Düşünceden hatıraya: Rahman’ın Misafirleri Programı; iddialı bir vizyon ve istisnai başarılar

Düşünceden hatıraya: Rahman’ın Misafirleri Programı; iddialı bir vizyon ve istisnai başarılar
TT

Düşünceden hatıraya: Rahman’ın Misafirleri Programı; iddialı bir vizyon ve istisnai başarılar

Düşünceden hatıraya: Rahman’ın Misafirleri Programı; iddialı bir vizyon ve istisnai başarılar

Suudi Arabistan Kültür Ataşesi Doç. Dr. Faysal bin Abdurrahman Usra

Rahman’ın Misafirlerine Hizmet Programı 2030 Suudi Arabistan Vizyonu’nun gerçekleşmesinde en önemli programlardan biri olarak kabul edilmektedir ve Ekonomi ve Kalkınma İşleri Konseyi’ne bağlıdır. Programın misyonu; mümkün olan en fazla sayıda Müslüman’ın ibadetlerini ve ziyaretlerini en iyi şekilde yerine getirmesine imkân sağlamaktır. Onlara sunulan hizmetlerin kalitesini yükselterek deneyimlerini zenginleştirmek ve derinleştirmek için çalışmaktır. Haremeyni Şerif'i hazırlamak, İslam'ın evrensel mesajını yerine getirmek, Mekke, Medine ve kutsal mekanları ziyaretlerinden önce, ziyaretleri sırasında ve sonrasında onlara en iyi hizmeti sunmaktır. İslam'ın tarihi ve kültürel mekanlarını geliştirmek, Haremeyni Şerif'e ve Rahman’ın misafirlerine hizmette Krallığın şerefli ve medeni imajını yansıtmaktır. Efendimiz, Hadımul Haremeyni Şerifeyn, Kral Selman bin Abdulaziz Al-Suud -Allah onu korusun- bu “programı” Veliaht Prens ve Başbakan Prens Muhammed bin Selman bin Abdulaziz Al-Suud'un -Allah onu korusun- katılımıyla ve onun himayesinde, Hicri 1440 yılı Ramazan ayının son on gününde, Miladi 2018 yılı Mayıs ayında Mekke-i Mükerreme'deki el-Safa Sarayı'nda lanse etme ve başlatma lütfunda bulundu. Sağgörülü liderliğimizin - Allah yardımcısı olsun- başlattığı bu program, hacılar, umreciler ve ziyaretçiler dahil olmak üzere, Rahman'ın misafirlerine en iyi şekilde hizmet etme, mümkün olan en fazla sayıda Müslüman’a hac ve umre ibadetini eda etme, bu eşsiz manevi tecrübeyi yaşama imkânı sunma konusundaki büyük ilgi ve özenini desteklemeye katkı sunmaktadır. Bu iddialı program ayrıca, kutsal mekanları ziyaret edip hac ve umre ibadetlerini yerine getirmenin dünyanın dört bir yanındaki her Müslüman’ın hayali olduğundan yola çıkarak, bu ülkenin, liderliğinin ve Yüce Allah'ın onlarca yıldır misafirlerine hizmet etmekle şereflendirdiği halkının gayretlerini taçlandırmayı amaçlamaktadır.

Komitesi’nin Başkanı, Hac ve Umre Bakanı, Ekonomi ve Kalkınma İşleri Konseyi Üyesi Sayın Dr. Tevfik bin Fevzan el-Rabia’nın liderliği ve denetimi altında, programın İcra Direktörü Mühendis Muhammed Ebu el-Hayr İsmail'in büyük ve takdir edilen çabalarıyla, Rahman’ın Misafirleri Hizmet Programı başta önemli sayıda bakanlık olmak üzere birçok başarılı ortakla iş birliği içinde çalışmaktadır. Çok sayıda devlet kurumu, özel sektör ve kâr amacı gütmeyen kurumlarla birlikte ortak çabalar yürütmektedir. Tüm bunlar ile hac ve umre sistemi ekonomisini geliştirmek ve iyileştirmek, özel sektöre imkân ve kapasite sağlamak, dünyanın her yerinden gelen milyonlarca Rahman misafirine hizmet etmede nice yeni niteliksel sıçramaların ve büyük dönüşümlerin gerçekleştirilmesine katkıda bulunmak amaçlanmaktadır. Kutsal yerleri ziyaret etme düşüncesi aklına geldiği andan, ülkesine en güzel hatıralarla dönene kadar Rahman’ın misafirinin yolculuğunun tüm duraklarını dikkatli bir şekilde analiz ederek deneyimini iyileştirmeyi hedeflemektedir. Böylece ve programın Rahman'ın misafirlerinin deneyimini geliştirmeye yönelik sürekli çabaları aracılığıyla, onların zengin ve kapsamlı bir deneyim yaşamasını sağlamayı, milyonlarca misafirin ibadetlerini yerine getirmesini kolaylaştırmayı garanti etmek istemektedir. Bu şekilde program, insan kaynağını daha da geliştirerek, altyapıyı hazırlayarak, Krallığın 2025 yılına kadar yılda 15 milyon misafiri ağırlayacak şekilde kapasitesini artırarak, mümkün olan en fazla sayıda Müslüman’ın hac ve umre ibadetlerini eda etmesini sağlamayı amaçlayan 2030 Suudi Arabistan Vizyonu'nun temel hedeflerine ulaşmayı hedeflemektedir. Bunun için, Krallığın dünyanın dört bir yanından Müslümanlar için bir destinasyon olarak konumunu güçlendirmeye katkıda bulunmak, programın stratejisi ve girişimlerinde odaklanılan üç doğrudan hedefe ulaşmak için devlet, özel ve kâr amacı gütmeyen sektörlerle etkili ortaklıklar geliştirilmektedir. Bahsi geçen 3 hedefse şunlardır; daha fazla hacıyı ağırlamayı ve Haremeyni Şerifeyn’e ulaşımı kolaylaştırmak, hacılara ve umre ziyaretçilerine yüksek kalitede hizmet sunmak, hacıların ve umre yapanların dini ve kültürel deneyimlerini zenginleştirmektir. Bir dizi hedefi olan girişimler yoluyla ve umre yapmak, Mescid-i Nebevi'yi ziyaret etmek için yurt dışından gelen hacıların sayısının artırılmasına yönelik Rahman’ın Misafirleri Hizmet Programı’nın birinci stratejik hedefinin odak noktasından yola çıkarak, Rahman’ın misafirlerinin yolculuğunu kolaylaştırmaya katkıda bulunulmaktadır. Bunun için vize işlemlerini kolaylaştırmanın yanı sıra 2030 yılına kadar 30 milyon umreci, 2025 yılında ise 15 milyon umreciye ev sahipliği yapacak şekilde kapasite artırımı için çalışmaktadır. Hedeflenen sayı artışına paralel olarak, Rahman’ın misafirlerinin güvenliğinin ve emniyetinin sağlanması dikkate alınmaktadır. Program şunlara katkı sağlamaktadır;  Rahman’ın misafirlerinin yolculuklarını kolaylaştırmak, rekor sürede vize almayı kolaylaştırmak başta olmak üzere daha gelmeden önceki aşamadan başlayarak çeşitli imkânlar sunmak. İbadet aşaması içinse program, Rahman’ın misafirlerinin yolculuğunu kolaylaştırmak için pek çok hizmet sunan benzersiz bir dijital çözüm olan ve programın girişimlerinden biri olarak kabul edilen Nusuk platformunu hayata geçirmiştir. Yolculuğu zenginleştirme aşamasındaysa, Rahman’ın misafirlerinin yolculuk düşüncesi akıllarına geldiği andan ülkelerine hatıralarla döndükleri ana kadar unutulmaz bir dini ve kültürel deneyim yaşayabilmeleri için çok sayıda tarihi mekanın, arkeolojik destinasyonun geliştirilmesi ve etkinleştirilmesi de dahil olmak üzere birçok girişim sunulmaktadır. Rahman’ın misafirlerine sunulan hizmetin kalitesi, ibadetlerin eda edilmesine ilişkin imkânlarla sınırlı değildir. Aksine, program misafirlerin Krallıkta konaklama süreleri boyunca deneyimlerini zenginleştirmekten gurur duymaktadır. Bunun için öncelikle Mekke Yolu Girişimi başlatıldı. Sağlık sigortası, çantasız hac ve Mekke Otobüs Projesi girişimi, Medine'deki servis hizmeti, hizmet ve tesislerin kalitesini iyileştirmeyi amaçlayan birçok girişim onu takip etti. Rahman’ın misafirlerinin İslami kültürel deneyimlerini zenginleştirmek, Krallığı keşfetmelerini ve tadını çıkarmalarını sağlamaya yönelik girişimler de başlatıldı. Böylece program, yurt dışından ve içinden Haremeyni Şerifeyn’e gelenlere yüksek kalitede imkânlar ve gelişmiş altyapı, herkesin eşsiz ve unutulmaz bir inanç deneyimi yaşamasına yardımcı olan dijital hizmetler sunmaktadır. Rahman’ın Misafirleri Hizmet Programı, her sınıftan misafirin zengin bir manevi deneyim yaşamasına katkı sağlamaktadır. Programın bir amacı da, camiler, anıtlar ve bazı önemli dini ve tarihi olayların gerçekleştiği mekanlar gibi bazı İslami ve kültürel tarihi tesis ve yerlerin onarılması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesidir.

Yine programın amacı, Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere'nin yerel kültürünü Rahman’ın misafirlerine tanıtmak, buralarda bulunan camiler, anıtlar ve tarihi olayların geçtiği yerler gibi bazı tarihi İslami ve kültürel tesis ve yapıların onarımını, geliştirilmesini ve iyileştirilmesini sağlamaktır. Rahman’ın misafirlerine bu iki kutsal şehrin yerel mirasını tanıtmaktır. Bu, dünyanın dört bir yanından Müslümanların ziyaret edip hakkında bilgi edinmek için sabırsızlandığı Krallığın zengin İslam tarihini teyit etmektedir. Bu da söz konusu hedefi, iyi hazırlanmış, sofistike, akıcı ve iddialı programın üzerinde çalıştığı en önemli eksenlerden biri haline getirmektedir.

Başarı Allah’tandır…

*Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Makkahnews'ten çevrilmiştir.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.