İran ve ABD heyetleri, yaklaşık 5 aylık bir aranın ardından, Tahran'ın hızla atom bombası yapma eşiğine yaklaştığı bir dönemde, nükleer anlaşmayı canlandırmayı amaçlayan müzakereleri sonuçlandırmak amacıyla yeni bir dolaylı müzakere turu için Avusturya'nın başkenti Viyana'ya dönüyorlar.
Resmi adı Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olan nükleer anlaşmayı canlandırma müzakerelerinin Avrupa Birliği (AB) koordinatörü Enrique Mora, dün (Çarşamba), Twitter üzerinden, müzakereleri sonuçlandırmak üzere Viyana'ya gittiğini duyurdu.
Şarku'l Avsat'a konuşan Avrupalı üst düzey bir kaynak, Viyana'daki müzakerelere sadece İranlı ve ABD’li heyetlerin dolaylı olarak katılacaklarını ve anlaşmanın diğer taraflarının (Fransa, İngiltere, Almanya, Rusya ve Çin) bu müzakere turunda yer almayacaklarını söyledi. Kaynak, İranlı ve ABD’li heyetlerin Viyana'ya, Mora’nın AB koordinatörlüğünü yaptığı müzakerelerde arabulucu rolü oynayan AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in 20 Temmuz'da sunduğu öneriyi görüşmek amacıyla döndüklerini ve Borrell’in önerisi dışında sunulan yeni bir fikir olmadığını belirtti.
Öte yandan ABD'nin İran Özel Temsilcisi Robert Malley, ülkesinde yeni müzakere turu için beklentilerin yüksek olmadığını, ancak Washington’ın anlaşmaya varılması için iyi niyetle çaba sarf etmeye hazır olduğunu kaydetti.
Malley, Twitter hesabından, “Beklentilerimiz düşük, ancak ABD, AB’nin çabalarından memnun. Bir anlaşmaya varmak için iyi niyetle çaba göstermeye hazırız” yazdı. İran'ın ise buna hazır olup olmadığının yakında ortaya çıkacağını belirten Malley, Viyana’daki yeni müzakere turunun amacının Borrell’in önerisinin tartışılması olduğunu vurguladı.
Diğer taraftan İran Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Başmüzakereci Ali Bakıri Kani, 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmayı canlandırmak için topun ABD’nin sahasında olduğunu söyledi. Dün Tahran’dan ayrılmadan önce Twitter hesabından yaptığı paylaşımda ‘müzakereleri ilerletmek için’ Viyana yolunda olduklarını belirten İranlı yetkili, “Sorumluluk, anlaşmayı ihlal eden ve geçmişin kötü mirasından uzaklaşamayanlarda” ifadelerini kullandı.
Bakıri Kani, paylaşımının devamında, “ABD, KOEP üyelerinin cömertliğinin sağladığı fırsatı değerlendirmeli. Olgunluk göstermek ve sorumlu davranmak için top onların sahasında” yazdı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, yeni müzakere turu sırasında çeşitli tarafların önerdiği fikirlerin tartışılacağını aktardı. Kenani, İran’ın, İran ulusunun haklarını ve çıkarlarını güvence altına alan istikrarlı bir anlaşmaya varma konusunda kararlı olduğuna işaret etti.
“Anlaşma, mükemmel değil, ama en iyisi”
Borrell, geçtiğimiz hafta Tahran ve Washington'a ‘ciddi bir krizden’ kaçınmaları için bir öneri sunduğunu belirterek, tarafları önerisini kabul etmeye çağırdı. Önerisinin detaylarını açıklamayan Borrell, Financial Times'da yayınlanan makalesinde önerisinin ‘mükemmel bir anlaşma olmadığını, fakat müzakerelerde arabulucu olarak hazırlayabileceğinin en iyisi olduğunu’ yazdı. Önerisinin tüm temel unsurları ele aldığına ve tüm tarafların zorlukla elde ettiği uzlaşmaları kapsadığına dikkat çeken Borrell, “Viyana'da 15 ay süren yoğun ve yapıcı müzakereler ve Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın (KOEP/nükleer anlaşma) tarafları ve ABD ile sayısız görüşmeden sonra, daha fazla taviz verilecek alan kalmadığı sonucuna vardım” ifadelerini kullandı. Taslağın reddedilmesine karşı uyaran Borrell, “Ciddi bir nükleer kriz riskiyle karşı karşıyayız” dedi. Borrell ayrıca, yaklaşan ABD kongre seçimlerini bir anlaşmaya varmanın önündeki engellerden biri olarak nitelendirdi.
Rusya’nın yeni müzakere turundan beklentisi
Avrupalı ve İranlı taraflar, yeni müzakere turunun Doha’da yapılan tura benzeyeceğini vurgulasalar da Moskova'nın Viyana'daki uluslararası kuruluşlar nezdindeki daimi temsilcisi ve nükleer anlaşma müzakerelerindeki temsilcisi Mihail Ulyanov, Moskova'nın nükleer anlaşmayı sonuçlandırmak için yapıcı müzakerelere hazır olduğunu açıkladı. Ulyanov, “Viyana’da KOEP’in canlandırılmasına ilişkin müzakereler yakında yeniden başlayacak gibi görünüyor. Heyetler yaklaşık beş aylık bir aranın ardından Viyana'ya dönmeyi planlıyor. Rus müzakereciler anlaşmayı sonuçlandırmak için yapıcı müzakerelere hazır” şeklinde konuştu.
İran Başmüzakerecisi Bakıri Kani ile ABD’nin İran Özel Temsilcisi Malley arasında geçtiğimiz Haziran ayında, AB’nin arabuluculuğunda Katar'ın başkenti DOHA’da yapılan dolaylı müzakere turunda herhangi bir ilerleme kaydedilemedi.
Geçtiğimiz Mart ayında Tahran ile ABD Başkanı Joe Biden yönetimi arasında Viyana'da 11 ay süren dolaylı müzakerelerin ardından nükleer anlaşmayı canlandırma konusundaki ana hatlar prensipte kabul edildi.
Ancak müzakereler, Rusya’nın son dakika talepleri ve Tahran'ın Washington'dan hiçbir ABD yönetiminin Trump yönetimi gibi nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak geri çekilmeyeceğine dair garanti verilmesinin yanı sıra, DMO'nun ABD'nin yabancı terör örgütleri listesinden çıkarılması konularındaki ısrarı nedeniyle çöktü.
Bununla birlikte geçtiğimiz Haziran ayında İran'ı, üç gizli tesiste bulunan uranyum izleri hakkında net açıklamalar yapmadığı için kınayan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) soruşturma dosyasını kapatmasını istemesi, müzakerelerde Tahran'ın güvenilirliğine ilişkin endişeleri artırdı.
Nükleer gerilim
İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, Tahran'ın nükleer tesislerinde UAEA’nın gözlem kameralarının yeniden çalıştırılmasına ilişkin şartlarını yineledi. Karşı taraf nükleer anlaşmada yer almadığı ve yükümlülüklerini yerine getirmediği sürece süresi dolmuş bir anlaşmayı uygulamaya devam etmek için hiçbir sebebin olmadığını söyleyen İslami, “Anlaşmadaki taahhütlerini uygulamadıkları ve asılsız suçlamalardan vazgeçmedikleri sürece kameralar yeniden çalışmaya başlamayacak” ifadelerini kullandı.
Washington'ın DMO'yu yabancı terör örgütleri listesinden çıkarma niyetinde olmadığını söyleyen Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby’nin açıklamalarını yorumlayan İslami, “DMO meselesi, müzakerelerdeki ana konu değil” dedi.
İran Atom Enerjisi Kurumu Sözcüsü Behruz Kemalvendi, Pazartesi gecesi bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, İran’ın yüzlerce gelişmiş santrifüje gaz pompalama sürecini başlattığını duyurmasından sadece iki gün sonra dolaylı müzakerelere dönüşle ilgili açıklama yapıldı. UAEA da dün üye ülkelere verdiği bir raporda, İran'ın Natanz Nükleer Tesisi’nde üç set altıncı nesil (IR6) santrifüj kurulumu yaptığını teyit ederken, ikinci nesil (IR2) altı set santrifüjü kurmayı planladığını belirtti. Raporda ayrıca İran'ın birinci nesil (IR1) iki set santrifüjle uranyum zenginleştirmeye başladığı kaydedildi.
İran haber ajansları, İslami'nin dünkü Bakanlar Kurulu toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlarken, yeni santrifüjlerin çalışmasının ABD Hazine Bakanlığı tarafından uygulanan yaptırımlara misilleme olduğunu söylediğini aktardı. İranlı yetkilinin sözleri, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın Pazartesi günü yaptığı açıklamaların benzeri niteliğindeydi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'a göre ABD’nin ‘İran petrolü ihracatıyla ilgili yasa dışı faaliyetlere yardımcı olan altı şirketi’ hedef alan yaptırımların duyurulmasından yaklaşık iki saat sonra İran, yeni santrifüjlerin çalıştırıldığını duyurdu.
Tahran'ın yüzlerce santrifüje gaz enjekte edilmesi talimatı verdiğini ve UAEA’nın bu konuda bilgilendirildiğini açıklayan Kemalvendi, bu adımın, ülkenin ihtiyaç seviyesi olan 190 bin SU’luk zenginleştirme seviyesine ulaşılması planı çerçevesinde atıldığını söyledi.
İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney, 2018 yılının Haziran ayında, İran Atom Enerjisi Kurumu'na 190 bin SU’luk zenginleştirme seviyesine çıkması talimatı verdi. İran’In 190 bin SU’luk zenginleştirme seviyesi, nükleer anlaşmada öngörülen seviyenin 30 katı.
İranlı üst düzey üç yetkili, geçtiğimiz ay içerisinde Tahran'ın nükleer bomba yapma teknik kabiliyetine sahip olduğunu belirttikleri açıklamalarda bulundular. UAEA’nın geçtiğimiz Mayıs ayındaki tahminine göre İran, yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş 40 kilogramdan fazla uranyuma sahip. Uluslararası uzmanlara göre yüzde 60 oranında uranyum zenginleştirme, İran’ın nükleer silah endüstrisine girme çabasının yaklaşık yüzde 99'unu oluşturabilir.
Eurasia Group'tan analist Henry Rome, nükleer anlaşmanın bu yıl yeniden canlandırılmasının pek olası olmadığını düşünüyor. Bunun olması ihtimalini yüzde 35 olarak gören Rome, ne İran’ın ne de ABD’nin anlaşmanın sona ermesinden sorumlu olmak istediğinin altını çizdi.
Reuters’ın aktardığına göre Rome bir analizinde hem ABD hem de İran, sonunda anlaşmanın çökmesini bekliyor gibi görünseler de bir anlaşmaya ulaşma olasılığını korumalarında güçlü bir çıkarlarının olduğunu vurguladı.
Rome, değerlendirmesinde şunları kaydetti:
“ABD için, anlaşma planına ilgi göstermeye devam etmek, Tahran üzerindeki artan diplomatik ve ekonomik baskıya yönelik karmaşık ve maliyetli geçişi geciktiriyor. İran için ise devam eden diplomatik çabalar her ne kadar beyhude olsa da iç piyasalarını güçlendiriyor, artan uluslararası baskıyı sarsıyor ve ona nükleer programında ilerleme kaydetmeye devam etmesini için bir kalkan sağlıyor.”
Nükleer anlaşma müzakereleri devam edecek ama Washington'da beklentiler düşük
Şarku'l Avsat'a konuşan Avrupalı üst düzey bir kaynak: Yeni müzakere turunun amacı, Borrell’in önerisinin tartışılması, yeni fikirler önerilmeyecek.
Nükleer anlaşma müzakereleri devam edecek ama Washington'da beklentiler düşük
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة