NATO, Vilnius Zirvesi öncesinde Türkiye’nin İsveç’in katılım talebini onaylamasını istiyor

Stockholm, Ankara’nın taleplerinin yerine getirildiğini açıkladı.

Cumhurbaşlkanı Erdoğan, Haziran 2022’de Madrid’de düzenlenen NATO zirvesinde konuşma yaptı. (AP)
Cumhurbaşlkanı Erdoğan, Haziran 2022’de Madrid’de düzenlenen NATO zirvesinde konuşma yaptı. (AP)
TT

NATO, Vilnius Zirvesi öncesinde Türkiye’nin İsveç’in katılım talebini onaylamasını istiyor

Cumhurbaşlkanı Erdoğan, Haziran 2022’de Madrid’de düzenlenen NATO zirvesinde konuşma yaptı. (AP)
Cumhurbaşlkanı Erdoğan, Haziran 2022’de Madrid’de düzenlenen NATO zirvesinde konuşma yaptı. (AP)

Türkiye ile Batı arasındaki görüşmelerde, özellikle gelecek temmuz ayında Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta yapılacak Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) zirvesinin yaklaşmasıyla, İsveç’in NATO’ya üyelik konusu, gündemin ilk sırasına yerleşti.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 1 Haziran’da Oslo’da başlayan NATO dışişleri bakanları gayrı resmi toplantısına katılmadı. Ankara’daki diplomatik kaynaklar bunun, yeni Türkiye meclisinin ilk oturumları ve hükümetin kurulması için yapılan hazırlıklarla meşgul olmasından kaynaklandığını aktardı. Çavuşoğlu, Antalya’da iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nden (AK Parti) milletvekili seçildi.

Beklenen ziyaret

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İsveç’in üyelik konusunu görüşmek üzere Ankara’ya yakın tarihte bir ziyarette bulunacağını belirterek, Erdoğan’ı seçimleri kazandığı için tebrik etmek amacıyla telefonla aradığını söyledi. NATO dışişleri bakanları toplantısı öncesinde yaptığı açıklamalarda şunları söyledi:

“Yakın zamanda Ankara’ya gideceğim. Ancak kesin tarih henüz belirlenmedi. Mesajım; İsveç’in NATO’ya üyeliğinin İsveç için iyi olduğu kadar İskandinav ülkeleri, Baltık bölgesi ve aynı zamanda tüm NATO ve tabii ki Türkiye ve diğer müttefikler için de iyi olduğudur.

NATO Genel Sekreteri, Erdoğan ile görüşmesinde İsveç’in Terörle Mücadele Yasası’nı çıkardığını ve yürürlüğe girdiğini vurgulayacağını belirttiği açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Bu yasalar aslında bir fark yaratıyor. İsveç’in şimdi, örneğin sadece Türkiye’nin değil Avrupa Birliği (AB) ve diğer birçoğunun da değerlendirmesine göre terör örgütü olan PKK da dahil olmak üzere, terörle mücadeleyi hızlandırmak için yeni adımlar attığını gösteriyor.”

Fotoğraf Altı: NATO Genel Sekreteri bugün Oslo’da ittifakın dışişleri bakanlarına hitaben konuşma yaptı. (AP)
NATO Genel Sekreteri bugün Oslo’da ittifakın dışişleri bakanlarına hitaben konuşma yaptı. (AP)

“Bu nedenle, hem İsveç’te 1 Haziran’da yürürlüğe giren daha güçlü yasaları hem de İsveç ile Türkiye arasındaki işbirliğinin güçlenmiş olmasını memnuniyetle karşılıyorum” diyen Jens Stoltenberg, bunun aynı zamanda İsveç’in Madrid’de imzalanan bu Üçlü Muhtıra’dan kaynaklanan yükümlülüklerini de yerine getirdiğinin kanıtı olacağını vurguladı. Stoltenberg açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Unutmamak gerekir ki Türkiye’nin bazı meşru güvenlik kaygıları vardır. Çünkü hiçbir müttefik, Türkiye kadar terör saldırısına uğramamıştır. Bu nedenle terörün her türlüsüne karşı Türkiye ile birlikte çalışmamız önemlidir.”

Üçlü mutabakat zaptı

Üçlü mutabakat zaptı kapsamında Türkiye, İsveç ve Finlandiya, İskandinav ülkelerinin Ekim 2019’dan bu yana Türkiye’ye uyguladığı silah ambargosunu kaldırması konusunda anlaştı. Ambargo, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki operasyonları,, ayrıca PKK’dan arananların iadesi ve PKK’nın iki ülkedeki faaliyetlerini sınırlandırmak amacıyla düzenlediği Barış Pınarı Harekâtı nedeniyle uygulanıyordu.

Fotoğraf Altı: Oslo bugün NATO dışişleri bakanları toplantısına ev sahipliği yaptı. (EPA)
Oslo bugün NATO dışişleri bakanları toplantısına ev sahipliği yaptı. (EPA)

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström, ülkesinin NATO’ya katılım için tüm şartları yerine getirdiğini belirterek, Türkiye ve Macaristan’ı üyelik talebini onaylamaya çağırdı. Billström, Oslo’daki NATO dışişleri bakanları toplantısının başında, ülkesinin 1 Haziran’da yürürlüğe giren yeni terör yasası da dahil olmak üzere geçen yıl Madrid zirvesinde verdiği tüm taahhütleri yerine getirdiğini ifade etti. İsveç’te yürürlüğe giren yasanın Finlandiya’nın onayladığı yasaya benzer olduğunu ve Ankara’nın taleplerini de karşılayacağını vurguladı.

Türk kaynakları, Türkiye’nin PKK’dan aranan kişilerin iadesine yönelik somut adımlara tanık olması ve ABD Kongre üyelerinin de ABD’den F-16 savaş uçakları temin etme talebini onaylaması halinde İsveç’in katılım talebini onaylamasının mümkün olduğunu dile getirdi.



Dibeybe, Ankara'da uçağı düşen Libya Genelkurmay Başkanı Al-Haddad’ın hayatını kaybettiğini açıkladı

Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Al-Haddad (Türkiye Savunma Bakanlığı)
Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Al-Haddad (Türkiye Savunma Bakanlığı)
TT

Dibeybe, Ankara'da uçağı düşen Libya Genelkurmay Başkanı Al-Haddad’ın hayatını kaybettiğini açıkladı

Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Al-Haddad (Türkiye Savunma Bakanlığı)
Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Al-Haddad (Türkiye Savunma Bakanlığı)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdülhamid Dibeybe, Salı akşamı yaptığı açıklamada, Libya Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed Ali Ahmed el-Haddad’ın, Ankara üzerinde uçağıyla irtibatın kesilmesinin ardından hayatını kaybettiğini duyurdu.

Dibeybe, Haddad’la birlikte seyahat eden isimlerin de kazada hayatını kaybettiğini açıkladı. Hayatını kaybedenler arasında Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Feturi Garibel, Askerî Sanayi Kurumu Başkanı Tuğgeneral Mahmud el-Katiyui, Genelkurmay Başkanlığı Danışmanı Muhammed el-Asavi Diyab ile Basın Ofisi fotoğrafçısı Muhammed Ömer Ahmed Mahcub bulunuyor. Açıklamada, söz konusu kişilerin Ankara’dan Trablus’a dönüş sırasında, resmî görevden dönerken meydana gelen kazada yaşamlarını yitirdiği belirtildi.

Dibeybe, “Bu büyük kayıp, vatanımız, askerî kurumlarımız ve tüm Libya halkı için derin bir acıdır. Ülkemize sadakat ve özveriyle hizmet eden, disiplin ve sorumluluklarıyla örnek olan isimleri kaybettik” dedi.

Öte yandan, Türkiye İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, bugün (Salı) yaptığı açıklamada, Libya Genelkurmay Başkanı’nı taşıyan uçakla Ankara’dan kalkışından kısa süre sonra irtibatın kesildiğini bildirmişti. Yerlikaya, X platformundan yaptığı paylaşımda, 9H-DFJ kuyruk numaralı Falcon 50 tipi özel uçağın, saat 20.10’da Ankara Esenboğa Havalimanı’ndan Trablus’a gitmek üzere havalandığını, saat 20.52’de ise uçakla bağlantının koptuğunu açıklamıştı.

Bakan Yerlikaya, Haymana çevresinden acil iniş talebi alındığını, ancak sonrasında uçakla temas kurulamadığını, uçakta beş kişinin bulunduğunu, bunlar arasında Libya Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı el-Haddad’ın da yer aldığını ifade etmişti. Daha sonra yapılan açıklamada ise uçağın enkazına ulaşıldığı bildirildi.

Görsel kaldırıldı.
Türkiye Savunma Bakanı Yaşar Güler, Dbeybe hükümetine bağlı güçlerin Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed el-Haddad ve heyet üyeleriyle birlikte, 23 Aralık 2025 tarihinde Ankara'da. (Türkiye Savunma Bakanlığı)

Libya basını, Devlet İletişim Bakanı’na dayandırdığı haberlerinde, “Türk makamlarından gelecek sonuçları bekliyoruz, güçlü ihtimalle uçak düştü” ifadelerine yer verdi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre, Türkiye Millî Savunma Bakanlığı hafta başında Libya Genelkurmay Başkanı’nın Ankara’ya bir ziyaret gerçekleştirdiğini ve Türk mevkidaşı ile bazı üst düzey askerî yetkililerle görüştüğünü duyurmuştu.

Olayın ardından Ankara hava sahasının geçici olarak trafiğe kapatıldığı, bölgede bir patlama sesi duyulduğu ve bazı televizyon kanallarının, uçağın kalkışından sonra havalimanı çevresinde meydana gelen şiddetli bir patlamaya ait görüntüleri yayımladığı bildirildi.

Aynı gün içerisinde, Türkiye Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler’in Libya Genelkurmay Başkanı el-Haddad’ı kabul ettiği, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu’nun da Kara Kuvvetleri Komutanı Metin Tokel’in katılımıyla el-Haddad’ı resmî törenle karşıladığı kaydedildi.


Türk Heyeti Şam’da: SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu masada

Şam’da bir araya gelen Ahmed Şara ve Hakan Fidan görüşmesinden bir kare  (Arşiv-Reuters)
Şam’da bir araya gelen Ahmed Şara ve Hakan Fidan görüşmesinden bir kare  (Arşiv-Reuters)
TT

Türk Heyeti Şam’da: SDG’nin Suriye ordusuna entegrasyonu masada

Şam’da bir araya gelen Ahmed Şara ve Hakan Fidan görüşmesinden bir kare  (Arşiv-Reuters)
Şam’da bir araya gelen Ahmed Şara ve Hakan Fidan görüşmesinden bir kare  (Arşiv-Reuters)

Dışişleri Bakanı Hakan  Fidan, Milli Savunma Bakanı  Yaşar Güler ve MİT Başkanı İnrahim Kalın, çalışma ziyareti için Suriye'nin başkenti Şam'a gitti. Heyetin gündeminde, iki ülke ilişkilerinin yanı sıra Şam yönetimi ile Kürtlerin öncülük ettiği YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) Suriye ordusuna entegrasyonu bulunuyor.

Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Savunma Bakanı Yaşar Güler’in gerçekleştireceği ziyarette, Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara ile görüşüleceği bildirildi. Görüşmede, 8 Aralık 2024’te Beşşar Esad yönetiminin devrilmesinin ardından yürütülen ilişkilerin genel seyrinin değerlendirileceği belirtildi.

Açıklamada, tarafların ayrıca Türkiye’nin ulusal güvenlik öncelikleriyle doğrudan bağlantılı olan ve 10 Mart’ta Şam ile SDG arasında imzalanan anlaşmanın uygulanmasındaki ilerlemeyi ele alacağı ifade edildi.

Dışişleri Bakanı Fidan geçen hafta SDG’ye yönelik açıklamasında, entegrasyon adımlarının yeniden ertelenmesinin “ülkenin ulusal birliğini tehdit edeceğini” söylemiş, anlaşmaya tarafların “sabırlarının tükendiği” mesajını vermişti.

Ankara’nın görüşmelerde ayrıca, İsrail saldırıları nedeniyle Suriye’nin güneyinde oluşan güvenlik risklerini ve Şam yönetiminin yakın zamanda DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyona katılımını da gündeme taşıması bekleniyor.

ABD, 13 Aralık’ta Suriye’nin Palmira kentinde düzenlenen ve iki Amerikan askeri ile bir tercümanın hayatını kaybettiği saldırıdan DEAŞ’ı sorumlu tutuyor.

Türk Dışişleri, Ankara-Şam temaslarının amacının, Suriye’de oluşabilecek güvenlik boşluklarını değerlendirmeye çalışan DEAŞ’ın geri dönüşünü engellemek olduğunu vurguladı.

Türkiye, 2016–2019 yılları arasında Suriye’nin kuzeyinde SDG ve DEAŞ’e karşı üç askeri operasyon gerçekleştirmişti. Ankara, SDG’nin sınır hattındaki varlığını ulusal güvenlik tehdidi olarak tanımlıyor.

Şam yönetimi ile SDG arasında 10 Mart’ta imzalanan anlaşma, SDG’ye bağlı askeri ve sivil kurumların yıl sonuna kadar ulusal yapıya entegre edilmesini öngörüyor. Ancak taraflar arasında yaşanan görüş ayrılıkları sürecin ilerlemesini yavaşlatmış durumda.

Suriye’nin kuzeydoğusunda geniş alanları kontrol eden SDG, yıllar içinde oluşturduğu yerel yönetim modeliyle bölgedeki ekonomik, askeri ve idari kurumları denetliyor. Bölge, ülkenin en büyük petrol ve gaz sahalarını da barındırıyor.


Fidan: SDG İsrail'den cesaret alıyor, Esed rejimine karşı hiçbir zaman harekete geçmedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
TT

Fidan: SDG İsrail'den cesaret alıyor, Esed rejimine karşı hiçbir zaman harekete geçmedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan (Reuters)

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan dün yaptığı açıklamada, Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) cesaretini İsrail'den aldığını belirterek, devrik Cumhurbaşkanı Beşşar Esed rejimine karşı muhalefetle hiçbir zaman birlikte hareket etmediklerini kaydetti.

Suriye'nin güneyinde yaşananlar hakkında Fidan şu ifadeleri kullandı: “Özellikle Güney meselesi fevkalade önemli. Şu anda bizim belki en büyük risk alanımız o. Güney'deki sıkıntı tek başına çok fazla büyük risk oluşturduğu için değil. O da yönetilebilir bir konu. İsrail'in ona müdahil olmasından dolayı ortaya çıkan bir risk alanı var. Bu risk alanını çok iyi yönetmek gerekiyor. Çünkü daha büyük riskleri de beraberinde getirebilir. "

PKK'nın silahsızlanma sürecinin "Türkiye tarafından çok şeffaf ve çok iyi bir şekilde" yönetildiğini  vurgulayan Fidan “Ancak örgütün ne yapmayı planladığı konusunda henüz bir kelime bile duymadık” dedi.

Türkiye Savunma Bakanlığı sözcüsü Zeki Aktürk cuma günü yaptığı açıklamada, bazı ülkelerin SDG'yi silahsızlanmayı reddetmeye ve Suriye ordusuna entegre olmamaya teşvik ettiğini belirterek, ülkesinin Suriye'de askeri bir operasyon başlatma niyetinde olmadığını söyledi.

Ankara'da düzenlenen basın toplantısında konuşan sözcü, "SDG'nin zaman kazanma girişimleri boşuna ve Suriye ordusuna entegre olmaktan başka seçenekleri yok" diyerek, SDG’nin faaliyetlerinin Suriye'de istikrar ve güvenliğin sağlanmasına yönelik çabalara zarar verdiğinin altını çizdi.

Sözcü, Türk ordusunun Suriye'de askeri bir operasyona hazırlandığı iddialarını yalanlayarak, Türk ordusunun son hareketlerinin "rutin birlik rotasyonlarının" parçası olduğunu belirtti.

Sözcü, Türkiye'nin daha önce SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonunu istediğini ifade ettiğini ve SDG'nin hareketlerinin ve Suriye ordusunun faaliyetlerinin izlenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, 10 Mart'ta SDG lideri Mazlum Abdi ile Suriye'nin kuzeydoğusundaki sivil ve askeri kurumları entegre etme konusunda bir anlaşma imzaladı, ancak bu anlaşma henüz uygulanmadı.