Belucistan Kurtuluş Ordusu, Pakistan’ın Gwadar şehrinde Çinli mühendisleri taşıyan konvoya saldırdı

Pakistan askerleri, Peşaver’deki bir caminin yakınında gerçekleşen saldırının ardından teyakkuza geçti (EPA)
Pakistan askerleri, Peşaver’deki bir caminin yakınında gerçekleşen saldırının ardından teyakkuza geçti (EPA)
TT

Belucistan Kurtuluş Ordusu, Pakistan’ın Gwadar şehrinde Çinli mühendisleri taşıyan konvoya saldırdı

Pakistan askerleri, Peşaver’deki bir caminin yakınında gerçekleşen saldırının ardından teyakkuza geçti (EPA)
Pakistan askerleri, Peşaver’deki bir caminin yakınında gerçekleşen saldırının ardından teyakkuza geçti (EPA)

Belucistan Kurtuluş Ordusu, Pakistan’ın güneybatısında bulunan ve Pekin tarafından finanse edilen Gwadar Limanı’na giden Çinli mühendisleri taşıyan bir konvoya saldırdıklarını bildirdi.

Beluci ayrılıkçı gruplar, geçmişte Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC) projesiyle bağlantılı çalışmalara yönelik saldırıları üstlenmiş, Çin’in çıkarlarına yönelik tehditlere karşı koymak için binlerce güvenlik personeli görevlendirilmişti.

Ayrılıkçı grup tarafından yapılan açıklamada, “Belucistan Kurtuluş Ordusu’na bağlı Mecid Tugayı, bugün Gwadar’da Çinli mühendislerden oluşan bir konvoyu hedef aldı. Saldırı hala devam ediyor” denildi.

Güvenlik kaynakları, Çinli mühendisleri taşıyan bir konvoya yönelik bir saldırıyı doğruladı, ancak herhangi resmi açıklama gelmedi.

Bununla birlikte, senatör ve eyalet hükümetinin eski İçişleri Bakanı Sarfaraz Ahmed Bugti, sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) üzerinden yaptığı açıklamada, saldırıda hiçbir Çin vatandaşının ölmediğini bildirdi.

Bugti açıklamasında, “Gwadar’da Çinli işçi konvoyuna düzenlenen menfur terör saldırısını şiddetle kınıyorum. Çok şükür herhangi bir can kaybı yaşanmadı ancak pusunun püskürtüldüğü ve saldırganların öldürüldüğü yönünde haberler var” diye yazdı.

Pakistan Devlet Radyosu, ordunun halkla ilişkiler kanadına atıfta bulunarak, durumun kontrol altında olduğunu duyurdu.

Radyoda yer alan açıklamada, “Gwadar'da güvenlik güçleri ile teröristler arasında çıkan çatışmada bir terörist öldü, üç kişi de yaralandı” denildi.



Fransa'nın Riyad Büyükelçisi Şarku’l Avsat’a konuştu: İsrail ve İran arasında askeri müdahale çözüm değil

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
TT

Fransa'nın Riyad Büyükelçisi Şarku’l Avsat’a konuştu: İsrail ve İran arasında askeri müdahale çözüm değil

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi Patrick Maisonnave, Fransa'nın askeri müdahalenin İran'ın nükleer programı sorununu çözeceğine inanmadığını belirtti. Büyükelçi, “Bunun etkisiz olduğunu düşünüyoruz. Askeri müdahale, İran'ın nükleer bilgisini tamamen ortadan kaldıramaz ya da gömülü veya konuşlandırılmış nükleer tesislerin tamamen yok edilmesini garanti edemez” dedi.

Şarku’l Avsat’ın sorularını yanıtlayan Büyükelçi, İran rejimini dışarıdan değiştirmeye çalışmanın tehlikesine dikkat çekerek, bunun terör tehdidi ve göç krizlerinin yanı sıra devletin çöküşü, iç savaş, istikrarsızlık ve bölgesel çatışmalar gibi ciddi sonuçlar doğuracağına inandığını, bu durumun Körfez bölgesinin güvenlik ve istikrarını etkileyeceğini ve etkisinin Avrupa'ya kadar uzanacağını söyledi.

Büyükelçi Maisonnave, “Askeri müdahale, kabiliyetlerin ve malzemelerin dağılmasına ve dolayısıyla nükleer silahların yayılması riskine yol açabilir. Suudi Arabistan ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üye ülkeleri arasındaki ortaklarımızın da bildiği gibi bu durum, Körfez suları da dâhil olmak üzere her türlü radyolojik riski beraberinde getirir. Askeri müdahale ayrıca, bölgesel istikrar ve bölgedeki ortak ve müttefiklerimizin güvenliği, özellikle de Hürmüz Boğazı bölgesi, ABD üslerine ve enerji altyapısına yönelik saldırılar açısından büyük riskler teşkil etmektedir” ifadelerini kullandı.

Maisonnave sözlerini şöyle sürdürdü: “Diplomatik bir çözümün en uygun çözüm olduğuna inanıyorum. Bunun zenginleştirme kapasitesi gibi kritik teknik konularda, uluslararası destekle doğrulanabilir ve kalıcı bir anlaşmaya varma imkânı sunduğuna inanıyoruz. Aynı zamanda askeri gerilimle bağlantılı olan yayılma, radyolojik riskler ve bölgesel istikrarsızlık gibi ciddi riskleri de önler.”

Fransız büyükelçi, diplomatik bir çözümün güçlü bir doğrulama mekanizmasına sahip bir anlaşmayla sonuçlanması gerektiğini vurguladı. Bu anlaşma, ilk olarak ‘zenginleştirme kapasitesinin’ teknik yönleriyle, ikinci olarak sürdürülebilirlikle ve üçüncü olarak da tam uluslararası destek ve doğrulanabilirlikle, özellikle de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) önceden haber vermeksizin istediği zaman tesisleri denetleyebilmesiyle ilgili güçlü unsurlar içermelidir.

Maisonnave, “Bu seçenek krizden çıkmanın en iyi yoludur. Fransa'nın geçmişte seçtiği ve bizim de kalıcı ve barışçıl bir çözüm için en iyi yol olarak gördüğümüz yol budur” şeklinde konuştu.

Maisonnave aynı zamanda İran'ın nükleer programının, bölgesel istikrar üzerindeki potansiyel yansımaları göz önüne alındığında, Fransa ve Avrupa'nın yanı sıra KİK bölgesinin güvenlik çıkarları için de ciddi bir tehdit oluşturduğuna inanıyor. Maisonnave'ye göre bu endişe, UAEA’nın yıllardır programın barışçıl niteliğini tam olarak garanti edememesi nedeniyle daha da artmakta. Fransa ve diğer Avrupa ülkeleri, İran'ın nükleer programının tamamen sivil amaçlar için tasarlanmamış olmasından büyük endişe duyuyor.