Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim, Şarku’l Avsat’a konuştu: Ekonomimiz krizlere dayanıklı

Suudi Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim, Şarku’l Avsat’a konuştu: Zorluklar karşısında ekonomimizin sağlamlığından eminiz

Suudi Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim (Şarku’l Avsat)
Suudi Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim, Şarku’l Avsat’a konuştu: Ekonomimiz krizlere dayanıklı

Suudi Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim (Şarku’l Avsat)
Suudi Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim (Şarku’l Avsat)

Şarku’l Avsat, Davos Zirvesi’nde küresel ekonomideki yavaşlama yönündeki beklentilerin ve durgunluğa dair endişelerin konuşulması ardından Suudi Ekonomi ve Planlama Bakanı Faysal el-İbrahim ile Dünya Ekonomik Forumu’ndaki (WEF) Suudi Arabistan genel merkezinde bir araya geldi. Bakan, küresel ekonomik göstergelerdeki düşüşün tersine, 2023'te yüzde 3,1 oranında büyümesi beklenen Suudi ekonomisinin zorluklar karşısındaki sağlamlığından emin olduklarını teyit etti.
Geleneksel ekonomik sektörlerdeki büyüme, özel sektörün güçlü performansı ve 2030 Vizyonu'na eşlik eden etkili politikalar ve yapısal reformlar olmak üzere ekonomiyi destekleyen üç temele değinen Suudi Bakan, diğer yandan ise Suudi kadınların işgücü piyasasına katılım oranının yüzde 37'ye ulaştığını açıkladı. Aynı zamanda herkes için adil ve sürdürülebilir bir geleceğe doğru enerji geçişinde ülkesinin istikrar ve sorumluluğa yönelik kararlı duruşunu vurguladı.
Suudi Arabistan’da enflasyon düzeyinde yüzde 3,3 artış kaydedildiği bilinirken, Bakan İbrahim ise tüketiciyi korumak için adımlar attıklarını doğruladı.

Tüketicinin korunması
Suudi Arabistan’da 2022 Aralık tüketici fiyatları endeksinde 2021'in aynı ayına göre yüzde 3,3 oranında artış kaydedildi. Euro bölgesindeki 9,2, ABD’deki 8,5 ortalama enflasyon oranları ile karşılaştırıldığında bu rakam düşük kalıyor.
Bakan İbrahim ise bu hususta “Maliye Bakanlığı tahminlerine göre 2023’te enflasyon oranının yüzde 2,1'i geçmeyeceği beklentisindeyiz. Enflasyonu ve yükselen fiyatları kontrol etme gücümüzün nedenlerinden biri Suudi riyali ile doları birbirine bağlayan maliye ve para politikasıdır. Bir süre önce enerji zamlarının durdurulmasını, toplumun çeşitli kesimlerinin kırılganlık düzeylerinin araştırılmasını ve vatandaşın hesabı üzerinden destek sağlanmasına yönelik kraliyet direktifleri içeren proaktif bir vizyon benimsedik. Bakanlığın durumu sürekli olarak incelemesi, enflasyon seviyelerini kontrol altında tutmaya ve gerektiğinde müdahale etmeye olanak tanıyor” ifadelerine başvurdu.

Yüksek büyüme
Davos uzmanları, küresel ekonomide yavaşlama uyarısında bulunurken Suudi ekonomisi ise 2022’de yüzde 8,5 oranında büyüme seviyelerine ulaştı. Suudi tahminleri, bu yıl küresel ekonominin ortalama büyümesinin üzerinde yüzde 3,1 ile yüzde 3,7 (bu rakam Uluslararası Para Fonu beklentilerinde yer alıyor) arasında rekor bir büyüme kaydedileceği yönünde.
Bakan İbrahim, şöyle söylüyor:
“Aslında Suudi ekonomisi, tek bir ekonomide nadiren bir araya gelen güç unsurlarına sahip. Bu unsurlar, Suudi Arabistan ekonomisinin kaydettiği ekonomik büyüme seviyelerine büyük katkı sağladı. İlk husus olan geleneksel ekonomik sektörlerin başında, fiyatları ile ihracat ve ithalatı artıran petrol geliyor. İkinci husus ise hızlı büyüme kaydeden özel sektör. 2022'nin üçüncü çeyreğinin sonuna kadar petrol dışı faaliyetler, yüzde 5,9 oranında büyüme kaydetti. Bu, yıllardır kaydedilen en yüksek seviye. Orta vadede büyümenin devam edeceği bekleniyor. Özel sektörün güçlü performansının önemi, şahit olduğumuz yüksek büyüme hızına ulaşılmasında geleneksel olmayan faaliyetlerin rolünde kendini gösteriyor. Bu bağlamda, Suudi Arabistan ekonomisindeki diğer tüm güç faktörlerine ek olarak, sürekli doğrudan yabancı yatırım akışının yanı sıra turizm, ulaşım, lojistik, sanayi ve teknoloji sektörlerinin sonuçlarına atıfta bulunuyoruz. Enerji kaynaklarının, hammaddelerin, stratejik konumun ve insan sermayesinin mevcudiyeti de bunlardan bazıları. Suudi ekonomisinin gücündeki en önemli unsur, gelir kaynaklarını çeşitlendirmeye, yeni ve gelecek vaat eden sektörler için daha fazla alan açmaya, sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için fırsatlar yaratmaya yönelik etkili ekonomi politikalarıdır. Krallığın birkaç yıldır üzerinde çalıştığı ekonomik politikalar ve yapısal reformlar, ekonomik büyümede niteliksel bir değişim sağlamayı başarmıştır.”

Küresel ekonomide yavaşlama
Küresel ekonomideki yavaşlama ve yüksek enflasyon seviyeleri, 53. WEF Zirvesi’ne damgasını vuruyor. Ancak Suudi ekonomisinin gücü ve yüksek büyüme seviyelerine ulaşmaya devam etme yeteneği konusunda iyimser ifadelerde bulunan Bakan İbrahim, şöyle ekliyor:
“Dünyanın bir parçası olan Suudi Arabistan, olumsuz küresel koşullardan elbette ki etkilenecektir. Ancak biz, Suudi ekonomisinin dayandığı sağlam temellere, büyümeye devam etmesine izin veren ekonomik politikaların uygulanabilirliğine güveniyoruz. Suudi Arabistan ekonomisi; enflasyon, gıda ve temel emtia fiyatlarında artış, tedarik zincirlerinde aksama ve küresel jeopolitik çalkantılar başta olmak üzere küresel büyümeyi olumsuz etkileyen pek çok soruna sahne olan 2022'de güçlü bir büyüme kaydetmeyi başardı. Suudi Arabistan ekonomisindeki büyümeyi destekleyen unsurların çoğu, önümüzdeki yıllarda olumlu etki yaratmaya devam edecek. Örneğin özel sektörün ekonomiye katkısının 2030 yılına kadar yüzde 65'e çıkması bekleniyor. Aynı zamanda 2030 yılına kadar beklenen harcama planlarına ek olarak projeler ve dönüşüm planlarına da değinebiliriz. Bunlar ekonomik büyümenin sürdürülmesini, küresel ekonomik baskıların etkisinin azaltılmasını sağlayacak.”

Eşsiz dönüşüm modeli
Bakan İbrahim aynı zamanda, “Özel sektör, şeffaf kurumsal ortam ve politikalarda netlik peşinde. Suudi Arabistan ekonomisinin tanık olduğu büyük ve hızlı dönüşümle birlikte, yedi yılın ardından yön ve önceliklerimiz konusunda eskisinden çok daha büyük bir netliğe ulaştığımıza inanıyorum. Tüm stratejiler, Suudi Vizyon 2030 hedefleri çerçevesinde özel sektörün katılımını yükseltmeyi ve 2030 yılına kadar gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 65'ine katkısını artırmayı hedefliyor” ifadelerine başvurdu.
Suudi Arabistan'daki dönüşüm modeli; yeni sektörlerin, küçük ve orta ölçekli işletmelerin etkinleştirilmesi, iş ortamının geliştirilmesi ve ürün ve hizmetlerde yerel içeriğin artırılması amacıyla kamu ve özel sektör ortaklığına dayanıyor. Bakan İbrahim bu hususta şöyle belirtiyor:
“Etkinliğini kanıtlayan bu model, ülkenin 2022’de tanık olduğu güçlü büyüme seviyeleri için ana etken oldu. Suudi Arabistan, dönüştürücü çözümlerde kamu ve özel sektör arasında katılımcı yatırımlar için kapsamlı bir model geliştiriyor. Eşsiz fırsatlar açısından zengin bir yatırım ortamı yaratılmasını ağlayan ardışık yatırımlar amaçlanıyor. Suudi Arabistan, bilgi ve yeniliğe dayalı bir ekonomiye ulaşmak amacıyla yerel yeteneklerini geliştirerek ve gelecek vaat eden fırsatları ortaya çıkararak hayati sektörlere yaptığı yatırımları artırmaya çalışıyor. Önümüzdeki dönemde, yapısal düzenleme ve politika reformları, kilit sektörler için hayati altyapı yatırımları ve önemli ekonomik etkiye sahip yeni sektörlerin etkinleştirilmesi yoluyla ekonomik çeşitlendirme sürecini hızlandırmaya devam edeceğiz. Suudi Arabistan, üç kıta arasında yer alan stratejik coğrafi konumu sayesinde, küresel ekonomiler için daha yüksek dayanıklılık elde etmek amacıyla ana küresel tedarik zinciri yollarının istikrarını ve güvenliğini sağlamada hayati ve son derece önemli bir rol oynuyor.”
Suudi Arabistan'ın küresel istikrarı korumanın ve dayanıklılığı desteklemenin tek yolunun uluslararası iş birliği olduğuna inandığını belirten Bakan İbrahim, aynı zamanda karşılıklı ticari çıkarlara ulaşıldığı ve geçmişteki zorlukların üstesinden gelindiği sırada sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için küresel ortaklığın önemine, kapsamlı tedarik güvenliğini artırmak için tedarik zincirlerinin bölgesel ve küresel olarak geliştirilmesi gerektiğine değiniyor.

Enerji dönüşümü
İklim değişikliği ile mücadele ve enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi meseleleri bu yıl Davos’ta çok konuşuluyor. Bu konular, Kovid-19 salgını ve Ukrayna'daki savaşı takiben küresel ekonomik toparlanma planının ayrılmaz bir parçası sayılıyor. Sorumlu ve kapsamlı bir enerji geçişini destekleyen ve ekonomiyi çeşitlendirmeye çalışan Suudi Arabistan, Yeşil Suudi Arabistan ve Yeşil Orta Doğu girişimleri aracılığıyla çevreyi korumak için iddialı programlar yürütüyor.
Bakan İbrahim, “Herkes için sürdürülebilir bir geleceğe doğru enerji geçişinde istikrarı ve sorumluluğu vurgulayan Suudi Arabistan, iklim eyleminde ilerleyiş arayışı ve geleceğin enerjisine yatırım ile bağlantılı olarak günümüzde enerji güvenliğini ve istikrarını sağlayarak kapsamlı bir enerji dönüşümünü gerçekleştirmek istiyor. 2060 yılına kadar sıfır emisyon hedefine ulaşmak için çalışan Suudi Arabistan, yenilenebilir enerjinin enerji karışımındaki payını 2030 yılına kadar yüzde 50'ye çıkarmak istiyor. Yeşil bir ekonomi elde etmek ve modern yenilenebilir enerji projeleri geliştirmek için uğraşan Suudi Arabistan, bu kapsamda en az 186 milyar dolar tahsis ediyor. Suudi Arabistan, emisyonları azaltmak ve enerji geçişini hızlandırmak için yenilikçi çözümler tasarlamak üzere yatırım yapmaya, dünyanın dört bir yanındaki ortaklarıyla işbirliğinde bulunmaya devam ediyor. Ülkemiz, Şarm eş-Şeyh’teki COP27 Konferansı’nda kaydedilen ilerlemeye katkı sağlamıştı. Bu doğrultuda istikrarlı bir şekilde çalışıyoruz. İklim değişikliği ile mücadele, bir lüks değil, bir zorunluluktur. Suudi Arabistan'ın enerji güvenliğinin korunması, başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere tüm ülkeler için adil ekonomik büyüme sağlama yeteneğinin pekiştirilmesi sayesinde iklim değişikliğiyle mücadeleyi mümkün kılacak enerji geçiş çabalarına öncülük edeceğine inanıyoruz.

Kadınların katılımı
Suudi Ekonomi Bakanı, kadınların katılım oranının 2022'nin ikinci çeyreğinde kaydedilen yüzde 35,6'dan belirgin bir artışla üçüncü çeyreğinde yüzde 37'ye ulaştığını açıkladı. Kadınların küçük ve orta ölçekli işletmelerdeki toplam girişimci sayısının yüzde 40 ila 50'sini teşkil ettiğine değinen Bakan İbrahim, Suudi Arabistan'ın üzerinde çalıştığı ekonomi politikalarının, esnek ve sürdürülebilir yaklaşımının, büyük şirketler ile küçük ve orta ölçekli işletmelerin rolünün pekiştirilmesini sağladığını, dolayısıyla işsizlik oranını düşürmeye destek verdiğini ifade etti. Farklı beceri ve yeteneklerin önemli olduğu iş gücünün sağlanmasının, daha fazla iş olanağının kaydedilmesinin, sanayi, turizm ve lojistik hizmetlerde yeni ekonomik sektörlerin başlatılmasının önemine değinen Suudi Ekonomi Bakanı, ülkesinin bilhassa her düzeyde fırsat sağlayacak ve gelecek vadeden sektörlerde genç Suudi erkek ve kadınların enerjilerine yatırım yapmayı, bu yönde beceri ve yetenekleri geliştirmeyi öncelikleri arasına aldığından bahsetti.

Nüfus ve Kalkınma Arap Konseyi
Suudi Arabistan, Arap ülkelerinin ortak eylemi yönündeki en önemli kurumlardan olan, nüfus ve kalkınma alanındaki araştırma ve verilerde gelişme kaydetmeyi amaçlayan Nüfus ve Kalkınma Arap Konseyi yürütme kurulu başkanlığına seçilmişti. Tüm Arap ülkelerindeki demografik değişimin ekonomik büyümeye etkisi göz önüne alındığında nüfus ve kalkınmanın sürdürülebilir kalkınma politikaları ve çabaları için temel mesele teşkil ettiğine değinen Bakan İbrahim, şöyle ekliyor:
“Bugün hızlı küresel değişimler ve Arap toplumlarındaki gençlerin yüksek yüzdesi ışığında, nüfus geliştirme politikalarını beşeri sermaye politikalarından ve kurumsal dayanıklılıktan ayırmamak gerekiyor. Bu konsey kapsamında, Arap ülkelerinin deneyimlerden yararlanabilmesi ve mevcut zorluklara yenilikçi çözümler bulma çabalarının ortak hale getirilmesi amaçlanıyor. Suudi Arabistan, Konsey'de ve yeni başkanlığı aracılığıyla, birçok ders ve gelişmiş çözümler sunmuştu. Bu çözümler, nüfus profilini, demografik dönüşümü ve kapsamlı kalkınma planlarını mümkün kılan nüfus politikalarının nasıl geliştirileceğini anlamak için son yıllarda uygulanıyor. İnsan sermayesini artırmaya, esnek kurumlar oluşturmaya, karar verme sürecini desteklemeye, güvenilir veriler sağlayarak politikalar belirlemeye, vatandaşların refahını ve yaşam kalitesini artırmak amacıyla sivil kayıtları ve istatistikleri birleştirmeye odaklanan Suudi Arabistan, 2030 Vizyonu kapsamında zaten bunlar için uğraşıyor.”



Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Başkanı Şarku’l Avsat’a konuştu: Sınır komşumuz olan Türkiye'yi kışkırtmak gibi bir niyetimiz yok

Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)
Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Başkanı Şarku’l Avsat’a konuştu: Sınır komşumuz olan Türkiye'yi kışkırtmak gibi bir niyetimiz yok

Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)
Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)

Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Başkanı Süleyman Oso, konseyin, sınır komşusu Türkiye ile karşı karşıya gelmek istemediğini söyledi. Türkiye'nin uzun bir sınırı paylaşan komşu bir ülke olduğunu ifade eden Oso, Türkiye'nin Suriye'deki Kürt halkının mahremiyetine saygı göstereceğini umduğunu belirtti.

Oso, Türkiye-Suriye yakınlaşması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Esed arasında yakın zamanda bir görüşme yapılacağına dair çıkan söylentilerle ilgili özellikle de ENKS içinde Kürtlerin endişeli olup olmadığına ilişkin soruları yanıtladı.

Oso Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, ENKS’nin Suriye muhalefetinin bir parçası olduğunu dile getirdi. Oso kapsamlı çözümün, Suriye'deki azınlıklar ve milliyetler meselesine adil bir çözüm bulmayı da içeren uluslararası kararlarda yattığını vurguladı.

ENKS’nin Suriye devrimine katıldığından bu yana Suriye'nin ulusal çıkarlarını temel aldığına dikkat çeken Oso, “Ulusal haklarımız için endişe duyuyoruz. Bu rejim, varlıklarının anayasal olarak tanınmasını ve ulusal haklarının güvence altına alınmasını isteyen Kürt halkının taleplerini karşılamıyor. Kürt halkının ulusal haklarını halen inkâr ediyor” ifadelerini kullandı.

Oso ayrıca, Suriye'deki Kürt bölgesiyle ilgili olarak rejim ve Türkiye arasında anlaşmalar yapılacağına olan inancını dile getirdi.

sdcfvgbr
Halep'in kuzeyindeki el-Bab kentinde askeri karargah önünde gerçekleşen halk protestolarından (arşiv)

Oso, Türkiye'deki mültecilerin Türk nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde yaşanan ihlallere ve gösterilere maruz kalmasıyla ilgili olarak şunları söyledi: “Rejim aygıtlarının baskı ve zulmü nedeniyle evlerini terk eden Suriyeli mültecilere yönelik Türkiye, Lübnan ve Irak'taki nefret söylemini endişeyle takip ediyoruz. Türk muhalefeti tarafından Suriyeli mültecilere karşı uygulanan bu söylemi şiddetle kınıyoruz.”

Oso, ‘bunun devam etmesine izin vermenin Türk devletinin çıkarına olmadığını ve mültecileri korumak için acil yasal çözümler getirilmesini beklediklerini’ vurguladı.

Özerk yönetim seçimleri

Oso, özerk yönetim belediye seçimlerine katılmayı reddetmeleri hususunda ise “Bu seçimleri boykot ettiğimizi resmî açıklamalarla duyurduk” dedi.

asdf
Ed-Derbasiye kasabası sakinleri Suriye'nin kuzeydoğusundaki yerel seçimler için yapılan ön seçimlerde oylarını kullandı. (Şarku’l Avsat)

Oso sözlerini şöyle sürdürdü: “Üzerinde mutabık kaldığımız maddelerden biri de yerel seçimlerin düzenlenmesiydi. O dönemde, seçim maddesi de dahil olmak üzere siyasi anlaşmanın yüzde 70'inden fazlasını tamamlamıştık. Bu maddede iktidar ortaklığı, ortak bir yönetim kurulması, ENKS'nin geçiş döneminde 11 ay boyunca bölge yönetiminde gerçek bir ortak olması, uygun koşulların yaratılması, vatandaşlar arasında güvenli bir atmosfer oluşturulması, yönetimin bölgedeki tüm siyasi bileşenleri temsil ettiği konusunda onlara güven verilmesi ve bölge sakinlerinin sandığa gidip özgürce oylarını kullanmaları için güvenlerinin arttırılması konusunda anlaşmıştık. Ancak, bu müzakereler, karşı tarafın uzlaşmazlığı nedeniyle kısa sürede sekteye uğradı ve çöktü.”

sdvfr
Suriye seçimlerinde Şam'daki adayların kampanya afişleri (AFP)

ENKS’nin son seçimlere katılmayı reddetmesinin nedenine ilişkin olarak Oso, “Suriye'de seçimlerin yapılması için 2254 sayılı uluslararası kararla belirlenen koşullar mevcut değildi. Baskı ve otoriter yönetimin varlığında da hiçbir zaman bu güvenli koşullar olmayacak. İster özerk yönetim belediye seçimleriyle ilgili olsun, ister Suriye Halk Meclisi seçimleriyle ilgili olsun hepsinin sonuçları iktidar partileri lehine belirleniyor” açıklamasında bulundu.

Oso, yönetim seçimlerinin başka askeri işgallere yol açacağından korktuğunu ifade etti. Yönetim seçimlerine devam ederse kuzeyde yeni bir Türk askeri operasyonu konusunda ciddi endişeler olduğunu vurgulayan Oso, Türkiye'nin daha önce Afrin'i almakla tehdit ettiğini ve tehdidini gerçekleştirdiğini, ayrıca Rasulayn ve Tel Abyad'ı almakla tehdit ettiğini ve tehdidini gerçekleştirdiğini belirtti.

ENKS Başkanlığı’nın ABD Suriye Özel Temsilcisi ile yaptığı görüşmeye de değinen Oso, “ABD Temsilcisi, ABD yönetimi adına müzakerelerin yeniden canlandırılması için bir girişimde bulundu ve bu müzakerelerin başarıya ulaşması konusunda ciddi olduklarını söyledi. Biz de kendisine karşı tarafın, yani PYD’nin ihlalleri nedeniyle müzakerelerin durduğunu, zira daha önce SDG Komutanı Mazlum Abdi ve ABD'nin eski Suriye Özel Temsilcisi Yardımcısı David Brownstein'ın taahhütlerini içeren bir garanti belgesi imzalandığını söyledik. Garanti belgesi kapsamında müzakerelere geri dönmeye hazır olduğumuzu ifade ettik” şeklinde konuştu.

ENKS Başkanı, Kürt hareketinin iki tarafı arasındaki çıkmazda bir ilerleme sağlanmasının zor olduğunu düşünüyor. “Bugüne kadar bu çıkmazda bir ilerleme kaydedilemedi. Buradaki durumu daha da karmaşık hale getiren şey, bu ayın başlarında kaçırılan 12 üyesinin serbest bırakılması talebiyle ENKS’nin düzenlediği barışçıl toplantı sırasında ENKS destekçilerine ve üyelerine yapılan saldırı oldu” diyen Oso, söz konusu saldırının ABD'nin Kürt-Kürt müzakerelerini yeniden canlandırma çabalarını baltalamaya yönelik bir mesaj olduğunu açıkladı.

Suveyda ayaklanması

Başka bir bağlamda Oso, Suveyda’da yaşananlar hakkında şunları söyledi: “Suriye'deki Kürt halkının kıymetli vilayeti olan ve Dürzi kardeşlerimizi de içeren Suveyda’daki protestoların başlamasından bu yana ENKS, özgürlük, demokrasi ve tüm Suriyeliler yararına federal bir Suriye için yapılan bu barışçıl protestoların yanında yer aldı.”

dvfbr
Suriye seçimlerinde Şam'daki adayların kampanya afişleri (AFP)

Uluslararası topluma Suriye krizinin çözümüne yönelik kararların uygulanmasını hızlandırma çağrısında bulunan Oso, “Tüm Suriyelilerin ekonomik durumunun çok kötü olması ve mutlak çoğunluğun yoksulluk tehdidi altında yaşaması nedeniyle Suriye halkı bir bütün olarak açlığa, yoksulluğa ve yokluğa daha fazla tahammül edemez. Sığındıkları ülkelerde yerlerinden edilen Suriyeli mültecilerin ve ülke içinde yerinden edilenlerin trajedilerini unutmamalıyız” ifadelerini kullandı.

Oso, ENKS’nin Suriye muhalefetiyle kurduğu ittifakın Suriyelilerin kurtuluşu için bir seçenek olduğunu vurguladı. “Koalisyonun ve müzakere organının bir parçasıyız. Uluslararası sponsorluk altında oluşturulan anayasa komitesinin de bir parçasıyız. Kaderimiz bir bütün olarak Suriye halkıyla bağlantılı. Muhalefet saflarına katıldığımızda Suriye halkının yanında durmayı seçtik” şeklinde konuşan Oso, koalisyonda ve Suriyeli muhalif güçlerle birlikte temsil edilmelerinin her konuda aynı fikirde oldukları anlamına gelmediğini belirtti. Özellikle de Afrin, Rasulayn ve Tel Abyad kentlerinde yaşanan ihlaller ve buralardaki hizipçi kaos hakkında kesinlikle farklı noktalarda olduklarını beyan eden Oso sözlerini şöyle noktaladı:

“Afrin, Rasulayn ve Tel Abyad şehirlerinden Haseke ve Kamışlı kamplarına yerleştirilen tüm yerinden edilmiş insanlar, geçici koalisyon hükümetine bağlı gruplar tarafından yönetilen evlerine dönmeyi dört gözle bekliyor. Umarım koalisyon bu konudaki karar ve politikalarını yeniden gözden geçirir ve yerinden edilen herkesin evlerine ve mülklerine dönmesi için çalışır. ENKS bu konuyu ilgili tüm taraflarla birlikte ele almak için çalışıyor.”