Kral Abdulaziz tarafından vatandaşlık verilen Moritanyalı yetim eş-Şenkîtî, Suudi Arabistan’ın önde gelen alimlerinden biri oldu

Eş-Şenkîtî’nin adı Medine’de ilim merkezi kuruldu ve adı bir caddeye verildi,

Medine Emiri ve üst düzey yöneticiler merhum Şenkîtî’nin onuruna düzenlenen törende (Şarku'l Avsat)
Medine Emiri ve üst düzey yöneticiler merhum Şenkîtî’nin onuruna düzenlenen törende (Şarku'l Avsat)
TT

Kral Abdulaziz tarafından vatandaşlık verilen Moritanyalı yetim eş-Şenkîtî, Suudi Arabistan’ın önde gelen alimlerinden biri oldu

Medine Emiri ve üst düzey yöneticiler merhum Şenkîtî’nin onuruna düzenlenen törende (Şarku'l Avsat)
Medine Emiri ve üst düzey yöneticiler merhum Şenkîtî’nin onuruna düzenlenen törende (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan geçtiğimiz günlerde mantık, fıkıh usulü ve tefsir alanında akademik metodun geliştirilmesinde önemli bir isim olan Şeyh Abdullah eş-Şenkîtî’yi andı. İslam dünyasında tanınan bir isim olan eş-Şenkiti, tefsir, dilbilimi ve hukuk alanında da otorite kabul edilen isimler arasında. İlim hayatı benzeri görülmemiş eserlerle dolu olan eş-Şenkiti, düzenlenen programla onurlandırıldı. Birçok ülkede talebesi olan eş-Şenkiti, önemli makamlarda görev yapan birçok talebe yetiştirdi.  Eş-Şenkiti’den ders alan veya onun ilmi ve fikri eserlerini okuyan, hocalardan ve ilim adamlarından bazıları onu ilimde, Kur’an’da ve dil alanında öncü olarak görmüş, hatta onu Şeyhülislam İbni Teymiye’ye benzetmişlerdir.
Suudi Arabistan’ın kurucusu Kral Abdulaziz, ülkesinin birleşmesinin ardından, hac farizası için Suudi Arabistan’a gelen bazı ilim adamlarına Suudi Arabistan vatandaşlığı verdi. Bu kişilerden birisi de 80 yıl önce ülkesi Moritanya’dan hac için Suudi Arabistan’a gelen, ardından da Medine’ye yerleşen Şeyh eş-Şenkiti’ydi. Medine’ye yerleştikten 4 yıl sonra sonra, Peygamber şehrindeki Daru’l-Ulum’da ders vermeye başlayan Şeyh eş-Şenkîtî, daha sonra başkent Riyad'a taşınarak, Bilim Enstitüsü ve İslami İlimler ve Arap Dili Yüksek Okulları’nda görev yaptı. Suudi Arabistan'da yaptığı çalışmalar sonrası, Şeyh eş-Şenkîtî’nin yıldızı parladı ve büyük bir üne kavuştu. Medine İslam Üniversitesi'nde görev alan Şeyh eş-Şenkiti, Müslüman Dünya Birliği konseyinin kurucu üyesi ve Suudi Arabistan Kıdemli Alimler Konseyi üyesi oldu.
Birkaç gün önce ünü Suudi Arabistan’ı aşan, İslâm dünyasının önde gelen çağdaş alimlerinden kabul edilen merhum Şeyh eş-Şenkîtî, yapılan anma töreniyle bir kez daha onurlandırıldı.
Medine Emiri Prens Faysal bin Selman bin Abdulaziz, şeyhin adını şehrin ana caddelerinden birisine verdi. Ayrıca, Abdullah eş-Şenkîtî adında bir ilim merkezi açıldı. Medine’nin üst düzey alimlerinin ve ileri gelenlerinin katılımıyla 15 Haziran Çarşamba günü Şeyhi anma töreni düzenlendi. Medine Emiri, Medine’nin şeriat, kültür ve muhtelif alanlardaki ilmi sembollerinden bir olan ilim ehlini onurlandırmak için bu anma töreninin düzenlendiğini ifade etti.
Anma töreninde yaptığı konuşmada Prens Faysal bin Selman, Kurucu Kral Abdulaziz’in, hac görevini eda etmesinin ardından ülkesinde kalmasını istediği tefsir alimi Şeyh eş-Şenkîtî’nin ilim dolu hayatına övgüde bulundu. Suudi Arabistan’ın önde gelen alimlerinin ondan ilim tahsil ettiklerine, gerek Medine İslam Üniversitesi’ndeki derslerinden gerekse Mescid-i Nebi’deki derslerine katılanlara büyük etkisinin bulunduğuna işaret etti. Ayrıca, bu vesileyle açılan ilim merkezi aracılığıyla Şeyh hakkında daha fazla çalışma ve bilimsel tez yazılması çağrısında bulunarak, eş-Şenkiti’nin mantık ve fıkıh ilkelerinde akademik müfredatın geliştirilmesindeki rolüne değindi.
Şeyh Abdullah Muhammed Emin eş-Şenkîti, 1946'da Hac ibadeti için Suudi Arabistan'a geldi. Kral Abdulaziz ona Suudi Arabistan vatandaşlığı verdi ve 1950'de Medine'deki Daru’l-Ulum'da göreve başladı. Daha sonra Bilim Enstitüsünde, İslami ilimler ve Arap Dili Okulları’nda ders vermek üzere 1952'de Riyad'a taşındı. Şeyh, Müslüman Dünya Birliği'nin kurucu konseyinin üyesi olarak görev yaptı. 1961'de de Medine İslam Üniversitesi'nin ilk hocalarından biri oldu. Daha sonra Üniversite Konseyi üyeliğine, ardından Kıdemli Alimler Konseyi üyeliğine atandı.

Yetim alimin bakımını kardeşleri üstlendi
Şenkîtî 17 Şubat 1905 (H: 1325) tarihinde Moritanya’da dünyaya geldi. Yetim olarak büyüyen alimin bakımını kardeşleri üstlendi. Evinde Kur’an, siret, edebiyat ve tarih öğrendi. Evi onun ilk okuluydu. Daha sonra ülkesindeki bazı hocalardan ilim tahsil etti ve icazet aldı. Eş-Şenkiti, zekası, inceliği, çalışkanlığı ve prestijiyle tanınırdı. İlim tahsilinde gayretle çalışan eş-Şenkiti, Moritanya âlimlerinden biri oldu ve ülkesinde kadı olarak görev yaptı. Böylelikle Şeyh, ülkesinin yöneticileri ve halkı nezdinde güvenilir bir kişi haline geldi.
Merhum Şenkîtî’nin ilmi hayatı, özellikle tefsir, dil ve fıkıh alanlarında Medine’nin en önemli alimlerinden birisi haline gelmesini sağladı. Öğrencilerinden Şeyh Abdullah Ahmed Kadiri yaptığı açıklamada, “Duyguları kuvvetli idi, ayetlerle içi içe idi. Gördüğü kimseye ayetleri tefsir eder, düşündürür, ayetler karşısındaki şaşkınlığını, korkusunu ve sevincini gösterirdi. Ayetlerdeki anlamlara göre farkında olmadan ellerini hareket ettirir, oturduğu yerde hareket ederdi. Bulunduğu yerden karşısındaki öğrencilerin yanına geçinceye kadar hareketlerine devam ederdi. Hasta olduğu halde sınıfa gelir, boğazındaki rahatsızlığa rağmen zorla da olsa konuşmaya çalışırdı. Konuşmaya başladıktan bir süre sonra anlatmakta olduğu derslerle kendini kaptırır ve hasta olduğunu unutur gibi bir hale gelirdi. Önemli alimlerden merhum Şeyh Abdulaziz bin Baz, Şeyh İbni Useymin, Şeyh Bek Ebû Zeyd, Şeyh Abdullah el-Ğadyan gibi isimler onun öğrencileriydi” dedi. Edvau’l-Beyan fi İydahi’l-Kur’ân Bi’l-Kur’an, el-Mesalih el-Mürsele, el-Esma ve’s-Sıfat, Naklen ve Aklen, Menhec et-Teşrii’l-İslâmî ve Hikmetihi, Defu İyhamu’l-İdrab an Ayati’l-Kitab, el-Ehadis en-Nebveyi fi Fedail Muaviye b. Ebi Süfyan isimli kitapları başta olmak üzere Şeyh Muhammed Emin Şenkîtî’ye ait kitapları içeren elektronik kütüphane projesi başlatıldı. Kur'an ilimlerinin yenilenmesinde ve tefsirinde eş-Şenkiti’nin tefsir yaklaşımını ve ilme olan etkisini ele alan onlarca bilimsel tez yazıldı.
Ondan sonra gelenler veya kendisinden ilim öğrenen öğrencileri konumunun yüceliği ve ilminin üstünlüğünü dile getirirken, Suudi Arabistan Müftüsü merhum Muhammed b. İbrahim daha önce Şeyh hakkında şunları söylemişti:
“Tepeden tırnağa ilimle dolu biridir. İlimde, Kur’an’da, dilde ve Arap şiirinde üstattır.”
Merhum Abdulaziz bin Baz ise daha önce Şeyh hakkında şu ifadeleri kullandı:
“Tefsir dersinde Şeyhin sözünü işiten kimse ilminin genişliğinden, konuya hakimiyetinden, fesahat ve belağatından dolayı hayrete düşer ve dinleyen kimse ondan bıkmazdı.”
Muhaddis Nasıruddin Elbani ise onu şeyhülislam İbni Teymiye’ye benzetir ve şöyle der:
“Onun gibi birçok ilmi bir arada olan kimseyi görmedim.”
Şeyh Bekir  Ebû Zeyd ise şöyle diyor:
“Şayet günümüzde bir kimsenin şeyhülislam olarak isimlendirilmesi gerekseydi o buna layık olurdu. Dünyaya değer vermezdi. Öyleki para birimlerinin bir kısmını dahi bilmezdi.”
Oğlu Abdullah bin Muhammed el-Emin, eş-Şenkîtî için şöyle diyor.
“Hafıza üzerinde olumsuz etkisi olduğu gerekçesiyle narenciye ürünlerini yememizi yasaklamıştı.”
Şeyh Şenkîtî, 10 Ocak 1974 tarihinde hac ibadetini eda ettikten sonra Mekke’de vefat etti. Mescid-i Münevvere’de cenaze namazı kılındı ve el-Mualla kabristanına defnedildi.



Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi, Kıdemli Âlimler Konseyi'nin izin almadan hacca gitmenin caiz olmadığına ilişkin bildirisini takdirle karşıladı

Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi, Kıdemli Âlimler Konseyi'nin izin almadan hacca gitmenin caiz olmadığına ilişkin bildirisini takdirle karşıladı
TT

Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi, Kıdemli Âlimler Konseyi'nin izin almadan hacca gitmenin caiz olmadığına ilişkin bildirisini takdirle karşıladı

Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi, Kıdemli Âlimler Konseyi'nin izin almadan hacca gitmenin caiz olmadığına ilişkin bildirisini takdirle karşıladı

Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi, Suudi Arabistan’daki Kıdemli Âlimler Konseyi'nin izin almadan hacca gitmenin caiz olmadığına ilişkin bildirisini takdirle karşıladı.

Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi Genel Sekreteri Dr. Kutub Mustafa Sano yaptığı açıklamada, söz konusu bildirinin, şer'i hukukun genel ilkeleri çerçevesinde ele alınan evrensel içtihat kurallarıyla desteklendiğini ifade etti. Sano bildirinin, zararı oluşmadan önce ve oluştuktan sonra defetmenin gerekliliğini öngören, zararı önlemeyi menfaat sağlamaya önceleyen, genel zararı önlemek için özel zarara katlanmayı öngören ve bundan kaynaklanan sonuçları dikkate alan hikmetli ve hukuki bir bildiri olduğunu ifade etti. Söz konusu bildirinin aynı zamanda doğru olan hususta yöneticiye itaat etmenin gerekliliğine, ona karşı gelmenin haramlığına, yüce şeriatın korumak ve tesis etmek için geldiği beş zorunlu menfaati (din, nesil, can, mal ve akıl) dikkate aldığına işaret eden Sano, bunları ihlal eden ya da bozan her şeyi ortadan kaldırmanın zorunluluğunu dile getirdi. Sano, “Bu çağda hac izini alınmamasından kaynaklanan ciddi zararlar ve çoklu riskler söz konusudur” dedi.

SPA'da yer alan habere göre Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi, üyeleri ve uzmanlarıyla birlikte bu bildiriyi tamamen desteklediğini ve tüm Müslümanları burada yer alan hükme, yani ilgili makamlardan izin almadan hacca gitmenin kabul edilemezliğine uymaya çağırdıklarını vurguladı. İslam dünyasında önde gelen alimlerin, imamların ve vaizlerin bu bildiriyi yayması gerektiğini dile getiren Akademi, elden ele dolaştırarak Müslümanların bu bildiriye uymaya teşvik edilmesinin herkesin üzerine düşen bir görev olduğunu kaydetti. Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi aynı zamanda, bu bildiriyi ihlal etmenin hukuki sonuçlarından ve failinin günahından da söz edilmesini istedi.

Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi ayrıca, Suudi Arabistan'a, hükümetine ve halkına; İki Kutsal Cami’ye gösterdikleri büyük özen, itina ve hizmetlerin yanı sıra, hacılar, umreciler ve ziyaretçiler de dahil olmak üzere İki Kutsal Cami’ye giden misafirlere sağladığı büyük olanaklar için en içten teşekkürlerini sundu.


Suudi Arabistan Filistin halkının haklarını elde etmesine verdiği desteği yineledi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
TT

Suudi Arabistan Filistin halkının haklarını elde etmesine verdiği desteği yineledi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz, dün (Pazartesi) Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) özel toplantısı çerçevesinde Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı kabul etti.

Görüşmede iki taraf Gazze ve çevresinde artan askeri gerilimi, sivillerin hayatını ve bölgenin güvenlik ve istikrarını tehdit eden kötüleşen durumu ele aldı. Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın devam eden gerilimi durdurmak ve bölgede yayılmasını önlemek için tüm uluslararası ve bölgesel taraflarla iletişim kurma çabalarını ve Filistin halkının zorla yerinden edilmesine yönelik çağrıları kategorik olarak reddettiğini vurguladı.

Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın Filistin halkının onurlu bir yaşam için meşru haklarını elde etmesi, umut ve özlemlerini gerçekleştirmesi, adil ve kalıcı bir barışa ulaşması için sürekli desteğini yineledi.

Filistin resmi haber ajansı WAFA’nın bildirdiğine göre Abbas görüşme sırasında Suudi Arabistan'a ‘Filistin halkının haklarına, özellikle de başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurulmasına verdiği destek ve tüm uluslararası forumlarda Filistin davasını destekleme çabaları ile ister Gazze Şeridi'nden ister Batı Şeria'dan olsun, herhangi bir Filistin vatandaşının yerinden edilmesini kategorik olarak reddettiğini’ vurgulayan kararlı tutumundan dolayı büyük takdir duyduğunu ifade etti.

Abbas, İsrail'in Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'daki tehlikeli hamlelerine değinerek, “İsrail'in Refah'ı işgal etme tehlikesinin Filistin halkı için bir felakete yol açacağı” uyarısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın WAFA'dan aktardığı habere göre Abbas, iki milyonu Gazze'de olmak üzere yaklaşık 6,4 milyon mülteciye yardım ve destek sağlayan Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nı (UNRWA) desteklemeye devam etmenin önemini vurguladı.

Muhammed bin Selman ayrıca Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif, Malezya Başbakanı Enver İbrahim, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron'ı ayrı ayrı kabul etti.

Görüşmelerde ikili ilişkilerin boyutları, Suudi Arabistan ile dört ülke arasındaki iş birliği alanları ve bunları geliştirmek için umut verici fırsatlar gözden geçirildi. Ayrıca ortak çıkarları ilgilendiren son bölgesel ve uluslararası durumlar ele alındı.

Muhammed bin Selman, Blinken ve Cameron ile Gazze Şeridi ve çevresindeki gelişmeleri ve askeri operasyonları durdurma ve bunların güvenlik ve insani yansımalarıyla başa çıkma çabalarını ele aldı.


Blinken Ortadoğu turunun ilk durağı Suudi Arabistan'da

Blinken, Riyad Uluslararası Havalimanı'nda (AFP)
Blinken, Riyad Uluslararası Havalimanı'nda (AFP)
TT

Blinken Ortadoğu turunun ilk durağı Suudi Arabistan'da

Blinken, Riyad Uluslararası Havalimanı'nda (AFP)
Blinken, Riyad Uluslararası Havalimanı'nda (AFP)

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Arap ortaklarıyla savaş sonrası Gazze'deki durumu görüşmeyi amaçlayan geniş bir Ortadoğu turunun ilk durağı olarak bugün (Pazartesi) Suudi Arabistan'a geldi.

Reuters'in haberine göre ziyaret aynı zamanda, Gazze'de kötüleşen insani durumun iyileştirilmesi için ABD Başkanı Joe Biden'ın talep ettiği somut adımları atması konusunda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya baskı yapmayı da amaçlıyor.

ABD Dışişleri Bakanlığından üst düzey bir yetkili, Blinken'in üst düzey Suudi yetkililerle Riyad'da görüşmesinin beklendiğini belirtti. Blinken ayrıca savaş sonrası Gazze Şeridi'nin yönetim şekli hakkında daha fazla müzakerelerde bulunmak üzere Katar, Mısır, Suudi Arabistan, BAE ve Ürdün dışişleri bakanları ile kapsamlı bir toplantı gerçekleştirecek.


Kıdemli Âlimler Konseyi: İzin almadan hacca gitmek caiz değildir

Kıdemli Âlimler Konseyi: İzin almadan hacca gitmek caiz değildir
TT

Kıdemli Âlimler Konseyi: İzin almadan hacca gitmek caiz değildir

Kıdemli Âlimler Konseyi: İzin almadan hacca gitmek caiz değildir

Suudi Arabistan'daki Kıdemli Âlimler Konseyi, Hac vizesi alma zorunluluğunun ve kutsal beldelere gidenlerin bunu yerine getirme taahhüdünün şeriatın gerektirdiği maslahata uygun olduğunu açıkladı. Konsey, şeriatın, maslahatları iyileştirmek, çoğaltmak, kötülükleri önlemek ve azaltmak için geldiğini teyit etti. Vize almadan hacca gitmenin caiz olmadığını belirten Konsey, bunu yapanın günahkâr olduğunu, vize almaya gücü yetmeyenin de hacca güç yetiremeyen kimse kategorisinde değerlendirileceğini ifade etti.

Kıdemli Âlimler Konseyi tarafından dün (Cuma) yapılan açıklamada, İçişleri Bakanlığı, Hac ve Umre Bakanlığı, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi İşlerinden Sorumlu Genel Başkanlığı temsilcilerinin vizenin olmaması durumunda karşılaşılacak zorluklar ve risklerle ilgili olarak sundukları bilgilere yer verildi.

Konsey, Hac vizesi alma zorunluluğunun, İslam şeriatının insanların ibadetlerini yerine getirmelerini kolaylaştırmak ve onları zorluklardan kurtarmak için öngördüğü şeylere dayandığını belirtti. Hac izni alma zorunluluğunun, hacılardan oluşan bu büyük kalabalığın huzur ve güven içinde ibadetlerini yerine getirmesini sağlayacak şekilde düzenlenmesi amacıyla getirildiğini ifade eden Konsey, bunun Şer'i delil ve kurallarla belirlenen geçerli bir yasal amaç olduğunu belirtti.

Kıdemli Âlimler Konseyi, Hac vizesi alma zorunluluğu ve kutsal mekanları ziyaret edenlerin bunu yapma taahhüdünün şeriatın gerektirdiği maslahata uygun olduğunu belirtti. Zira Hac organizasyonuyla ilgilenen devlet kurumları, izin verilen hacı sayısına göre güvenlik, sağlık, konaklama, iaşe ve diğer hizmetler de dahil olmak üzere çeşitli yönleriyle hac sezonunun planını yapıyor. Hacıların sayısı izin verilene uygun olduğunda, hacılara sağlanan hizmetlerin kalitesinin de artacağını ifade eden Konsey, böylece hacıların büyük zarar görmelerinin önleneceği, ölüme yol açan kalabalık ve izdiham risklerinin azalacağını belirtti.

Hac için vize alma zorunluluğunun yöneticiye itaat etmek olduğunu belirten Kıdemli Âlimler Konseyi, vize alma zorunluluğuna uyulmaması durumunda hacıların güvenliğini ve sağlığını etkileyen büyük zararlar ve çoklu riskler hakkında bilgilendirildiğini belirtti. Konsey’e göre bu durum şu hususu açıklığa kavuşturuyor: İzinsiz hac yapmak, sadece bundan kaynaklanan zararla sınırlı değildir. Hacı kendisi de zarar görse, bu zarar sisteme bağlı kalan diğer hacıları da kapsar. İhmalkârlıkla verilen zararın küçük günahtan daha büyük günah olduğu şeriatta belirtilmiştir.

Bu noktada Konsey, vize almadan hacca gitmenin caiz olmadığını, bunu yapanların günahkâr sayıldığını, çünkü sadece kamu yararını sağlamak için verilen yöneticinin emrini ihlal ettiğini yineledi.

Kıdemli Âlimler Konseyi tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Tüm Müslümanlara Yüce Allah'tan korkmalarını söylüyoruz. Özellikle Allah'ın evini haccetmek isteyenlere, bu büyük ibadeti yerine getirirken Allah'tan korkmalarını, haclarını korumalarını, bu ibadeti güvenlik, kolaylık ve huzur içinde yerine getirmelerini sağlamak için çıkarılan yönetmelik ve talimatlara uymalarını tavsiye ediyoruz.”


Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı sahte hac şirketlerine karşı uyardı: Hac vizesi olmadan hac ibadeti yapılamaz

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı sahte hac şirketlerine karşı uyardı: Hac vizesi olmadan hac ibadeti yapılamaz
TT

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı sahte hac şirketlerine karşı uyardı: Hac vizesi olmadan hac ibadeti yapılamaz

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı sahte hac şirketlerine karşı uyardı: Hac vizesi olmadan hac ibadeti yapılamaz

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı'ndan resmi bir kaynak, Hac ibadetini yerine getirmek isteyenleri, 2024 yılı için bazı ülkelerde sosyal medya siteleri aracılığıyla reklamını yapan sahte Hac kampanyalarına kanmamaları konusunda uyardı. Kaynak, Hac ibadetini yerine getirmek için Suudi Arabistan’a gelmenin ancak Suudi Arabistan'daki ilgili makamlar tarafından verilen veya Hac işleri ofisleri aracılığıyla diğer ülkelerle koordineli olarak verilen Hac vizesi almakla mümkün olduğunu açıkladı. Kaynak ayrıca, resmi Hac ofisleri olmayan ülkeler için Nusuk platformu aracılığıyla bu vizenin alınabileceğini ifade etti.

Kaynak, Hac ve Umre Bakanlığı’nın sosyal ağlarda cazip fiyatlarla hac organize ettiğini iddia eden sahte hesapların yanı sıra, şirket ve kampanya reklamlarını da izlediğini belirtti. Bu tür kampanya ve şirketlerle karşı dikkatli olunması çağrısında bulundu.

Bu bağlamda Hac ve Umre Bakanlığı, Irak Hac ve Umre Bakanlığı'nın Irak makamlarıyla iş birliği içerisinde ticari hac turu düzenleyen 25'ten fazla sahte şirketin faaliyetlerinin durdurulması için gösterdiği çabaları takdirle karşıladı. Ayrıca bu yasadışı olguyla mücadelede tüm ülkeler tarafından sarf edilen çabaları da övdü.

Daha önce yaptığı açıklamada Umre, turizm, çalışma, aile ziyareti, transit geçiş ve diğer vize türlerinin sahibine Hac ibadetini yerine getirme niteliği kazandırmadığını belirten Bakanlık, herkesi Hac ibadetini organize eden resmi makamlar tarafından yürütülen yönetmelik ve kanunlara uymaya, hayali şirket ve ofislere kanmamaya çağırdı.

Bakanlık söz konusu sahte şirket ve kampanyaların reklamlarını sürekli olarak takip ediyor. Bunlarla mücadele etmek, raporlamaya katkıda bulunmak ve izinsiz hac olgusunu azaltmak için çalışmak üzere herkesten iş birliği yapmasını bekleyen Bakanlık, internet sitesi ve çeşitli sosyal ağlardaki kanalları aracılığıyla herkesi resmi bilgi edinmeye davet ediyor.


20'nci Suudi yardım uçağı Ukrayna halkına ulaştı

Suudi yardımı Ukrayna sınırı yakınındaki Polonya havaalanına akmaya devam ediyor (SPA)
Suudi yardımı Ukrayna sınırı yakınındaki Polonya havaalanına akmaya devam ediyor (SPA)
TT

20'nci Suudi yardım uçağı Ukrayna halkına ulaştı

Suudi yardımı Ukrayna sınırı yakınındaki Polonya havaalanına akmaya devam ediyor (SPA)
Suudi yardımı Ukrayna sınırı yakınındaki Polonya havaalanına akmaya devam ediyor (SPA)

Polonya'nın Ukrayna sınırına yakın Rzeszow Havalimanı'na gönderilen Suudi yardımı, Polonya sınırından Ukrayna'ya gönderiliyor.

Kral Salman Yardım Merkezi (KSRelief) tarafından gönderilen 20'nci Suudi yardım uçağı, Krallığın Ukrayna halkına yaptığı yardım kapsamında elektrikli aletlerin de bulunduğu toplam 50 ton yük taşıyan 20'nci Suudi yardım uçağı dün (Salı) havalimanına ulaştı.

Bu yardım, dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç sahibi ve yaşadıkları çeşitli kriz ve sıkıntılardan etkilenen insanların, yanında olduğu bilinen Suudi Arabistan'ın tarihi rolü çerçevesinde gerçekleşiyor.


Kral Selman: Bayram şefkat, sevgi ve hoşgörünün anlamlarını bünyesinde barındırır

Kral Selman bin Abdülaziz (Şarku'l Avsat)
Kral Selman bin Abdülaziz (Şarku'l Avsat)
TT

Kral Selman: Bayram şefkat, sevgi ve hoşgörünün anlamlarını bünyesinde barındırır

Kral Selman bin Abdülaziz (Şarku'l Avsat)
Kral Selman bin Abdülaziz (Şarku'l Avsat)

İki Kutsal Caminin Bekçisi Kral Salman bin Abdülaziz, "karşılıklı sevgi, şefkat, sevgi ve hoşgörü anlamlarının somutlaştığı" Ramazan Bayramı münasebetiyle vatandaşları, sakinleri ve dünyanın her yerindeki Müslümanları tebrik etti.

Kral Selman, Ramazan Bayramı vesileyle yaptığı konuşmada, Allah'ın Suudi Arabistan'a, söz birliği bereketi, safların birliği, İki Kutsal Camiye ve onların hacılarına, Umre yapanlara ve ziyaretçilerine hizmet etme şerefi de dahil olmak üzere birçok nimet bahşettiğini söyledi. Kurucu Kral Abdulaziz bin Abdul Rahman'ın Allah ona rahmet etsin- yoluna devam eden oğulları, kendisinden sonra bu mübarek ülkenin hükümdarlarıdır.

Mübarek Ramazan ayında milyonlarca hacıya kolaylık ve rahatlıkla umre ibadetlerini yapabilme imkanını veren Allah'a hamdolsun. Onun sayesinde ve daha sonra devlet kurumlarının Allah'ın misafirlerine hizmet etmek, ibadetlerini yerine getirmelerini kolaylaştırmak için gösterdikleri sürekli çabalarla, Allah'tan bizden ve onlardan hayırlı amelleri kabul etmesini niyaz ediyoruz.

İki Kutsal Caminin Sorumlusu konuşmasına şöyle devam etti: "Bu yıl Ramazan Bayramı'nı karşılarken, Filistin halkına yönelik saldırıların durdurulmasının, güvenli insani yardım koridorlarının sağlanmasının ve tüm ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlayarak acılarına son verilmesinin, bağımsız devletlerini kurmak ve güvenlik içinde yaşamak da dahil olmak üzere meşru haklarının verilmesi gerekliliğini teyit ediyoruz.”


Suudi Arabistan Veliaht Prens'in bağlılık sözünün 7’nci yıldönümünü kutluyor

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prens'in bağlılık sözünün 7’nci yıldönümünü kutluyor

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman (SPA)

Bender bin Abdurrahman bin Mamer

Biatın yedinci yıldönümü, izlenmesi zor olan hızlı dönüşümlerin eşlik ettiği bir dizi başarının ardından geldi. Ancak bunların hepsi Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından ortaya konan Vizyon 2030 kapsamında ‘geleceğin devletini inşa etmeye’ katkıda bulunuyor. Kuşkusuz onun arkasında Suudi halkının liderliğin vizyonuna olan inancı ve belirlenmiş hedefler, net yöntemlerle düzenlemeler, yasalar ve yapısal reformlarla kalkınma çarkını döndürmek için çalışması var.

Muhammed bin Selman veliaht prens olduktan birkaç ay sonra Suudi halkına yönelik duygularını şu sözlerle ifade etmişti: “Ben 20 milyon insandan biriyim. Onlar olmadan ben bir hiçim ve hepsinin en düşük ve en zayıf örneğiyim. Beni motive eden ve ileriye iten onlar...” Muhammed bin Selman bu cümleleri kurarken sanki dedesi Kral Abdulaziz'in şu sözünü hatırlatıyordu: “Ben önce Allah'la güçlüyüm, sonra imanımla, sonra da halkımla… Onlarla tek bir birey olarak yürürüm. Kendimi onlara tercih etmem ve sadece onlar için iyi olanı takip ederim...”

Üç asır önceki kuruluşundan bu yana Suudi devleti, başka güçlerden ithal edilmiş, klonlanmış veya dayatılmış bir sistem olmayan siyasi sisteminin özgünlüğü ile karakterize edilmiştir. Dahası, bir boşluktan fırlamamış veya farklı bir ortamda ortaya çıkmamış, aksine tarihi köklerden, İslami derinlikten ve saf Arap mirasından ve ortamından kaynaklanmıştır.


Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Singapurlu mevkidaşı ile iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesini görüştü

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Singapur Dışişleri Bakanı Dr. Vivian Balakrishnan (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Singapur Dışişleri Bakanı Dr. Vivian Balakrishnan (SPA)
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Singapurlu mevkidaşı ile iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesini görüştü

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Singapur Dışişleri Bakanı Dr. Vivian Balakrishnan (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Singapur Dışişleri Bakanı Dr. Vivian Balakrishnan (SPA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, bugün bakanlığın Riyad’daki genel merkezinde Singapur Dışişleri Bakanı Dr. Vivian Balakrishnan ile görüştü.

Görüşmede, iki dost ülke arasındaki ilişkilerin her alanda desteklenme ve geliştirilmesine yönelik yollar gözden geçirildi.

Bakanlar, tüm bölgesel ve uluslararası ortak çıkar konularının yanı sıra, her iki ülkenin çıkarlarına hizmet edecek şekilde ikili koordinasyonu yoğunlaştırma yollarını da tartıştı.

dfeb
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Singapur Dışişleri Bakanı Dr. Vivian Balakrishnan (SPA)

 


Suudi Veliaht Prens, Kuveyt Başbakanı'nı kabul etti

Suudi Veliaht Prens, Kuveyt Başbakanı'nı kabul etti
TT

Suudi Veliaht Prens, Kuveyt Başbakanı'nı kabul etti

Suudi Veliaht Prens, Kuveyt Başbakanı'nı kabul etti

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman, bugün Kuveyt Başbakanı Şeyh Dr. Muhammed Sabah El-Salem El-Sabah'ı Cidde'deki makamında kabul etti.

Görüşmede, iki kardeş ülke arasındaki tarihi kardeşlik ilişkileri gözden geçirilerek ikili iş birliği ve bunu çeşitli alanlarda güçlendirme ve geliştirme fırsatlarının yanı sıra, ortak ilgi alanına giren birçok konu müzakere edildi.

Kuveyt Haber Ajansı'nın (KUNA) haberine göre Şeyh Dr. Muhammed Sabah El Salem El Sabah, Suudi Arabistan ziyaretinin, iki kardeş ülke arasındaki köklü tarihi ikili ilişkilerin ve güçlü kardeşlik bağlarının bir yansıması olduğunu belirtti. El Sabah, İki kardeş ülke ve halkların çıkarlarına hizmet etmek amacıyla süreklilik arz eden ikili istişare ve koordinasyon çerçevesinde gelen cömert davet için Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman'a içten teşekkürlerini ifade etti.

Kuveyt Başbakanı, Kuveyt Devleti'nin, Suudi Arabistan liderliğinin izlediği dengeli politikayı, özellikle de bölgede ve dünyada güvenlik ve barışın temellerini oluşturma çabalarını takdir ettiğini ifade etti..