Cezayir devlet radyosu: Fransa, Nijer'i vurmak için Cezayir hava sahasını kullanmak istedihttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/4503101-cezayir-devlet-radyosu-fransa-nijeri-vurmak-i%C3%A7in-cezayir-hava-sahas%C4%B1n%C4%B1
Cezayir devlet radyosu: Fransa, Nijer'i vurmak için Cezayir hava sahasını kullanmak istedi
Fransa'nın Nijer'de konuşlu 1500 askeri bulunuyor (Reuters)
Cezayir devlet radyosu, Fransa'nın Nijer'de bir askeri operasyon yürütmek için ülkenin hava sahasını kullanmak istediğini ancak bu talebin reddedildiğini duyurdu.
Haberde, Fransa yönetiminin geçen ay Nijer'de yönetime el koyan askeri cuntanın tutuklu Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum'u serbest bırakmaması durumunda başkent Niamey'i vurmayı planladığı iddia edildi.
Haberde Cezayir'den ret yanıtı alan Fransa'nın askeri uçaklarını hava sahasından geçirmek için Fas yönetimiyle iletişime geçtiği öne sürüldü.
Fransa Dışişleri Bakanlığı iddiayı yalanlarken, Batı Afrika ülkesine yönelik herhangi bir silahlı müdahale niyetinin bulunmadığı ifade edildi.
Reuters'a konuşan Fransa ordusundan bir kaynaksa, "Fransa ordusu Cezayir hava sahasında uçmak için talepte bulunulduğu iddialarını reddediyor" diye konuştu.
Fransa'dan gelen yalanlamaya karşın, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) pazartesi bir açıklama yapmış ve Bazum'un göreve dönmesi için yürütülen diplomatik çabaların başarısız olması durumuna karşı Nijer'e askeri müdahale tarihinin belirlendiğini duyurmuştu.
Benin, Senegal, Fildişi Sahili ve Nijerya gibi bölge ülkeleri ECOWAS'ın müdahale kararına destek çıkarak Nijer'e asker göndereceklerini belirtmişti.
Önceki haftalarda Cezayir Devlet Başkanı Abdülmecid Tebboune, ülkesinin komşularına karşı güç kullanmayacağını belirterek Nijer'e yönelik bir askeri müdahelenin tüm Sahel bölgesinde istikrarsızlığı artırabileceği uyarısında bulunmuştu.
Bölgede yaşanan gelişmelerle ilgili Washington Post'a konuşan Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü Sahel Proje Müdürü Fahiraman Rodrigue Kone, bölge ülkelerinin peş peşe gelen darbeleri bir tehdit olarak gördüğünü söyledi.
Kone, "Nijer'deki darbe alışılmadık olsa da, bunun diğer Batı Afrika ülkeleri tarafından da paylaşılan bir sosyoekonomik bağlamda gerçekleştiğini unutmamalıyız. Bu ülkelerde de geniş kitleler yoksulluk içinde ve iyi yönetimden mahrum şekilde yaşıyor. Darbe riski her zaman var ve bu liderler bunun kendi ülkelerinde de yaşanmasından korkuyor" diye konuştu.
Bölgede geçen yıllarda askeri darbelerin yaşandığı Mali, Burkina Faso ve Gine'nin ECOWAS üyelikleri askıya alınmıştı. Bu ülkeler, bir müdahale durumunda Nijer'e askeri destek vereceklerini açıklamıştı.
Nijer'deki cunta yönetiminin lideri Abdurrahman Tchiani ise, geçen haftasonu ülkedeki sivil yönetimin üç yıl içinde yeniden tesis edileceğini duyurmuştu.
Suriye Sahil Olayları Ulusal Soruşturma ve Gerçekleri Araştırma Komitesi, ihlallere karışan 298 şüpheliyi tespit ettihttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5167488-suriye-sahil-olaylar%C4%B1-ulusal-soru%C5%9Fturma-ve-ger%C3%A7ekleri-ara%C5%9Ft%C4%B1rma-komitesi
Suriye Sahil Olayları Ulusal Soruşturma ve Gerçekleri Araştırma Komitesi, ihlallere karışan 298 şüpheliyi tespit etti
Suriye Sahil Olayları Ulusal Soruşturma ve Gerçekleri Araştırma Komitesi Sözcüsü Yaser el-Ferhan (Reuters)
Suriye Sahil Olayları Ulusal Soruşturma ve Gerçekleri Araştırma Komitesi bugün yaptığı açıklamada, şiddet eylemlerine karışan 298 kişinin kimliğini tespit ettiğini ve bin 426 Alevinin ölümüyle sonuçlanan ‘ağır ihlalleri’ doğruladığını belirtti.
Şarku’l Avsat’ın Suriye resmi haber ajansı SANA’dan aktardığına göre, Komite Sözcüsü Yaser el-Ferhan bugün düzenlediği basın toplantısında, komitenin öldürülen bin 426 kişinin isimlerini doğruladığını, bunlardan 90'ının kadın olduğunu, geri kalanların ise siviller ve yerleşim yerleri kuran eski askeri personel olduğunu bildirdi.
Ferhan, komitenin açık kaynaklardan, mezar kayıtlarında veya görgü tanıklarının ifadelerinde yer almadığı için doğrulamadığı ek ölü sayıları öğrendiğini söyledi. Komite ayrıca, bazıları sivil, bazıları da hükümet güçleri mensubu olan 20 kayıp kişi hakkında da bilgi aldı.
Ferhan, komitenin, dijital delillerin incelenmesi, resmi ve sivil makamlarla yapılan görüşmeler ve yazışmalar da dahil olmak üzere çeşitli yollarla faillerin tespitine odaklandığını ifade etti.
Komitenin ihlallere karıştığından şüphelenilen 298 kişinin kimliğini tespit ettiğini ifade eden Ferhan, Sahil Olayları Ulusal Soruşturma ve Gerçekleri Araştırma Komitesi’nin Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera'nın sivillerin korunması ve yasalara uyulmasına odaklanan bir dizi tedbir ve talimatına dikkat çektiğini kaydetti.
Ferhan, “Komite, görevini yerine getirirken genel izleme, bilgi toplama ve soruşturma yöntemlerine dayandı. Bu çalışmalar, yetki alanı çerçevesinde mekânsal olarak Lazkiye, Tartus ve Hama illerinde; zamansal olarak ise mart ayı başında meydana gelen olaylar ve sonrasını kapsayacak şekilde yürütüldü. Ayrıca, olayların meydana gelmesine yol açan koşul ve etkenleri araştırmak, sivillerin maruz kaldığı ihlalleri ve kamu kurumlarına, güvenlik ve ordu mensuplarına yönelik saldırıları soruşturmak, her bir olayın sorumlularını belirlemek ve suçluluğu kanıtlananları yargıya sevk etmek de komitenin çalışma kapsamına dâhildi” ifadelerini kullandı.
Lazkiye'deki bir güvenlik görevlisi (Arşiv – Reuters)
Ferhan, komitenin Suriyelilerle doğrudan ve medya aracılığıyla şeffaf bir şekilde iletişim kurduğunu, çeşitli sivil ve toplumsal taraflarla, meslek birliklerinin temsilcileriyle, elitlerden, eşraftan ve ileri gelenlerden birçok şahsiyetle çok sayıda ve faydalı toplantılar gerçekleştirdiğini açıkladı.
Komitenin raporunu tamamladığını ve eş-Şera'ya teslim ettiğini belirten Ferhan, güney bölgesindeki olayların raporun tesliminin açıklanmasını geciktirdiğini ifade etti.
Komitenin 33 bölgeyi ziyaret ettiğini, olay yerlerini incelediğini, mezarlıkları ve çoklu defin alanlarını denetlediğini ve gözlemlerini muhtarlar, din adamları ve çok sayıda aile temsilcisinin huzurunda anlattığını belirten Ferhan, komitenin her bir kasabada onlarca şahsiyetle çeşitli toplantılar düzenlediğini de belirtti.
Ferhan, komitenin ayrı oturumlarda aile üyelerinin tanıklıklarını dinlediğini ve 452'si cinayet, 486'sı silahlı soygun, hırsızlık, ev ve dükkanların yakılması veya işkenceyle ilgili olmak üzere 938 ifade aldığını söyledi.
Ferhan, ifadelerin yazıya dökülmesinde komitenin, etkilenen Alevi toplumundan yedi uzman hukuk asistanından ve er-Rusafa'daki duruşmalara katılan kurbanların ailelerinden üç kadından yardım aldığını bildirdi.
Ferhan ayrıca, komitenin resmî kurumlardaki görevlilerden 23 brifing ve açıklama dinlediğini, tutuklanan şüphelilerin sorgulandığını ve yargıya sevk edilmeleri için gerekli tedbirleri aldığını kaydetti.
Komite, Birleşmiş Milletler’deki (BM) ilgili uluslararası taraflarla yoğun istişarelerde bulunduğunu açıkladı. Bu kapsamda, BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı, BM Uluslararası Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonu Başkanı, BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisi, BM Suriye Özel Temsilciliği Ofisi, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve Uluslararası Af Örgütü ile üst düzey toplantılar gerçekleştirdi. Komite, bu toplantılarda, soruşturmalarda mümkün olan en iyi yöntem, standart ve prosedürlerin nasıl benimsenebileceğini tartıştı.
Ferhan, “Geçtiğimiz 6 Mart’ta rejim kalıntıları geniş çaplı saldırılar düzenledi. Ağır, orta ve hafif silahlarla ordu ve genel güvenlik merkezlerini, kontrol noktalarını ve devriyeleri hedef aldılar, ana yolları kestiler. Komitenin ulaştığı bilgilere göre, Lazkiye, Tartus ve Hama illerinde iç güvenlik güçleri ve orduya mensup 238 genç öldürüldü” ifadelerini kullandı.
Ferhan sözlerine şöyle devam etti: “Bunların bazıları, silahlarını bırakmalarına rağmen öldürüldü; bazıları ise yaralı halde tedavi görürken öldürüldü; diğerleri ise esirken infaz edildi. Rejim kalıntıları, ölenlerin bir kısmını toplu mezara gömdü. Ayrıca kamu yollarını ve hastaneleri hedef aldılar, altı hastaneyi hizmet dışı bıraktılar ve komitenin kaydını tutamadığı bazı Sünni sivilleri öldürdüler.”
Kurbanların ailelerinden, bölge halkından ve kamu çalışanlarından alınan ifadeler, gözaltındaki kişilerin sorgu tutanakları, dijital kanıtların incelenmesi ve diğer delil ve bulgular doğrultusunda komite, yasa dışı silahlı isyancı gruplara (rejim kalıntıları) katıldığı düşünülen 265 potansiyel şüphelinin ismine ulaştı. Bu kişilerin ağır suçlar ve ciddi insan hakları ihlallerine karıştığına dair makul gerekçelerin bulunduğu belirtildi.
Ferhan, “Bu olaylar sırasında ve sonrasında rejim kalıntıları bazı şehir, kasaba, köy ve yolları tamamen ya da kısmen ele geçirdi. Geriye kalan devlet kurumlarını kuşatarak Suriye’nin sahil bölgesini geri kalanından ayırmayı hedeflediler. Amaçları, eğitimli ve birbirine bağlı gruplar tarafından dikey ve yatay örgütsel bir yapıyla planlanan, finanse edilen ve uygulamaya konulan bir Alevi devleti kurmaktı” şeklinde konuştu.
Suriye kıyılarında yer alan Tartus ve Lazkiye, mart ayında devrik lider Beşşar Esed'e bağlı gruplar ile ülkenin yeni yönetimine bağlı güvenlik güçlerinin saldırılarına sahne oldu. Gruplar yaptıkları açıklamada, Suriye'yi mevcut yönetimden ‘kurtarmak’ istediklerini duyurdu. İki taraf arasında çıkan çatışmalarda her iki taraftan da yüzlerce kişi öldü ve yaralandı.