OECD küresel ekonomi için büyüme tahminlerini yükseltti

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), küresel ekonomik büyüme tahminlerini bu yıl için yüzde 2,2'den yüzde 2,6'ya ve gelecek yıl için yüzde 2,7'den yüzde 2,9'a yükseltti.

AA
AA
TT

OECD küresel ekonomi için büyüme tahminlerini yükseltti

AA
AA

OECD, "Mart Ara Dönem Ekonomik Görünüm Raporu"nu "Kırılgan Bir Toparlanma" başlığıyla yayımladı.
Raporda, Ukrayna'daki savaşın, yaşam maliyeti krizinin ve Çin'deki yavaşlamanın etkisiyle küresel ekonomik büyümenin 2022'de yüzde 3,2'ye gerilediği ve bunun beklentilerin oldukça altında olduğu belirtildi.
Daha olumlu işaretlerin görünmeye başladığına işaret edilen raporda, iş ve tüketici güveninin iyileşmeye başladığı, gıda ve enerji fiyatlarının gerilediği ve Çin'in tamamen yeniden açıldığı aktarıldı.

"Görünümdeki iyileşme hala kırılgan"
Küresel ekonomiye yönelik risklerin biraz daha dengeli hale geldiği ancak aşağı yönlü olmaya devam ettiği belirtilen raporda, "Görünümdeki iyileşme hala kırılgan." değerlendirmesinde bulunuldu.
Raporda, Ukrayna'daki savaşın gidişatı ve daha geniş sonuçları hakkındaki belirsizliğin önemli bir endişe kaynağı olduğu vurgulandı.
Para politikası değişikliklerinin etkisinin gücünü ölçmenin zor olduğuna dikkat çekilen raporda, finansal kırılganlıkları açığa çıkarmaya devam edebileceği ifade edildi.
Raporda, küresel enerji piyasalarındaki baskıların da yeniden ortaya çıkarak fiyat artışlarının yeniden başlamasına ve daha yüksek enflasyona yol açabileceği aktarıldı.

Küresel ekonomik büyümenin trendin altında kalması bekleniyor
Bu ve gelecek yıla ilişkin ekonomik büyüme tahminlerine de yer verilen raporda, küresel ekonominin 2023'te yüzde 2,6 ve 2024'te yüzde 2,9 büyümesinin beklendiği kaydedildi.
OECD, kasım ayında açıkladığı tahminlerinde, küresel ekonominin 2023'te yüzde 2,2 ve 2024'te yüzde 2,7 büyümesini öngörmüştü.
Raporda, küresel ekonomik büyüme oranlarının 2023 ve 2024'te trendin altında kalmasının ve para politikası sıkılaşmasının etkisini sürdürmesinin beklendiği ifade edildi.
ABD ekonomisine ilişin büyüme beklentisinin bu yıl için yüzde 0,5'ten yüzde 1,5'e çıkarıldığı belirtilen raporda, ancak ülke ekonomisinin büyüme tahminin gelecek yıl için yüzde 1'den yüzde 0,9'a düşürüldüğü kaydedildi.
Raporda, Avro Bölgesi ekonomisinin büyüme tahmininin de bu yıl için yüzde 0,5'ten yüzde 0,8'e ve gelecek yıl için yüzde 1,4'ten yüzde 1,5'e yükseltildiği aktarıldı.
Çin ekonomisi için bu yıla ilişkin büyüme beklentisinin de yüzde 4,6'dan yüzde 5,3'e çıkarıldığı belirtilen raporda, ülke ekonomisinin büyüme tahmini gelecek yıl için de yüzde 4,1'den yüzde 4,9'a yükseltildiği kaydedildi.
Raporda, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahmininin ise 2023 için yüzde 3'ten yüzde 2,8'e çekildiği, 2024 için ise yüzde 3,4'ten yüzde 3,8'e çıkarıldığı bildirildi. ​​​​​​



İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İş stresi alkol tüketimini artırıyor: Çalışanların yüzde 64'ü etkileniyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre çalışanların neredeyse üçte ikisi iş kaynaklı stres veya baskılar nedeniyle daha fazla alkol tüketiyor.

Alcohol Change UK'in 2 bin çalışanla yaptığı ankete göre, Birleşik Krallık'ta çalışanların yüzde 64'ü işle ilgili nedenlerden dolayı alkol kullandığını bildirdi. Son 12 ayda artan tüketimin arkasında iş stresi, baskı ve kaygı var.

Her 10 kişiden 4'ü işle ilgili kaygılar nedeniyle alkol tüketimini artırdığını söylerken, katılımcıların yüzde 38'i iş stresiyle başa çıkmak için daha fazla içtiğini belirtti.

Üçte birinden fazlası işyerindeki baskı veya son teslim tarihleri nedeniyle daha fazla içki içerken, yüzde 29'u iş güvensizliği nedeniyle alkol tüketiminin arttığını söyledi.

Alcohol Change UK araştırma grubunun danışmanlık ve eğitim müdürü Jane Gardiner şunları söyledi:

Yaptığımız işler son derece çeşitli olsa da bu araştırma geçen yıl birçoğumuzun işle ilgili stres, kaygı, baskı ve iş güvensizliğini yönetmek amacıyla daha fazla alkol aldığını gösteriyor. Ancak alkol, yetersiz uykudan akşamdan kalmalığa, yüksek tansiyondan depresyona kadar birçok sağlık sorununa yol açarak genel sağlığımıza ve refahımıza ciddi zararlar verebilir. Bazıları için kısa süreli bir rahatlama sağlasa da zaman içinde stres, kaygı ve baskı duygularını daha da kötüleştirmesi ve istesek bile kurtulması zor bir kendi kendini tedavi etme döngüsüne yol açması daha olası.

Alkol Farkındalık Haftası'nın başlangıcı münasebetiyle yayımlanan araştırma, çalışanların işyerinde alkol konusunda önleyici eylem ve eğitim taleplerini ortaya koydu.

Bu yılın teması "Alkol ve iş", çalışma ortamlarının ve baskıların içki içme şeklimizi nasıl etkileyebileceğine ve nasıl daha sağlıklı, daha kapsayıcı işyeri kültürleri oluşturabileceğimize odaklanıyor.

Ankete katılan her 10 çalışandan 8'inden fazlası, işverenlerin işyerinde alkol konusunu ele almada bazı sorumlulukları olduğuna inanıyor. Ancak üçte birinden fazlası işyerinde alkol yerine ruh sağlığı hakkında konuşurken kendini daha rahat hissettiğini söyledi.

Gardiner sözlerini şöyle sürdürdü:

Son yıllarda işyerlerinde ruh sağlığı alanında görülen ilerlemenin bir yansıması olarak, konuşmaları teşvik etmek, şefkat ve desteği artırıp damgalanmayı azaltmak için, çalışanlardan alkol farkındalığı ve eğitimi konusunda bu kadar güçlü bir iştah görmek çok cesaret verici. Olumlu olan şu ki, çalışanlar alkolle ilgili sorunlarda reaktif müdahale yerine önleyici ve proaktif yaklaşımın daha etkili olduğunu kabul ediyor gibi görünüyor. İşte bu tür bir destek, alkolü tabu olmaktan çıkarmaya başlayacak, içki içme alışkanlıklarımızın genel sağlığımız ve refahımız üzerindeki etkisine dair farkındalık yaratacak ve önlenebilir alkol zararlarını daha meydana gelmeden önleyecek.

Independent Türkçe