Tanklar Ukrayna'daki savaşın gidişatını değiştirebilir mi?

Hem Moskova'ya hem de Kiev'e önemli mesajlar verilirken bu mesajlar, Batı'dan silah akışının azalmayacağını kanıtlıyor

Abrams model tankların gerçek gücü, Alman yapımı Leopard 2 tanklarının önünü açacak olmasıdır (New York Times)
Abrams model tankların gerçek gücü, Alman yapımı Leopard 2 tanklarının önünü açacak olmasıdır (New York Times)
TT

Tanklar Ukrayna'daki savaşın gidişatını değiştirebilir mi?

Abrams model tankların gerçek gücü, Alman yapımı Leopard 2 tanklarının önünü açacak olmasıdır (New York Times)
Abrams model tankların gerçek gücü, Alman yapımı Leopard 2 tanklarının önünü açacak olmasıdır (New York Times)

Ukrayna'nın geçtiğimiz hafta Batı’dan aldığı gelişmiş muharebe tankları büyük ses getirse de tanklar, Kiev'in savaşı kazanmasını sağlayacak nihai çözüm olmayacak. Bunun yerine ABD ordusu, Ukrayna'ya Rusya’nın savunmasını kırmasını sağlayacak en iyi şansı vermek amacıyla kendi vizyonuna göre bir ordu oluşturmaya çalışacak.
ABD ve müttefiklerinin bunu yapmak için yalnızca gönderileceğine dair söz verilen tankları, zırhlı araçları ve gelişmiş mühimmatı sağlamaları yeterli değil. Aynı zamanda Ukrayna ordusuna tüm yeni ekipmanı kullanmayı öğretmek için de ‘özelleştirilmiş bir eğitim programı’ sunmaları gerekiyor. Bu da ABD ordusunun ‘birleşik silahlı savaş’ diye tanımladığı durum çerçevesinde oldukça hızlandırılmış bir eğitim süreci olacak ve ABD birliklerinin ustalaşması yıllar değilse de aylar alacaktır.
Yeni askeri yardımla ilgili kararlar, Beyaz Saray ve NATO için hassas bir denge unsuru haline geldi. Öyle ki bir yandan Kiev'e savaş alanındaki mevcut çıkmazı aşabilmesini sağlayacak yeni imkanlar verilmek istenirken diğer yandan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i savaşın kapsamını genişletmesine yol açacak şekilde kışkırtmak istemiyorlar.
Uydu görüntüleri, Rusların ön hatlar boyunca birincil ve ikincil savunma siperleri inşa ettiğini ortaya çıkardığında, ABD hükümetinin analistleri yıl boyunca 2023 yılında ölümcül bir çıkmaza girilebileceğini tahmininde bulunmaya başladılar. Durmuş olan çatışmanın Rusya'nın yararına olmasından endişe eden ABD ve müttefikleri, savaşı Ukrayna'nın lehine çevirmek için son haftalarda daha ciddi tartışmalara girdiler. ABD Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşlerden Sorumlu Müsteşarı Büyükelçi Victoria Nuland, Perşembe günü Senato'ya verdiği brifingde, “Onları (Ukraynalıları) Putin'in stratejik olarak başarısız olduğunu hissetmesiyle, uzun vadede gelecekleri için en yararlı olan haritada kalmalarını sağlayabilecek en iyi konuma getirmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Savaşın ilk yılının büyük bölümü, Rusya ve Ukrayna arasındaki karşılıklı topçu bombardımanlarıyla geçse de sahada tanklarla bazı çatışmalarda yaşandı. Ukrayna, tankları Harkov dışındaki karşı saldırılarında kullandı. Tanklar, Ukrayna’nın bu konuda elde ettiği en büyük başarıydı. Ancak daha önemli silahlar da vardı. Bunlardan bazıları hızlı hareket eden zırhlı savaş araçlarıydı.
Öte yandan savaşın bir sonraki aşamasında, Ukrayna ordusu Rusya’nın siper hatlarını hedef alacak. Fakat bu hatları, sadece bir tabur tankın üzerlerinden geçmesiyle aşamaz. Bunun için hedefleri tespit eden piyadelere, bu siperlere ateş açan tanklara, koruma ve destek sağlayan topçulara ve tüm bunlar arasında sağlanacak koordinasyonla yapılacak bir saldırıya da ihtiyaç var. Tüm bu silahların bir araya getirilmesi, ABD’nin muharebe operasyonlarının bel kemiğini ve ABD ordusundaki en yoğun eğitimin odak noktasını oluşturuyor.
Her ne kadar tanklar ilgi odağı olsa da askeri analistlere göre Batı ülkelerinin Ukrayna’ya sağladığı son silah yardımlarının önemli bir kısmını ABD'nin gönderdiği  (109 adet) Bradley model savaş araçları ve Avrupalı ​​müttefikler tarafından gönderilecek çok sayıda topçu parçası olabilir. Ukrayna’nın yeni zırhlı birimleri oluşturulmasına yardımcı olacak tüm bu teçhizata büyük olasılıkla Alman yapımı Leopard 2 tankları da eklenecek. Kiev, Batı ülkelerinden bu teçhizatın tamamının gelmesiyle ek üç tugay daha oluşturabilir.
Washington'daki Deniz Analiz Merkezi'nde (CNA) Rusya uzmanı Michael Kofman, teçhizatın en önemli kısmının zırhlı savaş araçları, toplar ve hassas güdümlü mühimmat olduğunu belirterek tedarik edileceği söylenen az sayıda tankın teçhizat içinde daha az öneme sahip olduğunu söyledi.
Ukrayna ordusunun bu tür manevraları yapabilmesini sağlamak için, ABD ve Avrupa ülkelerinin daha fazla askeri eğitim vermelerinin gerekeceğini söyleyen Kofman, “ABD aylarca Ukrayna'ya ordunun yeni eğitimler almasını gerektiren karmaşık sistemler göndermekten kaçındı, ama artık bu tutumunu değiştirdi. ABD önce topçu parçaları, ardından uzun menzilli füze sistemleri ve son olarak da Ukrayna dışında eğitim verilmesini gerektiren Patriot füze savunma sistemi gönderdi” dedi.
Başlarda Ukraynalı askerlerin savaş alanından çıkarılmasıyla ve Kremlin'in ABD'nin Ukrayna askerlerine eğitim vermesini doğrudan bir provokasyon olarak göreceğiyle ilgili endişelerden ötürü bir isteksizlik durumu hakimdi.
Fakat ABD’li askeri yetkililer, Oklahoma'da devam eden Patriot füze savunma sistemleri eğitimi ve Almanya'da ABD tarafından kullanılan bir hava üssünde sürdürülen yoğun savaş oyunları eğitimi ile bu korkuların ortadan kalktığını kabul ediyorlar.
ABD, ilk kez böyle bir eğitimi üstlenmiyor. Daha önce de Irak ordusuna ve biraz daha az olması kaydıyla Afgan ordusuna eğitimler vermeye çalıştıysa da başarısız oldu. Ancak Ukrayna ordusu teknik olarak yetenekli olduğunu defalarca kez kanıtladı ve yeni teçhizatın nasıl kullanılacağını öğrenme konusunda ne kadar istekli olduğunu gösterdi.
Columbia Üniversitesi'nden Prof. Stephen Biddle, konuyla ilgili değerlendirmesinde, “Ukraynalılar, yıllardır Ruslara karşı savaşan, önde gelen ve profesyonel olan bir orduya sahipler ve 2022 yılına kadar Batı modeli bir eğitim aldılar. Bu yüzden orada sıfırdan başlamıyorlar” şeklinde konuştu.
Prof. Biddle, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
“Doğru motivasyon ve doğru türde bir komuta yapısıyla donatılmış ordular, çok hızlı uyum sağlar ve öğrenirler. Orduların asla değişmediği şeklinde bir bakış açısı vardır. Bu yanlış. Motive olduklarında ve uygun şekilde düzenlendiklerinde çok hızlı değişebilirler.”
Diğer taraftan bazı analistlere göre ABD’nin Ukrayna’ya sunabileceği en etkili silah, hassas güdümlü füzeler. Ukrayna ordusu, aldıkları eğitim ve geleneksel bakış açısıyla topçu silahlarına odaklanıyor. Rusya’nın mühimmat depolarını ve komuta merkezlerini vurdukları Yüksek Hareket Eden Topçu Roket Sistemi’ni (HIMARS) hızlı ve etkili bir şekilde kullanmalarını sağlayan da bu deneyimdir.
Rusya, lojistik merkezlerini HIMARS'ın menzilinden geri çekerek duruma uyum sağladı. ATACMS sistemi gibi daha uzun menzilli ve daha gelişmiş bir füze ile bu hedefleri vurabilir. Ancak şu anda Rusya topraklarını doğrudan hedef alabilecek silahların Ukrayna’ya gönderilmesi masada olan bir konu değil, çünkü bunun Putin'i rahatsız edebileceği düşünülüyor. ABD, savaş süresince Ukrayna'ya daha güçlü silahlar tedarik etme fikrine açık olsa da Rusya topraklarını doğrudan hedef alabilecek silahların Ukrayna’ya gönderilmemesi konusundaki kararlılığını korudu.
ABD’li yetkililer, ABD’nin Ukrayna’ya gönderileceğini açıkladığı (31 adet) Abrams model tankların gerçek gücünün, Alman yapımı Leopard 2 tanklarının yanı sıra daha fazla topçu ve zırhlı savaş aracı gönderilmesinin önünü açacağını itiraf ettiler. Yeni silah tedariklerinin tek başına Ukrayna’nın savaş gücünü Rusya’ya karşı kazandıracak kadar artırması pek olası olmasa da yabancı yetkililer ve analistler bunların önemli ölçüde yardımcı olacağını söylüyorlar.
Tanklar, Bradley sınıfı zırhlı araçlarını kullanan piyadelerin kontrol ettikleri bölgeleri ellerinde tutmasını ve Rusya’nın ilhak ettiği bölgeleri geri almasını sağlayarak siper hatlarını aşabilir.
Tanklar ayrıca hem Ukrayna'ya hem de Rusya'ya ABD’nin desteği konusunda önemli mesajlar gönderiyorlar. Rusya için tanklar, Batı’dan silah akışının azalmadığını, aksine arttığını kanıtlıyor.
ABD Ulusal İstihbarat Konseyi'nin Rusya ve Avrasya eski sorumlusu Andrea Kendall-Taylor Ukrayna açısından bunun büyük bir moral artışı sağladığını belirterek, halkın halen ülkelerini müzakereye zorlamak yerine topraklarını geri alması için savaşmasını desteklediğini söyledi.
*Bu makale bir New York Times hizmetidir.



İngiltere'nin savaş ve kriz zamanlarındaki operasyon odası: COBRA

İngiltere Sağlık Bakanı Matt Hancock (ortada) ve İngiltere'nin Baş Tıbbi Sorumlusu Chris Whitty (sağda), Acil Durum Komitesi'nin (COBRA) acil toplantısı öncesinde Londra'nın merkezindeki Downing Street'e giderken, 2 Mart 2020 (AFP)
İngiltere Sağlık Bakanı Matt Hancock (ortada) ve İngiltere'nin Baş Tıbbi Sorumlusu Chris Whitty (sağda), Acil Durum Komitesi'nin (COBRA) acil toplantısı öncesinde Londra'nın merkezindeki Downing Street'e giderken, 2 Mart 2020 (AFP)
TT

İngiltere'nin savaş ve kriz zamanlarındaki operasyon odası: COBRA

İngiltere Sağlık Bakanı Matt Hancock (ortada) ve İngiltere'nin Baş Tıbbi Sorumlusu Chris Whitty (sağda), Acil Durum Komitesi'nin (COBRA) acil toplantısı öncesinde Londra'nın merkezindeki Downing Street'e giderken, 2 Mart 2020 (AFP)
İngiltere Sağlık Bakanı Matt Hancock (ortada) ve İngiltere'nin Baş Tıbbi Sorumlusu Chris Whitty (sağda), Acil Durum Komitesi'nin (COBRA) acil toplantısı öncesinde Londra'nın merkezindeki Downing Street'e giderken, 2 Mart 2020 (AFP)

Con Coughlin

İngiltere hükümeti ne zaman büyük bir krizle karşı karşıya kalsa masadaki seçenekleri tartışmak ve karşı karşıya kalınan durumla başa çıkmak için birleşik bir yaklaşım formüle etmek üzere acil bir Acil Durum Komitesi (COBRA) toplantısı düzenlemek gibi olağan bir adım atar.

Kriz ister İsrail ve İran arasında ABD'nin de katıldığı son gerilimde olduğu gibi askeri bir tırmanma olsun, ister sel ya da şap hastalığı salgını gibi yerel bir kriz olsun, üst düzey bakanlar genellikle başbakanın başkanlık ettiği özel bir COBRA toplantısına çağrılır.

Eski İngiltere Başbakanı Boris Johnson, aktif görevdeyken koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı hükümetinin verdiği tepkiyi izlemek üzere düzenli olarak bu toplantıları gerçekleştirdi. Mevcut Başbakan Keir Starmer da kısa bir süre önce İran ve İsrail arasında patlak veren çatışmaların ardından Ortadoğu'da tırmanan krize İngiltere’nin nasıl bir tepki vermesi gerektiğini tartışmak üzere benzer bir oturum çağrısında bulundu. Bu oturumda gündeme gelen en önemli konular arasında ABD Başkanı Trump'ın Hint Okyanusu'nda stratejik bir konumda bulunan Diego Garcia Üssü’nde konuşlu ABD bombardıman uçaklarının İran’daki hedefleri vurmak üzere kullanıldığı bir ABD operasyonuna yeşil ışık yakmasının ardından, Trump yönetiminin İsrail'i desteklemek üzere girişebileceği herhangi bir askeri eyleme İngiltere’nin de katılma olasılığı yer alıyordu.

ABD'nin Diego Garcia Üssü’nü kullanmasına izin verme kararı, Starmer'ın geçtiğimiz yıl göreve gelmesinden bu yana karşılaştığı en karmaşık zorluklar arasında yer alıyor.

Diego Garcia Üssü yasal olarak İngiltere'nin egemenlik alanında bulunduğundan, ABD'nin bu üssü kullanmak için İngiltere'den onay alması gerekiyordu. Ancak bu, İngiltere'yi anlaşmazlığın merkezine çekebilecek ve kendi ulusal güvenliği açısında potansiyel sonuçlar doğurabilecek bir karardı.

ABD'nin Diego Garcia Üssü’nü kullanmasına izin verme kararı, Starmer'ın geçtiğimiz yıl göreve gelmesinden bu yana karşılaştığı en karmaşık zorluklar arasında yer alıyor. Starmer, daha önce Irak Savaşı sırasında eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in özel kalem müdürlüğünü yapmış olan Ulusal Güvenlik Danışmanı Jonathan Powell'ın uzmanlığından yararlanacaktır.

cdfghyj
İsrail'in Hayfa kentinde İran füzesinin İsrail'i vurduğu bölgede çalışmalar yürüten acil durum personeli, 20 Haziran 2025 (Reuters)

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı habere göre Powell'ın yanı sıra Hazine Bakanı Rachel Reeves, İçişleri Bakanı Yvette Cooper ve Dışişleri Bakanı David Lammy de COBRA toplantılarının düzenli katılımcıları arasında yer alıyor.

Devlet Demiryolları’nda çalışanlar greve gittiğinde toplantıya Ulaştırma Bakanı çağrılırken, Kovid-19 salgını sırasındaki toplantılarda eski Sağlık Bakanı Matt Hancock önemli bir rol oynadı.

Bu toplantıların başlangıcı, ücretler ve çalışma koşulları konusunda uzun süredir devam eden anlaşmazlıkların ülkeyi neredeyse felce sürüklediği 1970'li yıllardaki madenci grevlerine dayanıyor.

Tartışılan konunun niteliğine göre büyüklükleri değişen toplantılara bakanlar ve üst düzey kamu görevlilerinin yanı sıra ordu, istihbarat ve güvenlik teşkilatı mensupları da katılıyor.

COBRA toplantılarının temel işlevlerinden biri de acil durumlarda farklı bakanlıklar ve hükümet kurumlarının çabalarının koordine edilmesidir. Bu durum birleşik ve entegre bir müdahale sağlar. Üst düzey bakanları, yetkilileri ve uzmanları tek bir yerde bir araya getirerek, hükümet durumu doğru bir şekilde değerlendirebilir, olası çözümleri araştırabilir ve krizle nasıl başa çıkılacağı konusunda kritik kararlar alabilir.

fgu
Eski İngiltere Başbakanı Boris Johnson (ortada) Ukrayna'nın Bağımsızlık Günü'nde, Rusya ait olan ve savaş sırasında hasar gören askeri teçhizatının sergilendiği bir açık hava askeri müzesine dönüştürülen Kiev Bağımsızlık Meydanı'nı ziyaret ederken, 24 Ağustos 2022 (AFP)

COBRA toplantıları, Başbakan'ın hükümetin herhangi bir büyük ulusal sorunla hızlı ve kararlı bir şekilde mücadele ettiğine dair kamuoyuna güvence vermesi için etkili bir araçtır.

Bu toplantıların başlangıcı, ücretler ve çalışma koşulları konusunda uzun süredir devam eden anlaşmazlıkların ülkeyi neredeyse felce sürüklediği 1970'li yıllardaki madenci grevlerine dayanıyor. İlk toplantı Whitehall'da, Kabine Ofisi'nin Brifing Odası A'da yapıldı ve ardından COBRA adını aldı.

O zamandan bu yana İngiltere’de terör saldırıları, hastalık salgınları ve sivil huzursuzluklar da dahil olmak üzere birçok krizle başa çıkmanın yollarını aramak üzere çok sayıda COBRA toplantısı gerçekleştirildi.

Bu toplantıların en dikkat çekeni 11 Eylül 2001 saldırılarının ardından dönemin Başbakanı Tony Blair'in krizin yansımalarıyla başa çıkma yollarını görüşmek üzere üst düzey bakanlarıyla bir araya geldiği toplantı oldu.

Bu toplantı, Blair'in terör örgütü El-Kaide’nin saldırılarına verdiği tepkiyi değerlendirirken dönemin ABD Başkanı George W. Bush yönetimiyle ‘omuz omuza’ olacağı yönündeki ünlü açıklamasıyla sonuçlandı ve İngiltere'nin hem Irak hem de Afganistan'daki uzun vadeli askeri ve istihbarat çatışmalarında önemli bir rol oynamasına yol açan kader belirleyici bir karar alındı.

COBRA toplantılarının hükümetin karar alma sürecinde önemli bir rol oynadığı bir başka dönem de kamu güvenliğinin hükümetin en önemli önceliklerinden biri olduğu 2012 Londra Olimpiyatları sırasındaydı. Bu büyük organizasyon olaysız bir şekilde atlatıldı.

Uluslararası sahnede krizler tırmanmaya devam ederken, hükümetin bu önemli organının toplantıları, önümüzdeki dönemde İngiltere’nin politikasının şekillendirilmesinde önemli bir rol oynamaya devam edebilir.