Birleşik Krallık’ın Trablus Büyükelçisi Caroline Hurndall, Şarku’l Avsat’a konuştu: Libyalı liderler ülkelerini yüzüstü bıraktı… Paralı askerler hızla sınır dışı edilmeli

Birleşik Krallık’ın Trablus Büyükelçisi Caroline Hurndall (Twitter)
Birleşik Krallık’ın Trablus Büyükelçisi Caroline Hurndall (Twitter)
TT

Birleşik Krallık’ın Trablus Büyükelçisi Caroline Hurndall, Şarku’l Avsat’a konuştu: Libyalı liderler ülkelerini yüzüstü bıraktı… Paralı askerler hızla sınır dışı edilmeli

Birleşik Krallık’ın Trablus Büyükelçisi Caroline Hurndall (Twitter)
Birleşik Krallık’ın Trablus Büyükelçisi Caroline Hurndall (Twitter)

Birleşik Krallık’ın Trablus Büyükelçisi Caroline Hurndall, Libya Temsilciler Meclisi (TM) ile Devlet Yüksek Konseyi (DYK) arasında yapılan görüşmelerin ‘başarısı için daha fazla siyasi oluşumun katımlıyla’ kapsamının genişletilmesi çağrısında bulundu. Bunun siyasi ve yasal engellere odaklanılmasıyla yapılması gerektiğine dikkati çeken Büyükelçi Hurndall, “Artık Libyalı liderlerin ülkelerini yüzüstü bıraktıkları ortada. Kendi çıkarları yerine Libya’nın çıkarlarını öncelediklerini gösteren gerçek bir eyleme imza attıklarını görmek isterim” ifadelerini kullandı. İngiliz Büyükelçi, Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi ve BM Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Başkanı Abdullah Bathiliy’in de Libya’nın Bağımsızlık Günü kutlamaları sırasında Libyalı liderleri ülkelerinin çıkarlarını öncelemeye çağırdığını hatırlattı.
Büyükelçi Hurndall, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, mevcut ilerlemeyi engelleyen temel sorunları ele almanın önemini vurgulayarak, “Bu ancak tüm tarafların beklenen seçimlerin sonuçlarını kabul etmeye ne ölçüde kararlı olduklarıyla ve kaynakların nasıl dağıtılıp kullanılacağıyla ilgili bazı sorular yanıtlanarak yapılabilir” ifadelerini kullandı.
Büyükelçi Hurndall, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Libyalı liderler ilerleme kaydedemedikçe Libya halkı kaybediyor. Halk devriminin üzerinden on yılı aşkın bir süre geçti. Libya artık imrenilecek doğal ve insan kaynaklarından yararlanarak gelişmeli, eğitim ve sağlık alanlarında küresel bir rakip olmalıdır. Siyasi bir çözüm bu potansiyeli açığa çıkaracaktır.”
Birleşik Krallık ve Batılı müttefiklerinin, Abdulhamid ed-Dibeybe başbakanlığındaki geçici Ulusal Birlikte Hükümeti (UBH) görevden alınması gerektiği anlamına gelen; Libya'da seçimlerin yapılmasını sağlayacak yeni bir hükümet kurulması gerektiğine dair söylemlerine değinen İngiliz Büyükelçi, “Şu anda herhangi bir tutum değişikliğinin bu sorunları çözmesi pek olası değil. Libya’nın sadece bugününe değil, geleceğine odaklanarak tüm tarafların bir uzlaşıya varması öneriliyor” dedi.
Bunun bölünmelerin ve güvensiz bir ortam yaratan çatışmaların gölgesinde zor olduğunu bildiğini söyleyen Büyükelçi Hurndall, “Ama sonuçta imkansız değil. Libya’daki siyasi çıkmaz da aşılamaz değil. Libyalı liderlere birçok kez söylediğim gibi istedikleri takdirde seçimlerde aday olacak isimlerde aranan kriterler de dahil olmak üzere tüm sorunlara çözüm bulabilirler” şeklinde konuştu.
Büyükelçi Hurndall, İngiltere ve Batılı müttefiklerinin Libya’daki ‘siyasi süreci engelleyenlere’ baskı yapmak için yaptırım silahını kullanmada başarısız olması konusunda, Libya'da son yıllarda yaşanan istikrarsızlığın uluslararası aktörler tarafından kullanıldığını ve Libya’nın başkalarının çıkarları için kullanılan bir sahaya dönüştürüldüğünü belirterek, “Ama bence uluslararası toplum artık, daha istikrarlı, uyumlu ve refah için bir Libya'nın herkesin çıkarına olacağının farkında” ifadelerini kullandı.
İngiliz Büyükelçi, şunları söyledi:
“Libya'nın Birleşik Krallık ile güvenlik, iklim değişikliği ve yasadışı göç gibi ortak sorunlar üzerinde birlikte çalışabileceğimiz bir müttefik olmasını istiyoruz. Diğer ülkelerin büyükelçilerinden birçoğunun da bunu istediğine inanıyorum.”
BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 2571 sayılı kararı çerçevesinde Libya'daki siyasi geçiş sürecini engellediği tespit edilecek kişilere yaptırımlar uygulanabileceğine işaret eden Büyükelçi Hurndall, “Gerekirse bu seçenekleri araştırmaya hazırız” dedi.
İngiliz Büyükelçi, “Ayrıca, tüm tarafları, ülke genelinde her yaştan ve kesimden Libyalılar ile yapacağım görüşmelerle barışçıl bir şekilde siyasi diyalog sürecine girerek kazanacakları bir şeyler olduğunu görmeye cesaretlendirmek için olumlu bir yaklaşım benimsemek istiyorum. Bence onlar da bunu görmek istiyorlar” diye konuştu.
Büyükelçi Hurndall, uluslararası toplumun Daha istikrarlı ve barışçıl bir Libya'yı desteklemek için elinden gelenin en iyisini yaptığını, ancak bunun Libyalı liderlerin ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklarla mücadele etme ve egemenliğini geri kazanma konularındaki sorumluluklarını ortadan kaldırmadığını vurguladı.
Hurndall, Libya tarafından ülkedeki silahlı taraflara silah tedarikinin durdurulmaması konusunda Londra ve başta Washington olmak üzere Batılı müttefiklerine yapılan eleştirilerle ilgili bir soruya, “Silah ambargosunu uygulamak BM’ye üye olan tüm ülkelerin sorumluluğu. Biz de tüm BM üyelerinin bunu yapmasını bekliyoruz” yanıtını verdi.
Aynı şeyin Libya’daki yabancı unsurların ve paralı askerler için de geçerli olduğunu söyleyen İngiliz Büyükelçi, “Yabancı unsurların ve paralı askerlerin Libya’daki varlığı da silah ambargosunun ihlalidir ve hızla ülkeden sınır dışı edilmelerini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Birleşik Krallık’ın sadece Libya'da değil, bölgede de siyasal İslam'a karşı önyargılı olduğu eleştirilerini reddeden Büyükelçi Hurndall, “Bu doğru değil” dedi. Ülkesinin Libya'da belirli bir ideoloji yayma gibi çabası olmadığını söyleyen İngiliz Büyükelçi, aksine ülkesinin mevcut krizden bir çıkış yolu bulmak için tüm tarafları siyasi diyaloga girmeye teşvik ettiğini belirtti.
Libya Merkez Bankası Başkanı Sıddık el-Kebir ile yaptığı görüşmelerin arka planında İngiltere’nin ‘çıkarları ve hedefleri’ olduğuyla suçlamaları da reddeden Büyükelçi Hurndall, “Merkez Bankası, ülkenin istikrarı ve refahı konularında hayati bir rol oynayan önemli bir kurumdur. Bu yüzden İngiltere Büyükelçiliği Merkez Bankası ile iyi ilişkilerini sürdürmektedir” yorumunda bulundu.
İngiliz Büyükelçi, sözlerine şöyle devam etti:
“Ülkenin kurumlarıyla ilgileniyoruz, şahıslarla hiçbir çıkarımız söz konusu değil. Onlarla Libya’daki diğer kurumlardan ne daha fazla ne de daha az ilgileniyoruz.”
Öte yandan, mali yolsuzluk vakalarını araştırmak, bu tür olaylara karışan bazı kişiler hakkında soruşturma başlatmak ve kaçırdıkları paranın ülkeye geri getirilmesi için Libya Denetim Bürosu gibi kurumlarla birlikte çalıştıklarını söyleyen Büyükelçi Hurndall, “İngiltere’de bir mahkeme, geçtiğimiz Aralık ayında, yedi yıllık bir soruşturmanın ardından Libya Varlık Fonu’nu 8,45 milyon dolar zarar uğratan ve dolandırıcılıkla suçlanan üç fon yöneticisi hakkında hapis kararı verdi” dedi.
Rusya’nın Ukrayna’ya işgal etmesinden kaynaklanan küresel kıtlık nedeniyle Libya'nın küresel enerji piyasalarındaki rolünün çok önemli hale geldiğine dikkati çeken İngiliz Büyükelçi, son dönemde Libya’daki aşiretlerin liderleriyle yaptığı görüşmeleri savunmuş ve bu görüşmeleri görevi gereği yaptığını söylemişti. Büyükelçi Hurndall, “Büyükelçi olarak görevim, mümkün olduğu kadar çok Libyalıyı dinlemek ve onların bakış açılarını, umutlarını ve karşılaştıkları zorlukları anlamak. Ancak bu şekilde onların özlemlerini karşılayan bir siyasi süreci ve istikrarı destekleyebiliriz. Görüştüğüm taraflara aşiret liderlerinin yanı sıra sivil toplum örgütlerinin ve gençlik hareketlerinin temsilcileri de dahil ve bu görüşmeleri yapmaktan gurur duyuyorum” şeklinde konuştu.
Londra’nın yasadışı göç ve terörizm gibi önemli ortak sorunlar ve zorluklar konusunda Libyalılarla omuz omuza daha fazla çalışmayı sabırsızlıkla beklediğini belirten Büyükelçi Hurndall, iki ülke arasında terör eylemleriyle ve organize suçlarla mücadelede ortak çalışma programlarının uygulandığını, bunun yanında patlayıcı maddelerin ya da savaş kalıntılarının imhası ile ilgili kuruluşlara ve gerginliği ve çatışmayı önlemek için çalışan sivil toplum kuruluşlarına destek verildiğini söyledi.



Halep Valisi Azzam el-Garib: Kürtler ve Şeyh Maksud mahallesi sakinleri ile ilişkilerimiz iyi, devletin egemenliğine geri dönecekler

Halep Valisi Azzam el-Garib (Al Majalla)
Halep Valisi Azzam el-Garib (Al Majalla)
TT

Halep Valisi Azzam el-Garib: Kürtler ve Şeyh Maksud mahallesi sakinleri ile ilişkilerimiz iyi, devletin egemenliğine geri dönecekler

Halep Valisi Azzam el-Garib (Al Majalla)
Halep Valisi Azzam el-Garib (Al Majalla)

Abbas Şerife

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı röportajda Halep Valisi Azzam el-Garib, ‘Kürtlerle ilişkilerin olumlu olduğunu ve bu ilişkilerin köklü bir arada yaşama temeline dayandığını’ söyledi. Vali Garib, 10 Mart'ta Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yapılan anlaşmanın Halep'teki Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahallelerini kapsadığını ve ‘bu mahallelerin tamamen devletin egemenliğine geri dönmesinin ve Halep Şehir Konseyi'nin yönetimi altında hizmetlerin yeniden sağlanmasının öngörüldüğünü belirtti.

Şehrin DEAŞ’a bağlı hücreler de dahil olmak üzere ‘karmaşık güvenlik sorunları’ ile karşı karşıya olduğunu belirten Vali Garib, güvenlik güçlerinin ‘Hayderiya, el-Halk ve es-Safira mahallelerinde terörist faaliyetlere karışan kişileri yakalamak amacıyla özel operasyonlar düzenlediğini’ açıkladı. Suriye'nin ikinci büyük şehri olan Halep'te silahların kontrol altına alınamamasının büyük bir sorun olduğunu ve gönüllü silah teslim programları aracılığıyla yasadışı silahları topladıklarını ifade eden Vali Garib, yetkililerin güvenliği artırmak için 2 bin güvenlik kamerasının kurulması çalışmasına başladığını belirtti. Vali Garib, istikrar ve yeniden yapılanma ile Halep’in 5-10 yıl içinde ekonomik başkent olarak eski konumunu geri kazanacağını söyledi.

Türkiye'nin Halep'in istikrarında ‘merkezi’ bir rol oynadığını ve ‘stratejik bir ortak’ olduğunu vurgulayan Vali Garib, “Türkiye'nin Suriye topraklarında herhangi bir emeli olduğunu düşünmüyorum” diye devam etti.

İşte Halep Valisi Azzam el-Garib ile gerçekleştirilen röportajın tam metni:

*Bu geçiş döneminde özellikle Halep rejim ordusu tarafından savaş ve yıkımdan çok fazla zarar gördüğünden karşılaştığınız zorluklar neler? Birkaç gün önce başlatılan “Senin için ey Halep” girişimi ne anlama geliyor?

Suriye'nin karşı karşıya olduğu zorluklara rağmen Halep, güvenlik istikrarını güçlendirme, idari performansı iyileştirme, enerji krizlerini çözme ve devlet kurumlarını yeniden kurma ve kamu hayatının düzenini sağlama konusunda ulusal uzlaşıları uygulama çabalarını sürdürüyor.

Birkaç gün önce, ‘Senin için ey Halep’ adlı bir girişim başlattık. Bu girişim altyapıyı iyileştirmek, güvenlik durumunu düzeltmek, parkları ve sokakları güzelleştirmek, sağlık ve eğitim hizmetlerini iyileştirmek ve yerinden edilmiş kişilerin geri dönüşünü hızlandırmak amacıyla valiliğin desteğiyle başlatılan bir sivil girişimdir.

İstikrar ve yeniden yapılanma ile Halep, uluslararası ve yerel destek sağlanması koşuluyla Halep’in 5-10 yıl içinde ekonomik başkent olarak eski konumunu geri kazanacak.

*Halep vilayetinin karşı karşıya olduğu en önemli güvenlik sorunları nelerdir? Özellikle güvenlik, kalkınmanın iyileştirilmesi ve yatırımcıların çekilmesi için en önemli faktör olduğu bilindiği üzere, güvenlik istikrarını sağlamak için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Halep, Beşşar Esed rejiminin düşüşünden sonra karmaşık güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya. Ancak, özellikle SDG ile yapılan ve Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerini kapsayan anlaşmanın ardından, güvenlik tehditlerinde önemli bir azalma görüldü. Bununla birlikte, başta aşağıdakiler olmak üzere birçok sorun halen devam ediyor:

1- DEAŞ’a bağlı hücreler: Güvenlik güçlerinin Hayderiya, Helek ve Safira mahallelerinde gerçekleştirdiği operasyonlar sonucunda terör faaliyetlerine karışan unsurlar yakalandı.

2- Eski rejimin kalıntıları: Güvenlik operasyonları kapsamında ihlallere karışan kaçak kişilerle sert bir şekilde mücadele edilirken, geçiş dönemi adalet komisyonları da faaliyete geçirildi.

3- Kaçak silahlar: Gönüllü teslim programları aracılığıyla yasadışı silahların toplanması.

4- Daha fazla istikrar sağlamak için, güvenlik güçlerinin yeniden yapılandırılması, birleşik yerel güçlerin eğitilmesi ve toplumsal diyalog ve girişimler yoluyla güvenin güçlendirilmesi.

5- Senin için ey Halep Girişimi kapsamında güvenlik kameraları yerleştirmek üzere ‘Güvenliğimiz Geleceğimiz’ projesi başlatıldı. Fiber optik kabloların döşenmesinin yüzde 80'ini tamamladık ve ikinci aşamada güvenliği artırmak için 800 bin dolarlık bir maliyetle 2 bin kamera kurmayı hedefleniyor.

df
Başkent Şam'ın Duveylia bölgesindeki Mar İlyas Kilisesi'nde meydana gelen intihar saldırısının yol açtığı hasar ve kan, 22 Haziran 2025 (AFP)

*Halep, ulusal üretime büyük katkı sağlayan Suriye'nin ekonomik başkenti olduğu biliniyor. Yerel ekonomiyi canlandırmak ve yatırımı teşvik etmek için ne gibi planlarınız var? Halep yeniden Suriye’nin ekonomik başkenti olacak mı?

Halep muazzam bir ekonomik potansiyele sahip. Ancak önceki rejimin mirası olan kurumsal gevşeklik, idari yolsuzluk, verimsizlik ve dengesiz vergi sistemi gibi sorunlarla boğuşuyor. Planımız şunları içeriyor:

İlk olarak, vergi sistemini reform etmek ve büyümeyi teşvik etmek için hükümetle koordinasyon içinde vergileri yeniden düzenlenmesi.

İkincisi, geleneksel sektörlerin canlandırılması ve Şeyh Neccar gibi sanayi bölgelerinin yeniden yapılandırılması, vergi kolaylıkları ve enerji desteği sağlanması. Ayrıca Halep’teki turizm sektörünü destekleyecek çeşitli atölye çalışmaları düzenledik.

Senin için ey Halep girişimi kapsamında, ‘Işılda ey Halep’ projesi Halep'in doğu ve batı sokaklarını aydınlatmaya devam ediyor. 2,3 milyon dolarlık bir bütçeyle 11 bölgede 3544 aydınlatma ünitesi kurmayı hedefledik. Sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği içinde ilk aşamayı (45 km için 932 aydınlatma ünitesi) tamamladık ve ikinci ve üçüncü aşamaları Halep kırsalını da kapsayacak şekilde tamamlayarak ticari faaliyetleri güçlendirdik.

Halep'in yeniden ekonomik başkent olmasına gelince istikrar ve yeniden yapılanma ile Halep, uluslararası ve yerel destek sağlanması koşuluyla, 5-10 yıl içinde eski konumunu geri kazanma adaylığı için uygun olacak.

Türkiye'nin Suriye topraklarında herhangi bir emeli olduğunu sanmıyorum, özellikle de Türkiye her zaman Suriye topraklarının bütünlüğünü desteklemiş ve bölünme projelerini reddetmiştir.

Kürt sorunu, Suriye genelinde zorlu bir sorun oluşturuyor. Ancak Halep düzeyinde sorarsak, Eşrefiye ve Şeyh Maksud'daki Kürt nüfusla ilişkisini nasıl tanımlarsınız?

Kürt bileşenle ilişkiler olumlu ve tarihsel bir arada yaşama üzerine kuruludur. SDG ile yapılan anlaşma, Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahallelerini kapsıyor. Dolayısıyla bu mahallelerin kaderi, devletin egemenliğine tamamen geri dönmek ve Halep Belediye Meclisi'nin yönetimi altında hizmetlerin geri gelmesidir.

Yerel temsil konusunda, yerel meclislerde ve yönetim kurumlarında Kürtleri dahil ediyor ve adil temsilini sağlıyoruz.

u7ı
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (sağda) ve SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi, Şam’da SDG'nin devlet kurumlarına entegrasyonu için anlaşma imzaladı, 10 Mart 2025 (AFP)

*Türkiye, geçtiğimiz yıllarda Suriye'nin kuzeyinde açık bir nüfuza sahipti, ancak şimdi (Beşşar Esed rejiminden) kurtarılmasından sonra Türkiye'nin Halep'teki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu stratejik bir ortaklık mı yoksa geçici bir iş birliği mi?

Türkiye, altyapı ve hizmetleri destekleyerek Halep'in istikrarında merkezi bir rol oynuyor.

Rolün değerlendirilmesine gelince, şu anda stratejik bir ortaklık var, ancak bu ortaklık bölgesel dengelerle ilgili bazı koşullu yönler içeriyor. İş birliği örnekleri arasında Gaziantep ile imzalanan kardeş şehir anlaşması, mültecilerin geri dönüşünü destekleyen projeler ve Türkiye'nin eğitim ve sağlık alanındaki projeleri sayılabilir. İş birliğinin Halep’in çıkarlarına uygun olmasını ve Halep'in egemenliğini ve önceliklerini saygı duyulmasını önemsiyoruz.

*Türkiye’nin Halep'te stratejik çıkarları olduğuna şüphe yok. Bazıları bu hedefleri Suriye'nin kuzeyindeki hırslar olarak tanımlamaya çalışsa da sizin bakış açınızdan Halep Türkiye için stratejik olarak ne kadar önemli?

Türkiye'nin Suriye topraklarında özellikle de Suriye'nin toprak bütünlüğünü her zaman desteklemiş ve bölünme projelerini reddetmiş olması nedeniyle herhangi bir emeli olduğunu sanmıyorum. Ancak Halep'in Türkiye için birçok nedenden dolayı büyük önemi olduğu söylenebilir:

1- Coğrafi konumu. Halep, Suriye'nin kuzey kapısıdır ve bu da onu ticari bir merkez ve Türkiye'nin ulusal güvenliğinin destekçisi haline getiriyor.

2- Mülteci akınını sınırlayan ve (DEAŞ, kontrolsüz silahlı gruplar gibi) güvenlik tehditlerini azaltan istikrar.

3- Ekonomik çıkarlar: Halep tarihi bir ticaret merkezidir ve Türkiye ticaret ilişkilerini güçlendirmeyi hedefliyor. Halep'in çıkarları, dengeli ortaklıklar aracılığıyla bu ilişkinin bir parçası olacaktır.

Eğitim ve sağlık alanlarında, ‘İzini Bırak’ girişimi ve eğitim desteği planlarımız kapsamında okul ve hastanelerin iyileştirilmesi için çalışıyoruz.

*Halep Valisi olduğunuzda bir vizyonunuz ve çalışma planınız olduğuna şüphe yok. Bu yüzden size şunu sormak istiyorum: Önümüzdeki beş yıl içinde Halep'in Suriye haritasındaki konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Halep, konumu ve geçmişi sayesinde hayati bir merkez olmaya devam edecek. Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Halep'e yaptığı son ziyaretinde, şehrin en büyük ekonomik fener olacağını vurguladı ve kalenin kalbinden, zorbalarla savaşımızın sona erdiğini ve yoksullukla mücadelemizin başladığını açıkladı.

Ekonomik olarak, sanayi bölgelerinin yeniden inşası ve altyapının iyileştirilmesi ile sanayi ve ticaret merkezi olarak rolünü geri kazanacak. İdari olarak, siyasi gidişata bağlı olarak, ademi merkeziyetçilik kapsamında daha bağımsız bir idari merkez haline gelebilir. Mevcut zorluklar arasında güvenlik ve finansman eksikliği de yer alıyor. Ancak vizyonumuz ve hedeflerimiz Halep'i hızlı toparlanmanın bir örneği haline getiriyor.

cdy
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Halep’teki Hristiyan mezhebinden bir heyeti kabul etti, 28 Mayıs 2025 (Suriye Cumhurbaşkanlığı)

*Karşılaştığınız zorlukların büyük ve çetin olduğuna şüphe yok. Ancak önümüzdeki dönemde önceliklerinizi belirlediğinizi düşünüyorum. Vali olarak acil ve başlıca öncelikleriniz neler?

Önceliklerimiz; güvenlik, yani kaçak silahların toplanması ve ihlallerin kontrol altına alınması, Güvenliğimiz Geleceğimiz Girişimi kapsamında 800 bin dolarlık bir maliyetle 2 bin adet güvenlik kamerasının kurulması gibi birçok alanı kapsıyor.

Altyapı konusunda ise elektrik ve su şebekelerinin onarımına devam ediyoruz. Hükümet, 5 bin megavat kapasiteli elektrik santralleri kurmak üzere Katarlı bir şirketle sözleşme imzaladı. Bu sayede üç yıl içinde elektrik kapsama oranı yüzde 70-85'e çıkacak. Yerel düzeyde Deyr Hafir santralini faaliyete geçiriyor, iç şebekeyi onarıyor, endüstriyel şebekeyi ev şebekesinden ayırıyor ve kablo hırsızlığıyla mücadele ediyoruz.

Eğitim ve sağlık alanında, İzini Bırak Girişimi ve eğitim desteği planlarımız kapsamında okulları ve hastaneleri yenileme çalışmaları yürütüyoruz. Bu planlar arasında okulların onarımı, model okulların kurulması ve üniversite hastanesi için endoskopi gibi gelişmiş cihazlarla hastanelerin geliştirilmesi yer alıyor. Ekonomi alanında ise bürokrasiyi reform ederken, yatırımı teşvik etmek ve fabrikaları çalıştırmak için çalışıyoruz.

*Hiç şüphesiz yükler ağır ve devlet ile valilik tek başına tüm bu yükleri kaldıramaz. Peki, yerel topluma alan açmayı düşünüyor musunuz? Yerel toplum ve yerel konseylerin Halep'in istikrarında rolü nedir?

Yerel toplum ve yerel konseyler temel bir dayanak noktası. Toplumun rolüne gelince biz sivil girişimleri teşvik ediyor, memnuniyetle karşılıyor ve destekliyoruz. Halep, geçtiğimiz aylarda bu türden birçok girişime sahne oldu ve bunların şehrin gerçekliği üzerinde doğrudan bir etkisi olduğunu gördük.

Ayrıca, idari ademi merkeziyetçiliği destekliyoruz. Yerel konseylerin hizmet ve kalkınma kararlarını almalarını sağlarken, tüm bileşenlerin temsil edilmesini garanti ediyoruz.

Şu an karşı karşıya olduğumuz en büyük zorluk, geçiş dönemi ve geçiş aşaması nedeniyle mevcut merkeziyetçilik, ancak yerel temsilciliği desteklemek için yasal bir çerçeve üzerinde çalışıyoruz.

Halep'i ekonomik ve sosyal bir merkez olarak yeniden inşa etme taahhüdümüzü, şehrin çeşitliliğini ve tarihini koruyarak teyit ediyoruz. Ayrıca, halkının ve ortaklarının desteğiyle, ilin eski ihtişamını geri kazandıracak bir gelecek hayal ediyoruz.

*Biliyorsunuz, Halep’in doğusu rejim ordusu tarafından büyük bir yıkıma uğradı. Bu durum bir göç ve sığınma dalgasına neden oldu. Halep’in doğu mahallelerini yeniden inşa etmek ve mültecilerin geri dönüşünü hızlandırmak için nasıl bir planınız var?

Halep'in doğu mahalleleri büyük bir yıkıma uğradı. Şu anda yeniden inşa, altyapı (su, elektrik, yollar) ve konutların hedef alınması, enkazın kaldırılması ve okulların ve hastanelerin rehabilite edilmesini içeren bir planımız var. Senin için ey Halep Girişimi kapsamındaki Işılda Ey Halep Projesi, ilk aşamada doğu mahallelerine 45 kilometre karelik bir alana aydınlatma desteği sağlıyor ve şehirdeki kavşakları ve girişleri güzelleştiriyor. 

Karşılaştığımız zorluklar ise finansman eksikliği ve mülkiyet haklarının karmaşıklığıdır. Eski rejimin milisleri, birçok vatandaşın mülklerini yasadışı yollarla ele geçirmiştir. Ancak, daha önce el konulan tüm mülklerin mülkiyet haklarını incelemek ve gözden geçirmek üzere ‘Zorla El Koyma Komitesi’ni kurduk.

yh
Halep’te hasar görmüş bir binanın önünden motosikletle geçenler, 14 Mayıs 2025 (Reuters)

*Halep'in yurtdışındaki evlatlarına, Halep'li tüccarların ve Arap yatırımcıların sermayedarlarına ne söylemek istersiniz?

Mülteci olunan ülkelerde ve mülteci kamplarında yaşayan Halep halkına mesajım şu: “Halep sizi bekliyor, size çok ihtiyacı var ve yaralarını sarmanız ve ona yeniden hayat vermeniz için size sesleniyor. Eskisi gibi ona sadık kalın!” Ayrıca Suriyeli ve Arap yatırımcıları, Suriye'nin kalbi ve ekonomik başkenti olan Halep'e yatırım yapma fırsatını kaçırmamaya davet ediyorum. 

Şu anda, lojistik kolaylıklar ve desteklerle birlikte, endüstri (tekstil, gıda), ticaret ve hizmetler (turizm, lojistik) alanlarında büyük yatırım fırsatları bulunuyor. Altyapı ve güvenlik iyileştiriliyor.

Yatırımcılara mesajım: “Halep'in yeniden canlanmasına yaptığınız yatırım ve katkınız, sadece ekonomik bir kazanç değil, şehrin geleceğini inşa etmek anlamına da geliyor. Bu, kâr elde etme çabasından önce ahlaki ve vatansever bir tutum olacaktır.

*Peki Halep’in geleceği için ne söyleyeceksiniz?

Halep'i ekonomik ve sosyal bir merkez olarak yeniden inşa etme taahhüdümüzü, şehrin çeşitliliğini ve tarihini koruyarak teyit ediyoruz. Ayrıca, halkının ve ortaklarının desteğiyle, ilin eski ihtişamını geri kazandıracak bir gelecek hayal ediyoruz.