Etiyopya, sınır anlaşmazlığını çözmek için Sudan'daki durumdan mı yararlanıyor?

Etiyopya Başbakanı ile Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı bir araya geldi. (Etiyopya Dışişleri Bakanlığı)
Etiyopya Başbakanı ile Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı bir araya geldi. (Etiyopya Dışişleri Bakanlığı)
TT

Etiyopya, sınır anlaşmazlığını çözmek için Sudan'daki durumdan mı yararlanıyor?

Etiyopya Başbakanı ile Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı bir araya geldi. (Etiyopya Dışişleri Bakanlığı)
Etiyopya Başbakanı ile Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı bir araya geldi. (Etiyopya Dışişleri Bakanlığı)

El-Fuşka bölgesi konusunda Etiyopya ile Sudan arasında yaşanan sınır anlaşmazlığı yeniden gündeme geldi. Sudan’da karışıklığın başlaması ardından Etiyopyalı güçlerin ve kampların ihtilaflı bölgedeki olağandışı faaliyetlerine ilişkin haberler arttı.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Sudan sınır bölgelerine girildiği iddialarını yalanlayan Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed ise “Sudan halkı, bu yalan iddialara kulak asmayacaktır” açıklamasında bulundu. 
El-Fuşka bölgesi hususundaki anlaşmazlık, sömürge dönemine kadar uzanıyor. İki ülke arasındaki 744 kilometrelik sınırı çizmeye yönelik birçok girişim başarısız olmuştu. 2008 yılında iki ülke arasındaki müzakerelerde uzlaşma sağlanmıştı. Etiyopya yasal sınırları tanımış, Sudan ise Etiyopyalıların orada herhangi bir engel olmadan yaşamaya devam etmelerine izin vermişti. Ancak Haziran 2022'de Sudan'ın Etiyopya ordusunu yediSudanlı askeri yakalayıp öldürmekle suçlaması ardından bu hususta yeniden gerilim patlak vermişti. 
Sudan’daki medya kaynakları, Etiyopya’nın Sudan'da ordu güçleri ile Hızlı Destek Güçleri (HDK) arasındaki kanlı çatışmalardan yararlanarak el-Fuşka bölgesine girmeye başladığına, Etiyopya güçleri tarafından yürütülen yoğun keşif ve kontrol operasyonlarının izlendiğine dikkat çekiyor. 
Etiyopya Başbakanı ise bazı tarafları Etiyopya ile Sudan arasındaki iyi komşuluk ilişkilerini bozmayı amaçlayan iddialar yayınlayarak siyasi hedeflerine ulaşmaya çalışmakla suçladı. Abiy Ahmed, ofisi tarafından yayınlanan açıklamada, “Sudan ve Etiyopya halklarının ortak kimliği ve kaderinin pek çok zorlukla karşı karşıya olduğu bu kritik aşamada, asılsız siyasi hedeflerine asılsız iddialar yayarak ulaşmaya çalışan bazı taraflar var” ifadelerini kullandı. Ayrıca Etiyopya güçlerinin Sudan sınır bölgelerine girdiği yönündeki iddiaları yayanları kınadı.
Sınır sorununun diyalog ve müzakere yoluyla çözüleceğine dikkat çeken Ahmed, Sudan'ın içinden geçmekte olduğu mevcut koşullardan yararlanıldığı iddialarını reddediyor. Etiyopya hükümetinin bu konudaki deneyimine de barışa öncelik verdiğine değinen Başbakan şu açıklamada bulundu:
“Etiyopya, Etiyopya hükümeti çok zor bir durumdayken, bazı tarafların egemenliğimizi ihlal edip topraklarımızı ele geçirerek yaptığının aynısını Sudan'a yapmak istemiyor. Sudan'a barış ve istikrarın geri dönmesini umuyoruz. Bazılarının Sudan ve Etiyopya halklarını birbirine düşürme çabalarına karşı uyarıda bulunuyoruz.”
Sudanlı siyasi analist Abdulmunim Hemmet, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, Etiyopya’nın Sudan'ın iç gerilimlerinden yararlanarak tartışmalı bölgeye askeri müdahalede bulunduğu ihtimalini önemsemedi. Hemmet konuya dair şunları söyledi:
“Şu an Sudan'daki iç anlaşmazlıkların çözümü için birden çok kez bizzat müdahalede bulunan Abiy Ahmed, hiçbir şekilde böyle bir davranış benimsemeyecektir. Sudan ise Etiyopya için bunun tersini yapmıştı. Etiyopya hükümeti, zaruri olmayan bir mesele için itibarını ve çevresini riske atmaz. Sudan ve Etiyopya arasındaki ilişki sosyal, ekonomik ve kültürel olarak örtüşen eski bir komşuluk ilişkisidir. Sınır anlaşmazlığı, her an çözülebilecek suni bir meseledir. Bu iki hükümet, istedikleri taktirde bir araya gelip çözmek suretiyle bu gerilimi azaltabilir. Ancak sınır sorunu Etiyopya'nın bu kritik zamanda çözebileceği bir strateji değil. Çözmeye çalıştığı taktirde bölgesel itibarının düşmesine neden olacak bir yanlış yapar.”
Hemmet ayrıca her iki taraftaki bazı hükümetlerin sınır meselesini istismar ettiğine, onu ulusal bir mesele olarak görerek bu yönde harekete geçtiğine, böylece üzerindeki siyasi ve ekonomik yükleri azaltmak istediğine dikkat çekti. 
Etiyopya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Hükümet, mevcut güvenlik durumu ışığında Sudan'daki Etiyopyalıların durumunu izliyor. Durumu izlemek için ilgili sektörel ofislerin dahil olduğu, komşu bölgelerin üye olarak bulunduğu ulusal düzeyde bir çalışma grubu oluşturuldu.”



Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.


İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
TT

İsrail tarafından tutulan 23 Lübnanlı mahkumun belgeleri

İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)
İsrail tarafından rehin tutulan Lübnanlı mahkumların aileleri Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenledi (EPA)

Lübnanlı Esirler ve Serbest Bırakılan Tutukluların Temsilciler Komitesi, İsrail tarafından tutulan Lübnanlı esirler dosyasını aktif hale getirilmesi, siyasi ve diplomatik önceliklerin en başına yerleştirmesi çağrısında bulundu. Bu çağrı, aralarında on yıllardır tutuklu bulunan 3 kişi de olmak üzere 23 Lübnanlı esirin yanı sıra son savaş sırasında ve sonrasında tutuklanan yeni esirler ve akıbeti hala bilinmeyen 42 kayıp kişi dikkate alınarak yapıldı.

Bu, ilgili makam tarafından Lübnan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Avn'a gönderilen resmi bir muhtıra ile dile getirildi. Bu konuda diplomatik, hukuki ve insani yardım da dahil olmak üzere kapsamlı bir ulusal yaklaşımın benimsenmesi ve yetkili uluslararası kurumlar aracılığıyla uluslararasılaştırılması çağrısında bulunuldu.

On yıllardır tutsaklar

Muhtıraya göre, üç Lübnanlı tutsak savaş öncesinden beri İsrail tarafından tutuluyor; biri 1978'den beri, ikincisi 1981'den beri ve üçüncüsü 2005'ten beri. Buna karşılık, son aşamada belgelenen tutsak sayısı 20 yeni tutsağa yükseldi; bunların 11'i Ekim 2024'teki askeri çatışma sırasında, 9'u ise Kasım 2024'teki büyük savaşın sona ermesinden sonra yakalanan sivillerdi.

Komisyon, yeni tutsakların, askeri operasyonlar bağlamı dışında ve bazı durumlarda doğrudan yaralanmaların ardından, balıkçılar, çobanlar, işçiler ve bir belediye polis memurunun dahil olduğu ayrı olaylarda kaçırıldığını belirtti.

d
Beyrut şehir merkezindeki ESCWA binasının önünde İsrail tarafından gözaltına alınan Lübnanlı tutukluların fotoğrafları sergileniyor (EPA)

Muhtırada ayrıca, aralarında öldürülenlerin de bulunduğu 42 kişinin kayıp olduğu ve İsrail'in Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile herhangi bir iş birliği yapmaması nedeniyle cesetlerinin İsrail tarafından tutulup tutulmadığının bugüne kadar bilinmediği ifade edildi.

İhlal iddiaları ve harekete geçme talepleri

Komisyon, İsrail'i Uluslararası Kızılhaç ile iş birliği yapmayı reddetmeye devam etmekle, mahkumları ziyaret etmeyi engellemekle veya durumları hakkında bilgi vermeyi önlemekle suçladı. Son zamanlarda serbest bırakılan Filistinli mahkumların ifadelerine dayanarak, Lübnanlı mahkumların fiziksel ve psikolojik işkenceye, yiyecek ve sudan mahrum bırakılmaya, kasıtlı tıbbi ihmale ve özellikle yaralı olanlar için aşağılayıcı ve onur kırıcı muameleye maruz kaldıklarını vurguladı.

sdgt
İsrail tarafından esir tutulan Lübnanlı mahkumların akrabaları ve aileleri, Beyrut şehir merkezinde oturma eylemi düzenleyerek fotoğraflarını sergilediler (EPA)

Komisyon, Cumhurbaşkanlığı ve hükümete, yemin konuşmasında ve bakanlar açıklamasında belirtilen, tutuklular meselesinin ulusal bir öncelik olarak ele alınması yönündeki hususun, Dışişleri Bakanlığı tarafından Arap ve uluslararası düzeylerde, Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile koordinasyon içinde, ilgili Birleşmiş Milletler mekanizmalarından yararlanılarak ve dosyayı takip edecek bağımsız bir ulusal komite kurularak derhal hayata geçirilmesi çağrısında bulundu.


Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
TT

Hizbullah, uluslararası yaptırımlardan kaçınmak için mali yapısını yeniden düzenliyor

Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)
Beyrut'un güney banliyölerinde bulunan Karz-ı Hasen Vakfı'na ait binalardan biri (AP)

Hizbullah, uluslararası ve yerel yaptırımlardan ve kapatılması yönündeki baskılardan kaçmak için, Karz-ı Hasen Vakfı adlı mali kolunu parçalara ayırmaya başladı. Bu amaçla, Karz-ı Hasen’in eskiden güvendiği altın teminatına alternatif olarak, taksitler halinde altın satışı yapan bir kurum kurdu; bu girişim "yasal konumlandırma politikası" olarak görülüyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan finans kaynakları, bu önlemin ABD Hazine Bakanlığı'nı tatmin etmesinin pek olası olmadığını, Bakanlığın Lübnan'dan kurumu kapatmasını ve para sektöründeki kontrolsüz faaliyetlere son vermesini talep ettiğini belirtti. Kaynaklar, "Temel sorun devam ettiği sürece, şekli değiştirmek Amerikalıları tatmin etmeyecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Bu sırada, Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri'nin güneyinde, Lübnan ve İsrail orduları arasında dolaylı bir çatışma yaşandı. İsrail, Lübnan ordusunun sabah saatlerinde arama yaptığı bir bina için tahliye uyarısı verdi. İletişim sayesinde bombardıman "geçici olarak" durduruldu, ancak ordu binayı tekrar aradı ve içinde herhangi bir silah bulamadı.