Uzay aracındaki 19 yıllık yazılım güncellendi: "Windows 98'den Mars 2022'ye"

"Fırlatmadan neredeyse 20 yıl sonra Mars Express'te yepyeni bir cihazımız var gibi"

Mars Express'teki MARSIS adlı radar, İtalya'daki Ulusal Astrofizik Enstitüsü tarafından işletiliyor (ESA)
Mars Express'teki MARSIS adlı radar, İtalya'daki Ulusal Astrofizik Enstitüsü tarafından işletiliyor (ESA)
TT

Uzay aracındaki 19 yıllık yazılım güncellendi: "Windows 98'den Mars 2022'ye"

Mars Express'teki MARSIS adlı radar, İtalya'daki Ulusal Astrofizik Enstitüsü tarafından işletiliyor (ESA)
Mars Express'teki MARSIS adlı radar, İtalya'daki Ulusal Astrofizik Enstitüsü tarafından işletiliyor (ESA)

Avrupa Uzay Ajansı'nın (European Space Agency) Mars yörüngesindeki uzay aracına 19 yıl sonra büyük bir güncelleme geldi.
21 Haziran'da yapılan açıklamaya göre, Microsoft'un piyasaya sürdüğü Windows 98 işletim sistemiyle geliştirilen yazılım yenilendi. Mars Express'in güncelleme sayesinde daha iyi performans göstermesinin hedeflendiği belirtildi.
2003'te fırlatılan Mars Express, yıllardır Kızıl Gezegen'i izliyor. Yörünge aracında, Mars Advanced Radar for Subsurface and Ionosphere Sounding (Mars Gelişmiş Yeraltı ve İyonosfer Sondaj Radarı-MARSIS) adlı bir radar yer alıyor.
Bu cihaz sayesinde gezegendeki yeraltı gölleri keşfedilmişti.
MARSIS su aramak ve atmosferi incelemek için Mars yüzeyinden yansıyan düşük frekanslı radyo dalgalarını kullanıyor. Radar 40 metrelik anteni sayesinde yerin yaklaşık 5 kilometre altında arama yapabiliyor. Bilim insanları bu sayede Mars'ın haritasını çıkarabiliyor ve kayaların özelliklerini inceleyebiliyor.

Windows 98'den Mars 2022'ye
ESA, güncellenen yazılımla ilgili detaylı bilgi vermedi. Bu sayede uzay aracının, Mars'ı ve Kızıl Gezegen'in uydusu Phobos'u daha detaylı gözlemleyeceği bildirildi.
MARSIS ekibinden Andrea Cicchetti, cihazın hafızasının daha önce hızla dolduğunu, güncelleme sayesinde gereksiz verileri silebildiklerini ve böylece MARSIS'in 5 kat daha uzun süre çalıştırıldığını duyurdu.
Cicchetti, daha çok bölgenin araştırılabileceğini de söyledi:
"Yeni yazılım bu bölgeleri yüksek çözünürlükte, daha hızlı ve kapsamlı bir şekilde incelememizi, Mars'ta bilinmeyen su kaynaklarına ev sahipliği yapıp yapmadığını doğrulamamızı sağlayacak. Bu, fırlatmadan neredeyse 20 yıl sonra Mars Express'te yepyeni bir cihaza sahip olmaya benziyor."
Independent Türkçe, Verge, TechRadar



"Asya tek boynuzlu atı"nın genom haritası ilk kez çıkarıldı: Yok olmalarını engelleyebilir mi?

Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
TT

"Asya tek boynuzlu atı"nın genom haritası ilk kez çıkarıldı: Yok olmalarını engelleyebilir mi?

Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)
Laos'ta 1999'da kameralara yakalanan saolanın en iyi tahminlere göre 100'den az üyesi kaldı (Ban Vangban Village/Wildlife Conservation Society)

Son derece nadir rastlanan "Asya tek boynuzlu atı" saolanın ilk defa genom haritası çıkarıldı. Yeni çalışma nesli kritik tehlike altındaki türün yaşamasını sağlayabilir. 

İlk kez 1992'de tanımlanan saola (Pseudoryx nghetinhensis), en yakın zamanda keşfedilen büyük memeli türü. Vietnam ve Laos'un dağlık ormanlarında yaşayan bu sığır türü, boynuzlarının yanı sıra çok nadir görülmesi nedeniyle "Asya tek boynuzlu atı" diye biliniyor.

Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği'ne (IUCN) göre nesli kritik tehlike altındaki bu türün 100'den daha az üyesi kaldığı tahmin ediliyor. Üstelik en son 2013'te görülmesi, soyunun çoktan tükenmiş olabileceği ihtimalini de gündeme getiriyor. 

Uluslararası bir araştırma ekibi, avcıların evlerinden toplanan saola kalıntılarından alınan parçaları analiz ederek 26 saolanın tam genomunu çıkardı. Türünün ilk örneği olan bu çalışma, saolanın geçmişini anlama ve geleceğini güvence altına alma yolunda kritik bilgiler sundu. 

Bulguları hakemli dergi Cell'de 5 Mayıs Pazartesi günü yayımlanan çalışmaya göre saolalar 5 bin ila 20 bin yıl önce iki ayrı popülasyona ayrılmış. 

Makalenin başyazarı Genís Garcia Erill "Saolanın önemli genetik farklılıklara sahip iki popülasyona ayrıldığını görmek bizi epey şaşırttı" diyerek ekliyor: 

Bu daha önce hiç bilinmiyordu ve genetik veriler olmadan bilmemizin yolu yoktu. Bu önemli bir sonuç çünkü türün genetik varyasyonunun nasıl dağıldığını etkiliyor.

Bilim insanları ayrıca iki popülasyonun da Son Buzul Çağı'ndan itibaren azaldığını saptadı. Ekip, toplam saola nüfusunun 10 bin yıldır hiçbir zaman 5 binin üstüne çıkmadığını tahmin ediyor.

Bu durum, iki grubun da genetik çeşitliliğini kaybettiği anlamına geliyor. Ancak her biri genetik kodlarının farklı kısımlarını kaybetmiş. Araştırmacılara göre bu, nesillerinin tükenmesini önlemede kritik bir rol oynayabilir. 

Garcia Erill "Bir popülasyonda kaybolan genetik varyasyon diğerini tamamlıyor. Yani eğer bunları karıştırırsak, diğerindeki eksiklik giderilebilir" diye açıklıyor.

Bilim insanları saolaların hayatta kalması için esaret altında çiftleşmelerini sağlayacak bir program geliştirmeye çalışıyor. Yeni çalışmayı yürüten ekibin hesaplamalarına göre böyle bir program, tükenme riski karşısında en etkili çözümü sunuyor. 

Çalışmanın bir diğer yazarı Rasmus Heller şöyle diyor:

Gelecekteki bir popülasyonun temelini oluşturmak için en az bir düzine saolayı (ideal olarak her iki popülasyonun karışımı) bir araya getirebilirsek, modellerimiz türlerin uzun vadede hayatta kalma şansının yüksek olacağını gösteriyor.

En son 2013'te görülen bir türün 12 üyesini bulmak zorlu bir iş. Ancak araştırmacılar, yeni çalışmanın bu sorunu çözebileceğine inanıyor. Saolanın genetik haritasının çıkarılması, daha kapsamlı arama çalışmalarının önünü açabilir. 

Makalenin yazarlarından Minh Duc Le, "Birçok araştırmacı, suda ve hatta aynı habitatta yaşayan kan emiciler olan sülüklerde, saola DNA'sının izlerini bulmayı deneyip başaramadı" diyerek ekliyor:

Bu tekniklerin hepsi küçük DNA parçalarını tespit etmeye dayanıyor ama artık saola genomunun tamamını bildiğimize göre, bu parçaları bulmak için çok daha geniş bir el kitabımız var.

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org, Cell