Mısır film festivalinde Sudanlı kadın yönetmenler öne çıktı

Mısır Festivalinde Sudan yapımı iki film, kadınların mücadelesini ve tarihi eserleri kurtarmayı öne çıkarıyor

"Kahraman Bedenler" Filmi (Festival Yönetimi)
"Kahraman Bedenler" Filmi (Festival Yönetimi)
TT

Mısır film festivalinde Sudanlı kadın yönetmenler öne çıktı

"Kahraman Bedenler" Filmi (Festival Yönetimi)
"Kahraman Bedenler" Filmi (Festival Yönetimi)

Mısır İsmailiye Belgesel Film Festivali yarışmasının mevcut oturumuna katılan Sudan yapımı “Kahraman Bedenler” ve “Sudan'dan Arjantin'e” filmlerinin olayları geçmişle günümüz arasında geçiyor. İlk film Sudanlı kadınların çağlar boyunca verdiği mücadeleyi incelerken, ikinci film Arjantinli arkeolog Abraham Rosenvasser’ın geçen yüzyılın altmışlı yıllarında, Sudan dolaylarında yaşamış Nubia medeniyetine ait antik eserleri kurtarmadaki rolünü sunuyor.
Sudanlı Yönetmen Sarah Süleyman, ilk uzun metrajlı filmi "Kahraman Bedenler"de, Sudanlı kadınların ataerkil bir toplumda çektikleri acıları, çeşitli fiziksel ve ahlaki baskı biçimleriyle dolu tarihini kadın gözüyle ve Sudan'daki kadın hareketinin öncülerinin anlattığı heyecan verici hikayelerle belgeliyor. Hikaye anlatanların arasında "Kadının Sesi" dergisi genel yayın yönetmeni Fatıma Ahmed İbrahim ve Sudanlı ilk kadın doktor Halide Zahir de yer alıyor. Bu iki isimden başka, gösterilerden sivil itaatsizliğe ve hatta açlık grevlerine kadar farklı siyasi dönemlerde, kendilerini tutuklamalara ve işkenceye maruz bırakan çeşitli pratik politikalar uygulayarak kadınların eğitim, çalışma, sosyal ve ulusal varoluş haklarını elde eden başka isimler de çeşitli hikayeler anlattılar.
Sudanlı kadınların sünnetten keskin aletlerle yüz kesmeye, hatta Sudan devrimi sırasında aktif rol alana kadar her türlü fiziksel baskıya karşı mücadelesine ve muhalefetine tanık olan Sudanlı kadınların sesleri birleşiyor.
İngiltere'de yaşayan Sarah Süleyman, ülkesindeki kadın sorunuyla ilgileniyor. Süleyman, Londra'daki School of Oriental and African Studies'den (Oryantal ve Afrika Çalışmaları Okulu) “Kurtuluş Sürecinde Sudan Feminizmi ve Beden Politikası” üzerine yüksek lisans derecesi aldı. Sarah, filminin gösteriminin ardından düzenlenen toplantıda, “Sudanlı kadınların fiziksel olarak baskı altına alındığından, baskı ve şiddetin izlerinin günümüze kadar sürdüğünden, ancak geçmişe göre daha az ölçüde olduğundan” bahsetti. Süleyman, "Eğitimin, sünnet gibi bazı yanlış alışkanlıkların azalmasına katkıda bulunduğuna, ancak henüz bunu suç sayan bir yasa çıkarılmadığına ve erkek ideolojisini erkeklerden daha fazla taşıyan kadınlar olduğuna" işaret etti.

“Sudan'dan Arjantin'e” Filmi (Festival Yönetimi)
Filmin uzunluğuna (95 dakika) rağmen Sarah Süleyman, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, "tam 15 saat çekim yaptığını ve başından bugüne Sudanlı kadın mücadelesinin hikayesini anlatmak istediğini, ayrıca filmin uzun zamandır araştırdığı tüm gerçekleri içererek yeni nesillere önemli bir belge olmasını arzu ettiğini" vurguladı.
İsmailiye Film Festivali’nde ayrıca “Sudan'dan Arjantin'e” adlı uzun metrajlı belgeselin prömiyeri de yapıldı. Filmin prömiyeri, festivalin başkanı İsam Zekeriya’nın yanında, Arjantin'in Kahire Büyükelçisi Gonzalo Ariolapitia ve eşi, Ulusal Sinema Merkezi Başkanı Monereyli Manar Husni ve Kültür Bakanı Danışmanı Dr. Halid Abdulcelil’in katılımıyla gerçekleştirildi. büyükelçi, bu filmde Arjantin ve Sudan arasındaki işbirliğine övgüde bulundu. Film, yönetmen Ricardo Brave tarafından, anlatılmamış bir hikayeyi gözler önüne seriyor ve Sudan'da binlerce arkeolojik hazineyi kaybolmak üzereyken kurtaran Dr. Abraham Rosenwasser'in anıları üzerinden anlatıyor.
Film, Arjantin ve Sudan arasında kesişen olaylar ve tanıkların olduğu iki bölümden oluşuyor. Arjantinli yönetmen, hemşehrisi arkeologun yolculuğunu, çabalarına tanık olan birçok şahsiyet aracılığıyla ele alıyor. Filmde, Rosenwasser'in Sudan antik eserlerinin kurtarılmasında oynadığı rol ele alındı. Sudanlı ortak yapımcı ve yönetmen Talal Afifi, filmin Sudan’a özel olan kısmını üstlendi. Filmde, Wadi Halfa ve Hartum'daki Sudan sokaklarında çekilen birçok sahne aracılığıyla antik eserleri kurtarma yolculuğu hakkında özel bilimsel görüşler sunuldu.
Filmin gösteriminin ardından Talal Afifi, “bu deneyimin, dünyanın pek çok çatışmayla çevrili olduğu bir zamanda geldiğini ortaya koyarak, yapı ve insan uygarlığı ilişkilerine tanıklık eden bir geçmişi gözler önüne serdiğini” ortaya koydu. Afifi, Yönetmen Ricardo Brave'in, "Eve Dönüş" filminde de görüldüğü gibi, insani sorunları ele alma konusunda önemli deneyimlere sahip olduğunu sözlerine ekledi. Ayrıca, “Filmde, Birinci Dünya Savaşı sırasında Kızıldeniz'de bilinmeyen bir adada boğulan İtalyan askerlerinin cesetlerinin arandığını ve kalıntıları ülkelerine gömülmek üzere ailelerine teslim edildiğini” ifade etti. Afifi, söz konusu filmin Sudan'daki gösterimi sırasında "Sudan'dan Arjantin'e" belgesel filminin çekilmesi için aralarında işbirliğinin başladığını belirtti. Afifi, dünyanın son dönemde Sudan sinemasına olan ilgisinin Sudan devrimi ve son yıllarda ülkede yaşanan olağanüstü sinema uyanışı gibi birçok nedenden kaynaklandığına dikkat çekti.



Çok konuşulan dizinin yeni sezonuna geri sayım: Tarih açıklandı

And Just Like That'in geliştirilmesine üçüncü film uyarlamasının iptal edilmesinin ardından Aralık 2020'de başlanmıştı (Max)
And Just Like That'in geliştirilmesine üçüncü film uyarlamasının iptal edilmesinin ardından Aralık 2020'de başlanmıştı (Max)
TT

Çok konuşulan dizinin yeni sezonuna geri sayım: Tarih açıklandı

And Just Like That'in geliştirilmesine üçüncü film uyarlamasının iptal edilmesinin ardından Aralık 2020'de başlanmıştı (Max)
And Just Like That'in geliştirilmesine üçüncü film uyarlamasının iptal edilmesinin ardından Aralık 2020'de başlanmıştı (Max)

Sex and the City'deki olaylardan 20 yıl sonra geçen devam dizisi And Just Like That'ten haber var... 

Max, And Just Like That'in üçüncü sezonuna ait resmi fragmanı yayımladı. Yeni sezon, 29 Mayıs'ta dijital platformda izleyiciyle buluşacak.

Yeni sezonda hayranları neler bekliyor?

Sarah Jessica Parker'ın canlandırdığı Carrie Bradshaw'u en son, Ağustos 2023'te yayımlanan ikinci sezon finalinde, Yunanistan sahilinde bir Cosmopolitan sipariş ederken görmüştük. Max, nihayet üçüncü sezonun yayın tarihini açıkladı ve yeni sezondan ilk görüntüleri paylaştı.

Devam dizisi, 50'li yaşlarındaki Carrie, Charlotte ve Miranda'yla arkadaşlarının aile, aşk ve arkadaşlık ilişkilerini izliyor. Dizinin başrollerini Parker'ın yanı sıra Kristin Davis ve Cynthia Nixon paylaşıyor.

İkinci sezon sonunda Carrie, efsaneleşen Upper East Side'daki dairesinden taşınma kararı almıştı. Sex and the City boyunca yaşadığı ve And Just Like That'in ilk sezonunda, Chris Noth'un oynadığı eşi Big'in ölümünün ardından geri döndüğü bu dairede, taşınmadan önce bir veda yemeği düzenlemişti. 

Gramercy Park'a taşınmadan hemen önce Carrie, geçici olarak veda ettiği Aidan'a 5 yıl bekleme sözü vermişti. Aidan ise çocuklarıyla ilgilenmek için Virginia'ya dönmüştü. Miranda, İnsan Hakları İzleme Örgütü'nde yeni bir işe başlamış, Charlotte ise çocuklarının artık daha bağımsız olmasıyla birlikte yeniden çalışma hayatına dönmüş ve bir sanat galerisinde işe başlamıştı.

Ayrılan isimler, yeni yüzler...

And Just Like That'in üçüncü sezon kadrosunda bazı değişiklikler göze çarpıyor. Miranda'nın arkadaşı Nya Wallace'ı canlandıran Karen Pittman, takvim uyuşmazlığı nedeniyle yapım başlamadan projeden ayrılmıştı. Variety'nin Şubat 2024'te bildirdiğine göre, dizinin en çok tartışılan karakterlerinden komedyen Che Diaz'ı oynayan Sara Ramírez de diziye veda etmişti.

Rosie O'Donnell, Mehcad Brooks, Jonathan Cake, Racquel Chevremont ve Logan Marshall-Green gibi birçok yeni yüz de üçüncü sezon için kadroya katıldı.

"İnsanlar kendi hikayesi gibi görüyor"

And Just Like That, üçüncü sezonuyla yine çok konuşulacak gibi görünüyor. Yayın hayatına 2021 sonunda başlayan dizi, o tarihten bu yana her sezonuyla gündem olmayı başardı. 2023'te, ikinci sezon finaliyle ilgili Variety'ye özel bir röportaj veren dizi sorumlusu Michael Patrick King, izleyicilerin tepkilerini eğlenceli bulduğunu söylemişti.

"Bence bu, en komik şekilde saldırgan bir aşk-nefret ilişkisi" diyen King eklemişti: 

Bu, dizinin hâlâ canlı olduğunu gösteriyor. Ölü değil ve kesinlikle bir yeniden çevrim de değil: Bu, yepyeni bir enerjiyle yazılmış yeni bir bölüm. Sevdiğiniz ya da nefret ettiğiniz şeyler olabilir. Ama insanların sahiplendiği bir şeyin içinde yer almak gerçekten ilginç. İnsanlar bu hikayeyi kendilerininmiş gibi görüyor.

And Just Like That, Türkiye'deki yayın hayatına yeni başlayan Max'te izlenebilir.
Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter