Kral Abdulaziz'in havalandırdığı ilk uçak: Dakota

Bu adımla Suudi Arabistan, ‘Ubeyye’ coğrafi haritasının ardından siyasi haritasını da çizdi.

Kral Abdulaziz uçuşlarından birinde kullandığı Dakota uçağı. (Saqr Al Jazeera Müzesi)
Kral Abdulaziz uçuşlarından birinde kullandığı Dakota uçağı. (Saqr Al Jazeera Müzesi)
TT

Kral Abdulaziz'in havalandırdığı ilk uçak: Dakota

Kral Abdulaziz uçuşlarından birinde kullandığı Dakota uçağı. (Saqr Al Jazeera Müzesi)
Kral Abdulaziz uçuşlarından birinde kullandığı Dakota uçağı. (Saqr Al Jazeera Müzesi)

Kral Abdulaziz bin Abdurrahman Al Suud, ‘Ubeyye’ adlı atından indikten sonra Krallığın birleştiğini ilan ederek dünya coğrafi haritasını yeniden çizdi. Suudi Arabistan’ı dünyaya bağlamak ve devletin siyasi haritasını onun üzerinden çizmek için ‘Dakota DC-3’ uçağıyla bulutların üzerinde gezindi.

Dakota DC-3'ün hikayesi, ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt'in, Suudi Arabistan Kralı Abdulaziz bin Suud'a bir hediye vermek istemesine kadar uzanıyor. Roosevelt, Beyaz Saray'daki danışmanlarına, ‘çöl bölgesinde yaşayan bir Suudi kralına’ ne hediye edilebileceğini sordu. Danışmanlardan biri, Dr. John W. Snyder, Kral’a en iyi hediyenin bir uçak olacağını söyledi.

Suudi Arabistan Havayolları İletişim ve Medya İşleri Genel Müdürü Mühendis Abdullah eş-Şehrani, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, uçağın hediye için ayrılan bütçeyi aşması nedeniyle bu fikrin ilk aşamada reddedildiğini belirterek şunları söyledi:

“Ancak, başka bir öneri sunulması istendiğinde, Dr. Snyder fikrinde ısrar etti. Bu hediyenin, Suudi Arabistan Kralı'nın ülkesinin farklı bölgelerini birbirine bağlamasına olanak sağlayacağını söyledi. Çünkü yönettiği ülke çok büyük bir alana yayılmıştı ve ne yolları ne de demiryolları vardı. Bu uçak, ülkesinin farklı bölgelerini birbirine bağlamada önemli bir rol oynayacaktı.”

Hava taşımacılığının başlangıcı

14 Şubat 1945 tarihinde, ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt'in Suudi Arabistan Kralı Abdulaziz bin Suud'a hediye ettiği Dakota uçağı, şimdilerde Dışişleri Bakanlığı olarak kullanılan ve Cidde'nin tarihi merkezinde yer alan bir alandaki toprak pistte indi. Uçak, ABD'li Komutanı tarafından Prens Mansur bin Abdulaziz'e teslim edildi. Prens Mansur, Kral Abdulaziz adına bir konuşma yaptı.  ABD hükümeti adına da bir konuşma yapıldı.

Fotoğraf Altı: Dakota, Suudi Arabistan'da sivil havacılığın başlangıcı oldu. (Saqr Al-Jazeera Müzesi)
Dakota, Suudi Arabistan'da sivil havacılığın başlangıcı oldu. (Saqr Al-Jazeera Müzesi)

30 Eylül 1945’te Kral Abdulaziz, Riyad yakınlarındaki Afif şehrinden ‘Dakota’ ile Taif şehrinin el-Haviya bölgesine doğru ilk yolculuğuna çıktı. Yanında Amerikalı Yüzbaşı Joey Grand ve yardımcısı Suudi Yüzbaşı Hamza da vardı. Dakota uçağının en önemli özelliklerinden biri, herhangi bir toprak pistte iniş yapabilmesiydi. Suudi Arabistan Havayolları Genel Müdürü Abdullah Şehrani'ye göre, bu özellik, havacılık sektörünün Suudi Arabistan'ın farklı bölgelerini ve idari bölgelerini kolayca birbirine bağlamasını sağladı. Şehrani, bu uçağın havacılık dünyasında, özellikle de Suudi Arabistan'da önemli bir etkisi olduğunu ve Suudi Arabistan'daki sivil havacılığın temeli olarak görüldüğünü vurguladı. Kral Abdulaziz, o yolculukta, hızlı ulaşım, bağlantı ve kalkış ve iniş kolaylığı sayesinde, bu uçağın ülkeyi birbirine bağlamak için uygun bir araç olduğuna ikna oldu. Afif'ten el-Haviya’ya yaptığı yolculuktan sonra indiğinde, iki ek uçak satın almaya karar verdi. Bu yolculuk, ülkenin farklı bölgelerini birbirine bağlamak için sivil havacılığın başlangıcını ve Kral Abdulaziz'in ilk vizyonunu, yani göçebelikten yerleşik hayata geçişi sağladı.

Dakota’nın özellikleri

Dakota DC-3 uçağı, Douglas Aircraft Company tarafından ilk kez 1935 yılında üretildi. Brad Whitney firması tarafından üretilen iki motorlu, alçak tek bir kanatlı bir uçaktı. 28 yolcu veya 6 bin ritl (2 bin 725 kg) ağırlık taşıma kapasitede olan uçağın uzunluğu yaklaşık 20,  kanat açıklığı da 30 metre. Ayrıca Saatte 370 kilometre hıza çıkabiliyor.

Fotoğraf Altı: Saqr Al-Jazeera Müzesi'ndeki Dakota uçağı. (Saqr Al-Jazeera Müzesi)
Saqr Al-Jazeera Müzesi'ndeki Dakota uçağı. (Saqr Al-Jazeera Müzesi)

Şehrani, Suudi Arabistan Krallığı'ndaki kalkış ve iniş pistlerini seçmekle görevlendirilen Kaptan Abdusselam Serhan ile zengin bir hikayesi olduğunu söyledi. Serhan’ın eşeğini alıp Krallık’ta dolaşarak uçakları indirmek için uygun yerleri seçmek için seyahat ettiğini belirten Şehrani "Eşek meselesini belirttim çünkü önemli bir anlamı var. Zira havalimanları çok ilkel bir yolla seçildi" dedi.

Şehrani, ilk neslin bize daha sonra kanıtlanan dokunuşlar bıraktığını söyledi. Havalimanlarının kuralları ve şartlarının Chicago Anlaşması'na göre, belirlediğini kaydetti. Abdusselam Sarhan bu ülkeye büyük bir iyilik yaptı, çünkü seçtiği her yer doğruydu ve daha sonra küresel kuruluşlar tarafından belirlenen özelliklere uygundu.

Dış hatlara yolculuk, Kral Abdulaziz'in emriyle Filistin'in Ludd şehrine yapılan ilk uçuşla başladı. Şehrani'ye göre, 1950'ler ve 1960'larda kalkış ve iniş pistlerinin sayısı günümüzden daha fazlaydı. Bunun nedeni, şehirleri birbirine bağlamaktı. Şehrani bu konu hakkında şunları söyledi:

"Birçok havaalanımızın olmasının nedenini açıklayan gerçek bir hikayeyi hatırlıyorum. O dönemde, sadece bazı köylere inip doğum yaptırmak için Riyad veya Cidde'ye gitmesi gereken kadınlara yardım etmekle görevli bir grup Suudi pilot vardı. Bu pilotlar, Selil Vedia, Mucmea ve Afif gibi birçok havaalanı veya pistte iniş yapıyorlardı. Ancak havacılığın gelişmesiyle birlikte, ülkedeki resmi havalimanlarının sayısı 28'e yükseldi. Ayrıca Aramco ve diğer şirketlere ait çok sayıda iniş pisti bulunuyor.”

İddialı bir vizyon

Kral Abdulaziz, Suudi Arabistan'da hava taşımacılığının temelini attı ve bunu hedeflerine ulaşmak için önemli bir araç olarak gördü. Kral Abdulaziz, hükümdarlığı sırasında büyük bir atılım yaptı ve bu atılım Kral Faysal'ın hükümdarlığı döneminden günümüze kadar devam etti. Suudi Arabistan devletinin başlangıcından bu yana, havacılık sektörü cömert bir şekilde ve dünyanın geri kalanıyla bağlantılı bir ülke olma vizyonu ile desteklendi. Bu, Suudi Arabistan'ın dünyanın büyük güçlerinin sahip olmadığı uçaklara sahip olmasının nedenini açıklıyor. Suudi Arabistan, Ortadoğu'da ilk olarak Boeing 707, Boeing 747 Jumbo ve Lockheed L-1011 TriStar uçaklarını işletti. Bu uçakların satın alınmasının amacı, ülkenin dört bir yanını birbirine bağlamanın ilk aşamasını aşmak ve dünyaya bağlanma hedefine ulaşmaktı.

Kral Abdulaziz'in çok hızlı ilerleyen bir vizyonu vardı ve bu vizyon, deveden uçağa geçiş kavramını yansıtıyordu. Şehrani açıklamasında "Halen hayatta olan pilotlarımız var ve bir zamanlar deve çobanlığı yapıyorlardı. Aslında bugüne kadar araba kullanmayı bile bilmiyorlar. Deveden doğrudan uçağa geçtiler” dedi. Şehrani, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın vizyonunun, havacılık sektörü de dahil olmak üzere Kral Abdulaziz'in vizyonuna çok yakın olduğunu belirtti. Suudi Arabistan, 1945 yılında bir uçağa sahipken şimdi Suudi Arabistan Havayolları grubunda 177 uçak bulunuyor. 2030 yılına kadar 241 uçağa sahip olunması planlanıyor.



Rabıta, kız çocuklarının eğitimi için uluslararası bir girişim başlattı

Girişim, kız çocuklarının eğitimi için kazanılan zaferde niteliksel bir değişimi temsil ediyor. (SPA)
Girişim, kız çocuklarının eğitimi için kazanılan zaferde niteliksel bir değişimi temsil ediyor. (SPA)
TT

Rabıta, kız çocuklarının eğitimi için uluslararası bir girişim başlattı

Girişim, kız çocuklarının eğitimi için kazanılan zaferde niteliksel bir değişimi temsil ediyor. (SPA)
Girişim, kız çocuklarının eğitimi için kazanılan zaferde niteliksel bir değişimi temsil ediyor. (SPA)

Dünya İslâm Birliği (Rabıta) dün İslamabad'da, Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif, Rabıta Genel Sekreteri Dr. Muhammed el-İsa, bir dizi üst düzey din adamı, ulema organları ve konseyleri, fıkıh enstitüleri ve eğitim kurumları üyelerinin katılımıyla düzenlenen bir konferansta Pakistan hükümetinin sponsorluğunda ‘Müslüman Toplumlarda Kız Çocuklarının Eğitimi’ konulu uluslararası girişimini başlattı.

Girişim, çeşitli temalar, ortak programlar ve destekleyici anlaşmalar yoluyla Müslüman dünyasının içindeki ve dışındaki toplulukların kız çocuklarının eğitimi konusundaki farkındalığını artırmaya odaklanıyor.

Söz konusu girişim, kadınların güçlendirilmesi, kız çocuklarının eğitim hakkının desteklenmesi ve pratik girişimlerin başlatılmasıyla ilgili çeşitli bölgesel ve uluslararası kurum ve kuruluşlar arasında anlaşmaların imzalanması yoluyla uluslararası bir ortaklık platformunun başlatılmasını içeriyor.

scdfv
Dünya İslâm Birliği (Rabıta) Genel Sekreteri Dr. Muhammed el-İsa, girişimin somut etkisiyle öne çıktığını açıkladı. (SPA)

El-İsa, girişimin niteliksel anlaşmalar yoluyla ‘somut etkisi’ ile karakterize edildiğini vurguladı. El-İsa, bunun ‘geçici bir çağrı’, ‘soyut bir deklarasyon’ ya da ‘bir pozisyonun tescili’ olmayacağını, kız çocuklarının eğitimi için kazanılan zaferde, bundan mahrum olan her toplumu memnun edecek bir değişim teşkil edeceğini açıkladı.

‘Kız Çocuklarının Eğitimi için İslamabad Deklarasyonu’, bütüncül ve kapsamlı dini ve mantıksal gerekçeleri de içeren güçlü ve etkili kararlılığıyla bu girişimi belgeleyecek.

Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif ise Rabıta'ya eğitim davasına olan sarsılmaz bağlılığı ve bu önemli girişime öncülük etmesinden dolayı takdirlerini ifade ederek, kız çocuklarının eğitime erişiminin sağlanmasının günümüzün en acil sorunlarından biri olduğunu kaydetti.

dvfrgbthy
Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Dünya İslâm Birliği’nin (Rabıta) bu önemli girişime öncülük etme konusundaki kararlılığını takdir etti. (SPA)

Diğer yandan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Hüseyin Taha, eğitimleri ‘bir hak ve kalkınmanın sağlanması için kaçınılmaz bir gereklilik’ olan tüm kız çocuklarının yararına olacak bu girişimi desteklemeye ve başarıya ulaşması için çalışmaya hazır olduklarını ifade etti. Taha, İslam dininin ayrım gözetmeksizin herkes için bilgi arayışını teşvik ettiğine dikkat çekti.

Pakistan Eğitim Bakanı Dr. Halit Makbul ise bugünün, bir ayrıcalık değil dinin de öngördüğü üzere herkes için temel bir hak olan eğitim yoluyla kadınların güçlendirilmesine yönelik ortak bir vizyona tanıklık ettiğini söyledi. Makbul, asıl meselenin dinin yanlış yorumlanmasında yattığını ve bugün bununla yüzleşmek için toplandıklarını belirtti.

Pakistan ordusunda Korgeneral rütbesine terfi eden ilk Pakistanlı kadın olan Dr. Nigâr Han, eğitim deneyimini anlattı. Kadınların eğitiminin çeşitli düzeylerde karar alma mekanizmalarındaki rollerini arttırdığını ve ekonomik büyümeyi desteklediğini vurgulayan Han, bu konunun ulusal politikaların öncelikleri arasında yer alması ve bu konuya daha fazla fon ve mali tahsisat ayrılması gerektiğini vurguladı.

sfgrt
Girişim, Müslüman topluluklar arasında kız çocuklarının eğitimi konusunda farkındalığın artırılmasına odaklanıyor. (SPA)

Konferans kapsamında, çeşitli katılımcı ülkelerden üst düzey akademisyenler ile eğitim ve yükseköğretim bakanlarının katılacağı bir oturum gerçekleştirilecek. Ayrıca, ‘İslam'da kadın eğitimi: Şer’i metinler, içtihat kararları ve bilimsel açıklamalar’, ‘Müslüman toplumlarda geçmişten günümüze örnek modeller’, ‘Kadınların eğitimiyle ilgili entelektüel şüpheler ve bunların tartışılması’, ‘Bilgi teknolojisi ve kadın eğitimi: Fırsatlar ve beklentiler’, ‘Kadınların güçlendirilmesi ve medeniyetteki rolleri’ gibi bir dizi konunun tartışılacağı atölye çalışmaları ve paneller düzenlenecek.

Konferansta, kız çocuklarının eğitimi için çalışan aktivist ve Nobel Barış Ödülü sahibi Malala Yusufzay bir konuşma yapacak.