Venezuela-Guyana ihtilafı: Sebep petrol mü siyaset mi?

Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, Venezuela-Guyana ihtilafını çözüme kavuşturmayı başarabilecek mi?

Venezuela’nın Esequibo bölgesini ilhakını öneren referandum sırasında başkent Karakas sandık merkezinde görevli bir Bolivarcı Milis Gücü üyesi, 3 Aralık (AFP)
Venezuela’nın Esequibo bölgesini ilhakını öneren referandum sırasında başkent Karakas sandık merkezinde görevli bir Bolivarcı Milis Gücü üyesi, 3 Aralık (AFP)
TT

Venezuela-Guyana ihtilafı: Sebep petrol mü siyaset mi?

Venezuela’nın Esequibo bölgesini ilhakını öneren referandum sırasında başkent Karakas sandık merkezinde görevli bir Bolivarcı Milis Gücü üyesi, 3 Aralık (AFP)
Venezuela’nın Esequibo bölgesini ilhakını öneren referandum sırasında başkent Karakas sandık merkezinde görevli bir Bolivarcı Milis Gücü üyesi, 3 Aralık (AFP)

Paul Eşkar

Venezuela’nın eski Devlet Başkanı Hugo Chavez, 2004 yılında Guyana’ya yaptığı ziyarette, akıl hocası Fidel Castro’nun tavsiyesiyle bölge sakinlerine, onlarca hatta yüzlerce yıldır tartışılan Esequibo bölgesi toprakları üzerindeki ihtilafın artık bittiğini ve aslında yüzyıllar önce tarihe karıştığını söyleyerek güvence verdi. Ancak ihtilaf bugün yeniden gündeme geldi. Peki bunun sebebi ve açık bir savaşa dönüşme olasılığı nedir?

Bolivar ve Guyana’nın İngilizlere geçmesi

Güney Amerika haritasının üst kuzeyinde yer alan Guyana ya da resmi adıyla Guyana Kooperatif Cumhuriyeti, Brezilya, Venezuela ve Surinam ile sınırları olan küçük bir ülkedir. Amazon Havzası'nda bulunan Guyana’nın ismi Hintçede ‘nehirlerin bolluğu nedeniyle su kaynaklarıyla dolu toprak’ anlamına geliyor. Geçmiş yüzyıllardaki sömürgecilik tarihinin bir özeti niteliğindeki çeşitli bölge ve ülkelere bölünen Guyana bölgesinin bir parçasıdır. Guyana bölgesinin diğer ülkeleri arasında eski İspanyol sömürgesi Venezuela, eski Portekiz sömürgesi Brezilya'nın Roraima eyaleti, eski Hollanda sömürgesi olan 1970’li yılların ortalarında bağımsızlığını kazanan Surinam ve eski Fransız sömürgesi Cayenne (Fransız Guyanası) yer alıyor. Eski bir İngiliz sömürgesi olan Guyana ise 1960'lı yılların ortalarında bağımsızlığını kazandı.

Esequibo bölgesinin 10 Aralık'ta havadan çekilen görüntüsü
Esequibo bölgesinin 10 Aralık'ta havadan çekilen görüntüsü

Yüzölçümü (214 bin kilometrekare) bakımından Güney Amerika'nın üçüncü, nüfus (yaklaşık 800 bin kişi) bakımından ise ikinci en küçük ülkesi olan Guyana, Güney Amerika'da İngilizce konuşulan tek ülkedir. Bundan dolayı kültürel olarak en azından Jamaika ve diğerleri gibi İngilizce konuşan Karayip ülkelerine daha yakındır. Guyana topraklarında birçok yerli kabile yaşıyordu. Buraya gelen ilk Batılı sömürgeciler, 7. yüzyılın başlarında gelen Hollandalılardı. Hollandalılar 18. yüzyılın sonlarında burayı İngilizlere bıraktılar.  

Bugün Guyana’da yaşayan en büyük topluluk Hint kökenli. Onları, nüfusun yaklaşık üçte birini temsil eden Zenci topluluğu takip ediyor.

İngilizler, ekonomisi Afrika'dan getirilen kölelerin çalıştığı şeker tarlalarına dayanan Guyana’da 1834 yılında köleliğin kaldırılmasının ardından özellikle Hint kolonilerinden yeni işgücü getirmeye başladılar. Bu olgu, 19. yüzyılın başlarına kadar devam etti. Bu da bugün Guyana halkı içindeki en büyük topluluğun Hint kökenli olmasının (nüfusun yüzde 43'ü) ve onları nüfusun yaklaşık üçte birini oluşturan Zenci topluluğunun izlemesinin nedenini açıklıyor. Geleneksel olarak Hint kökenli Guyanalılar daha çok kırsal bölgelerde yaşarken, Afrikalılar genellikle kıyı bölgelerinde yaşıyor.

Guyana, Halkın Ulusal Kongresi (PNC) partisinden ayrılan Halkın İlerici Partisi/Sivil Toplumunun (PPP/C) yürüttüğü mücadelenin ardından 1960'lı yılların ortalarında bağımsızlığını kazandı. İki parti, her zaman hile karıştırılan seçimler yoluyla iktidara sahip oldular. Bu, ta ki 2020 yılında Hint kökenli Müslüman bir aileden gelen Irfaan Ali’nin uluslararası gözlemcilerin hileli olduğunu açıkladıkları sonuçların iptal edilmesi ve oyların yeniden sayılması için baskı yapması sonucunda cumhurbaşkanı olana kadar sürdü.

Venezuela sınırında arabalarda arama yapan Brezilya polisi, 8 Aralık (Reuters)
Venezuela sınırında arabalarda arama yapan Brezilya polisi, 8 Aralık (Reuters)

Venezula’nın 1824 yılında bağımsızlığını kazanmasından hemen sonra ‘kurtarıcı’ olarak bilinen Simon Bolivar İngilizlere yazdığı mektupta, Esequibo Nehri'nin batısındaki toprakları talep etmişti. Rus, İngiliz ve Amerikalı hakimlerin yer aldığı uluslararası tahkim tarafından bölge 1899 yılında İngiltere'ye verildi. Venezuela, o dönemde bu tahkimin kararını kabul etti. Zamanla ve bazı hakimlerin ifadeleriyle tahkimde hile yapıldığı ortaya çıktı. Guyana'nın 1966 yılında İngiltere’den bağımsızlığını kazanması öncesinde Cenevre'de İngiltere ile Venezuela arasında 1899 tarihli tahkim kararının iptal edilmesini öngören bir anlaşma imzalandı. Her iki taraf da ihtilafı çözecek geçiş müzakeresi için bir mekanizma kurulmasını istediler. Ancak dört yıl müzakere sürecinde hiçbir sonuç alınamadı. Venezuela bu ‘tartışmalı’ toprakları İspanyol sömürgesi sınırlarının mirasçısı olarak talep etmeye ve Cenevre’de yapılan anlaşmaya bağlı kalmaya devam ederken Guyana, İngiliz sömürgesinin mirasçısı olarak 1899 tarihli tahkim kararıyla ilgili bir oldu-bitti dayatmaya çalışıyor.

Guyana ‘tartışmalı’ bölgede petrol arama girişiminde bulunduğundan beri Venezuela ile arasında tansiyon daha da yükseldi.

Petrol savaşın omurgasıdır

Petrol devi ExxonMobil'ın 2015 yılında Esequibo Nehri çevresinde 160 bin kilometrekarelik bir alana sahip olan, Guyana’nın üçte ikisinden fazlasını oluşturan ve nüfusunun altıda birinden azının yaşadığı Esequibo bölgesinde geniş petrol yatakları olduğunu keşfetmesi anlaşmazlığı yeniden alevlendirmiş gibi görünüyor. Bundan bir ay önce de yeni petrol yatakları keşfedildi. Böylece küçük bir ülke olan Guyana, nüfusuna oranla en büyük petrol rezervlerine (11 milyar varil) sahip ülkeye dönüştü. Bu konum daha önce Kuveyt'e aitti. ExxonMobil, 63 arama projesi hayata geçirdi ve Guyana'nın günlük petrol üretimini 600 bin varile çıkardı. Ülkedeki petrol üretiminin 2027 sonuna kadar günlük 1 milyon 200 bin varile ulaşması bekleniyor. Venezuela ise 300 milyar varil ile dünyanın en büyük kanıtlanmış petrol rezervine sahip. Ancak Venezuela’nın petrol endüstrisi, ABD'nin uyguladığı yaptırımların yanı sıra, ülkedeki yolsuzluk ve kötü yönetim nedeniyle şu an büyük bir krizden geçiyor. Venezuela’nın petrol üretimi son on yıl içinde günlük 3 milyon varilden 400 bin varilin altına düşerken şu an günlük yaklaşık 750 bin varil olduğu tahmin edilen üretim kapasitesi yavaş yavaş yeniden artıyor.

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun 7 Aralık'ta başkent Karakas'ta resmi bir etkinliğe katılımı sırasında çekilmiş bir fotoğraf (EPA)
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun 7 Aralık'ta başkent Karakas'ta resmi bir etkinliğe katılımı sırasında çekilmiş bir fotoğraf (EPA)

Her iki ülkenin de şu an içinde bulundukları durumlara bir göz atalım. Guyana dünyanın en fakir ülkelerinden biriydi. Ülke 1980'li yılların sonlarında ekonomik olarak toparlanmaya başlarken, petrolün keşfinden bu yana büyüme oranlarında dünya rekorlarına imza attı ve atmaya devam ediyor. Bu yıl ki Gayri safi yurt içi hasılası (GSYİH) yüzde 38 civarında arttı. Öte yandan ekonomisi petrole bağımlı olan Venezuela’nın GSYİH’sının son 10 yılda yaklaşık yüzde 80 oranında azalması ve 2019 yılında enflasyonun yüzde 200 bine ulaşmasıyla tarihinin bilinen en derin krizine sürüklendi. Ülkedeki ekonomik kriz, yedi milyondan fazla vatandaşının başta Güney Amerika olmak üzere dünyanın dört bir yanına göç etmesine yol açtı. Devlet iflas etti. Şimdi ise dibi gördükten sonra kısmen ekonomisinin dolarizasyonundan dolayı mütevazı ve yavaş bir iyileşmenin başlarını yaşıyor.

Endişeler artıyor

Guyana’nın tartışmalı bölgelerde petrol arama girişiminden bu yana iki taraf arasında tansiyon yükseldi. Bu da içerideki durumu kötüleştirdi. Venezuela daha agresif tutumlar sergilemeye başladı ve 2013 yılından bu yana çeşitli güvenlik olaylarına imza attı. Bunun üzerine Guyana, Esequibo anlaşmazlığını 2018 yılında Uluslararası Adalet Divanı’na (ICJ) taşıdı. ICJ, geçtiğimiz nisan ayında Guyana sınırları içindeki Esequibo bölgesiyle ilgili sınır anlaşmazlığına ilişkin davanın ‘kabul edilebilirlik’ şartlarını sağladığına hükmetti. Venezuela, 5 Aralık’ta hak iddia ettiği Esequibo toprakları için referandum yaptı. Referandum, 1899 tarihli tahkim kararının ve ICJ’nin hükmünün reddedilmesiyle başlayıp, tartışmalı Esequibo topraklarının ilhakına ve bu topraklarda yaşayanlara vatandaşlık verilmesine kadar uzanan beş soruyu kapsıyordu. Guyana, referandumun yapılmasını engellemek için Lahey’deki ICJ’ye başvurdu. Ancak ICJ, Venezuela'dan sahadaki mevcut durumu etkileyecek adımlar atmamasını istemekle yetindi.

Venezuela’nın Guyana Savunması Özel Komitesi Başkanı, 8 Aralık'ta başkent Karakas'ta Esequibo topraklarını da içeren yeni Venezuela haritasını tanıtırken (AFP)
Venezuela’nın Guyana Savunması Özel Komitesi Başkanı, 8 Aralık'ta başkent Karakas'ta Esequibo topraklarını da içeren yeni Venezuela haritasını tanıtırken (AFP)

Maduro’nun destekçileri ve muhalifleri de dahil olmak üzere Venezuelalıların sandık başına gitme oranları konusunda şüpheler olsa da referanduma yüzde 95'in üzerinde bir katılım gösterildi. Referandumdan iki gün sonra Maduro, petrol şirketlerinin söz konusu bölgede arama yapmalarını yasaklayan ve onlara boykot cezası kapsamında üç ay durma süresi tanıyan, dokuz maddelik bir eylem planı öngören kararnameyi imzaladı. Ayrıca bölgede yaşayanların sağlık ve eğitim sigortasını, kalkınma ve çevre projelerini de onaylayan Maduro, yeni bir askeri tümen kurarak Esequibo’ya bitişik bölgede konuşlandırdı.

Öte yandan ‘bekasını’ tehdit altında gören Guyana, ordusunu seferber ederken, ABD ile ortak askeri tatbikatlar yapacağını duyurdu. ABD’nin Guyana topraklarında askeri üsler kurması da dahil olmak üzere her türlü imkânın bulunduğunu da belirtti. Bunun üzerine iki taraf arasında gerilim yükseldi ve her biri diğerini ‘pervasızca provokasyonlar yapmakla’ suçladı.

Ukrayna’daki savaşı ve Gazze’deki savaşı durdurma girişimlerinde başarılı olamayan Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, Guyana'da başarısız olamaz.

Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva’nın uzlaşı girişimi

Bazı analistler, Esequibo ihtilafını dünya, ABD öncülüğündeki Batı ülkeleri ekseni ile Küresel Güney olarak bilinen bölgenin yöneldiği Rusya-Çin ekseni arasında bölünmüşken yeni dünya düzenini, Ukrayna-Rusya savaşı, hatta şiddetin boyutunun her şeyin ötesine geçtiği İsrail-Hamas arasındaki soykırım savaşı modelinde yeniden şekillendiren çatışmaların bir yenisi olarak görmekte vakit kaybetmediler. Ancak özellikle Chavezcilerin ‘devrimci’ deyiminin misafirperverliğiyle genellikle kendi sesi yüksek çıkan, ancak aynı yükseklikte bir savaşın yaşanmadığı Güney Amerika'da olduğumuzu unuttular. Bunun yanında Çin'in iki ülkedeki petrol projelerinde çıkarları ve katılımı olduğunu da unutmuş gibiler. Bu sözlü tartışma doruk noktasına ulaşmışken, anlaşmazlığın iki ülkenin dışişleri bakanları arasında çarşamba günü, yani referandum sonrasında bir telefon görüşmesi gerçekleştirmeleri ve iletişim kanallarının açık kalması konusunda anlaşmaları dikkati çekti.

Bu konuda ne Ukrayna'daki savaşı ne de Gazze'ye yönelik soykırım savaşını durdurma çabalarında başarılı olamayan Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva’nın Guyana'da başarısız olamayacak olmasını güvence olarak gösterebiliriz. Lula, iki ülke arasındaki gerginliğe hemen müdahale ederek Dubai'den yaptığı açıklamada ‘Güney Amerika'da savaş istemediğini’ söyledi. Lula’ya göre mesele, bir askeri çatışmanın çıkması olasılığından ziyade durumu çıkmaza sürükleyecek hesaplanmamış bir adım. Öte yandan Venezuela ve Guyana arasındaki zorlu doğa şartları nedeniyle Karakas’ın herhangi bir askeri hareketinin kaçınılmaz olarak Brezilya topraklarından geçmesi gerektiğinin farkında olduğundan sınırlardaki askeri konuşlanma ve gözetleme düzeyini artırdı. Lula, hiç vakit kaybetmeden Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ve Guyanan Devlet Başkanı Irfaan Ali ile görüşerek ‘anahtar’ kelime olan ‘tek taraflı’ eylemleri reddettiğini vurguladı. Aynı ifadeyi tüm Güney Amerika ülkeleri için ortak bir bildiriye de dahil etti. Bildiride Maduro'nun müttefiki olarak kabul edilen Rusya'nın tutumuna da yer verdi.

Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva (AFP)
Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva (AFP)

Lula, şu anda Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu'na (CELAC) başkanlık eden küçük bir Karayip adası ülkesi olan Saint Vincent ve Grenadinler Devlet Başbakanı Ralph Gonsalves’e, her iki tarafla birlikte inisiyatif almasını, onları desteklemesini ve gerektiğinde toplantılara ev sahipliği yapma sözü vermesini önerdi. Bu öneri, Venezuela Devlet Başkanı Maduro ve Guyanan Devlet Başkanı Ali’nin perşembe günü Saint Vincent ve Grenadinler’in başkenti Kingstown'da gerçekleştirmeleri planlanan zirvenin önünü açtı.

Peki, mesele neden bu kadar abartılıyor? Referandum sonrasında konuşan Maduro, “Er ya da geç Guyana ve ExxonMobil yöneticileriyle karşı karşıya geleceğiz” dedi. Maduro, petrol için arama yapıldığını, bunu engelleyemeyeceğini, ruhsat dağıtamayacağını, komşusunu işgal edemeyeceğini, topraklarının yüzde 70'ini ilhak edemeyeceğini biliyor. Ancak bu sadece Maduro'nun şirketler için belirlediği üç aylık süre içinde durumu bozmayı ve anlaşmazlıkla ilişkilendirmeyi başarıncaya kadar askıya alınmış programlı bir savaştan ibaret. Eğer bunu başarırsa, Cenevre’deki anlaşma çerçevesinde Esequibo bölgesinin geleceğinin ve bölgede petrol arama şartlarının belirlenmesi için oturulacak müzakere masasında kendine yer edinebilir.

ABD Başkanı Joe Biden ve Maduro, içerideki bir çatışmanın ötesinde, kendi ‘siyasi’ ufukları doğrultusunda ilerliyorlar. Özellikle Biden’ın önünde gelecek yıl yapılması planlanan başkanlık seçimleri bulunuyor.

ICJ’ye başvurarak söz konusu anlaşmayı bozmaya çalışan Guyana ise başta ABD olmak üzere müttefikleri bir araya getiriyor ve Brezilya ile birlikte hareket ediyor. Çünkü bir askeri çatışmada -olmasa bile- şartların eşit olmadığının ve güç dengesinin müzakere aracılığıyla yolunu bulacağının farkında. Sadece üç bin askeri olan Guyana ordusu, Venezuela ordusunun asker sayısı ve teçhizatıyla karşılaştırılamayacak kadar küçük. Bunun yanında ABD’nin birkaç ay içinde Venezuela'ya yönelik yaptırımları hafifletme anlaşmasını yenileyeceğini de biliyor. Bunun da konumunu güçlendirmesi için kendisine yardımcı olacağına şüphe yok. Tüm bunlar, Guyana'nın çıkarlarını dikkate alan bölgesel denetim altında doğrudan müzakere veya Cenevre’de yapılan anlaşmanın içeriğiyle Venezuela'nın çıkarlarını bağdaştıracak ICJ kararı ya da her ikisinin birleşimi arasındaki oyunun sınırlarını oluşturuyor.

ABD Başkanı Joe Biden ve Maduro, içerideki bir çatışmanın ötesinde kendi ‘siyasi’ ufukları doğrultusunda ilerliyorlar. Özellikle Biden’ın önünde gelecek yıl yapılması planlanan başkanlık seçimleri bulunuyor. Planı savunmaya yönelik olduğundan, Maduro'nun arka bahçesinde kendisine enerji sağlama konusunda attığı hesapsız adımı açığa çıkaramaz. Bu durum, eski ABD Başkanı Donald Trump'ın ondan daha büyük bir teklif sunmasına neden olabilir. Bunun yanında askeri tatbikatlara katılırken Lula'dan anlaşmazlığı sona erdirecek önlemler almasını isteyebilir. Maduro açısından bu planın saldırgan olduğu şüphesiz. Tartışmalı bölgeler konusuyla ‘devrimci’ bir gündemden ziyade ulusal birliğe ilişkin bir meselede safları sıklaştırmayı başaran Maduro, muhalefetin bölünmesine ve kafa karışıklığına yol açtı. İktidara geldiğinden bu yana ülkedeki çeşitli taraflar ilk kez Maduro yönetimi etrafında birbiriyle yakınlaştı. Bu yüzden Madura, bir gelire dönüştürmeden bu ‘başarıdan’ asla vazgeçmeyecektir.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



Trump, Şi, Kim ve Putin'i ABD'ye karşı komplo kurmakla suçluyor

Şi, Kim ve Putin askeri geçit törenini izlemek için tarihi Tiananmen Kapısı'na geldi (AP)
Şi, Kim ve Putin askeri geçit törenini izlemek için tarihi Tiananmen Kapısı'na geldi (AP)
TT

Trump, Şi, Kim ve Putin'i ABD'ye karşı komplo kurmakla suçluyor

Şi, Kim ve Putin askeri geçit törenini izlemek için tarihi Tiananmen Kapısı'na geldi (AP)
Şi, Kim ve Putin askeri geçit törenini izlemek için tarihi Tiananmen Kapısı'na geldi (AP)

ABD Başkanı Donald Trump, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'i, Pekin'de II. Dünya Savaşı'nın sona ermesini anmak için düzenlenen büyük askeri geçit törenine katılan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile birlikte ülkesine karşı "komplo kurmakla" suçladı.

Cumhuriyetçi başkan, Truth Social sosyal medya platformundaki gönderisinde, “Başkan Şi ve Çin'in büyük halkına harika bir kutlama günü diliyorum.” Ardından alaycı bir şekilde ekledi: “Lütfen Vladimir Putin ve Kim Jong-un'a, Amerika Birleşik Devletleri'ne karşı komplo kurarken en içten selamlarımı iletin” ifadelerini kullandı.


İsrail, Gazze Şehri'ne saldırı hazırlığı için askeri güçlerini seferber ediyor

İsrail askerleri, Gazze Şeridi sınırına yakın güney İsrail'de konuşlu bir tank taretinin tepesinde duruyor (AFP)
İsrail askerleri, Gazze Şeridi sınırına yakın güney İsrail'de konuşlu bir tank taretinin tepesinde duruyor (AFP)
TT

İsrail, Gazze Şehri'ne saldırı hazırlığı için askeri güçlerini seferber ediyor

İsrail askerleri, Gazze Şeridi sınırına yakın güney İsrail'de konuşlu bir tank taretinin tepesinde duruyor (AFP)
İsrail askerleri, Gazze Şeridi sınırına yakın güney İsrail'de konuşlu bir tank taretinin tepesinde duruyor (AFP)

İsrail, Hamas'la yaklaşık iki yıldır süren savaşın ardından harap olan kuşatma altındaki Filistin topraklarının kuzeyindeki Gazze Şehri'ni ele geçirmeyi amaçlayan bir saldırıya hazırlık olarak yedek askerlerin çağrılara yanıt vermeye başlamasıyla, dün asker yığınağını yoğunlaştırdı.

Sivil Savunma, İsrail'in son günlerde Gazze Şehri'ne yönelik bombardımanını yoğunlaştırması nedeniyle dün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi genelinde İsrail ateşiyle en az 78 kişinin öldürüldüğünü bildirdi.

dı8o90
İsrail zırhlı personel taşıyıcısı, Gazze sınırının İsrail tarafında manevra yapıyor (Reuters)

Yahudi devleti, Birleşmiş Milletler'in geçen ay kıtlık ilan ettiği Gazze'deki savaşı sona erdirmek için artan uluslararası ve iç baskıya rağmen, Gazze Şeridi'nin en büyük şehrinin kontrolünü ele geçirme planını sürdürüyor.

Şarku’l Avsat’ın İsrail medyasından aktardığına göre ilk seferberlik dalgası kapsamında yaklaşık 40 bin yedek asker göreve çağrıldı.

Bir İsrailli askeri yetkili, operasyonların bir sonraki aşamasına yedeklerin değil, düzenli kuvvetlerin liderlik edeceğini söyledi.

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, dün yedek askerlere yaptığı konuşmada, "Operasyonumuzdaki saldırıların hızını artırıp yoğunlaştıracağız, bu yüzden sizi göreve çağırdık. İsrail Savunma Kuvvetleri kesin bir zaferden daha azını kabul etmeyecektir. Bu düşmanı yenene kadar savaşı durdurmayacağız" ifadelerini kullandı.

Tel Aviv'de, kendilerini “Kaçırılanlar için Askerler” olarak adlandıran bir grup vicdani retçi, yedek ve düzenli askerlere göreve gelmemeleri için çağrıda bulunan bir etkinlik düzenledi.

Yedek asker Max Krich, “Bu savaşta görev yapmış ve ülkemizin geleceğini önemseyen askerler olarak, bu savaşa katılmayı reddetmek bizim ulusal görevimizdir” dedi.

Krich, “Rehinelerin iadesi anlaşması pahasına düşmanlıkların devamını meşrulaştıran her türlü eylem, onlara ve İsrail halkına ihanettir” ifadesini kullandı.

sdfgthy
İsrail askerleri Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonlar sırasında M4 tüfekleri taşıyor (İsrail ordusunun web sitesi)

Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliği önünde Rehine Aileleri Forumu tarafından düzenlenen ayrı bir etkinlikte konuşmacılar, ABD başkanına, "rehineleri eve getirmek ve savaşı sona erdirmek için ABD destekli bir anlaşma sağlayarak tarih yazması" çağrısında bulundu.

Rehine Eitan Horn'un kız kardeşi Dalia Kuşner, "Bu fırsatı kaçırmayın. Nüfuzunuzu kullanın, bağlantılar kurun ve anlaşma imzalanana kadar herkesi odada tutun" dedi.

Bu çocukların suçu ne?

Gazze Sivil Savunma Sözcüsü Mahmud Basal, güncel ölü sayısına ilişkin yaptığı açıklamada, "İşgal güçlerinin sabahın erken saatlerinden bu yana Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanı sonucu 78 şehit nakledildi" dedi.

AFP’ye konuşan Basal, "Gazze Şehri'nin güneybatısındaki Tel el-Heva mahallesinin batısında, el-Af ailesine ait bir binanın en üst katını işgal uçaklarının vurması sonucu 13 kişinin hayatını kaybettiğini" belirtti.

Basal, "Gazze Şehri'nin doğusundaki el-Derac mahallesinde yeni bir katliamda, üçü çocuk ve ikisi kadın olmak üzere 11 şehit enkazdan çıkarıldı" dedi.

cdfgthy
Gazze'deki saldırılarda öldürülen arkadaşının cesedinin yanında ağlayan Filistinli bir çocuk (AFP)

Tel el-Heva mahallesindeki hava saldırısının ardından gelen görüntülerde, bir apartman binasında büyük hasar meydana geldiği, kurtarma ekipleri ve mahalle sakinlerinin enkaz altında kalanları aradığı ve bir çocuğun cesedine ulaşıldığı görülüyor.

Mahalle sakinlerinden Sena el-Dreimli, "Evlerimizde güvenle uyuyorduk. Bombalama ve yıkım sesleriyle uyandık, ancak tüm komşularımızın yaralandığını veya öldüğünü gördük. Hepsi cansız bedenler. Bu çocukların suçu ne? Bütün bunları hak etmek için ne yaptık?" ifadelerini kullandı.

Şifa Tıp Merkezi'nin dışında, bölge sakinleri İsrail saldırılarının kurbanlarına veda etmek için toplandılar. Kurbanların cesetleri morg dolaplarını ve morgun zeminini doldurmuştu.

İsrail ordusu AFP’nin yorum talebi üzerine, Gazze Şeridi'nin merkezindeki bir yardım dağıtım merkezinin yakınında açılan ateş sonucu 4 kişinin öldüğü yönündeki haberleri araştırdığını belirtti.

Ordu geçen hafta Gazze Şehri'ni "tehlikeli çatışma bölgesi" ilan etti ve boşaltılması gerektiğini vurguladı.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi, şehrin boşaltılmasını "imkansız" ve tahliye planlarını "uygulanamaz" olarak nitelendirdi.

İki milyondan fazla nüfusa sahip Gazze Şeridi'nin büyük çoğunluğu, savaş sırasında birkaç kez yer değiştirmek zorunda kaldı.

dfgthy
Filistinliler, dün sabah erken saatlerde Gazze'ye düzenlenen İsrail saldırılarının ardından sevdiklerinin cenazelerini taşıyor (DPA)

BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği sözcüsü Thameen Al-Kheetan, geçen ay el-Mevasi'deki Filistinlilerin “gıda, su, elektrik ve çadırlar dahil olmak üzere temel hizmet ve malzemelere çok az erişimi olduğunu veya hiç erişimi olmadığını” söyledi.

cdfgrtyu
Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırısında hayatını kaybeden yakınlarının cenaze töreni öncesinde Gazze'deki Şifa Hastanesi önünde (AFP)

Bu durum, kaçacak gücü veya maddi imkânı olmadığını söyleyen 60 yaşındaki Amal Abdel Aal'ı endişelendiriyor. Yakın zamanda Gazze'nin doğusundan batıdaki bir çadıra sığınan kadın, "Yerinden edilmenin ve savaşın etkisiyle fiziksel ve psikolojik olarak tükendik. Güneye yürüyerek gidemeyiz ve bizi oraya götürecek bir araba için bin dolarımız yok. Bizi, çadırımızı ve eşyalarımızı taşımak için en az iki araba lazım ama gidecek yerimiz ve oraya ulaşacak imkanımız yok” şeklinde konuşuyor.

Gazze Şehri'nin batısında harap bir apartmanda yaşayan 37 yaşındaki Halil El-Medhun şöyle diyor: "Kendimi çaresiz ve umutsuz hissediyorum. Gazze'deki durum her geçen gün kötüleşiyor. Çadır kuracak yer aramak için iki kez güneye gittim ama bulamadım. Merkez ve güney tamamen kalabalık. Haberleri takip ediyor ve bir mucize olmasını, Gazze'nin işgali yerine ateşkes ilan edilmesini bekliyoruz. Herkes korkuyor, sanki ölümün sıfır noktasını bekliyormuşuz gibi."

Birleşmiş Milletler, Gazze Valiliği ve şehrinin nüfusunun yaklaşık bir milyon olduğunu tahmin ediyor ve binlerce kişinin şehirden göç ettiğini belirtiyor.

Gazze Şeridi'nde felaket boyutundaki insani koşullar, bazıları İsrail'in yakın müttefiki olan Batılı ülkelerin, savaşın başlamasından yaklaşık 23 ay sonra tavırlarını değiştirmelerine yol açtı.

Çatışmaların sona ermesi yönündeki çağrılar artarken, birçok ülke bu ayın sonlarında Filistin Devleti'ni tanıma niyetlerini açıkladı.

Belçika da bu ülkelere katıldı ve Dışişleri Bakanı Maxime Prevost, ülkesinin "BM Genel Kurulu toplantıları sırasında Filistin Devleti'ni tanıyacağını ve İsrail hükümetine karşı sert yaptırımlar uygulanacağını" açıkladı.


Şi, Putin ve Kim'in katıldığı askerî geçit töreninde konuştu: Çin durdurulamaz

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile birlikte tarihi Tiananmen Kapısı'na gelerek askerî geçit törenini izledi. (AP)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile birlikte tarihi Tiananmen Kapısı'na gelerek askerî geçit törenini izledi. (AP)
TT

Şi, Putin ve Kim'in katıldığı askerî geçit töreninde konuştu: Çin durdurulamaz

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile birlikte tarihi Tiananmen Kapısı'na gelerek askerî geçit törenini izledi. (AP)
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile birlikte tarihi Tiananmen Kapısı'na gelerek askerî geçit törenini izledi. (AP)

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, bu sabah Pekin'de, İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinin 80’inci yıldönümü münasebetiyle düzenlenen büyük bir askerî geçit töreninin başlangıcında yaptığı konuşmada, ülkesinin ‘durdurulamayacağını’ ilan etti.

Televizyonda yayınlanan konuşmasında Şi, “Çin ulusunun yeniden canlanması durdurulamaz… İnsanlık için barış ve kalkınma gibi asil amaçlar kaçınılmaz olarak galip gelecektir” ifadelerini kullandı.

Şi, “Bugün insanlık bir kez daha barış mı savaş mı, diyalog mu çatışma mı arasında bir seçimle karşı karşıya” dedi.

sdfrgty
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rus mevkidaşı Vladimir Putin Pekin'de (EPA)

Çin Devlet Başkanı, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un da aralarında bulunduğu davetlilerle birlikte tarihi Tiananmen Kapısı'na gelerek askerî geçit törenini izledi.

Şi, Tiananmen Meydanı'na bakan kapının üzerindeki seyir platformuna çıkmadan önce kırmızı halıda her konukla tek tek tokalaştı.

Putin ve Kim, Şi ile birlikte platforma doğru yürüdüler, diğer katılımcılar ise koltuklarına otururken sıcak bir alkışla onları karşıladılar.

Üç lider, bazıları 100 yaşın üzerinde olan beş İkinci Dünya Savaşı gazisiyle tokalaşmak için durdular.

Çin'in askeri gücünü ve diplomatik etkisini sergilemek için tasarlanan geçit töreni, ABD Başkanı Donald Trump'ın gümrük vergileri ve tutarsız politikaları Washington'un müttefikleri ve düşmanlarıyla ilişkilerini gerginleştirirken gerçekleşti.

scdfrgt
Pekin'deki askerî geçit töreninden (EPA)

Şi, Tiananmen Meydanı'nda 50 binden fazla kişiye hitaben şunları söyledi: “Bugün insanlık, barış mı savaş mı, diyalog mu çatışma mı, kazan-kazan mı kaybet-kaybet mi arasında bir seçimle karşı karşıya. Çin halkı tarihin doğru tarafında kararlı bir şekilde durdu.”

Şi, üstü açık bir arabadan füzeler, tanklar ve insansız hava araçları (İHA) gibi gelişmiş askeri teçhizatı inceledi. Büyük pankartlar taşıyan helikopterler ve savaş uçakları, sembolizm ve propaganda dolu 70 dakikalık geçit töreni sırasında düzenli bir şekilde uçtu. Tören, 80 bin barış güvercini ve renkli balonun uçurulmasıyla sona erdi.

xsdfg
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Pekin'deki Büyük Halk Salonu'nda İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinin 80’inci yıldönümü münasebetiyle düzenlenen resepsiyonunda bir konuşma yaptı. (Reuters)

Eski lider Mao Zedong'un giydiğine benzer bir takım elbise giyen Şi, kırmızı halıda 20'den fazla ülkenin liderlerini karşıladı ve eşi Peng Liyuan'ın bir dizi lideri İngilizce selamlayarak “Tanıştığımıza memnun oldum” ve “Çin'e hoş geldiniz” dediği duyuldu.

cdsfgt
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-un ile birlikte tarihi Tiananmen Kapısı'na gelerek askerî geçit törenini izledi. (AP)

Geçit töreni başlarken Truth Social'da bir paylaşımda bulunan Trump, Çin'in Japonya'dan bağımsızlığını kazanmasında ABD'nin rolünü vurguladı.

Trump, “ABD'ye karşı komplo kurarken lütfen Vladimir Putin ve Kim Jong-un'a sıcak selamlarımı iletin” diye ekledi.

dfgrty
Çin'in siber güvenlik gücü üyeleri, Pekin'de İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinin 80’inci yıldönümü vesilesiyle düzenlenen askerî geçit töreninde yürüyüş yaptı. (Reuters)

Trump daha önce gazetecilere, askerî geçit törenini ABD'ye bir meydan okuma olarak görmediğini söylemiş ve Şi ile ‘çok iyi ilişkileri olduğunu’ vurgulamıştı. Japon hükümetinin üst düzey bir sözcüsü bugün geçit töreni hakkında yorum yapmaktan kaçınarak, Asya'nın en büyük iki ekonomisinin yapıcı ilişkiler içinde olduğunu ifade etti.

Yeni dünya düzeni vizyonu

Şi, İkinci Dünya Savaşı'nı, Japonya'nın aşağılayıcı işgalini yenerek ekonomik ve jeopolitik bir güç haline gelen Çin ulusunun büyük canlanışında önemli bir dönüm noktası olarak nitelendirdi. Bu hafta başında Şi, bölgesel güvenlik zirvesinde yeni bir dünya düzeni vizyonunu açıkladı ve ABD'yi dolaylı olarak eleştirerek ‘hegemonya ve güç politikasına’ karşı birlik çağrısında bulundu.

dfgty
Pekin'deki askerî geçit törenine katılan liderlerin hatıra fotoğrafı (EPA)

Atlantik Konseyi’nin Tayvan’daki Küresel Çin Merkezi'nde araştırmacı olan Win-Te Sung, “Şi, dengelerin değiştiğinden emin. Çin artık direksiyona geri döndü” dedi.

Analistler, Rusya ve Kuzey Kore'nin Haziran 2024'te imzaladığı anlaşma ve Pekin ile Pyongyang arasında benzer bir ittifakın ardından, üç liderin daha yakın savunma ilişkileri açıklayabileceği olasılığını takip ediyor. Böyle bir sonuç, Asya-Pasifik bölgesindeki askeri dengeleri değiştirebilir.

sdfrgt
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'un kız kardeşi Kim Yo-jong, Pekin'deki askerî geçit töreninin ardından Büyük Halk Salonu'nda düzenlenen resepsiyona katıldı. (AFP)

Kim, 66 yıldır Çin'in askerî geçit törenine katılan ilk Kuzey Kore lideri oldu.

Kuzey Kore lideri, Güney Kore istihbaratının olası halefi olarak gördüğü kızı Ju-ae ile birlikte Pekin'e gitti, ancak kızı askerî geçit töreninde onun yanında görünmedi.