Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Şarku’l Avsat’a: İran ile yapılan anlaşma, meseleleri diyalog ve diplomasi yoluyla çözme yönündeki ortak arzunun göstergesidir... Anlaşma tüm meselelerin çözüldüğü anlamına gelmiyor

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (AFP)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (AFP)
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Şarku’l Avsat’a: İran ile yapılan anlaşma, meseleleri diyalog ve diplomasi yoluyla çözme yönündeki ortak arzunun göstergesidir... Anlaşma tüm meselelerin çözüldüğü anlamına gelmiyor

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (AFP)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (AFP)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan ve İran arasındaki diplomatik ilişkileri yeniden tesis etme anlaşmasının, iki tarafın meseleleri diyalog ve diplomasi yoluyla çözme yönündeki ortak arzunun göstergesi olduğunu söyledi.
Suudi Bakan aynı zamanda söz konusu anlaşmanın ‘iki ülke arasındaki öne çıkan tüm ihtilafların çözüme kavuşturulması anlamına gelmediğini’ vurguladı.
Riyad ve Tahran, geçtiğimiz Cuma günü Pekin’de, 2016’dan bu yana kopan ilişkileri yeniden başlatma ve büyükelçilikleri iki ay içinde yeniden açma konusunda anlaştı.
Suudi bakan, anlaşma duyurusundan bu yana ilk röportajını ​​Şarku’l Avsat’a verdi.
Üzerinde anlaşmaya varılan hususlara dayanarak, İranlı mevkidaşı ile yakında görüşmeyi dört gözle beklediğini söyleyen Prens Faysal, “Önümüzdeki iki ay içinde iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri yeniden başlatmaya hazırlanıyoruz ve gelecekte karşılıklı ziyaretlerde bulunmamız normal” dedi.
Son zamanlarda Kiev ve Moskova’ya yaptığı ziyaretler ve Ukrayna-Rusya savaşını durdurmak için Suudi Arabistan’ın arabuluculuğundan bahseden Prens Faysal, “Suudi Arabistan, krizi sona erdiren, savaşı durduran ve hayat kurtaran siyasi bir çözüme ulaşmak için iki ülke ile iyi işler yapmaya ve birlikte çalışmaya hazır” ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanı Prens Faysal’ın Şarku’l Avsat’a verdiği röportajın tam metni şöyle;

-Suudi Arabistan ve İran’ın en fazla iki ay içinde diplomatik ilişkileri yeniden başlatma ve büyükelçilikleri yeniden açmayı içeren bir anlaşmaya vardıklarını açıkladıktan sonra, böyle bir anlaşmada Suudi Arabistan’ın doğrudan çıkarı nedir? Anlaşma, bölgede siyasi ve ekonomik düzeyler ve bölgedeki sorunlu konularda yeni bir sayfanın açılışı anlamına mı geliyor?
Uluslararası ilişkilerde ilke, devletler arasında diplomatik ilişkilerin varlığıdır. Bu, ortak dini, kültürel, tarihi ve medeniyet bağını paylaşan Suudi Arabistan ve İran büyüklüğündeki iki komşu ülke örneğinde pekişmektedir. Bu anlaşma, Çin’in himayesi ve arabuluculuğu altında, son iki yılda hem Irak, hem de Umman’da yapılan birkaç tur görüşmeden sonra yapıldı. Suudi Arabistan, bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrarın geliştirilmesindeki rolü ve sorumluluğunun bilincinde olarak, sükunet ve gerilimi azaltma yolunda ilerlemeye devam ediyor.
Siyasi ilişkilerin yeniden başlamasına vesile olacak bu anlaşmaya varmamız, iki ülke arasındaki tüm önemli ihtilafların çözüme kavuşturulduğu anlamına gelmiyor. Daha ziyade, barışçıl yollarla ve diplomatik araçlarla iletişim ve diyalog yoluyla çözme konusundaki ortak arzumuzun kanıtıdır.
Suudi Arabistan olarak, İran ile yeni bir sayfa açmayı, sadece ülkemizde değil, tüm bölgede güvenlik ve istikrarın sağlamlaştırılmasına, kalkınma ve refahın ilerlemesine olumlu yansıyacak işbirliği ufkunu genişletmeyi umuyoruz.

-Anlaşmayı etkinleştirmek ve büyükelçi atamalarını ayarlamak için İran dışişleri bakanıyla bir sonraki görüşmenizi ne zaman yapacaksınız? Sizi yakında Tahran’da görebilir miyiz?
Üzerinde mutabık kalınan hususlar temelinde yakında İran dışişleri bakanıyla görüşmeyi dört gözle bekliyorum. Önümüzdeki iki ay boyunca iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri yeniden başlatmaya hazırlanacağız. Gelecekte karşılıklı ziyaretlerde bulunmamız da normaldir.

-Pekin ile imzalanan üçlü bildiride, Riyad ve Tahran’ın ‘devletlerin egemenliğine saygı gösterilmesi ve iç işlerine karışmama’ konusunu onaylamasına rağmen, ABD İran’ın bu konudaki kararlılığını sorguladı. Anlaşma birbirinin içişlerine karışmama şartlarını içeriyor mu ve İran’ın bu maddeye saygı duyacağını düşünüyor musunuz?
İran ile yeni bir sayfa açmanın en önemli şartlarından biri, iki taraf arasında varılan anlaşmaya ve Suudi Arabistan-İran-Çin ortak açıklamasının içeriğine bağlı kalmaktır. Kuşkusuz iki ülke ve bölgemizin çıkarı, halkımız ve bölgemizin genç kuşaklarının güvenlik, istikrar ve refahın hakim olduğu daha iyi bir gelecek umutlarına ulaşılmasına yol açacak şekilde ortak iş birliği ve koordinasyon yollarını harekete geçirmek ve hegemonik kaygılar yerine kalkınma önceliklerine odaklanmaktır. İran’ın da bizimle aynı hedefleri ve özlemleri paylaşacağını umuyor ve bunu başarmak için birlikte çalışmayı dört gözle bekliyoruz.

-İran, nükleer müzakerelerin çökmesiyle başlayan ve birbiri ardına krizlere yol açan iç koşulların yanı sıra bir takım acil ekonomik ve sosyal kaygılarla biten uzun bir süreçte birden fazla krizle karşı karşıya kaldı. Ancak bazıları, özellikle Batı’da, bu yeni anlaşmanın kritik bir zamanda İran rejimi için bir can simidi olabileceğine inanıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
İran’ın iç meselesi olduğu için soruda ortaya atılanların çoğundan bahsetmeyeceğim. Ancak şunu söyleyebilirim ki, İran istikrarı ve gelişimi, bölgenin istikrarı ve kalkınmasının çıkarına olan bir komşu ülkedir. Biz Suudi Arabistan’da ona iyilikten başka bir şey dilemiyoruz.
İran’ın nükleer yeteneklerini geliştirmeye devam etmesine gelince, bu şüphesiz bizi endişelendiriyor ve Körfez bölgesi ile Ortadoğu’nun kitle imha silahlarından arındırılmasına yönelik çağrımızı yineliyoruz.
İran’ı nükleer yükümlülüklerine uymaya ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile işbirliğini yoğunlaştırmaya çağırıyoruz ve bunu sağlamak için müttefiklerimiz ve dostlarımızla çalışmaya devam edeceğiz.

-Çin, bölgesel krizlerin çözümüne yönelik girişimlere diplomatik ağırlığını koymaya alışkın değil. Buradaki soru şu; Neden başka bir ülke değil de özellikle Çin arabuluculuk yaptı?
Ortak açıklamada belirtildiği üzere Suudi Arabistan, dost Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in ortaya koyduğu girişimi memnuniyetle karşıladı. Ben de İran tarafıyla iki yıldır devam eden müzakerelerin bir uzantısı ve devamı olarak etkileşime geçtim. Çin’in her iki tarafla da olumlu ilişkilere sahip olduğu bir sır değil, bu da bakış açılarını yakınlaştırmaya ve Suudi Arabistan’ın meşru kaygılarını vurgulamaya katkıda bulundu.
Çin’in anlaşmaya sponsorluğunun bölgemizde bir arada yaşama, ortak güvenlik ve ülkeler arasındaki iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesine katkıda bulunacağını umuyoruz. Üç ülkenin barış, güvenlik ve istikrarın hakim olduğu bir bölgesel ortamın yaratılmasında ortak çıkarları var.

-Ukrayna ihtilafını sona erdirmek için Moskova’da bir girişimde bulundunuz. Oradaki diplomatik çabalarınıza, özellikle ilgili tarafların Suudi Arabistan’ın herhangi bir rolünü ne ölçüde kabul ettiğine ve bu alanda ilerleme kaydedip kaydetmediğinize daha fazla ışık tutabilir misiniz? Bu konuda başarıya ulaşma anlamında iyimser misiniz?
Krizi sona erdiren, savaşı durduran ve hayat kurtaran siyasi bir çözüme ulaşmak için iki ülke ile iyi ilişkiler kurmaya ve çalışmaya hazırdık ve hala hazırız. Başbakan ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın çabalarıyla, iki taraf arasında bir esir takası anlaşması başarıyla tamamlandı ve bu on ülke vatandaşlarının ülkelerine geri dönmesiyle sonuçlandı.
Suudi Arabistan, savaşın devam etmesi nedeniyle gerekli acil insani ihtiyaçları karşılamanın önemini vurgulamaya odaklandı ve Ukrayna’ya insani yardımımız oldu. Mevcut durum, her iki taraf ve uluslararası toplumun geri kalanının, her iki ülkeye ve Avrupa’nın güvenliğine zarar veren ve uluslararası işbirliği seviyesini zayıflatan bu tehlikeli gerginliği durdurmasını gerektiriyor.



Kıdemli Âlimler Konseyi: İzin almadan hacca gitmek caiz değildir

Kıdemli Âlimler Konseyi: İzin almadan hacca gitmek caiz değildir
TT

Kıdemli Âlimler Konseyi: İzin almadan hacca gitmek caiz değildir

Kıdemli Âlimler Konseyi: İzin almadan hacca gitmek caiz değildir

Suudi Arabistan'daki Kıdemli Âlimler Konseyi, Hac vizesi alma zorunluluğunun ve kutsal beldelere gidenlerin bunu yerine getirme taahhüdünün şeriatın gerektirdiği maslahata uygun olduğunu açıkladı. Konsey, şeriatın, maslahatları iyileştirmek, çoğaltmak, kötülükleri önlemek ve azaltmak için geldiğini teyit etti. Vize almadan hacca gitmenin caiz olmadığını belirten Konsey, bunu yapanın günahkâr olduğunu, vize almaya gücü yetmeyenin de hacca güç yetiremeyen kimse kategorisinde değerlendirileceğini ifade etti.

Kıdemli Âlimler Konseyi tarafından dün (Cuma) yapılan açıklamada, İçişleri Bakanlığı, Hac ve Umre Bakanlığı, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi İşlerinden Sorumlu Genel Başkanlığı temsilcilerinin vizenin olmaması durumunda karşılaşılacak zorluklar ve risklerle ilgili olarak sundukları bilgilere yer verildi.

Konsey, Hac vizesi alma zorunluluğunun, İslam şeriatının insanların ibadetlerini yerine getirmelerini kolaylaştırmak ve onları zorluklardan kurtarmak için öngördüğü şeylere dayandığını belirtti. Hac izni alma zorunluluğunun, hacılardan oluşan bu büyük kalabalığın huzur ve güven içinde ibadetlerini yerine getirmesini sağlayacak şekilde düzenlenmesi amacıyla getirildiğini ifade eden Konsey, bunun Şer'i delil ve kurallarla belirlenen geçerli bir yasal amaç olduğunu belirtti.

Kıdemli Âlimler Konseyi, Hac vizesi alma zorunluluğu ve kutsal mekanları ziyaret edenlerin bunu yapma taahhüdünün şeriatın gerektirdiği maslahata uygun olduğunu belirtti. Zira Hac organizasyonuyla ilgilenen devlet kurumları, izin verilen hacı sayısına göre güvenlik, sağlık, konaklama, iaşe ve diğer hizmetler de dahil olmak üzere çeşitli yönleriyle hac sezonunun planını yapıyor. Hacıların sayısı izin verilene uygun olduğunda, hacılara sağlanan hizmetlerin kalitesinin de artacağını ifade eden Konsey, böylece hacıların büyük zarar görmelerinin önleneceği, ölüme yol açan kalabalık ve izdiham risklerinin azalacağını belirtti.

Hac için vize alma zorunluluğunun yöneticiye itaat etmek olduğunu belirten Kıdemli Âlimler Konseyi, vize alma zorunluluğuna uyulmaması durumunda hacıların güvenliğini ve sağlığını etkileyen büyük zararlar ve çoklu riskler hakkında bilgilendirildiğini belirtti. Konsey’e göre bu durum şu hususu açıklığa kavuşturuyor: İzinsiz hac yapmak, sadece bundan kaynaklanan zararla sınırlı değildir. Hacı kendisi de zarar görse, bu zarar sisteme bağlı kalan diğer hacıları da kapsar. İhmalkârlıkla verilen zararın küçük günahtan daha büyük günah olduğu şeriatta belirtilmiştir.

Bu noktada Konsey, vize almadan hacca gitmenin caiz olmadığını, bunu yapanların günahkâr sayıldığını, çünkü sadece kamu yararını sağlamak için verilen yöneticinin emrini ihlal ettiğini yineledi.

Kıdemli Âlimler Konseyi tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Tüm Müslümanlara Yüce Allah'tan korkmalarını söylüyoruz. Özellikle Allah'ın evini haccetmek isteyenlere, bu büyük ibadeti yerine getirirken Allah'tan korkmalarını, haclarını korumalarını, bu ibadeti güvenlik, kolaylık ve huzur içinde yerine getirmelerini sağlamak için çıkarılan yönetmelik ve talimatlara uymalarını tavsiye ediyoruz.”


Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı sahte hac şirketlerine karşı uyardı: Hac vizesi olmadan hac ibadeti yapılamaz

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı sahte hac şirketlerine karşı uyardı: Hac vizesi olmadan hac ibadeti yapılamaz
TT

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı sahte hac şirketlerine karşı uyardı: Hac vizesi olmadan hac ibadeti yapılamaz

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı sahte hac şirketlerine karşı uyardı: Hac vizesi olmadan hac ibadeti yapılamaz

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı'ndan resmi bir kaynak, Hac ibadetini yerine getirmek isteyenleri, 2024 yılı için bazı ülkelerde sosyal medya siteleri aracılığıyla reklamını yapan sahte Hac kampanyalarına kanmamaları konusunda uyardı. Kaynak, Hac ibadetini yerine getirmek için Suudi Arabistan’a gelmenin ancak Suudi Arabistan'daki ilgili makamlar tarafından verilen veya Hac işleri ofisleri aracılığıyla diğer ülkelerle koordineli olarak verilen Hac vizesi almakla mümkün olduğunu açıkladı. Kaynak ayrıca, resmi Hac ofisleri olmayan ülkeler için Nusuk platformu aracılığıyla bu vizenin alınabileceğini ifade etti.

Kaynak, Hac ve Umre Bakanlığı’nın sosyal ağlarda cazip fiyatlarla hac organize ettiğini iddia eden sahte hesapların yanı sıra, şirket ve kampanya reklamlarını da izlediğini belirtti. Bu tür kampanya ve şirketlerle karşı dikkatli olunması çağrısında bulundu.

Bu bağlamda Hac ve Umre Bakanlığı, Irak Hac ve Umre Bakanlığı'nın Irak makamlarıyla iş birliği içerisinde ticari hac turu düzenleyen 25'ten fazla sahte şirketin faaliyetlerinin durdurulması için gösterdiği çabaları takdirle karşıladı. Ayrıca bu yasadışı olguyla mücadelede tüm ülkeler tarafından sarf edilen çabaları da övdü.

Daha önce yaptığı açıklamada Umre, turizm, çalışma, aile ziyareti, transit geçiş ve diğer vize türlerinin sahibine Hac ibadetini yerine getirme niteliği kazandırmadığını belirten Bakanlık, herkesi Hac ibadetini organize eden resmi makamlar tarafından yürütülen yönetmelik ve kanunlara uymaya, hayali şirket ve ofislere kanmamaya çağırdı.

Bakanlık söz konusu sahte şirket ve kampanyaların reklamlarını sürekli olarak takip ediyor. Bunlarla mücadele etmek, raporlamaya katkıda bulunmak ve izinsiz hac olgusunu azaltmak için çalışmak üzere herkesten iş birliği yapmasını bekleyen Bakanlık, internet sitesi ve çeşitli sosyal ağlardaki kanalları aracılığıyla herkesi resmi bilgi edinmeye davet ediyor.


20'nci Suudi yardım uçağı Ukrayna halkına ulaştı

Suudi yardımı Ukrayna sınırı yakınındaki Polonya havaalanına akmaya devam ediyor (SPA)
Suudi yardımı Ukrayna sınırı yakınındaki Polonya havaalanına akmaya devam ediyor (SPA)
TT

20'nci Suudi yardım uçağı Ukrayna halkına ulaştı

Suudi yardımı Ukrayna sınırı yakınındaki Polonya havaalanına akmaya devam ediyor (SPA)
Suudi yardımı Ukrayna sınırı yakınındaki Polonya havaalanına akmaya devam ediyor (SPA)

Polonya'nın Ukrayna sınırına yakın Rzeszow Havalimanı'na gönderilen Suudi yardımı, Polonya sınırından Ukrayna'ya gönderiliyor.

Kral Salman Yardım Merkezi (KSRelief) tarafından gönderilen 20'nci Suudi yardım uçağı, Krallığın Ukrayna halkına yaptığı yardım kapsamında elektrikli aletlerin de bulunduğu toplam 50 ton yük taşıyan 20'nci Suudi yardım uçağı dün (Salı) havalimanına ulaştı.

Bu yardım, dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç sahibi ve yaşadıkları çeşitli kriz ve sıkıntılardan etkilenen insanların, yanında olduğu bilinen Suudi Arabistan'ın tarihi rolü çerçevesinde gerçekleşiyor.


Kral Selman: Bayram şefkat, sevgi ve hoşgörünün anlamlarını bünyesinde barındırır

Kral Selman bin Abdülaziz (Şarku'l Avsat)
Kral Selman bin Abdülaziz (Şarku'l Avsat)
TT

Kral Selman: Bayram şefkat, sevgi ve hoşgörünün anlamlarını bünyesinde barındırır

Kral Selman bin Abdülaziz (Şarku'l Avsat)
Kral Selman bin Abdülaziz (Şarku'l Avsat)

İki Kutsal Caminin Bekçisi Kral Salman bin Abdülaziz, "karşılıklı sevgi, şefkat, sevgi ve hoşgörü anlamlarının somutlaştığı" Ramazan Bayramı münasebetiyle vatandaşları, sakinleri ve dünyanın her yerindeki Müslümanları tebrik etti.

Kral Selman, Ramazan Bayramı vesileyle yaptığı konuşmada, Allah'ın Suudi Arabistan'a, söz birliği bereketi, safların birliği, İki Kutsal Camiye ve onların hacılarına, Umre yapanlara ve ziyaretçilerine hizmet etme şerefi de dahil olmak üzere birçok nimet bahşettiğini söyledi. Kurucu Kral Abdulaziz bin Abdul Rahman'ın Allah ona rahmet etsin- yoluna devam eden oğulları, kendisinden sonra bu mübarek ülkenin hükümdarlarıdır.

Mübarek Ramazan ayında milyonlarca hacıya kolaylık ve rahatlıkla umre ibadetlerini yapabilme imkanını veren Allah'a hamdolsun. Onun sayesinde ve daha sonra devlet kurumlarının Allah'ın misafirlerine hizmet etmek, ibadetlerini yerine getirmelerini kolaylaştırmak için gösterdikleri sürekli çabalarla, Allah'tan bizden ve onlardan hayırlı amelleri kabul etmesini niyaz ediyoruz.

İki Kutsal Caminin Sorumlusu konuşmasına şöyle devam etti: "Bu yıl Ramazan Bayramı'nı karşılarken, Filistin halkına yönelik saldırıların durdurulmasının, güvenli insani yardım koridorlarının sağlanmasının ve tüm ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlayarak acılarına son verilmesinin, bağımsız devletlerini kurmak ve güvenlik içinde yaşamak da dahil olmak üzere meşru haklarının verilmesi gerekliliğini teyit ediyoruz.”


Suudi Arabistan Veliaht Prens'in bağlılık sözünün 7’nci yıldönümünü kutluyor

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prens'in bağlılık sözünün 7’nci yıldönümünü kutluyor

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)

Bender bin Abdurrahman bin Mamer

Biatın yedinci yıldönümü, izlenmesi zor olan hızlı dönüşümlerin eşlik ettiği bir dizi başarının ardından geldi. Ancak bunların hepsi Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından ortaya konan Vizyon 2030 kapsamında ‘geleceğin devletini inşa etmeye’ katkıda bulunuyor. Kuşkusuz onun arkasında Suudi halkının liderliğin vizyonuna olan inancı ve belirlenmiş hedefler, net yöntemlerle düzenlemeler, yasalar ve yapısal reformlarla kalkınma çarkını döndürmek için çalışması var.

Muhammed bin Selman veliaht prens olduktan birkaç ay sonra Suudi halkına yönelik duygularını şu sözlerle ifade etmişti: “Ben 20 milyon insandan biriyim. Onlar olmadan ben bir hiçim ve hepsinin en düşük ve en zayıf örneğiyim. Beni motive eden ve ileriye iten onlar...” Muhammed bin Selman bu cümleleri kurarken sanki dedesi Kral Abdulaziz'in şu sözünü hatırlatıyordu: “Ben önce Allah'la güçlüyüm, sonra imanımla, sonra da halkımla… Onlarla tek bir birey olarak yürürüm. Kendimi onlara tercih etmem ve sadece onlar için iyi olanı takip ederim...”

Üç asır önceki kuruluşundan bu yana Suudi devleti, başka güçlerden ithal edilmiş, klonlanmış veya dayatılmış bir sistem olmayan siyasi sisteminin özgünlüğü ile karakterize edilmiştir. Dahası, bir boşluktan fırlamamış veya farklı bir ortamda ortaya çıkmamış, aksine tarihi köklerden, İslami derinlikten ve saf Arap mirasından ve ortamından kaynaklanmıştır.


Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Singapurlu mevkidaşı ile iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesini görüştü

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Singapur Dışişleri Bakanı Dr. Vivian Balakrishnan (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Singapur Dışişleri Bakanı Dr. Vivian Balakrishnan (SPA)
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Singapurlu mevkidaşı ile iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesini görüştü

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Singapur Dışişleri Bakanı Dr. Vivian Balakrishnan (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Singapur Dışişleri Bakanı Dr. Vivian Balakrishnan (SPA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, bugün bakanlığın Riyad’daki genel merkezinde Singapur Dışişleri Bakanı Dr. Vivian Balakrishnan ile görüştü.

Görüşmede, iki dost ülke arasındaki ilişkilerin her alanda desteklenme ve geliştirilmesine yönelik yollar gözden geçirildi.

Bakanlar, tüm bölgesel ve uluslararası ortak çıkar konularının yanı sıra, her iki ülkenin çıkarlarına hizmet edecek şekilde ikili koordinasyonu yoğunlaştırma yollarını da tartıştı.

dfeb
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Singapur Dışişleri Bakanı Dr. Vivian Balakrishnan (SPA)

 


Suudi Veliaht Prens, Kuveyt Başbakanı'nı kabul etti

Suudi Veliaht Prens, Kuveyt Başbakanı'nı kabul etti
TT

Suudi Veliaht Prens, Kuveyt Başbakanı'nı kabul etti

Suudi Veliaht Prens, Kuveyt Başbakanı'nı kabul etti

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman, bugün Kuveyt Başbakanı Şeyh Dr. Muhammed Sabah El-Salem El-Sabah'ı Cidde'deki makamında kabul etti.

Görüşmede, iki kardeş ülke arasındaki tarihi kardeşlik ilişkileri gözden geçirilerek ikili iş birliği ve bunu çeşitli alanlarda güçlendirme ve geliştirme fırsatlarının yanı sıra, ortak ilgi alanına giren birçok konu müzakere edildi.

Kuveyt Haber Ajansı'nın (KUNA) haberine göre Şeyh Dr. Muhammed Sabah El Salem El Sabah, Suudi Arabistan ziyaretinin, iki kardeş ülke arasındaki köklü tarihi ikili ilişkilerin ve güçlü kardeşlik bağlarının bir yansıması olduğunu belirtti. El Sabah, İki kardeş ülke ve halkların çıkarlarına hizmet etmek amacıyla süreklilik arz eden ikili istişare ve koordinasyon çerçevesinde gelen cömert davet için Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman'a içten teşekkürlerini ifade etti.

Kuveyt Başbakanı, Kuveyt Devleti'nin, Suudi Arabistan liderliğinin izlediği dengeli politikayı, özellikle de bölgede ve dünyada güvenlik ve barışın temellerini oluşturma çabalarını takdir ettiğini ifade etti..


The Clock Towers, Al Rajhi Bank ve Alinma Bank ile 6 milyar riyal değerinde sendikasyon finansmanı anlaşması imzaladı

The Clock Towers binadaki bazı otellerin sahibi ve işletmecisidir (Şarku’l Avsat)
The Clock Towers binadaki bazı otellerin sahibi ve işletmecisidir (Şarku’l Avsat)
TT

The Clock Towers, Al Rajhi Bank ve Alinma Bank ile 6 milyar riyal değerinde sendikasyon finansmanı anlaşması imzaladı

The Clock Towers binadaki bazı otellerin sahibi ve işletmecisidir (Şarku’l Avsat)
The Clock Towers binadaki bazı otellerin sahibi ve işletmecisidir (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan’ın önde gelen otelcilik ve perakende şirketler grubu The Clock Towers, yakın zamanda Al Rajhi Bank ve Alinma Bank ile 6 milyar riyal değerindeki sendikasyon finansmanı anlaşmasının başarıyla tamamlandığını duyurdu. 

Bu, 2024 yılının ilk çeyreğinde Mekke’de konaklama ve perakende sektörlerinin tanık olduğu en büyük finansman anlaşması olarak kabul ediliyor.

The Clock Towers tarafından bugün yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;

“Sendikasyon finansmanımızın başarılı bir şekilde tamamlanması, güçlü iş temellerimizin ve ülkenin 2030 yılına kadar 30 milyon hacıyı ağırlama yönündeki iddialı hedefiyle uyumlu olarak Mekke konaklama ve perakende pazarının geleceğine olan güvenimizin bir kanıtıdır.”

Söz konusu işlem kapsamında finanse edilen temel varlıklar Makkah Clock Royal Tower, A Fairmont Hotel, Raffles Makkah Palace Hotel, Makkah Swissotel, Swissotel Al Maqam, bazı alışveriş merkezi ve diğer işletme varlıklarını içeriyor.

Mekke, en yüksek sınıflandırmaya sahip uluslararası otellerin çoğuna ev sahipliği yapması nedeniyle konaklama sektöründe dünyanın en hızlı büyüyen şehirlerinden biri olarak kabul ediliyor.


Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Yemen Başbakanı ile Yemen’deki gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Yemen Başbakanı ile Yemen’deki gelişmeleri görüştü
TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Yemen Başbakanı ile Yemen’deki gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Savunma Bakanı, Yemen Başbakanı ile Yemen’deki gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, dün Yemen Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Ahmed Avad bin Mübarek ile görüştü.

Görüşmede, Yemen’de güvenlik ve istikrarın sağlanması için Yemenli taraflar arasındaki siyasi süreç ve barış yolunun ilerlemesini desteklemeye yönelik mevcut çabalar tartışıldı.

Prens Halid bin Selman, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Kardeşim, Yemen Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Dr. Ahmed Avad bin Mübarek ile görüştüm. Ülkesine Suudi liderlerin selamlarını ilettim. Yemen’deki gelişmeleri, Birleşmiş Milletler himayesinde yol haritasının tamamlanıp uygulamaya konulması çalışmalarını değerlendirdik” ifadelerini kullandı.

Suudi bakan, “Ayrıca Yemen’de güvenlik ve istikrarın sağlanması için Yemenli taraflar arasındaki siyasi süreç ve barış yolunun ilerlemesini desteklemeye yönelik mevcut çabaları da tartıştık” diye yazdı.

Prens Halid görüşmede, Suudi Arabistan’ın, Yemen hükümeti ve kardeş halkının isteklerini karşılayacak ve Yemen’in kalkınmasına ve refahına katkıda bulunacak şekilde destekleme konusundaki sağlam konumunu teyit ettiğini de ekledi.


‘Arap Altılısı’ bugün Kahire’de Blinken ile ‘Gazze’deki savaşı durdurmayı ve Filistin devletine giden yolu açmayı’ öngören planlarını tartışacak

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken dün Cidde’de (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken dün Cidde’de (SPA)
TT

‘Arap Altılısı’ bugün Kahire’de Blinken ile ‘Gazze’deki savaşı durdurmayı ve Filistin devletine giden yolu açmayı’ öngören planlarını tartışacak

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken dün Cidde’de (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken dün Cidde’de (SPA)

Suudi Arabistan, Mısır, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Ürdün ve Filistin (Arap Altılısı), bugün Mısır’ın başkenti Kahire’de ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile kapsamlı bir bölgesel barış planına yönelik ‘Arap planını’ tartışacak.

Şarku’l Avsat’a konuşan Filistinli bir kaynağa göre Arap Barış Girişimi’ne dayanan söz konusu plan, Gazze Şeridi’ndeki savaşı sona erdirmek ve ardından İsrail ile bazı Arap ülkelerinin geniş anlamda normalleşmesi karşılığında, bir Filistin devletinin kurulmasına giden yolu açmakla başlıyor.

Kaynak, geçtiğimiz günlerde BAE, Katar, Bahreyn ve Suudi Arabistan’ı ziyaret eden Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Komitesi Sekreteri Hüseyin Eş-Şeyh’in, Filistin'in iç düzenlemesini de ele alan planı bu ziyaretleri kapsamında görüştüğü yetkililerle tartıştığını bildirdi.

Kaynağa göre yeni bir Filistin hükümetinin kurulması, Filistin Otoritesi’nin Gazze Şeridi ve Batı Şeria’da bir Filistin devleti kurma yolunda sorumluluklarını üstlenebilmesi için, savaş sona ermeden önce Filistin’in iç durumunun düzenlenmesine dayanan planın bir parçası.

Şeyh bugün, Blinken ile Kahire’de Suudi Arabistan, Katar, BAE, Mısır ve Ürdün dışişleri bakanlarının da katılacağı ‘Arap Altılısı’ toplantısına katılacak.

Kaynaklar, söz konusu planın hala ABD’lilerle görüşme sürecinde olduğuna dikkat çekti.

Blinken, Gazze Şeridi’nde ateşkes anlaşmasına varma çabalarının bir parçası olarak, Suudi yönetimiyle daha ileri görüşmelerde bulunmak üzere dün Cidde’ye gitti.

Son günlerde Beyaz Saray’da, Refah işgaline alternatif adımlar konusunda görüşmeler yapılıyor.

Walla haber sitesinin ABD’li bir yetkiliye dayandırdığı haberine göre bu alternatiflerden biri kapsamında sivilleri hedef alma riskinin çok daha az olmasını sağlamak için Refah işgalinin birkaç ay ertelenmesi, insani durumun istikrara kavuşturulması, Gazze Şeridi’nin kuzeyinin yeniden inşası ve Refah’ta yerinden edilenlerin barınması için konut inşa edilmesine odaklanılması gerekiyor.

Öte yandan, Suudi Arabistan, Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSRelief) aracılığıyla, Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansını (UNRWA) ile 40 milyon dolar değerinde bir destek anlaşması imzaladı.

Bu destek, Gazze Şeridi’nde 250 binden fazla kişiye gıda ve 20 bin aileye barınak sağlayacak.