Nokia, Ay'a 4G internet kuruyor

Sistem, SpaceX tarafından bu yıl fırlatılacak

İletişim sisteminin "gelecekte Ay ve Mars'ta kurulacak sürekli insan varlığı" için kritik öneme sahip olduğu düşünülüyor (Nokia)
İletişim sisteminin "gelecekte Ay ve Mars'ta kurulacak sürekli insan varlığı" için kritik öneme sahip olduğu düşünülüyor (Nokia)
TT

Nokia, Ay'a 4G internet kuruyor

İletişim sisteminin "gelecekte Ay ve Mars'ta kurulacak sürekli insan varlığı" için kritik öneme sahip olduğu düşünülüyor (Nokia)
İletişim sisteminin "gelecekte Ay ve Mars'ta kurulacak sürekli insan varlığı" için kritik öneme sahip olduğu düşünülüyor (Nokia)

Finlandiya merkezli teknoloji ve telekomünikasyon firması Nokia, Ay'a 4G internet kurmayı planlıyor.
Şirket, kasım ayında uzay firması SpaceX'e ait bir Falcon 9 roketiyle 4G iletişim sistemini Ay yörüngesine gönderecek.
Sistem daha sonra ABD'li havacılık firması Intuitive Machines'in tasarladığı Nova-C adlı uzay aracıyla Ay yüzeyine indirilecek.
İletişim sisteminin Ay'ın güneyindeki Shackleton kraterine konuşlandırılacağı öğrenildi.
Nokia'dan gelen açıklamada 4G sisteminin Ay'daki zorlu koşullara dayanacak şekilde tasarlandığı bildirildi.
Teknoloji, gelecekte Ay'a gidecek astronotların orada sürdürülebilir bir üs kurmasına katkı sağlayabilir.
NASA, Artemis adını verdiği uzay görevleriyle astronotların 2026 civarında Ay yüzeyine yeniden adım atmasını hedefliyor.
Astronotların orada barınabilecekleri bir üs kurması planlanıyor. Bu üs, Ay araştırmalarının yürütülmesi için faydalı olacak. Ayrıca Mars gibi daha uzun uzay yolculuklarına açılan bir kapı olarak görülüyor.
Küresel teknoloji analiz firması Moor Insights & Strategy'nin baş analisti Anshel Sag, Nokia'nın internet sistemini bu yıl içinde fırlatmasının mümkün olduğu görüşünde.
CNBC'ye konuşan Sag, "Donanım göründüğü gibi hazır ve onaylanmışsa iyimser olabiliriz" dedi:
"Seçtikleri fırlatma ortağı herhangi bir aksilik veya gecikme yaşamadığı sürece 2023'te fırlatma şansları var."
Nokia, bu projeyi geliştirmek için aslında 2020'de NASA tarafından seçilmişti. Firmanın Bell Laboratuvarları'na projenin finanse edilebilmesi için 14,1 milyon dolar verilmişti.
Bell Laboratuvarları'nın yöneticilerinden Thierry Klein, o dönemde yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:
"Gelecekte Ay ve Mars'ta sürekli insan varlığı için bağlantı ve iletişimin kritik öneme sahip olduğu bizim için aşikar."
 
Independent Türkçe, Gizmodo, CNBC



Muzun nesli tükenmesin diye uğraşan bilim insanlarından müjde

Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)
Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)
TT

Muzun nesli tükenmesin diye uğraşan bilim insanlarından müjde

Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)
Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)

Dünya genelindeki muzlar halihazırda iki hastalıktan dolayı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. 

Fakat sevilen meyvenin soyunun tükenmesini önlemeye çalışan bilim insanları son dönemde önemli adımlar atıyor. Uzmanlar başarıya ulaşmaları halinde halkın hiçbir şeyi fark etmeyeceğini söylüyor. 

1950'lerde üretilen Gros Michels muzları, bir mantar türünün yol açtığı Panama hastalığı yüzünden yok olmuştu.

Bu yüzden şirketler, hastalığa dirençli Cavendish muzlarını yetiştirmeye başlamış ve krizin üstesinden gelinmişti. Bu muz çeşidi halihazırda küresel muz ihracat pazarının yüzde 99'unu oluşturuyor.

Ancak aynı hastalığın farklı bir versiyonu 1990'lardan beri Cavendish cinsini de tehdit ediyor. Marketlerde satılan muzlar birbirinin kopyası olduğu için bir bitkinin hastalığa yakalanması diğerlerini de tehlikeye atıyor. 

Başka bir mantar türünün yol açtığı siyah sigatoka hastalığı da muzları tükenme riskiyle karşı karşıya bırakıyor. 

Bu hastalık halihazırda fungisitler sayesinde tedavi edilse de bazı bölgelerdeki mantarlar kimyasallara direnç göstermeye başladı. 

Bilim dünyası bir yandan hastalıkların çözümünü ararken diğer yandan da yeni muz türleri yetiştirmeye çalışıyor. 

Ağustosta yapılan bir çalışmada bugünkü Panama hastalığına yol açan varyantın, 20. yüzyıldakinden evrimleşmediği bulunmuştu. 

Bilim insanları, hastalığın arkasındaki mekanizmayı artık daha iyi anladıkları için tedavi umudu doğduğunu düşünüyor.

ABD merkezli muz üreticisi Chiquita Brands International ise araştırma şirketi KeyGene, Musaradix adlı girişim ve Hollanda'daki Wageningen Üniversitesi'yle işbirliği içinde yürütülen projede, Yelloway 1 adlı yeni bir muz türü geliştirdiğini geçen ay duyurmuştu. 

İki hastalığa da dirençli bu bitkinin serada yetiştirildiği ancak henüz mevye vermediği aktarılmıştı. 

Bu yılın sonunda Filipinler'e ekilmesi planlanan Yelloway 1 bitkileri, daha sonra Cavendish muzlarıyla çiftleştirilecek. Bu sayede hem tadı ve görüntüsü halihazırda satılan muzlara benzeyen hem de hastalığa dirençli meyveler üretilmesi amaçlanıyor. 

Chiquita Sürdürülebilirlik Direktörü Peter Stedman şöye diyor:

Birkaç yıl içinde muzunuzda herhangi bir değişiklik görmezseniz, harika bir iş çıkardık demektir. 

Avustralya'daki Queensland Üniversitesi'nden araştırmacılar ise yabani bir muz bitkisinden bir geni Cavendish'e yerleştirerek Panama hastalığına dirençli, genetiği değiştirilmiş bir muz geliştirdi.

Meyvenin tadı ve görüntüsünün aynı kalması beklense de genetiğinin değiştirilmiş olması endişe yaratıyor. 

Halk, genetiği değiştirilmiş gıdalara karşı temkinli davranırken, Avrupa gibi bölgelerde bu ürünlerle ilgili katı düzenlemeler olması engel teşkil ediyor.

Queensland Üniversitesi'nden Andre Drenth "Orada öylece duruyor. Belki yurtdışından birileri almak isteyebilir" diyerek ekliyor:

Bir pazarlama sorunu var, yasal bir sorun var ama teknik bir sorun yok.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Popular Science, Nature Microbiology