Moskova istişareleri: Rusya ve Suriye Türkiye'nin Suriye’deki varlığı konusunda hemfikir değil

Türkiye, Rusya, Suriye ve İran dışişleri bakan yardımcıları toplantısının önü açıldı

Moskova'da düzenlenen Rusya-Suriye görüşmesinden bir kare (RT)
Moskova'da düzenlenen Rusya-Suriye görüşmesinden bir kare (RT)
TT

Moskova istişareleri: Rusya ve Suriye Türkiye'nin Suriye’deki varlığı konusunda hemfikir değil

Moskova'da düzenlenen Rusya-Suriye görüşmesinden bir kare (RT)
Moskova'da düzenlenen Rusya-Suriye görüşmesinden bir kare (RT)

Rusya, Türkiye, Suriye ve İran heyetleri arasında dört ülkenin dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde müzakere turları başladı. Şam-Ankara normalleşmesinin önündeki engellerin aşılmasını amaçlayan anlaşma, dört ülkenin heyetlerinin bugün bir araya geldikleri toplantının önünü açtı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan bir kaynak dün yaptığı açıklamada, “Rusya, İran, Suriye ve Türkiye dışişleri bakan yardımcıları toplantısına hazırlık olarak şu an Moskova'da bir dizi istişare yapılıyor” dedi.
Kaynak, ön istişarelerin yapıldığı atmosfer ve gündem ile ilgili detaylara değinmese de görüşmelerin bazı ikili görüşmelerle başladığını belirtti. Suriye hükümetini temsil eden ve başkanlığını Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Eymen Susan’ın yaptığı heyet ile Rusya'yı temsil eden ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Orta Doğu ve Afrika Ülkeleri Özel Temsilcisi Mihail Bogdanov’un başkanlığını yaptığı Rusya heyeti arasında ikili bir görüşme gerçekleşti. Ardından İran’ı temsil eden ve başkanlığını İran Dışişleri Bakanı Özel Siyasi İşlerden Sorumlu Kıdemli Danışman Ali Asgar Haci’nin yaptığı heyetle benzer bir görüşme gerçekleştirdi. Her iki toplantıda da dörtlü toplantının başarısıyla ilgili konular ele alındı. Öte yandan Türkiye’yi temsil eden heyet, Rusya ve İran heyetleriyle iki ayrı görüşme gerçekleştirdi.
Suriye resmi haber ajansı SANA’nın Rusya’nın diplomatik kaynaklarından sızdırdığı verilere göre kapalı kapılar ardında gerçekleştirilen ön görüşmelerde Moskova ile Şam arasındaki fikir ayrılıkları ortaya çıktı.
Rus basınının SANA’dan aktardığına göre Rusya-Suriye görüşmesinde Suriye'nin egemenliğine, birliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyulması vurgulanırken Türkiye’nin Suriye topraklarındaki ‘yasadışı’ askeri varlığının sona erdirilmesi konusunda hemfikirlerdi.
Ancak Şarku’l Avsat’a konuşan bir Rus diplomatik kaynak, dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde dört ülke arasındaki görüşmelere hazırlık kapsamında Suriye heyetiyle Rusya Dışişleri Bakanlığı'nda gerçekleştirilen görüşmeye ilişkin SANA'nın aktardıklarının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Kaynak, Türkiye’nin Suriye topraklarındaki ‘yasadışı’ askeri varlığına ilişkin Suriye ve Rusya'nın görüşlerinin aynı olduğu yönünde söylenenlerin tamamen yanlış olduğunu açıkladı.
Rusya ve Astana Süreci katılımcılarının Türkiye ve Suriye cumhurbaşkanları görüşmesinin takip etmesi beklenen dışişleri bakanları düzeyindeki toplantıya hazırlık olarak bu görüşmeyi ayarlamak için inisiyatif aldıklarını vurgulayan kaynak, Rusya’nın Türkiye'nin özellikle Suriye'nin kuzeyindeki rolünün önemli olduğuna ve askeri varlığının şu anda rejimin korunması, Suriyeliler arasındaki çatışmaların durdurulması ve teröristlerle mücadele açısından önemine inandığını belirtti.
Kaynak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’nin Suriye topraklarındaki askeri varlığının geleceği, Türkiye ile Suriye arasındaki görüşmelerin odak noktası olmalı. İki taraf, durumu bugünkü haline getiren koşulları dikkate almalı ve bu sorunu çözmenin yollarını aramalı.”
Rusya’nın her zaman bu tutumu benimsediğini vurgulayan Rus diplomat, aynı zamanda Astana Süreci, Suriye-Suriye Diyalogu konulu Soçi Konferansı ve Birleşmiş Milletlerin (BM) girişimiyle Suriye Anayasa Komitesi düzeyinde yapılan çok sayıda toplantıyla mevcut durumun çözümünün önünün açılmasına katkıda bulunduğunu belirtti. Kaynağa göre Rusya ayrıca, Şam'da mülteciler ve yerinden edilmiş kişiler meseleleriyle ilgili iki uluslararası konferansın düzenlenmesini de sağladı.
Kaynak, Suriye heyetinin Rusya Dışişleri Bakanlığı'ndaki görüşmede, Türkiye’nin Suriye krizinin çözümüne katkıda bulunabilecek büyük ve etkili rolünün yanı sıra Suriye topraklarının birliğini, Suriye hükümetinin tüm topraklar üzerindeki egemenliğini ve tüm yabancı güçlerin Suriye topraklarından çıkışını garanti eden Suriye-Suriye mutabakatı bakımından Suriye-Türkiye ilişkilerini düzeltmenin öneminin vurgulandığını belirtti.
Dörtlü zirve birkaç kez ertelenmişti. Rusya, geçtiğimiz ayın ortalarındaki bir tarih üzerinde anlaşmaya varılmasının ardından Suriye hükümetinin tutumunun sertleşmesi nedeniyle tarafları bir araya getirmede başarısız oldu. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov, erteleme kararının Moskova’nın talebi üzerine değil ‘tarafların isteksizliği’ nedeniyle alındığını söyledi. Bogdanov, Rusya’nın ‘Suriye-Türkiye ilişkilerinin normalleştirilmesi gibi çok önemli bir stratejik hedefe ulaşmayı’ amaçlayan arabuluculuk çabalarının başarıya ulaşmasından umutlu olduğunu belirtti.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, geçtiğimiz ayın ortalarında Moskova’ya yaptığı ziyarette, Ankara ile normalleşme yolunda ilerleme kaydetmek üzere Suriye topraklarından çekilme ve ‘teröristlere destek vermeyi bırakma’ gibi çeşitli şartlar öne sürdü. Ardından Moskova, dörtlü zirvenin tarihini ertelediğini duyurdu ve zirvenin daha sonraki bir tarihte yapılması için istişarelerde bulunduğunu açıkladı.
Moskova’nın Esed'e Ankara ile normalleşme sürecini desteklemedeki ciddiyetine dair net bir mesaj iletmesiyle Moskova, Tahran’ın Suriye, Rusya ve Türkiye savunma bakanları ve güvenlik teşkilatlarının başkanları arasındaki toplantılara davet etmemesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirmesinden sonra İranlıları da dahil ederek bu sürecin önündeki bir engeli daha aşmayı başarmış gibi görünüyordu.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Abdullahiyan geçtiğimiz hafta Moskova'ya yaptığı ziyaretin ardından İran engeli tamamen aşılmış görünüyordu. Daha sonra İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, yaptığı açıklamada, ülkesinin Suriye'nin komşularıyla, özellikle Türkiye ile bölgedeki barış ve istikrara yansıyacak şekilde ilişkilerini geliştirmesiyle ilgilendiğini ifade etti. Bakan Abdullahiyan, Moskova ziyareti sırasında konuyu Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüştüğünü ve Tahran ile Moskova'nın ‘Türkiye ile Suriye arasında köprü görevi görmek için’ dörtlü zirve çerçevesinde gerekli çabayı göstermeye hazır olduklarını söyledi.
Burada Rusya’nın geçtiğimiz yılın sonunda Türkiye ve Suriye savunma bakanları arasında 11 yıl aradan sonra gerçekleşen ilk görüşmelere ev sahipliği yaptığı belirtilmeli. Ardından dışişleri bakanları yardımcıları düzeyinde bir toplantı için adım atıldı. Bu adım, Suriye ile Astana Süreci ülkelerini bir araya getirecek bir zirvenin önü açtı.



Fidan: SDG İsrail'den cesaret alıyor, Esed rejimine karşı hiçbir zaman harekete geçmedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
TT

Fidan: SDG İsrail'den cesaret alıyor, Esed rejimine karşı hiçbir zaman harekete geçmedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan dün yaptığı açıklamada, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) cesaretini İsrail'den aldığını belirterek, devrik Cumhurbaşkanı Beşşar Esed rejimine karşı muhalefetle hiçbir zaman birlikte hareket etmediklerini kaydetti.

Suriye'nin güneyinde yaşananlar hakkında Fidan şu ifadeleri kullandı: “Özellikle Güney meselesi fevkalade önemli. Şu anda bizim belki en büyük risk alanımız o. Güney'deki sıkıntı tek başına çok fazla büyük risk oluşturduğu için değil. O da yönetilebilir bir konu. İsrail'in ona müdahil olmasından dolayı ortaya çıkan bir risk alanı var. Bu risk alanını çok iyi yönetmek gerekiyor. Çünkü daha büyük riskleri de beraberinde getirebilir. "

PKK'nın silahsızlanma sürecinin "Türkiye tarafından çok şeffaf ve çok iyi bir şekilde" yönetildiğini  vurgulayan Fidan “Ancak örgütün ne yapmayı planladığı konusunda henüz bir kelime bile duymadık” dedi.

Türkiye Savunma Bakanlığı sözcüsü Zeki Aktürk cuma günü yaptığı açıklamada, bazı ülkelerin SDG'yi silahsızlanmayı reddetmeye ve Suriye ordusuna entegre olmamaya teşvik ettiğini belirterek, ülkesinin Suriye'de askeri bir operasyon başlatma niyetinde olmadığını söyledi.

Ankara'da düzenlenen basın toplantısında konuşan sözcü, "SDG'nin zaman kazanma girişimleri boşuna ve Suriye ordusuna entegre olmaktan başka seçenekleri yok" diyerek, SDG’nin faaliyetlerinin Suriye'de istikrar ve güvenliğin sağlanmasına yönelik çabalara zarar verdiğinin altını çizdi.

Sözcü, Türk ordusunun Suriye'de askeri bir operasyona hazırlandığı iddialarını yalanlayarak, Türk ordusunun son hareketlerinin "rutin birlik rotasyonlarının" parçası olduğunu belirtti.

Sözcü, Türkiye'nin daha önce SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonunu istediğini ifade ettiğini ve SDG'nin hareketlerinin ve Suriye ordusunun faaliyetlerinin izlenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, 10 Mart'ta SDG lideri Mazlum Abdi ile Suriye'nin kuzeydoğusundaki sivil ve askeri kurumları entegre etme konusunda bir anlaşma imzaladı, ancak bu anlaşma henüz uygulanmadı.


Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
TT

Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine desteğini yineledi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da yaptığı konuşmada, ‘çözüm sürecini’ başarıya ulaştırma kararlılığını vurguladı. (Cumhurbaşkanlığı)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürt tarafının ‘barış ve demokratik toplum süreci’ olarak adlandırdığı ve terör örgütü PKK’nın tasfiyesi ile silahsızlanmasını öngören ‘terörden arındırılmış Türkiye’ hedefini başarıya ulaştırma kararlılığını dile getirdi.

Bu açıklama, PKK yönetiminin, cezaevinde bulunan örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması ve hükümetin Kürtlerin haklarını genişletecek ciddi yasal adımlar atması yönündeki talepleri karşılanmadığı takdirde sürece dair yeni bir adım atmayacaklarını söylemesinin ardından geldi.

Erdoğan, “Türkiye, terörün ortadan kalktığı; kardeşliğin ve istikrarın her karış toprağa hâkim olduğu bir döneme doğru ilerliyor” dedi.

Farklı tutumlar

Erdoğan, İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen 4. İlim Yayma Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, “Terörden arındırılmış Türkiye hedefine yaklaştıkça, sabotaj girişimleri, medya kampanyaları ve siyasi-sosyal mühendislik faaliyetleri artıyor” ifadelerini kullandı.

cdf
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Kasım gecesi İstanbul'da düzenlenen İlim Yayma Ödülleri töreninde konuştu. (Cumhurbaşkanlığı)

Erdoğan, “Terörsüz Türkiye sürecinin başarısı için iktidarımızın da, ittifakımızın da, devletimizin de kararlılığının tam olduğunun bilinmesini isterim” dedi.

Aynı dönemde PKK yönetimi, Abdullah Öcalan serbest bırakılmadığı ve Ankara somut, kapsamlı yasal adımlar atmadığı sürece ‘çözüm süreci’ kapsamında yeni bir adım atmayacağını belirterek tehditlerini artırdı. PKK, geçtiğimiz mayıs ayında, Öcalan’ın 27 Şubat’ta İmralı Cezaevi’nden yaptığı ‘barış ve demokratik toplum’ çağrısına yanıt olarak kendini feshettiğini duyurmuştu.

xcdf
Terör örgütü PKK’nın 11 Temmuz'da Irak'ın kuzeyindeki Kandil Dağı'nda düzenlenen silah yakma töreninden (Reuters)

PKK’lı 30 militanın 11 Temmuz’da Kandil Dağı’nda düzenlenen sembolik bir törenle silah bırakmasının ardından, örgüt 26 Ekim’de tüm mensuplarını Türkiye’den Kuzey Irak’a çektiğini açıkladı. Ardından örgütün Zap bölgesindeki güçleri de olası çatışmaları önlemek amacıyla geri çekildiğini duyurdu. Bu adımların tamamı, örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda PKK tarafından tek taraflı olarak atılmıştı. Ancak PKK yöneticilerinden Amed Malazgirt cumartesi günü AFP’ye yaptığı açıklamada, Öcalan’ın öncülüğünde atılan bu adımlara rağmen örgütün ‘çözüm süreci’ kapsamında artık yeni bir adım atmayacağını söyledi. Malazgirt, Ankara’nın iki temel şartı karşılamaması halinde sürecin ilerlemeyeceğini vurguladı: ‘Öcalan’a özgürlük’ ve ‘Türkiye’de Kürt halkının anayasal olarak tanınması’.

Bu açıklamalar, KCK Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat’ın, Türkiye’nin Kürt meselesi demokratik temelde çözülmediği ve Öcalan ‘baş müzakereci’ olarak muhatap alınmadığı takdirde ‘ciddi risklerle’ ve bir ‘beka sorunu’ ile karşı karşıya kalacağı yönündeki uyarılarının üzerinden sadece birkaç gün sonra geldi.

Kürt televizyonlarından birine konuşan Bese Hozat, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) geçtiğimiz ağustos ayında kurduğu Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyelerinin 24 Kasım’da İmralı’da Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşmeyi ‘olumlu ve iyi bir adım’ olarak nitelendirdi, ancak ‘güçlü bir adım olarak değerlendirilemeyeceğini’ söyledi.

PKK yöneticisi Hozat, aynı röportajda, “Türkiye, Kürt meselesini demokratik bir zeminde çözmezse; Kürtlerin varlığını ve kimliğini tanımazsa, köklü yasal reformlar ve değişiklikler yapmazsa, ülkenin geleceği gerçekten karanlık olur” ifadelerini kullandı.

xcvfg
Terör örgütü PKK’nın silahsızlandırılması için yasal bir çerçeve oluşturmakla görevli Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 4 Aralık'ta toplanacak. (Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin resmi X hesabı)

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda yer alan siyasi partiler, sürecin işleyişine ilişkin raporlarını hazırlayarak 4 Aralık’ta yapılması planlanan toplantıda sunmak üzere çalışıyor. Öcalan’ı ziyaret eden heyetin (AK Parti, MHP ve DEM Parti’den üç milletvekili) görüşmeye dair bir bilgilendirme yapması bekleniyor.

Barzani’den destek

Diğer yandan Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecine destek verdiğini açıkladı. Barzani, “Bizden ne istenirse yapmaya hazırız” dedi.

Şırnak’ın Cizre ilçesinde yaptığı konuşmada Barzani, Türkiye’deki çözüm sürecini ‘bölge için köklü bir değişim’ olarak nitelendirdi.

dfgr
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) lideri Mesud Barzani, 29 Kasım'da Şırnak'ta düzenlenen bir etkinlikte konuştu. (Türk medyası)

Barzani, 2013’te başlayan ve 2015’te sona eren barış sürecine daha önce de destek vermiş bir lider olarak, bu kez sürecin halkın, parlamentonun ve siyasi partilerin devlete verdiği destek sayesinde ‘daha organize bir şekilde’ yürütüldüğünü söyledi.

Kürt lider, Türkiye’de barış kapısının açılmasına katkıları nedeniyle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, TBMM’ye ve Türk halkına teşekkür ederken, süreç kapsamında attığı olumlu adımlar nedeniyle Öcalan’a da teşekkür etti. Barzani, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) sürece ‘tüm gücüyle destek vereceğini’ vurguladı.


İstanbul'da tatil yaparken hayatını kaybeden ailenin odasında zehirli gaz bulundu

Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
TT

İstanbul'da tatil yaparken hayatını kaybeden ailenin odasında zehirli gaz bulundu

Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)
Ölen üç Alman turistin kaldığı Fatih ilçesindeki otelin yakınına İstanbul polisi tarafından güvenlik kordonu oluşturuldu (DPA)

Anadolu Ajansı'nda dün yer alan habere göre, İstanbul'da hayatını kaybeden Hamburg’dan tatil için gelen Türk ailenin otel odasında zehirli gaz fosfin bulundu.

Adli tıp raporuna atıfta bulunan ajans, maddenin odadan alınan sürüntü örneklerinde ve otel havlularında da tespit edildiğini belirtti. Ancak ölüm nedeni henüz bilinmiyor.

Alüminyum fosfit, zararlılarla mücadelede yaygın olarak kullanılır. Suyla veya yeterli miktarda atmosferik nemle temas ettiğinde, zehirli bir gaz olan fosfin üretir. Bu gaz, memelilerde hücrelere zarar verir ve yüksek konsantrasyonlarda kanda oksijen taşınmasını engeller.

İnsanlarda fosfin, kuru öksürük, kusma ve karaciğer ve böbrek fonksiyonlarında bozulma gibi semptomlara neden olabilir ve solunduğunda ölümcül olabilir.

Hamburg’dab gelen Türk ailenin dört üyesi, kasım ayının ortasında İstanbul'da tatildeyken hayatını kaybetti.

Adli tıp ön raporuna göre ailenin odasının altındaki odada bulunan pestisitler ölümlerine neden olmuş olabilir, ancak bu henüz doğrulanmadı.

AA’nın haberine göre, ailenin yemek yediği yerlerde yapılan tetkiklerde herhangi bir anormalliğe rastlanmaması üzerine ölüm nedeninin gıda zehirlenmesi olduğu yönündeki ilk şüpheler de reddedildi.