Mısırlı diplomatlar Ankara'yı Kahire ile yakınlaşma konusunda ciddi adımlar atmaya çağırdı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Reuters)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Reuters)
TT

Mısırlı diplomatlar Ankara'yı Kahire ile yakınlaşma konusunda ciddi adımlar atmaya çağırdı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Reuters)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (Reuters)

Türkiye yeni bir sayfa açmak adına Mısır ile ‘ön koşulsuz’ diplomatik temasların başladığını duyururken, Suudi Arabistan ile ilişkilerin gelişmemesi için herhangi bir neden olmadığını bildirdi. Mısır ile ilişkiler konusuna değinen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomik, diplomatik ve istihbarat işbirliğinin devam ettiğini belirterek bu konuda bir sıkıntının olmadığını söyledi.  Erdoğan açıklamasında, işbirliği sürecinin devam ettiğini belirterek, süreci daha güçlü bir şekilde sürdürebileceklerini umduklarını ifade etti.
Erdoğan’ın bu açıklamaları Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Anadolu Ajansı (AA) ve TRT muhabirlerine yaptığı açıklama ile aynı zamana denk geldi. Bakan ilişkilerin normale dönmesi için iki ülke arasında herhangi bir önkoşul olmadan diplomatik temasların başladığını söyledi. Çavuşoğlu açıklamasında, “Herhangi bir ön koşul Mısırlılardan da gelmedi bizden de herhangi bir ön koşul şu anda gitmedi. Bir ön koşul yok ama yıllarca bağlar kopuk olunca, bir günde hiçbir şey olmamış gibi hareket etmek de o kadar kolay olmuyor… Yol haritası çerçevesinde görüşmeler devam ediyor. Önümüzdeki günlerde yine diplomatlar düzeyinde de görüşmeler olacak, istihbarat düzeyindeki görüşmelere ilaveten” ifadelerini kullanarak daha önce Mısırlı mevkidaşı Samih Şukri ile uluslararası toplantılarda bir araya geldiğini, 2019’da New York’ta tanıştıklarını vurguladı. Son iki hafta içerisinde Türk yetkililerin Mısır konusundaki mesajları artarken, deniz sınırlarını çizmek için anlaşma imzalanması konusuna odaklanıldı. 2013 yılında Müslüman Kardeşler’in Mısır’da iktidardan düşmesiyle kopan iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir sayfa açılması bekleniyor.
Diğer yandan Mısırlı diplomatlar Türkiye’yi Mısır ile yakınlaşma konusunda ciddi adımlar atmaya çağırdı. Şarku’l Avsat’a konuşan uzmanlar, Türkiye’nin, Mısır ile diplomatik temasların yeniden başlamasına ilişkin açıklamaların ilişkilerdeki gerilimi kırmaya itebileceğini belirterek, ilişkilerin kısa vadede değil orta ve uzun vadede yeniden başlaması için verimli ortam yaratılabileceğini düşünüyor.
Mısır eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Cemal Bayumi konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Türkiye’nin sözünü ettiği bu yakınlaşmayı sahada ciddi adımlarla kanıtlamasını, Libya'daki konumunu ve oradaki 25 bin paralı askerin kaderini belirlemesini ve Akdeniz’deki eylemlerinden vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Mısır devlet kurumu El Ahram Stratejik Araştırmalar Merkezi uzmanlarından Dr. Kerem Said, geçtiğimiz hafta başlayan Türk liderlerin açıklamalarının Türkiye’nin kendi lehine olmayan bir bölgesel gelişme olduğunu fark etmek olduğunu söyleyerek, ABD yönetimi ile artan farklılıklara da değindi. Said konuyla ilgili Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ‘Türkiye’nin Mısır’a yönelik düşmanca politikaların sonuç vermediğini ve Mısır’ın bölgede cüce bir ülke olmadığını’ belirterek, Mısır, Körfez ülkeleri ve Katar arasındaki sorunların çözülmesi ile neticelenen El-Ula Zirvesi’ne atıfta bulundu. Said açıklamasında, ‘Türkiye’nin Libya sahnesinde Mısır ile Katar arasındaki gergin ilişkilerden yararlandığını ve durumun artık Türkiye çıkarına olmadığını’ vurguladı. Said, Yunanistan ve Kıbrıs’ın Mısır ile güçlü bağları olduğunu ifade ederken, Kahire ile Ankara arasındaki en temel sorunların Doğu Akdeniz’deki çalışmalara ek olarak Mısır ulusal güvenliği olduğunu ifade etti. Kerem Said ayrıca, Türkiye’nin İhvan gruplarına bağlı medya organları aracılığıyla Mısır hakkında söylentiler yaymaya devam ettiğini aktardı.
 



Filistinli sağlık görevlisi, 15 meslektaşının öldürülmesiyle yaşadığı travmayı anlattı

Filistinli sağlık görevlilerinin cenazeleri Han Yunus'a ulaşırken bir sağlık görevlisi genç bir adama sarılıyor. (AFP)
Filistinli sağlık görevlilerinin cenazeleri Han Yunus'a ulaşırken bir sağlık görevlisi genç bir adama sarılıyor. (AFP)
TT

Filistinli sağlık görevlisi, 15 meslektaşının öldürülmesiyle yaşadığı travmayı anlattı

Filistinli sağlık görevlilerinin cenazeleri Han Yunus'a ulaşırken bir sağlık görevlisi genç bir adama sarılıyor. (AFP)
Filistinli sağlık görevlilerinin cenazeleri Han Yunus'a ulaşırken bir sağlık görevlisi genç bir adama sarılıyor. (AFP)

Filistinli sağlık görevlisi Münzir Abid, geçtiğimiz mart ayında Gazze Şeridi'nin güneyinde İsrail askerlerinin bir ambulans konvoyuna ateş açarak 15 meslektaşını öldürdüğünü gördüğünde yaşadığı ‘korkunç’ saatleri anlattı.

45 yaşındaki Abid, Filistin Kızılayı, Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü ve Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarının öldürüldüğü 23 Mart saldırısından sağ kurtulan tek kişi. Filistin Kızılayı'na göre, Refah bölgesindeki bir İsrail saldırısının ardından gelen çağrıya cevap vermek için seyahat ediyorlardı.

Abid, “Bu, gördüğüm ve yaşadığım eziyet nedeniyle hayatım boyunca unutamayacağım bir gün… Beni öldüreceklerinden çok korkuyordum” dedi.

Abid, Refah'ın batısında bulunan Tel es-Sultan bölgesindeki el-Haşaşin mahallesinde yaralanmalarla ilgili bir çağrı aldıktan sonra şoför Mustafa el-Havace ve sağlık görevlisi İzzeddin Şaat ile birlikte bir ilk yardım aracında seyahat ettiğini anlattı.

Hâlâ şokta olan adam, arabanın ışıklarını yaktığını ve korna çaldığını söyledi. Abid, “Birdenbire aracın üzerine yoğun ve doğrudan ateş açıldı. Kendimi korumak için yüzüstü yattım. Meslektaşımın sesini duymadım, ölümün sesini duydum. Korkunçtu” ifadelerini kullandı.

dscfg
İsrail saldırısından bir hafta sonra Refah'ta 8 sağlık görevlisi için cenaze namazı kılındı. (DPA)

O anda telefonunu kullanmaya cesaret edememiş. Sonrasında insanların İbranice konuştuğunu duyduğunu ifade eden Abid, “Aracın kapısı açıldı ve işgal özel kuvvetlerinin silahlı ve üniformalı üyeleri beni araçtan çıkardı. Başımı yere koydular ve sonra tüm kıyafetlerimi çıkardılar. Beni sorguladılar ve silahlarla sırtıma, göğsüme ve ayaklarıma vurdular” şeklinde konuştu.

Bu sırada olay yerine gelen bir sivil savunma aracı gördüğünü ve askerlerin ona da ateş ettiğini söyledi.

Ölü ya da diri

Abid sözlerini şöyle sürdürdü: “O sırada meslektaşlarımın akıbetini bilmiyordum. Hayatta olup olmadıklarını bilmiyordum. Bizimle birlikte olan bir meslektaşımın telefonunun çaldığını duyunca biraz rahatladım... İçlerinden birinin halen hayatta olduğunu düşündüm.”

Abid, askerlerle birlikte olduğu süre boyunca, akıbeti bilinmeyen sağlık görevlisi Esad el-Menasıra'yı gördüğünü söyledi. O da askerler tarafından gözaltına alınmış, çırılçıplak soyulmuş, dizlerinin üzerine çöktürülmüş ve gözleri bağlanmıştı.

Söz konusu operasyon, başta insani yardım kuruluşları ve uluslararası örgütler olmak üzere uluslararası alanda kınandı.

Cenazeler günler sonra cesetleri toprağa gömülü halde bulundu.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) tarafından yapılan açıklamada, “İlk sağlık ekibi 23 Mart'ta İsrail ateşiyle öldürüldü. Diğer acil yardım ve ambulans ekipleri kayıp meslektaşlarını ararken saatlerce birbiri ardına saldırıya uğradı” denildi.

İsrail ordusu ateş açıldığını kabul etti, ancak bunun ‘teröristlere’ ve İsrailli yetkililere önceden bildirimde bulunmadan seyahat eden ve ışıklarını kapatan ‘şüpheli araçlara’ yönelik olduğunu iddia etti.

Ancak Filistin Kızılayı cumartesi günü, sağlık görevlilerinden birinin cep telefonunda bulunan bir video yayınladı. Videoda, amblemi açık, ışıkları yanan ambulansların yolda ilerlerken durdukları ve ağır silah seslerinin duyulduğu görülüyor.

Filistin Kızılayı, İsrail güçlerini sağlık görevlilerinin bedenlerine ‘öldürme kastıyla’ ateş açmakla suçladı.

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir pazartesi günü, operasyonla ilgili soruşturmanın ‘derinleştirilmesi’ talimatını verdi.

‘Dehşet verici bombardıman’

Münzir Abid, Tel es-Sultan'da tanık olduklarını şöyle anlattı: “İsrail tankları bölgeyi kuşattı, havada insansız hava araçları (İHA) vardı ve çok korkunç bir bombardıman sesi duydum. Yakınlarda korku içinde çığlık atan insanların sesleri de duyuluyordu. Ondan sonra bir subay geldi. Ellerimi çözdü, üzerime bir ceket ve pantolon giydirdi ve bana ‘Bize yardım etmek zorundasın’ dedi.”

uı8o9p0
Filistin Kızılayı, İsrail ordusunun ambulanslara açtığı ateş sonucu ölen 15 sağlık görevlisinin cesedini çıkardı. (AFP)

İsrail subayının isteğiyle yerinden edilmiş bir grup insana doğru yürüyen Abid ‘korkmasınlar diye’ kendini tanıtmış. “Çocuklar çığlık atıyordu ve ben onları sakinleştirmeye çalıştım” diyen Abid, İsrailli subayın isteği üzerine yerinden edilmiş kişilere iki kategoriye ayrılmalarını söylemiş: erkekler ve yaşlılar ile kadınlar ve çocuklar.

Abid daha sonra subaya kendisini serbest bırakıp bırakmayacaklarını sorduğunda şu cevabı almış: “Seni soruşturacağız ve dosyana bakacağız.”

Filistinli sağlık görevlisi Münzir Abid daha sonra serbest bırakıldı ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'a geri döndü.