüyor. (Reuters)

Trump, yanında duran bir konuk bayılıp yere düşene kadar koltuğundan kalkmadı.

Manyetik rezonans görüntüleme

Trump, ayrıntıları vermeden geçirdiği tıbbi işlemlerle ilgili haberleri paylaşarak sağlığı hakkında daha fazla soru işareti yarattı.

Asya'dayken Trump, nedenini açıklamadan ekim ayı başında Walter Reed Ulusal Askeri Tıp Merkezi'nde MRG (manyetik rezonans görüntüleme) taraması geçirdiğini açıkladı.

MRG taraması hakkında tekrar sorulduğunda Trump, Air Force One uçağında gazetecilere şunları söyledi: “Ne analiz ettiklerini bilmiyorum. Ama ne analiz ettilerse, iyi analiz etmişler ve şimdiye kadar gördükleri en iyi sonucu aldığımı söylediler.”

Sağ elindeki morluk

Trump ayrıca sağ elindeki morluğa kozmetik ürünler sürüyor, bu da sağlığı hakkında daha fazla soru işareti yaratıyor.

Doktoru ve yardımcıları, morluğun aspirin kullanımı ve sık sık el sıkışmasından kaynaklandığını söylüyor.

cdfgt
Trump morluklarını makyajla kapatıyor. (Reuters)

Eylül ayında, elindeki morluk ve ayak bileklerindeki şişlik, gözlemciler arasında sağlığı hakkında yaygın spekülasyonlara yol açtı.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Trump'ın sağlığıyla ilgili bir dizi soruya yanıt verirken, başkanın enerjisini övdü.

Leavitt yaptığı açıklamada, “Eski başkanın bilişsel gerilemesini örtbas eden ve basından gizleyen Biden yönetimindeki Beyaz Saray yetkililerinin aksine, Başkan Trump’ın tüm ekibi, başkanın sağlığı konusunda açık ve şeffaf davrandı” dedi.

Kilo kaybı

Trump’ın ilk döneminde sağlık durumuna ilişkin eleştirileri tetikleyen birçok unsur bugün de geçerliliğini koruyor. Düzenli spor yapmıyor; bunun nedenlerinden biri, insanların doğuştan sınırlı bir enerji rezervine sahip olduğuna ve yoğun fiziksel aktivitenin bu ‘bataryayı’ tüketebileceğine dair inancı.

Ayrıca fazlaca kırmızı et tükettiği biliniyor.

Buna karşın, doktoruna göre Trump bir miktar kilo verdi.

2020’de 190 cm boyundaki Trump’ın kilosu 111 kg olarak açıklanmıştı; bu değer resmi olarak obezite kategorisine giriyordu. Bu yıl ise doktoru Sean Barbabella, başkanın sağlık özetinde kilosunun 109 kg olduğunu bildirdi.

Trump’ın, Ozempic gibi popüler zayıflama iğnelerinin etkisi hakkında sık sık konuştuğu, bunları ‘yağ ilaçları’ olarak adlandırdığı ve çevresindeki bazı kişilerin bu tedavileri kullandığını söylediği aktarılıyor. Ancak doktoru, Trump’ın kendisinin bu ilaçları kullanıp kullanmadığına dair bir açıklama yapmadı.

Barbabella, nisan ayında yaptığı değerlendirmede, “Başkan Trump bilişsel ve fiziksel açıdan mükemmel bir sağlık durumuna sahip; başkomutan ve devlet başkanı olarak görevlerini eksiksiz yerine getirebilecek durumda” ifadelerini kullandı.

Tutarlı yaklaşım

George Washington Üniversitesi’nden siyasal tarihçi Matthew Dallek, başkanların genel olarak sağlıklarına dair mümkün olan en iyi görüntüyü sunmaya çalıştığını, Trump’ın da Biden dahil seleflerinin izlediği yolu izlediğini söyledi.

Dallek, “Çevresindekiler Biden’ın yardımcılarına benziyor; sanki hayali bir dünyada yaşıyormuşuz gibi konuşuyorlar. Bu şekilde Trump, yardımcıları ve doktorlarının desteğiyle sağlığına dair gerçek dışı bir imaj yarattı. Oysa gerçek şu ki, 79 yaşında ve bu görevi üstlenen en yaşlı kişilerden biri” dedi.

Eski Beyaz Saray doktoru ve başkanların sağlık bakımı üzerine bir kitabın yazarı olan Jeffrey Kuhlman ise Trump’ın çalışma temposunun, göreve geldiklerinde 54 yaşında olan George W. Bush ile 47 yaşındaki Barack Obama’nınkinden oldukça farklı olduğunu söyledi.

Kuhlman, “Hem Bush hem de Obama günlük programlarına sporu dahil etmişlerdi. Bush her gün sabah 6.45’te Oval Ofis’e ulaşırdı; Obama ise genellikle sabah 10 gibi gelir ve akşam 7’ye kadar çalışırdı” dedi.

Trump’ın yardımcılarına ilişkin değerlendirmesinde ise, “Onu son derece enerjik ve güçlü biri olarak göstermeye çalışıyorlar. Ancak Oval Ofis’te bulunduğu zamanlarda pek hareketli olmadığı görünüyor” ifadelerini kullandı.

Kuhlman, Trump’ın yaşına rağmen uçak merdivenlerini çıkarak Air Force One’a binebilmesinin takdire şayan olduğunu belirtti, ancak “Uçağın içine girdikten sonra ne yaptığı konusunda kimsenin bir fikri yok” dedi.


İsrail ordusu: Refah'ta bir tünelden çıkan 6 militanı hedef aldık

Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv- Reuters)
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv- Reuters)
TT

İsrail ordusu: Refah'ta bir tünelden çıkan 6 militanı hedef aldık

Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv- Reuters)
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv- Reuters)

İsrail askeri sözcüsü Avichay Adraee, İsrail güçlerinin bu sabah Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta altı militanı hedef aldığını açıkladı. Militanların bölgedeki bir yeraltı tünelinden çıktıklarına inanılıyor.

Adraee, güçlerin bölgedeki arama operasyonlarını sürdürdüğünü de ifade etti.

cfg
İsrail askerleri, Gazze Şeridi sınırına yakın güney İsrail'de konuşlu bir tank taretinin tepesinde duruyor (AFP)

Şarku’l Avsat’ın çeşitli medya kuruluşlarından aktardığına göre İsrail güçlerinin 10 Ekim'den bu yana yürürlükte olan ateşkes anlaşması kapsamında yeniden konuşlandırıldığı Filistin topraklarının bir bölümü olan Refah'ta bulunan tünellerde 200 kadar Hamas savaşçısı mahsur kalmış olabilir.


Hong Kong'da yüksek katlı konut kompleksinde yangın: En az 4 Kişi hayatını kaybetti

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Hong Kong'da yüksek katlı konut kompleksinde yangın: En az 4 Kişi hayatını kaybetti

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Hong Kong’daki bir yüksek katlı konut kompleksinde bugün (Çarşamba) çıkan büyük yangında dört kişi hayatını kaybetti. Kentin İtfaiye Hizmetleri Dairesi, olayda dört kişinin öldüğünü ve üç kişinin yaralandığını açıkladı. Polis ise daha önce sekiz kişinin etkilendiğini bildirmişti; sayılardaki farkın nedeni henüz netlik kazanmadı.

Hong Kong medyası, yaşamını yitirenler arasında bir itfaiyecinin de bulunduğunu öne sürdü, ancak bu bilgi resmi olarak doğrulanmadı.

g
Fotoğraf:  AP

Yangın, kentin Tai Po bölgesindeki binanın dış cephesine kurulan bambu iskelesi boyunca hızla yayılarak gökyüzüne yoğun duman yükseldi. Olay yerinden aktarılan canlı görüntülerde, itfaiye ekiplerinin merdivenli araçlardan yüksekten su sıkarak alevlere müdahale ettiği görüldü.

Yetkililer, yangının ardından Hong Kong’daki ikinci en yüksek alarm seviyesi olan dört numaralı yangın alarmını devreye aldı.

s
Fotoğraf:  AP

Polis, olayın yaşandığı binalarda mahsur kalan kişiler olduğuna dair birçok ihbar aldıklarını açıkladı.

sdf
Fotoğraf:  AP

Tai Po, Hong Kong’un Yeni Topraklar olarak bilinen kuzey bölgesinde, Çin anakarasındaki Shenzhen kentine yakın bir yerleşim alanı olarak biliniyor.