Gazze'deki bomba gürültülerinin arasından ud sesi yükseliyor

Bir gençlik grubu, çocukları rahatlatmak amacıyla yerinden edilen Filistinlilerin yaşadığı kamplarda her gün konserler düzenliyor

Rua, çocukların acısını hafifletmek için onlara ud çalıp, konser veriyor (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Rua, çocukların acısını hafifletmek için onlara ud çalıp, konser veriyor (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
TT

Gazze'deki bomba gürültülerinin arasından ud sesi yükseliyor

Rua, çocukların acısını hafifletmek için onlara ud çalıp, konser veriyor (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Rua, çocukların acısını hafifletmek için onlara ud çalıp, konser veriyor (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

Gazze'nin sarı kum tepeleri arasında oturan Rua, ud çalarak Filistin şarkıları mırıldanıyor; etrafındaki çocukların duyabileceği şekilde sesini yavaş yavaş yükseltiyordu.

Yaylı müzik bütün çocukların ilgisini çekti ve hepsi onun etrafında toplanmaya başladı.

Rua'nın umduğu şey gerçekleşti; İsrail'in güvenli olduğunu öne sürdüğü bölgenin bir uzantısı olan Gazze Şeridi'nin en güneyindeki El Mavasi bölgesinden Refah iline kadar uzanan kısımda yerinden edilen çocuklar için özel bir müzik etkinliği düzenlemeyi planlamıştı.

Savaşa rağmen müzik

Rua, şöyle konuştu:

Çocukları nasıl toplayacağım konusunda kafam karıştı: çadırlarına gidip eğlenceye katılmalarını mı isteyeyim, dedim ama zaman uygun olmadığı için ebeveynler tarafından reddedileceğimi hissettim. Savaş halinde yaşadığımız ve her gün sevdiklerimizi, tanıdıklarımızı kaybettiğimiz için doğru zaman değildi. Aklıma yere oturup uda sarılıp çalmak geldi. Bu sahnenin, kaygılarını unutturacak her türlü etkinliğe hevesli çocuklar ve yetişkinler tarafından sevileceğinden emindim. Savaş boyunca denedim ve gerçekten de başardım.

Rua, sağ elinin parmaklarıyla içi boş müzik aletinin tellerini hareket ettiriyordu ve uçlarına gerilen tellerin arasındaki her geçişte, çocukların ezberlediği ve bildiği ünlü Arap ezgileri çalınıyordu ve bu onların hızla müzisyenin etrafında toplanmasına neden oluyordu.

Filistin şarkıları

Rua'nın çalmaya başladığı ilk müzik, Filistinli sanatçı Muhammad Assaf'ın "Alli el-Kufiya" şarkısının melodileriydi.

Ama kız sessiz kaldı ve tek kelime etmedi. Onu dinlemeyi seven çocuklar hızla ona yaklaştılar ve mırıldanmaya başladılar:

Alli kufiye alli ve lev leh fiyha…

Müzik karşısında çocuklar Gazze'de etraflarındaki patlama seslerini umursamıyor (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Müzik karşısında çocuklar Gazze'de etraflarındaki patlama seslerini umursamıyor (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

Çocuklar heyecanlandı, Rua da heyecanlandı ve udda daha çok ezgi çalmaya başladı, çocuklar da tellerin çıkardığı seslere uyum içinde alkışlamaya başladılar ve Süleyman birdenbire yerinden fırlayıp dabke yapmaya başladı ve çok sayıda küçük çocuk da kalktı ve dans etmek için dairesel bir çizgi oluşturdu.

Rua, savaşın baskın seslerinin, çocuklardan saklanamayan yıkım ve ölüm sahnelerinin onlarda kötü etki bıraktığını, psikolojik sağlıklarını etkilediğini, çaldığı müziğin çocuklara iyi bir ruh hali sağlamak için etraflarında olup biteni görmezden gelmeyi amaçlayan psikolojik bir ilk yardım niteliği taşıdığını düşünüyor.

Savaşı geçici olarak görmezden gelmek

Gerçekten de Rua, hafızası zayıf olan çocuklarda savaş durumunun geçici olarak unutulmasına neden olmayı başardı.

İsrail savaş uçakları, müzisyenin verdiği kısa konserin yakınına bomba attı ancak hiçbiri büyük patlama sesine aldırış etmedi, şarkı devam ederken alkışlamaya ve şarkı söylemeye devam ettiler.

Rua, dişlerinin göründüğü geniş bir gülümsemeyle "Ritmi duyuyoruz" dedi.

Sonra tekrar çalmaya başladı, müziğin ritmine göre başını sallıyordu ve çocuklar da onun yaptığını taklit ediyorlardı.

Rua ve arkadaşları çocuklara ud çalmayı öğretmeye çalışıyor (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Rua ve arkadaşları çocuklara ud çalmayı öğretmeye çalışıyor (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

Müzisyen, en azından araçla korku içinde yaşayan çocuklara yardım edebildiğini anlattı.

Müziğin onları rahatlatabildiğini ve psikolojilerini olumlu yönde değiştirebildiğini belirtti.

Rua, ud tınılarıyla ve güzel sesiyle şarkı söylemeye başladı:

Yurt dışına gidiyorsun ama ülken senin için daha iyi, korkarım ki gidip mülk sahibi olursun, başkalarıyla arkadaşlık edersin ve beni unutursun.

Rua, en az yaptığı konserin amacı kadar güzeldi.

Kurtarma çağrısı

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF) Gazzeli çocukları psikolojik felaketlerden kurtarmak amacıyla başlattığı insani yardım çağrısına yanıt veren Rua, her gün üç saatlik konser veriyor ve en fazla çocuğun olduğu birden fazla mülteci kampına gidiyor.

Hatta UNICEF sözcüsü James Elder, Gazze Şeridi'ni "çocuklar için dünyanın en tehlikeli yeri" olarak nitelendirerek, savaş nedeniyle her gün 120'ye yakın çocuğun öldürüldüğünü, çocukların tamamının ağır psikolojik rahatsızlıklar yaşadığını bildirdi.

Rua, hepsi ud kullanan on arkadaşıyla birlikte müzik çalarla rol değiştiriyor ve her birinin, çocukları mini konserde yaşamaya ve savaşı görmezden gelmeye motive edecek özel bir melodisi var.

Müzik dersi ve çalma deneyimi

Rua çalmayı bıraktı ve Malik udunu ondan aldı ve çocuklara müzik enstrümanını anlatmaya başladı, onlara nasıl çalınacağını öğretti ve çocukların onu kendi başına çalmayı denemeleri için ellerine verdi ve bu da çocukları teşvik etti.

Küçüklerin hepsi ud tutmayı denemek istedikleri için konsere katılmaya karar verdiler.

Malik şöyle konuştu:

Amaç çocuklara bu deneyimi yaşatmak ve onlara şarkı söylettirmek. Bu çok güzel bir şey, stresi azaltıyor. Konser bitse bile çocuklar ailelerinin yanına gidip onlara duyduklarını, yaşadıklarını anlatıyorlar, o konserin etkisi günler sürebiliyor ama kesinlikle yeterli değil.

Filistinli çocuklar, İsrail'in sürekli bombardımanı nedeniyle ağır psikolojik etkiler yaşıyor (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)
Filistinli çocuklar, İsrail'in sürekli bombardımanı nedeniyle ağır psikolojik etkiler yaşıyor (Meryem Ebu Dakka-Independent Arabia)

Malik, ud çalma mekanizmasını anlatmaya başladı ancak çocukların bu dersleri bir oturuşta anlamaları zor olduğundan kısa bir dersle yetindi.

Buna rağmen içlerinden biri udun taşınmasına yardım etti ve biraz ud çaldı.

Konserin arka planında İsrail keşif uçağı yüksek bir vızıltı sesi çıkarıyordu ancak ud tellerinin sesi, motor sesinden daha yüksekti.

Malik, elleriyle onlarca drone'un uçtuğu gökyüzünü işaret etti ve ekledi:

Dikkat edin, drone'un korkutucu sesine kimse dikkat etmiyor Hepsi uğultuyu görmezden gelip udun sesini duymak için dikkatle dinliyorlar. Ben de bunu yapmayı planlıyordum ve nitekim başardım.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Yeni Suriye: Geçici bir dönem mi yoksa siyasal İslam deneyimlerinden radikal bir kopuş mu?

Şam'da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan Suriyeliler (Reuters)
Şam'da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan Suriyeliler (Reuters)
TT

Yeni Suriye: Geçici bir dönem mi yoksa siyasal İslam deneyimlerinden radikal bir kopuş mu?

Şam'da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan Suriyeliler (Reuters)
Şam'da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan Suriyeliler (Reuters)

Ahmed Mahir

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera, kendisini Esed ailesinin uyguladığı acımasız diktatörlüğe ve yarım yüzyılı aşkın bir süredir iktidarlarına yönelik her türlü tehdidi bastıran merkezi siyasi sisteme karşı umut verici bir alternatif olarak sunuyor.

Ahmed eş-Şera’nın okumalarıyla sahadaki yönetimin gerçekliği arasında açık bir uçurum söz konusu. Bu uçurum son on yılda Ortadoğu'daki diğer İslamcı hareketlerin gerilemesine, başarısızlığına ve çöküşüne doğrudan katkıda bulundu.

Mısır, Tunus, Libya ve Fas gibi ülkelerde siyasal İslamcı hareketlerin faaliyet gösterdiği siyasi süreçler başlangıçta aldıkları ihtiyatlı desteğin ardından kamuoyunda meydana gelen geniş çaplı değişimlerden büyük ölçüde etkilenerek değişim yaşadı. Bu değişken ortam, bu ülkelerin yakın tarihi göz önüne alındığında, Ahmed eş-Şera’nın ya da başka herhangi bir İslamcı grubun, HTŞ’yi lağvetse bile, konumlarının istikrarını korumasını zorlaştırıyor.

fdvrgbt
Ahmed eş-Şera Şam'da askeri grupların liderleriyle bir araya geldi, 21 Aralık 2024 (AFP)

Peki Ahmed eş-Şera bu kez farklı olduğunu kanıtlayacak ve daha önce eşi ve benzeri görülmemiş bir siyasi dönüşümü gerçekleştirebilecek mi?

İslamcı camia içindeki bu çeşitlilik, İslam dinin ilkelerine göre yönetmenin ne anlama geldiğine dair çok sayıda gündem, strateji ve yoruma yol açıyor. Bu da yönetim şekli için bir uzlaşıya ya da ortak bir formüle ulaşmayı oldukça güç hal getiriyor.

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı habere göre Ahmed eş-Şera, 8 Aralık'tan bu yana basına ve medya kuruluşlarına verdiği röportajlarda ve yaptığı açıklamalarda laiklik ve din arasındaki sınırları bulanıklaştırmayı başardı. Böylece bir zamanlar El Kaide ve DEAŞ gibi bazı terörist grupların ideolojileriyle ilişkilendirilen İslamcı bir liderken şimdi seküler bir retorik kullanan ve önümüzdeki aylarda seküler politikalara yönelebilecek bir imaj çizerek dikkat çekici bir paradoksa yol açtı.

cdfvergt
Humus'taki Azize Meryem Ana Kilisesi'nde Noel ağacının önünde poz veren Suriyeli Hristiyanlar, 20 Aralık 2024 (AFP)

Ahmed eş-Şera’nın okumalarıyla sahadaki yönetimin gerçekliği arasında açık bir uçurum söz konusu. Bu uçurum son on yılda Ortadoğu'daki diğer İslamcı hareketlerin gerilemesine, başarısızlığına ve çöküşüne doğrudan katkıda bulundu.

Bu strateji, Esed rejimi tarafından toplu olarak travmatize edilen ve tek parti yönetimi modeli karşısında hayal kırıklığına uğrayan Suriyelilerin büyük bir kesimine hitap etmeyi amaçlıyor.

Suriye gibi çeşitli tarafları barındıran bir ülkede laiklik, dini ve mezhepsel aidiyetleri aşan bir ulusal kimliği korumanın bir yolu olarak görülebilir. Örneğin geçtiğimiz 18 Aralık’ta Şam'da düzenlenen bir gösteri sırasında silahlı bir HTŞ üyesi mikrofonu eline alarak mezhepçilik ve bölünme karşıtı bir konuşma yaptı. Konuşması kalabalık tarafından büyük alkış aldı.

Ancak, İslam tarihinden esinlenen bir model olarak Şeriat temelli yönetimden bahsetmeye başlar başlamaz, kalabalık ‘laiklik… laiklik’ ve ‘Dini yönetime hayır’ gibi sloganlar atarak seslerini yükseltti. Durumu kontrol altına almaya çalışan konuşmacı, Suriye'nin özgür ve kapsayıcı bir ülke olarak kalacağını vurgulayarak kalabalığı rahatlatmaya çalıştı.

Sosyal medyada hızla yayılan bu olaydaki protestocuların, bu İslami ideolojiyi ulusal birliğe ve kültürel değerlere yönelik bir tehdit olarak gördükleri anlaşılıyor. Bu durum, siyasal İslam ile gerilimi derinleştirebilir.

fvegbhn
Şam'daki Emevi Meydanı'nda demokrasi ve kadın hakları talebiyle düzenlenen protesto gösterisine katılan Suriyeliler, 19 Aralık 2024 (AFP)

Bu olay, siyasal İslam ve kültürel çeşitlilik arasındaki uyum olasılığına ilişkin teorik tartışmaların ve soyut yaklaşımların pratik gerçeklere dayanamayacağına dair ampirik kanıtlar sunuyor. Ahmed eş-Şera, gerçek siyasi bağlamlarda İslamcı grupların dinamiklerini anlamak için sadece teorik çerçevelere odaklanmak yerine, diğer ülkelerin deneyimlerinden faydalanabilir.

Örneğin Mısır'da 2011 yılındaki devrimden sonra Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin), Muhammed Mursi liderliğinde iktidara geldiğinde kendisini büyük zorluklarla karşı karşıya buldu. Pek çok vatandaş, grubun kendi siyasi gündemini hayata geçirmeye aşırı odaklandığını, bunun da ekonomik ve sosyal meseleleri göz ardı etmek anlamına geldiğini düşündü. Bu da nüfusun çoğunluğu arasında genel bir hoşnutsuzluğa yol açtı.

vrgth
Beşşar Esed’in Şam'da yere atılmış bir fotoğrafı (AFP)

Müslüman Kardeşler'in yönetime yaklaşımı Mısır'ın siyasi kutuplaşmasına önemli ölçüde katkıda bulunarak laik ve liberal grupları marjinalleştirdi. Ulusal öncelikleri ele alan kapsayıcı bir yaklaşım benimsemek yerine, gücünü pekiştirmeye ve İslam dinin ilkelerine dayanan bir yönetime giden politikalar uygulamaya odaklandı. Bu durum geniş çaplı protesto gösterilerinin patlak vermesine ve halkın muhalefet etmesine yol açtı. Mısırlıların çoğu, siyasal İslam'ı istikrarsızlık ve otoriterlikle ilişkilendirdi.

Mısır’da siyasal İslam'ın reddedilmesinin nedeni, halkın laikliğe olan bağlılığından ziyade, siyasal İslam çizgisinde bir yönetimi reddetmesiydi.

Mısır’da siyasal İslam'ın reddedilmesinin nedeni, halkın Mısır'ı Tunus'tan ayıran laikliğe olan bağlılığından ziyade siyasal İslam çizgisinde bir yönetimi reddetmesiydi. Ancak her iki ülke de daha önce seküler Batılı güçler, yani İngiliz sömürgeciliği ve Fransız sömürgeciliği tarafından sömürgeleştirildikleri ortak bir kaderi de paylaşıyor.

Tunus'ta, 1956 yılında Fransa'dan bağımsızlığını kazanmasının ardından dönemin Cumhurbaşkanı Habib Burgiba, Tunus toplumunda laikliği sağlamlaştırmak için geniş kapsamlı bir reform sürecine öncülük etti. Bu süreç, başta kadınlara erkeklerle eşit haklar tanıyan Bireysel Statü Kanunu olmak üzere, devleti dinden ayıran laik yasalarla başarılmıştır.

Bu yasalar, siyasi ya da dini eğilimleri ne olursa olsun Tunuslular arasında büyük saygı görüyor. Tunus'ta 2013 yılında Selefi bir liderle yaptığım röportajı hatırlıyorum. Kendisine İslam dininde izin verildiği üzere çok eşliliği destekleyip desteklemediğini sorduğumda gülerek “Elbette hayır, çünkü ülkenin çok eşliliği yasaklayan yasalarına saygı duyuyorum” yanıtını vermişti.

Peki ya Libya? Muammer Kaddafi rejiminin 2011 yılında devrilmesi, ülkede geniş çaplı bir siyasi parçalanmaya yol açtı. Aralarında İslamcı grupların da olduğu çok sayıda silahlı grup iktidar için yarışarak kaotik bir siyasi ortam yarattı.

Söz konusu gruplar arasındaki güç mücadelesi, ülkeyi daha da istikrarsızlaştıran iç savaşın ana etkenlerinden biri oldu. Libya Şafağı (Fecr-i Libya) Koalisyonu gibi İslamcı gruplar, rakip milislerin ve laik ve milliyetçi güçler tarafından desteklenen Libya Ulusal Ordusu’nun (LUO) güçlü muhalefetiyle karşılaştı.

acdvfgrthy
Esed rejiminin düşüşünü kutlamak için Emevi Camii meydanında toplanan Suriyeliler, (Reuters)

Fas’ta anayasal reformların ardından İslamcı çizgideki Fas Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (PJD) elde ettiği seçim başarısına rağmen, ekonomik ve sosyal zorluklar vatandaşlar arasında yaygın bir hoşnutsuzluğa yol açtı. Özellikle gençler arasında işsizlik oranları artarken hayat pahalılığı tırmandı. Bu durum, ekonomik eşitsizliğe ve PJD’nin somut ekonomik reformlar gerçekleştirememesine duyulan öfkenin dile getirildiği protesto gösterilerine ve toplumsal hareketlere neden oldu.

PJD, 2021 yılındaki milletvekili seçimlerinde parlamentodaki sandalyelerinin önemli bir kısmını kaybederek ve iktidar koalisyonuna katılamayarak büyük bir gerileme yaşadı. Bu gerilene, seçmenler arasında artan hoşnutsuzluğu ve kamuoyunda PJD yönetimine ve politikalarına olan güven kaybını açıkça gösteren net bir değişimi yansıttı.

Kendisini Ahmed eş-Şera'nın güçlü bir destekçisi olarak sunan Türkiye'de bile devletin temellerinin laik ve 'Kemalist' miras üzerine kurulu olduğu göz önüne alındığında, siyasal İslam son derece bölücü bir konu olmaya devam ediyor. Modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 20’nci yüzyılın başlarında laik bir devlet kurarak din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını destekledi.

Kemalist ideolojiye dayanan laiklik, Türkiye'nin kimliğinin ve yönetim sisteminin temel yapı taşı oldu. Ancak siyasal İslam, bu köklü laik çerçeveye doğrudan bir meydan okumayı temsil ediyor. Bu da laik güçler ile İslamcılar arasında süregelen gerilimlere yol açıyor. 

Türklerin çoğu, dini siyasete alet edilmesine karşı çıkıyor. Bu durum laiklerin ve azınlıkların muhafazakar İslami değerlerin Türk toplumuna empoze edilebileceği endişesine kapılmasına neden oluyor. Bu endişe, zaman zaman ülke içinde geniş çaplı protesto gösterilerinin düzenlenmesine ve güçlü muhalefete neden oluyor.

Ahmed eş-Şera’nın Suriye'ye yönelik planları, demokratik ilkelerle uyumlu bir İslam vizyonunu teşvik etmenin yanı sıra demokratik tarafların ve sivil toplum örgütlerinin kurulmasına katkıda bulunmayı öngörüyor.

Ancak bu İslamcı siyasi liberalleşme ile HTŞ’nin bazı takipçilerinin katı tutumları ve aşırılık yanlısı ideolojilere sahip diğer İslamcı grupların radikalleşmesi arasındaki ilişki karmaşık olmaya devam ediyor. Bu karmaşıklık, özellikle de yeni yönetimin, ülkedeki sosyo-ekonomik sorunları ele almakta başarısız olması halinde parçalanmaya ve birliğin sağlanamamasına yol açarak ülkenin geleceği için umut verici bir İslamcı alternatif sunmayı zorlaştırabilir.