44 kilometrelik kuantum ışınlanma başarıldı

(Pixabay)
(Pixabay)
TT

44 kilometrelik kuantum ışınlanma başarıldı

(Pixabay)
(Pixabay)

Işınlanma daha çok bilimkurgu filmlerine ait bir konu. Ancak bilim insanları onu gerçekte de mümkün kılmak için uğraşıyor. Tabii onlar insanları veya nesneleri ışınlamaya çalışmıyor. Üzerinde çalıştıkları kuantum ışınlanma, son derece hızlı ve güvenli bir internet yaratma çabasının parçası.
İşte bu çaba kapsamında bilim insanları, fotonlardan (ışık parçacıkları) oluşan kübitleri, ilk kez çok yüksek bir doğrulukla 44 kilometrelik uzun bir mesafede ışınlanlamayı başardı. Üstelik sistemin diğer ucuna ulaşan bilginin yüzde 90 doğrulukla alındığı bildirildi.
Bilim insanları, gerçek bir kuantum internet kurtmak için verinin doğruluğunun ve aktarılabildiği mesafenin çok önemli olduğunu belirtiyor. Bu başarıyı yakalayan araştırmacılar, kuantum bilgiyi mevcut internet hizmetinin temelini oluşturanlara benzeyen, geniş bir fiber optik ağ aracılığıyla iletti.
Başarının ardında ABD’deki Fermi Ulusal Hızlandırıcı Laboratuvarı'ndan araştırmacılar var. Bulgularını açık erişimli PRX Quantum dergisinde yayımlayan ekip, kuantum interneti kurma yolunda önemli bir başarı elde ettiklerini düşünüyor.
Araştırmanın yazarlarından, Fermi Laboratuvarı’nın kuantum bilimi programı başkanı Panagiotis Spentzouris, “Sonuçlar bizi heyecanlandırıyor” dedi ve ekledi:
"Bu, küresel iletişimi yeniden tanımlayacak bir teknoloji geliştirme yolundaki önemli bir başarıdır."
 
Independent Türkçe, Slashgear, India Times



"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
TT

"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)

Rachel Clun 

Bilim insanları 116 milyon yıllık bir tsunaminin kanıtını bir kehribar içinde bulduklarını ve bunun muhtemelen bu doğa olayına dair en eski kayıt olduğunu düşünüyor.

Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido Adası'nda derin deniz tortularını inceleyen araştırmacılar Aya Kubota, Yusuke Takeda, Keewook Yi, Shin-ichi Sano ve Yasuhiro Iba, erken Kretase dönemine ait tortularda 114 ila 116 milyon yıl öncesine tarihlenen "olağanüstü zengin kehribar konsantrasyonları" keşfetti.

Nature'ın Scientific Reports'unda yayımlanan bulgulara ilişkin raporda araştırmacılar, kehribarın bir veya daha fazla tsunami tarafından okyanusa sürüklenerek havayla çok az temas etmiş olabileceğini öne sürüyor.

Fosilleşmiş ağaç reçinesi olan kehribar, nispeten hızlı kuruyan bir madde. Araştırmacılar, kehribarın havaya maruz kaldığında genellikle bir hafta gibi kısa bir sürede katılaştığını söylüyor.

Ancak araştırmacıların incelediği tortularda, "belirgin şekilde deforme olmuş" kehribar birikintileri bulundu. Bazıları reçinenin akan su tarafından değiştirildiğini gösteren, alev yapıları denen bir şekilde deforme olmuşken, diğerleri yumuşak reçinenin "akarak deniz tabanına kıvamlı bir şekilde yayıldığına" işaret eden düz kehribar şeritlere sahipti.
 

Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)

Araştırmacılar, "Bu esrarengiz kehribarın derin deniz ortamında bulunmasının en muhtemel nedeni, büyük çaplı tsunamiler" diyor.

Bu reçine deformasyonlarının su altında meydana gelmesi, ormandan pelajik deniz tabanına doğrudan taşındıklarını ima ediyor. Karadan okyanusa bu kadar hızlı ve doğrudan bir taşıma, bir tsunamiyle tetiklenmiş olabilir.

Araştırmacılar, antik tortulardaki diğer kanıtların da bu teoriyi desteklediğini belirtiyor. Bunlar arasında, karadan gelen büyük miktarda bitki kalıntıları ve büyük dalgaların sürüklediği odun parçaları da vardı ve bunların çok az çürüme izi taşıması, açık okyanusa "hızla taşındıklarına" işaret ediyor.

Makalede, "Kiltaşındaki kütüklerin varlığı, çok sayıda odunun bulanık akıntılarla taşınmak yerine kopup sürüklenerek pelajik deniz tabanına battığını gösteriyor" ifadeleri kullanılıyor.

Bilim insanları açık okyanuslardaki diğer tortuların, büyük ölçekli eski tsunamiler veya benzer olaylar hakkında daha fazla kanıt sağlayabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, Holosen döneminden, yani yaklaşık 4 bin 200 yıl öncesinden daha eski bir tarihten kalma tsunami tortularının normalde tespit edilmediğini ve bunun da kısmen, yol açtıkları geniş çaplı yıkımdan geriye net belirtilerin kalmamasından kaynaklandığını söylüyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news