Kral Abdulaziz'in havalandırdığı ilk uçak: Dakota

Bu adımla Suudi Arabistan, ‘Ubeyye’ coğrafi haritasının ardından siyasi haritasını da çizdi.

Kral Abdulaziz uçuşlarından birinde kullandığı Dakota uçağı. (Saqr Al Jazeera Müzesi)
Kral Abdulaziz uçuşlarından birinde kullandığı Dakota uçağı. (Saqr Al Jazeera Müzesi)
TT

Kral Abdulaziz'in havalandırdığı ilk uçak: Dakota

Kral Abdulaziz uçuşlarından birinde kullandığı Dakota uçağı. (Saqr Al Jazeera Müzesi)
Kral Abdulaziz uçuşlarından birinde kullandığı Dakota uçağı. (Saqr Al Jazeera Müzesi)

Kral Abdulaziz bin Abdurrahman Al Suud, ‘Ubeyye’ adlı atından indikten sonra Krallığın birleştiğini ilan ederek dünya coğrafi haritasını yeniden çizdi. Suudi Arabistan’ı dünyaya bağlamak ve devletin siyasi haritasını onun üzerinden çizmek için ‘Dakota DC-3’ uçağıyla bulutların üzerinde gezindi.

Dakota DC-3'ün hikayesi, ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt'in, Suudi Arabistan Kralı Abdulaziz bin Suud'a bir hediye vermek istemesine kadar uzanıyor. Roosevelt, Beyaz Saray'daki danışmanlarına, ‘çöl bölgesinde yaşayan bir Suudi kralına’ ne hediye edilebileceğini sordu. Danışmanlardan biri, Dr. John W. Snyder, Kral’a en iyi hediyenin bir uçak olacağını söyledi.

Suudi Arabistan Havayolları İletişim ve Medya İşleri Genel Müdürü Mühendis Abdullah eş-Şehrani, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, uçağın hediye için ayrılan bütçeyi aşması nedeniyle bu fikrin ilk aşamada reddedildiğini belirterek şunları söyledi:

“Ancak, başka bir öneri sunulması istendiğinde, Dr. Snyder fikrinde ısrar etti. Bu hediyenin, Suudi Arabistan Kralı'nın ülkesinin farklı bölgelerini birbirine bağlamasına olanak sağlayacağını söyledi. Çünkü yönettiği ülke çok büyük bir alana yayılmıştı ve ne yolları ne de demiryolları vardı. Bu uçak, ülkesinin farklı bölgelerini birbirine bağlamada önemli bir rol oynayacaktı.”

Hava taşımacılığının başlangıcı

14 Şubat 1945 tarihinde, ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt'in Suudi Arabistan Kralı Abdulaziz bin Suud'a hediye ettiği Dakota uçağı, şimdilerde Dışişleri Bakanlığı olarak kullanılan ve Cidde'nin tarihi merkezinde yer alan bir alandaki toprak pistte indi. Uçak, ABD'li Komutanı tarafından Prens Mansur bin Abdulaziz'e teslim edildi. Prens Mansur, Kral Abdulaziz adına bir konuşma yaptı.  ABD hükümeti adına da bir konuşma yapıldı.

Fotoğraf Altı: Dakota, Suudi Arabistan'da sivil havacılığın başlangıcı oldu. (Saqr Al-Jazeera Müzesi)
Dakota, Suudi Arabistan'da sivil havacılığın başlangıcı oldu. (Saqr Al-Jazeera Müzesi)

30 Eylül 1945’te Kral Abdulaziz, Riyad yakınlarındaki Afif şehrinden ‘Dakota’ ile Taif şehrinin el-Haviya bölgesine doğru ilk yolculuğuna çıktı. Yanında Amerikalı Yüzbaşı Joey Grand ve yardımcısı Suudi Yüzbaşı Hamza da vardı. Dakota uçağının en önemli özelliklerinden biri, herhangi bir toprak pistte iniş yapabilmesiydi. Suudi Arabistan Havayolları Genel Müdürü Abdullah Şehrani'ye göre, bu özellik, havacılık sektörünün Suudi Arabistan'ın farklı bölgelerini ve idari bölgelerini kolayca birbirine bağlamasını sağladı. Şehrani, bu uçağın havacılık dünyasında, özellikle de Suudi Arabistan'da önemli bir etkisi olduğunu ve Suudi Arabistan'daki sivil havacılığın temeli olarak görüldüğünü vurguladı. Kral Abdulaziz, o yolculukta, hızlı ulaşım, bağlantı ve kalkış ve iniş kolaylığı sayesinde, bu uçağın ülkeyi birbirine bağlamak için uygun bir araç olduğuna ikna oldu. Afif'ten el-Haviya’ya yaptığı yolculuktan sonra indiğinde, iki ek uçak satın almaya karar verdi. Bu yolculuk, ülkenin farklı bölgelerini birbirine bağlamak için sivil havacılığın başlangıcını ve Kral Abdulaziz'in ilk vizyonunu, yani göçebelikten yerleşik hayata geçişi sağladı.

Dakota’nın özellikleri

Dakota DC-3 uçağı, Douglas Aircraft Company tarafından ilk kez 1935 yılında üretildi. Brad Whitney firması tarafından üretilen iki motorlu, alçak tek bir kanatlı bir uçaktı. 28 yolcu veya 6 bin ritl (2 bin 725 kg) ağırlık taşıma kapasitede olan uçağın uzunluğu yaklaşık 20,  kanat açıklığı da 30 metre. Ayrıca Saatte 370 kilometre hıza çıkabiliyor.

Fotoğraf Altı: Saqr Al-Jazeera Müzesi'ndeki Dakota uçağı. (Saqr Al-Jazeera Müzesi)
Saqr Al-Jazeera Müzesi'ndeki Dakota uçağı. (Saqr Al-Jazeera Müzesi)

Şehrani, Suudi Arabistan Krallığı'ndaki kalkış ve iniş pistlerini seçmekle görevlendirilen Kaptan Abdusselam Serhan ile zengin bir hikayesi olduğunu söyledi. Serhan’ın eşeğini alıp Krallık’ta dolaşarak uçakları indirmek için uygun yerleri seçmek için seyahat ettiğini belirten Şehrani "Eşek meselesini belirttim çünkü önemli bir anlamı var. Zira havalimanları çok ilkel bir yolla seçildi" dedi.

Şehrani, ilk neslin bize daha sonra kanıtlanan dokunuşlar bıraktığını söyledi. Havalimanlarının kuralları ve şartlarının Chicago Anlaşması'na göre, belirlediğini kaydetti. Abdusselam Sarhan bu ülkeye büyük bir iyilik yaptı, çünkü seçtiği her yer doğruydu ve daha sonra küresel kuruluşlar tarafından belirlenen özelliklere uygundu.

Dış hatlara yolculuk, Kral Abdulaziz'in emriyle Filistin'in Ludd şehrine yapılan ilk uçuşla başladı. Şehrani'ye göre, 1950'ler ve 1960'larda kalkış ve iniş pistlerinin sayısı günümüzden daha fazlaydı. Bunun nedeni, şehirleri birbirine bağlamaktı. Şehrani bu konu hakkında şunları söyledi:

"Birçok havaalanımızın olmasının nedenini açıklayan gerçek bir hikayeyi hatırlıyorum. O dönemde, sadece bazı köylere inip doğum yaptırmak için Riyad veya Cidde'ye gitmesi gereken kadınlara yardım etmekle görevli bir grup Suudi pilot vardı. Bu pilotlar, Selil Vedia, Mucmea ve Afif gibi birçok havaalanı veya pistte iniş yapıyorlardı. Ancak havacılığın gelişmesiyle birlikte, ülkedeki resmi havalimanlarının sayısı 28'e yükseldi. Ayrıca Aramco ve diğer şirketlere ait çok sayıda iniş pisti bulunuyor.”

İddialı bir vizyon

Kral Abdulaziz, Suudi Arabistan'da hava taşımacılığının temelini attı ve bunu hedeflerine ulaşmak için önemli bir araç olarak gördü. Kral Abdulaziz, hükümdarlığı sırasında büyük bir atılım yaptı ve bu atılım Kral Faysal'ın hükümdarlığı döneminden günümüze kadar devam etti. Suudi Arabistan devletinin başlangıcından bu yana, havacılık sektörü cömert bir şekilde ve dünyanın geri kalanıyla bağlantılı bir ülke olma vizyonu ile desteklendi. Bu, Suudi Arabistan'ın dünyanın büyük güçlerinin sahip olmadığı uçaklara sahip olmasının nedenini açıklıyor. Suudi Arabistan, Ortadoğu'da ilk olarak Boeing 707, Boeing 747 Jumbo ve Lockheed L-1011 TriStar uçaklarını işletti. Bu uçakların satın alınmasının amacı, ülkenin dört bir yanını birbirine bağlamanın ilk aşamasını aşmak ve dünyaya bağlanma hedefine ulaşmaktı.

Kral Abdulaziz'in çok hızlı ilerleyen bir vizyonu vardı ve bu vizyon, deveden uçağa geçiş kavramını yansıtıyordu. Şehrani açıklamasında "Halen hayatta olan pilotlarımız var ve bir zamanlar deve çobanlığı yapıyorlardı. Aslında bugüne kadar araba kullanmayı bile bilmiyorlar. Deveden doğrudan uçağa geçtiler” dedi. Şehrani, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın vizyonunun, havacılık sektörü de dahil olmak üzere Kral Abdulaziz'in vizyonuna çok yakın olduğunu belirtti. Suudi Arabistan, 1945 yılında bir uçağa sahipken şimdi Suudi Arabistan Havayolları grubunda 177 uçak bulunuyor. 2030 yılına kadar 241 uçağa sahip olunması planlanıyor.



Suudi Arabistan, ocak ayında yabancıların mülk sahibi olmasına izin vermeye hazırlanıyor

Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)
Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)
TT

Suudi Arabistan, ocak ayında yabancıların mülk sahibi olmasına izin vermeye hazırlanıyor

Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)
Riyad'da bir caddede seyreden arabalar (Reuters)

Suudi Arabistan, gayrimenkul sektöründe yabancı yatırımcılara yönelik yeni bir döneme hazırlanıyor. Ülke, ocak ayında yürürlüğe girecek güncellenmiş yabancı mülkiyet yasası ile yabancı birey ve kuruluşların ülke genelinde gayrimenkul edinimini düzenleyecek. Bu sistem, gayrimenkul sektörünün gayri safi yurt içi hasılaya (GSYİH) katkısını artırmayı ve gelir kaynaklarını petrolden bağımsız olarak çeşitlendirmeyi hedefleyen stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor. Söz konusu hedefler, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programıyla uyumlu bir yaklaşım sergiliyor.

Uygulamadan sorumlu olan Gayrimenkul Genel Otoritesi, yürütme yönetmeliğini hazırlıyor ve yabancıların mülkiyet ve yatırım yapabileceği bölgeleri belirlemeye çalışıyor. Belirlenen detaylar, sistemin yürürlüğe girmesinden önce kamuoyuna açıklanacak.

Yeni yasa ayrıca, uluslararası profesyonellerin ülkede kalmasını desteklemeyi, şehirleşme ve kentsel yaşam kalitesini artırmayı amaçlıyor.

Mülkiyet kapsamı

Suudi Arabistan Belediye, Köy İşleri ve İskân Bakanı Macid el-Hakil, geçtiğimiz hafta yaptığı bir televizyon röportajında, gelecek ay yabancıların konut amaçlı gayrimenkul edinme sisteminin yürürlüğe gireceğini açıkladı. Bakan, uygulamanın Suudi Arabistan’daki tüm şehirlerde geçerli olacağını, ancak Mekke, Medine, Cidde ve Riyad olmak üzere dört şehirde yalnızca belirlenen bölgelerde mülkiyetin mümkün olacağını belirtti. Ülkede ikamet eden yabancılar ise birer konut sahibi olabilecek.

Öte yandan, sistemin ekonomik sektörler açısından daha esnek olacağı ve ticari, sanayi ve tarım alanlarında yabancıların tüm şehirlerde mülkiyet ediniminin sınırlama olmadan mümkün olacağı kaydedildi.

Suudi Arabistan Belediye, Köy İşleri ve İskân Bakanı Macid el-Hakil (SPA)Suudi Arabistan Belediye, Köy İşleri ve İskân Bakanı Macid el-Hakil (SPA)

Suudi Arabistan Gayrimenkul Genel Otoritesi’nde yabancılar için mülkiyetten sorumlu icra direktörü Fahd bin Süleyman, kasım ayında yaptığı açıklamada, Riyad, Cidde ve kutsal şehirler (Mekke ve Medine) için yabancılara ayrılan bölgelerin hâlâ gözden geçirildiğini ve ‘yakın zamanda’ yeni mülkiyet kurallarını belirleyen yönetmeliklerle birlikte ilan edileceğini duyurdu. Bin Süleyman, söz konusu bölgelerin ‘çok geniş’ olacağını ve büyük ölçekli projeleri kapsayacağını belirterek, bu alanlarda yabancı mülkiyet oranının yüzde 70 ile yüzde 90 arasında olması beklendiğini aktardı. Kutsal şehirlerde satın alma yapacak kişilerin Müslüman olması gerektiğini vurgulayan Bin Süleyman, bunun dışında büyük bir kısıtlama bulunmayacağını ifade etti. Bin Süleyman, “Büyük şartlar yok ve sınırlamalar getirmek istemiyoruz; mevcut yasa ile güncellenmiş yasa karşılaştırıldığında belirgin bir fark görülecek” dedi.

Piyasa tahmini

Uzmanlar ve gayrimenkul sektörü profesyonelleri, güncellenmiş yabancı mülkiyet yasasının yürürlüğe girmesine kısa süre kala, söz konusu sistemin hazır konutlara yönelik ek bir talep yaratacağını ve gayrimenkul piyasasındaki likiditeyi artıracağını belirtti. Uzmanlar, uluslararası şirketlerin Suudi Arabistan’da ofis ve projeler kurmasını teşvik edecek bu sistemin ekonomik aktiviteyi canlandıracağını ve gayrimenkul sektöründe daha istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme dönemini başlatacağını öngörüyor. Etkinin özellikle Riyad, Cidde, Mekke, Taif, Medine ve turistik bölgelere yakın şehirlerde hissedileceği, yasanın etkilerinin 2026’nın üçüncü ve dördüncü çeyreği ile 2027 yılı boyunca netleşmeye başlayacağı tahmin ediliyor.

Gayrimenkul uzmanı ve pazarlamacı Sakr ez-Zehrani, konuyla ilgili açıklamasında, yasanın uygulanmaya başlamasının Suudi Arabistan gayrimenkul piyasasında dönüm noktası oluşturacağını belirtti. Zehrani, sistemin, geniş bir kesimin kiralamadan mülkiyete geçmesine yol açarak işlem yapan kullanıcı tabanını genişleteceğini vurguladı.

Zehrani, bu dönüşümün hazır konutlar ve planlı konut projelerine yönelik ek talep yaratacağını, satış ve alım hareketliliğini artıracağını ve piyasadaki likiditeyi güçlendireceğini kaydetti.

Gayrimenkul kalitesinin iyileştirilmesi

Zehrani, yabancıların ticari, sanayi ve tarım sektörlerinde tüm şehirlerde mülkiyet edinmesine izin verilmesinin, uluslararası şirketler için Suudi Arabistan’da ofis ve projeler kurma motivasyonunu artıracağı ve bunun ekonomik faaliyetleri canlandırarak gayrimenkul sektöründe daha istikrarlı bir büyüme dönemini başlatacağı öngörüsünde bulundu.

Zehrani’ye göre piyasadaki ilk değişiklikler, gayrimenkul ürünlerinin kalitesinin yükselmesi, geliştiricilerin daha yüksek standartlı ve iyi planlanmış projeler üretmesiyle daha geniş bir alıcı kitlesinin taleplerini karşılamaya yönelik olacak. Ayrıca, yerli ve yabancı yatırımcıların pazara girmesiyle organize arz hacminde de artış yaşanacak.

Yeni sistemin fiyat istikrarını da destekleyeceğini belirten Zehrani, çünkü hem yerleşiklerin hem de yabancıların mülkiyeti genellikle uzun vadeli olup kısa vadeli spekülasyonları sınırlayacağını ifade etti. Yasa ile birlikte uygulanacak yasal ve denetim mekanizmalarının şeffaflığı artıracağını ve finans sektörüne, hem yerleşikler hem de yabancılar için özel finansal ürünler sunma fırsatı sağlayacağını söyledi. Bu durumun kredi hacmi ve piyasa likiditesi üzerinde olumlu etkisi olacağı kaydedildi.

Zehrani, yasanın yürürlüğe girmesinin ilgiyi ve sorgulamaları doğrudan artıracağını, ancak piyasadaki işlemler üzerindeki gerçek etkinin kademeli olarak hissedileceğini belirtti. İlk sinyallerin 2026’nın ikinci çeyreğinde, yabancılar ve yerleşikler için ilk işlemlerin tamamlanmasıyla ortaya çıkmasının beklendiğini söyledi.

Açık göstergelerin 2026’nın üçüncü ve dördüncü çeyreğinde netleşeceğini belirten Zehrani, uygulamanın ilk yılının geçiş dönemi olacağını, en somut etkilerin ise 2026’nın ikinci yarısı ve sonrasında gözlemleneceğini vurguladı.

Coğrafi konuma bağlı olarak değişen etki

Gayrimenkul ve değerleme uzmanı Mühendis Ahmed el-Fekih, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, yeni mülkiyet yasasının etkisinin coğrafi konuma göre farklılık göstereceğini belirterek, en olumlu etkilerin Mekke ve çevresindeki şehirler (Cidde ve Taif) ile Medine’de hissedileceği öngörüsünde bulundu. Riyad’daki gayrimenkul piyasasının ise gayrimenkul mülkiyeti ve yatırımı için yabancı sermayeyi çekmede önemli bir rol oynayacağını ifade etti.

El-Fekih, turizm sektörüne yatırım yapmayı hedefleyen sermayenin, Mekke’ye yakınlığı nedeniyle Taif gibi turistik bölgelere, ayrıca Abha ve Cizan ile Neom projesine yakınlığı sebebiyle Tebük’e yönelmesinin muhtemel olduğunu belirtti.

Uzman, yeni sistemin uygulanmasının ilk yılının piyasanın test edilmesi ve fırsatların değerlendirilmesi açısından bir geçiş dönemi olacağını, gerçek etkinin ise 2027’de, yani ikinci yıl itibarıyla hissedilmeye başlanacağını vurguladı. Ayrıca, yasanın Vizyon 2030 hedefleri doğrultusunda ulusal ekonomide gelir kaynaklarını çeşitlendirmeye ve petrol bağımlılığını azaltmaya katkı sağlayacağını, bu yatırımların Suudi vatandaşlar için yüzbinlerce yeni istihdam fırsatı yaratacağını kaydetti.

Sistem teşvikleri

Suudi Arabistan, Ocak 2026’dan itibaren yürürlüğe girecek olan yeni yabancı mülkiyet yasasıyla gayrimenkul sektöründe kapsamlı bir açılım gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Yasayla, Suudi Arabistan’da yabancıların belirlenen coğrafi alanlarda taşınmaz mülkiyeti edinmeleri yasal olarak düzenlenecek. Bu adım, Vizyon 2030 hedefleri doğrultusunda yabancı yatırımları çekmeyi, gayrimenkul sektörünün GSYİH’ye katkısını artırmayı ve ulusal ekonomide petrol dışı gelir kaynaklarını çeşitlendirmeyi amaçlıyor. Yasa ayrıca uluslararası yeteneklerin ülkede istikrarlı şekilde kalmasını ve yaşam kalitesinin yükselmesini hedefliyor.

Yasa kapsamında, yabancılar yalnızca Bakanlar Kurulu’nun belirleyeceği coğrafi alanlarda mülk edinme yetkisine sahip olacak. Bu alanlar, Gayrimenkul Genel Otoritesi’nin önerisi ve Suudi Arabistan Ekonomi ve Kalkınma İşleri Konseyi onayıyla belirlenecek.

Buna göre, Suudi Arabistan’da ikamet eden yabancılar, belirlenen coğrafi alan dışında sadece bir adet konut satın alabilecek. Mekke ve Medine’de mülk edinmek isteyenlerin ise Müslüman olması zorunlu.

Şirketler açısından ise Suudi şirketler yasasına göre kurulan ve hisselerinde yabancı ortak bulunan şirketlere, belirlenen coğrafi alanlarda mülk edinme hakkı tanınıyor; alan dışında ise faaliyet veya çalışan konutları için mülk edinilebilecek.

Yasa, borsaya kayıtlı şirketler, yatırım fonları ve özel amaçlı kuruluşlar için ise Suudi Arabistan genelinde mülk edinme imkânı sağlıyor. Bu haklar, Sermaye Piyasası Kurumu (CMA) tarafından Gayrimenkul Genel Otoritesi ve ilgili kurumlarla koordineli olarak belirlenen düzenlemelerle uygulanacak.

Yasa, özel ikamet programları veya Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleriyle yapılan anlaşmalarla tanınan hakları etkilemiyor ve yabancı mülkiyetine ekstra ayrıcalık sağlamıyor.

Ayrıca, yabancılardan yapılacak taşınmaz işlemleri için değerinin yüzde 5’ini aşmayan bir harç alınacak; detaylar yürütme yönetmeliğinde belirlenecek. Kurallara uymayanlar para cezası veya uyarı ile karşı karşıya kalacak; yanlış beyanda bulunanlara 10 milyon riyale kadar ceza uygulanabilecek ve mahkeme kararıyla gayrimenkulün satışı sağlanabilecek.


Guterres,'ten Suudi Arabistan’ın dijital hükümet alanındaki nitelikli ilerlemesine övgü

Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)
Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)
TT

Guterres,'ten Suudi Arabistan’ın dijital hükümet alanındaki nitelikli ilerlemesine övgü

Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)
Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Antonio Guterres, (DGA)

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Suudi Arabistan’ın dijital hükümet alanında kaydettiği nitelikli ilerlemeyi övgüyle değerlendirerek, ülkenin ulaştığı seviyenin uluslararası ölçekte örnek teşkil ettiğini ve yenilikçi, etkili kamu hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik açık bir kararlılığı yansıttığını söyledi.

Guterres, beraberindeki heyetle birlikte Riyad’daki Dijital Hükümet Kurumu (DGA) İnovasyon Merkezi’ni ziyaret etti. Ziyarette Kurum Başkanı Mühendis Ahmed es-Suveyyan ve Suudi Arabistan’ın New York’taki Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Dr. Abdulaziz el-Vasıl da hazır bulundu.

BM Genel Sekreteri, gelişmiş bir dijital geleceğin inşasına katkı sağlayacak girişimleri desteklemek için ortak iş birliğinin güçlendirilmesinin önemini vurguladı.

cds
Fotoğraf: DGA

Taraflar, görüşmede dijital hükümetlerin geliştirilmesi, inovasyonun desteklenmesi, dijital dönüşüm ekosistemlerinin sürdürülebilirliğinin artırılması gibi ortak konuları ele aldı. Ayrıca Suudi Arabistan’ın sürdürülebilir kalkınma hedeflerini desteklemek ve kamu sektörünün etkinliğini yükseltmek için yürüttüğü dijital yetkilendirme çabaları da değerlendirildi.

Toplantıda, kurum ile BM kuruluşları arasındaki iş birliği imkânları; özellikle bilgi paylaşımı, dijital standartların geliştirilmesi, ortaya çıkan teknolojiler ve yapay zekânın etkinleştirilmesi, kapasite geliştirme ve hizmet kalitesini uluslararası ölçekte yükseltecek ortaklıkların kurulması konularında incelendi.

dsec
Guterres'e Suudi hükümetinin dijital stratejisi hakkında görsel bir sunum yapıldı (SPA)

Guterres, İnovasyon Merkezi’nin dijital kapsayıcılık, hizmet tasarımı, eğitim deneyimleri, yapay zekâ ve yeni teknolojiler gibi alanlarda uzmanlaşmış laboratuvarlarını gezerek merkezde sunulan imkânlara ilişkin bilgi aldı.

Kurum ekibi, Suudi Arabistan’ın dijital hükümet stratejisine ve ilgili BM göstergelerinde kaydedilen ilerlemeye dair bir sunum gerçekleştirerek ülkenin dijital altyapısının olgunlaştığını ve ulusal deneyimin gelişmişliğini ortaya koydu.


Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım, Refah sınır kapısından Gazze'ye ulaştı

Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım malzemeleri yüklü kamyonlar Refah sınır kapısından geçiyor (Kral Salman Yardım Merkezi)
Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım malzemeleri yüklü kamyonlar Refah sınır kapısından geçiyor (Kral Salman Yardım Merkezi)
TT

Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım, Refah sınır kapısından Gazze'ye ulaştı

Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım malzemeleri yüklü kamyonlar Refah sınır kapısından geçiyor (Kral Salman Yardım Merkezi)
Suudi Arabistan'dan gelen insani yardım malzemeleri yüklü kamyonlar Refah sınır kapısından geçiyor (Kral Salman Yardım Merkezi)

Suudi Arabistan'dan gelen yeni bir insani yardım sevkiyatı, Gazze Şeridi'ndeki mağdurlara ulaştırılmak üzere dün Refah sınır kapısından geçirildi.

Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi’nin (KSRelief) "Gazze'deki Filistin Halkına Yardım Halk Kampanyası" kapsamında sağladığı yardımlar arasında büyük miktarda gıda sepeti ve çadır yer aldı.

Merkez, kampanya kapsamında bugüne kadar 75 uçak ve 8 gemiyle 7 bin 685 tondan fazla gıda, tıbbi malzeme ve barınma malzemesi ulaştırarak, hava ve deniz köprüsü kurdu. Ayrıca Filistin Kızılayı'na 20 ambulans teslim etti.

sdfg
Suudi Arabistan'dan Gazze'deki afetzedelere yeni bir insani yardım sevkiyatı yolda (KSRelief)

KSRelief ayrıca Gazze içinde 90 milyon dolar ve 350 bin avro değerinde yardım projeleri uygulamak üzere uluslararası kuruluşlarla anlaşmalar imzaladı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre sınır geçişlerinin kapatılmasını aşmak ve yardımların ulaşmasını sağlamak için Ürdün ile ortaklaşa havadan yardım operasyonları gerçekleştirdi.

Bu yardım, Suudi Arabistan'ın Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkının çektiği acıları hafifletmek amacıyla merkez aracılığıyla sağladığı yardım çalışmalarının bir uzantısı niteliğindedir. Soğuk ve zorlu yaşam koşulları nedeniyle çocuklar ve kadınlar da dahil olmak üzere Filistinliler insani tehlike altındadır.