Suudi Arabistan Savunma Bakanı, bölgedeki gerginlik nedeniyle Washington'u ziyaret etti

Suudi Arabistanlı stratejik araştırmacı Ahmed el-Karni, Gazze savaşından sonra "sahnenin Riyad lehine değiştiğini" söyledi

Suudi Arabistan Savunma Bakanı ABD'li mevkidaşı ile önceki görüşmesinde (Suudi Bakanın resmi "X" hesabı)
Suudi Arabistan Savunma Bakanı ABD'li mevkidaşı ile önceki görüşmesinde (Suudi Bakanın resmi "X" hesabı)
TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı, bölgedeki gerginlik nedeniyle Washington'u ziyaret etti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı ABD'li mevkidaşı ile önceki görüşmesinde (Suudi Bakanın resmi "X" hesabı)
Suudi Arabistan Savunma Bakanı ABD'li mevkidaşı ile önceki görüşmesinde (Suudi Bakanın resmi "X" hesabı)

Mustafa Ensari 

Bölgede devam eden savaşa yönelik Suudi hareketliliği, siyasi, diplomatik ve askeri olmak üzere her düzeyde artışa tanık oldu.

Suudi Arabistan 7 Ekim saldırılarının zaten hararetli olan bölgede aşırı gerginlik ve şiddete yol açmaması beklentisiyle harekete geçti.

Bu saldırılar öncesinde Riyad'ın öncülüğünde bölgede sükunet ve uzlaşma sağlanmıştı. 

Bu bağlamda kaynaklar, ABD'de yayın yapan Axios haber sitesinin üç bilgili kaynaktan alıntı yaparak Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'ın bugün (30 Ekim Pazartesi) ABD yönetiminden üst düzey yetkililerle görüşmek üzere Washington'u ziyaret edeceğini Independent Arabia'ya doğruladı.

Kaynaklar, ziyaretin uzun zaman önce planlandığını ancak İsrail'in Gazze savaşının ikinci aşamasına denk geldiğini aktardı.

İsrail kara kuvvetleri Filistin İslami Direniş Hareketi'nin (Hamas) savaşçılarına karşı operasyonlar yürütürken, Suudi Arabistan, Tel Aviv'in "yerin altındaki ve üstündeki düşmanı yok etme" taahhüdünü kınadı.

Uluslararası topluma, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararının uygulanması için İsrail'e baskı yapılması çağrısında bulunan Riyad, Gazze Şeridi'ne insani yardım ulaştırmanın ve Filistin halkına uluslararası koruma sağlamanın yanı sıra bu hafta, "çatışmaların sona ermesine yol açacak acil ve kalıcı bir insani ateşkes" çağrısında bulundu. 

Arap Birliği'nin BM'ye sunduğu "Gazze'de kalıcı insani ateşkes çağrısı" ile ilgili karar tasarısı Filistin için uluslararası bir çığlığı temsil etti.

Karar tasarısı  lehine 121 oy verilirken; 14 üye karşı karara çıktı, 45 üye ise çekimser kaldı.

Axios haberinde, Suudi Arabistan Savunma Bakanı'nın ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Savunma Bakanı Lloyd Austin, Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ve bazı senatörlerle görüşmesinin beklendiği belirtildi.

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi, Reuters'in olası ziyaretle ilgili sorusuna yanıt olarak, bunu doğrulayacak hiçbir şeyin olmadığını söyledi.

İsrail'e yönelik eleştiriler arttı

Suudilerle beklenen toplantı öncesinde Beyaz Saray, Filistinli sivilleri koruma isteğini ifade ederek İsrail'e karşı tavrını yükseltti.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jack Sullivan, Pazar günü CNN'e yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Yönetim İsraillilerle sivillerin korunması konusunda konuştu ancak Hamas sivilleri rehin aldı ve sivillerin arasına top yerleştirdi. Ama bu bir mazeret değil ve siviller korunmalı. Sivilleri korumak için her türlü adımı atmak İsraillilerin görevi. Biden da Netanyahu ile bu konuyu konuşacak.

Bu bağlamda Biden'ın, "Netanyahu'nun Batı Şeria'daki Araplara saldıran yerleşimcileri kontrol etme sorumluluğu var ve biz de orada hesap verebilirlik bekliyoruz" açıklaması, Amerikan resmi söyleminin dilinde önemli bir değişiklik olarak okundu.

ABD Başkanı Joe Biden ve Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, geçen salı günü, İsrail ile Hamas arasındaki çatışmanın genişlemesini engellemeye yönelik çabaları tartıştılar.

Suudi Arabistan, İsrail'in şiddetli bombardımanına maruz kalan Gazze'de "sivillerin hedef alınmasını ve uluslararası hukukun açıkça ihlal edilmesini" kınayan Arap ülkelerinden biri.

Barış yolunu yeniden inşa etmek

Biden, Hamas savaşçılarının 7 Ekim'de İsrail'e yönelik saldırısının, İsrail ile Suudi Arabistan arasında olası bir ilişkinin kurulmasını bozmayı amaçladığını söyledi.

Bu saldırıların ardından, Riyad bu düzeydeki görüşmeleri askıya aldı ve gerilimin artmasından İsrail'i sorumlu tuttu.

Suudi Arabistan, "Filistin halkının topraklarına yönelik devam eden işgal, Filistinlilerin meşru haklarından mahrum bırakılması ve kutsallarına karşı sistematik provokasyonların tekrarlanması" konusunda uyardı.

Suudi Arabistanlı stratejik araştırmacı Ahmed el-Karni, ziyaretin bir süredir planlanmış olmasına rağmen göz ardı edilemeyecek bir krizin ortasında gerçekleştiğini belirterek şunları söyledi:

Bu, ABD, İsrail ve Suudi Arabistan arasında bir anlaşmayla sonuçlanmak üzere olan müzakereler de dahil tüm bölgesel düzenlemeleri değiştiren bir olay. ABD, Suudi tutumundaki değişiklikten rahatsız. Riyad devam eden çatışmada, Filistinlilerin kazanımları da dahil olmak üzere gelecekte müzakerelerin yenilenmesi durumunda stratejik kazanımları yeniden konumlandırma ve pekiştirme fırsatını buldu. Çatışma Washington'un hesaplarını altüst etti ve Biden yönetimi, Krallığın tutumundaki değişimin boyutunu keşfetmeye çalışacak.

Son dönemde Gazze ve çevresinde yaşanan çatışma öncesinde hızla sakinleşmeye meyleden bölgede yeniden çatışma çemberinin genişlemesinin önlenmesine yönelik çabalar kapsamında Suudi Arabistan Savunma Bakanı, aralarında Fransız, İngiliz ve İtalyanların da bulunduğu uluslararası mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu.

Birkaç gün önce "X" platformundaki hesabından yayınladığı blog yazısında, İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps'ı kabul ettiğini belirten Prens Halid bin Selman açıklamasında, "Suudi-İngiliz stratejik ilişkilerini ve bunları askeri ve savunma alanında güçlendirmenin ve geliştirmenin yollarını gözden geçirdik. Gazze'deki durumun sakinleştirilmesinin gerekliliğini vurguladık" ifadelerine yer verdi.

Suudi Bakan, Fransa Savunma Bakanı Sébastien Lecornu ile yaptığı ayrı görüşmelerde, "bölgedeki durumu sakinleştirmeyi amaçlayan ortak koordinasyon" konusunu ele aldı.

İkilinin görüşmesinde "Askeri operasyonların durdurulması, sivillerin korunması, uluslararası insani hukuka bağlı kalınması ve barış yolunun yeniden tesis edilmesinin gerekliliği" vurgulandı.

Bu şekilde sahne Riyad lehine döndü

Aynı zamanda Suudi Arabistan Silahlı Kuvvetleri'nde eski üst düzey subay olan Karni, Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada Savunma Bakanı'nın gündeminin, Washington ile Riyad arasındaki ilişkilerin mevcut çatışmanın patlak vermesinden önce izlediği ana yolla bağlantılı olacağını belirtti.

Karni, "Ancak yeni değişkenlere göre, ulaşılabilecek olası normalleşme ve ABD'liler ile İsraillilerin beklediği tarihi anlaşma artık bir öncelik değil. ABD'liler ile İsraillilerin müzakerelerde marjinalleştirmeye çalıştığı Filistin meselesi de artık böyle" diye konuştu.

Karni, sözlerini şöyle sürdürdü:

Sahne değişti. Suudi Savunma Bakanı artık Krallığın Filistin meselesine gerçek bir çözüm talebi yönündeki argümanlarını destekleyen bir gerçekliğe sahip. Görünen Riyad hesabına herhangi bir normalleşme ve barışın ne şimdi ne de gelecekte verimli olmayacağı.

Bölge ülkeleri, İsrail'in Gazze Şeridi'ne kara harekatı başlatmasının ardından çatışmaların tırmanmasından korkuyor.

ABD de İran'a bağlı güçlere devam eden savaşı daha fazla kışkırtmak adına istismar etmemeleri konusunda uyarıyor.

Ancak Arap Birliği, diplomatik ve siyasi hamlesinde bunu önlemenin en önemli yolunun İsrail'in Gazze halkını zorla yerinden etmesini engellemek olduğunu ifade ediyor.

İran'la bile Suudi hattı

Washington, bölgeye kaydırdığı güçlerin savaş amaçlı değil, caydırıcılık amaçlı olduğunu ancak yine de geçtiğimiz günlerde Irak'taki güçlerinin hedef alınmasına tepki olarak Suriye'de Devrim Muhafızları güçlerine karşı hava saldırısı düzenlediğini açıkladı.

Ayrıca Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Farhan Al Saud, İranlı mevkidaşı Hüseyin Abdullahyan ile yaptığı telefon görüşmesinde, "Gazze Şeridi ve çevresindeki tehlikeli durumdaki gelişmeleri ve askeri operasyonların tırmanması karşısında uluslararası toplumun ateşkes sağlama ve sivilleri koruma rolünü oynamasının önemini" ele aldı.

Görüşmede "bölgedeki ve dünyadaki tüm aktif güçlerin yer aldığı bir Suudi yardım hattı çerçevesinde, İsrail'e baskı yapmak için uluslararası ivme oluşturma" konusu da yer aldı.

Suudilerin ABD'nin Orta Doğu'daki Gazze ve diğer bölgelerdeki krizi ele alma biçiminden duyduğu memnuniyetsizliğe rağmen Riyad, bölgeyi şiddet döngüsünden kurtarmak için neler yapılabileceği konusunda hâlâ Washington ile iletişim hatlarını korumayı tercih ediyor.

ABD Senatosu'ndan bir heyetin 21 Ekim'de Riyad'ı ziyaret ederek, Savunma Bakanı da dahil buradaki yetkililerle görüştüğü, ancak Beyaz Saray üzerindeki baskıların yoğunlaşmasının henüz Gazze'deki ihlallerin sona ermesi yönünde netlik kazanmadığı ifade edildi. Suudi gazeteleri bu sabah kara operasyonu ile gerilimi tırmandırmayı "İsrail'in BM yönetimine meydan okuması" olarak gördü.

Independent Arabia - Independent Türkçe 



Suudi Arabistan, Fortune Global Forum'da niteliksel atılımlarını sergiliyor... Krallık: ‘Fırsatlar Ülkesi’

Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Fortune Global Forum'un açılışında konuşma yaptı. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Fortune Global Forum'un açılışında konuşma yaptı. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
TT

Suudi Arabistan, Fortune Global Forum'da niteliksel atılımlarını sergiliyor... Krallık: ‘Fırsatlar Ülkesi’

Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Fortune Global Forum'un açılışında konuşma yaptı. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Fortune Global Forum'un açılışında konuşma yaptı. (Fotoğraf: Turki el-Akili)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği Danışmanı ve Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Krallığın bugün bir fırsatlar ülkesi haline geldiğini belirterek, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 çerçevesinde çeşitli alanlarda kaydettiği niteliksel atılımları vurguladı.

26-27 Ekim tarihlerinde ilk kez Riyad'da düzenlenen Fortune Global Forum'un açılış konuşmasında er-Reşid, kadınların işgücü piyasasına katılımının yüzde 37'ye ulaşarak 2030 için belirlenen hedefi aştığını açıkladı. Öte yandan, turizm sektörü geçen yıl 100 milyon ziyaretçi hedefi açıklanmışken, 120 milyon ziyaretçiyi ağırladı.

Er-Reşid, yaklaşık 8 milyonluk nüfusu ile dünyanın en büyük 50 şehir ekonomisi arasında yer alan Riyad şehrinin, Suudilerin hırsını ve zorlu bir ortamda inşa etme yeteneğini somutlaştırdığını belirtti. Er-Reşid, “Başarılar, Suudi halkını karakterize eden hırs, sabır ve sınırsız iyimserlik sayesinde elde edildi” ifadesini kullandı.

Er-Reşid, Vizyon 2030'un uygulanmasının tüm sektörleri kapsayan kesin performans göstergelerine dayandığını belirtti. Suudi Arabistan’ın, çeşitli bölgelerdeki erkek ve kadınların ortak çabalarıyla, küresel yetenekleri çekerek ve uluslararası ortaklıkları güçlendirerek binden fazla girişim başlattığını ve bunların yüzde 85'inin plana göre ilerlediğini kaydetti.

Suudi Arabistan’ın iş birliği ve yatırımı artırmak için dünyaya kollarını açtığını vurgulayan er-Reşid, konuşmasını şu ifadelerle tamamladı: “Buradayız, hazırız. Yeteneklerimizi artıracak ve bilgimizi derinleştirecek yeni ortaklıklar kurmayı sabırsızlıkla bekliyoruz.”

Fortune Global Forum, yapay zekâ alanındaki tarihi gelişmeler, jeopolitik gerilimler ve değişen ticaret politikalarının küresel pazarlar ve tedarik zincirleri üzerindeki etkisi dahil olmak üzere, küresel ekonomideki büyük değişikliklerin arkasındaki itici güçleri tartışıyor. Ayrıca, ekonomilerin stratejilerini enerji bağımlılığından finansal liderliği güçlendirmeye doğru yeniden yönlendirdiği, kamu-özel sektör ortaklıkları için yeni fırsatlar yarattığı ve iş ve yatırım alanlarında küresel iş birliğinin haritasını yeniden çizdiği Körfez bölgesindeki dönüşümleri de vurguluyor.


İsrail ordusu Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti

İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)
TT

İsrail ordusu Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti

İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)

İsrail ordusu bugün Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti. İsrail ile Hamas arasındaki savaşın başlamasından yaklaşık iki yıl sonra İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin en büyük şehrini kontrol altına almaya hazırlanıyor.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee'nin X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, “Bugün saat 10:00'dan itibaren geçerli olacak askeri faaliyetler için yerel ve geçici ateşkes, tehlikeli savaş bölgesi olarak kabul edilen Gazze şehri bölgesini kapsamamaktadır” denildi.

Söz konusu ateşkes, yardım dağıtımını kolaylaştırmak için belirli bölgelerde günlük olarak uygulanan ateşkesi ifade ediyor.

İsrail ordusu geçtiğimiz temmuz sonunda, ‘Birleşmiş Milletler (BM) konvoylarının ve sivil toplum kuruluşlarının güvenli geçişini sağlamak’ amacıyla Gazze şehri ve kuşatma altında bulunan ve tahrip edilmiş Filistin topraklarının diğer bölgelerinde askeri faaliyetlerin ‘günlük olarak askıya alınacağını’ duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre İsrail ordusu bugün, ‘Gazze Şeridi'ndeki terör örgütlerine karşı kara manevraları ve saldırı faaliyetlerini sürdürürken, Gazze Şeridi'ndeki insani yardım çabalarını da desteklemeye devam edeceğini’ belirtti.

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü ise bugün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nde 33 kişinin öldürüldüğünü bildirdi.

İsrail'e savaşı sona erdirmesi için uluslararası ve ulusal baskıların artmasına rağmen, ordu dün, güçlerinin Gazze Şeridi genelinde ‘operasyonlarına devam ettiğini’ duyurdu.

İsrail hükümetinin ağustos ayı başında Gazze şehrini kontrol altına alma planını onaylamasının ardından, Gazze şehri sakinlerinin tahliyesinin ‘kaçınılmaz’ olduğu ifade edildi.


Suudi Arabistan, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırısını kınadı ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne desteğini yineledi

Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)
Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)
TT

Suudi Arabistan, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırısını kınadı ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne desteğini yineledi

Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)
Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)

Suudi Arabistan, İsrail'in Suriye topraklarındaki devam eden ihlallerini güçlü bir şekilde kınadığını ifade ederek, bunları Suriye'nin içişlerine ‘açık bir müdahale’ ve Suriye'nin egemenliğinin ve 1974 yılında imzalanan Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması da dahil olmak üzere uluslararası hukukun açık bir ihlali olarak nitelendirdi.

Suudi Arabistan'ın resmi tutumu, Süveyda vilayetinde son dönemde yaşanan gelişmeler ve buna bağlı olarak İsrail'in Suriye topraklarındaki gerginliği artırması üzerine Dışişleri Bakanlığı tarafından bugün yayınlanan bir açıklamada ortaya kondu.

Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenlik ve istikrarı sağlamak, sivil barışı korumak ve devletin ve kurumlarının tüm Suriye toprakları üzerindeki egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi.

Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, Suudi Arabistan'ın Suriye'yi bölmeye yönelik her türlü ayrılıkçı çağrı veya girişimi kategorik olarak reddettiği vurgulanarak, Suriye halkının tüm bileşenlerine diyalog ve mantığa öncelik vermeleri ve birleşik ve güvenli bir Suriye inşa etmek için birlikte çalışmaları çağrısında bulunuldu.

Suudi Arabistan ayrıca, uluslararası topluma İsrail'in tekrarlanan ihlallerine karşı ciddi ve kararlı bir tutum sergilemesi ve Suriye'nin egemenliğini yeniden tesis etme ve topraklarının tamamında güvenliği sağlama çabalarına destek olması çağrısını yineledi.