Suudi Arabistan gaz piyasalarındaki varlığını pekiştiriyor

Küresel piyasalarda dengeyi sağlayabileceği düşünülüyor

Axel Rangel Garcia (Fotoğraf)
Axel Rangel Garcia (Fotoğraf)
TT

Suudi Arabistan gaz piyasalarındaki varlığını pekiştiriyor

Axel Rangel Garcia (Fotoğraf)
Axel Rangel Garcia (Fotoğraf)

Faysal el-Fayık

Suudi Arabistan’da yeni gaz keşiflerinin son yıllarda istikrarlı bir şekilde artması, Krallığın gaz rezervlerini artırdı. Bu keşifler, yükselen yurt içi talep ve elektrik üretimindeki Suudi enerji karışımında gaz ve yenilenebilir enerjinin rolünün artmasıyla Krallık'ta gaz üretimini artırmaya yönelik devam eden çabaların bir sonucu.

Riyad’ın doğal gaz sahalarını keşfetmeye olan ilgisi, petrol sonrası ekonomi için gelecek vaat eden bir yön çizen Suudi 2030 Vizyonu’na dayanıyor. Bu vizyon kapsamında, birincil gelir kaynağı olarak petrole olan bağımlılığı azaltmak, elektrik üretimi için petrol ve geleneksel sıvı yakıtları azaltmak ve enerji verimliliğini artırmak için çalışılıyor.

Suudi Arabistan, karbon emisyonu salmadığı için enerji geçişinin anahtarı olarak görülen mavi hidrojen üretimine yardımcı olacak büyük gaz rezervlerine dayanarak küresel açıdan büyük bir temiz hidrojen tedarikçisi olmayı planlıyor.

Bölgedeki en büyük doğalgaz tüketicisi Suudi Arabistan

Suudi gaz üretimi, büyük yerel talep nedeniyle şuan bölgesel ve küresel ihracat pazarına giremeyebilir. Bu durum Suudi Arabistan'ı, elektrik üretimi ve sürekli büyüyen petrokimya endüstrisi açısından Ortadoğu'nun en büyük gaz tüketicisi haline getiriyor. Dolayısıyla Suudi Arabistan'ın kendi ihtiyacını karşılayabilmek için bu büyük miktarlara ihtiyacı var.

Suudi Arabistan, karbon emisyonu salmadığı için enerji geçişinin anahtarı olarak görülen mavi hidrojen üretimine yardımcı olacak büyük gaz rezervlerine dayanarak küresel açıdan büyük bir temiz hidrojen tedarikçisi olmayı planlıyor

Gaz üretimindeki artışa, yerel gaz tüketimine yönelik devasa altyapının genişletilmesi yönündeki çalışmalar eşlik ediyor. Bu, gaz dağıtımı için ana gaz ağında kullanılan dört bin kilometrelik gaz boru hatlarının eklenmesini içeriyor.

Bu devasa gaz boru hattı ağı, ekonomik çeşitlendirme konusunda sahada gördüğümüz büyük hareketlere, ayrıca petrol ve sıvı yakıtlardan elektrik üretimini gaza dönüştürme ve Suudi enerji karışımındaki kullanımını artırma planlarının uygulanmasına da ayak uyduruyor.

Suudi Arabistan'daki yerel gaz talebinin karşılanması yönünde gaz boru hatlarının yerelde geliştirilmesine yönelik yatırımlar, üretimin Suudi Arabistan'ın yurtdışına ihracat yapabileceği seviyelere çıkması durumunda, gelecek planı olarak komşu ülkelere bölgesel genişlemeyi de mümkün kılıyor.

Suudi Arabistan gaz boru hattının geliştirilmesi, Cafurah gaz projesini geliştirme çalışmalarına paralel olarak başlayabilir. Gaz tüketen birçok komşu ülkenin bu boru hattına katılımı memnuniyetle karşılaması ve ekonomileri üzerindeki olumlu etkisi nedeniyle yatırıma teşvik edilmesi bekleniyor. Üretim öncesi satışı yapılan bir projenin fizibilitesi, yabancı yatırımların ilgisini büyük ölçüde çekecek.

Suudi Arabistan’ın varil başına yaklaşık 3 dolar ile dünyadaki en düşük petrol üretim maliyetine sahip ülke olması, Aramco'nun dünyadaki en büyük kârlı enerji şirketi ve finansal esneklik açısından en güçlü enerji şirketi olmasına imkan sağladı. Ayrıca petrol sahalarından elde edilen gazın maliyeti de oldukça düşük. Kaya gazı üretiminin maliyeti ise tamamen farklı olacak.

Farklı bir üretim modeli

Üretimin başa baş maliyeti, bir üreticinin yatırımını değerli kılmak için ihtiyaç duyduğu ortalama gaz fiyatı sayılıyor. ABD’de kaya gazı üretiminin maliyeti, belirli bir başabaş noktasıyla net değil. Kaya petrolü üretiminin maliyeti sürekli değişiyor. Bu yönde net bir fiyat aralığı bulunmuyor. Bu nedenle yatırım çekmek ve yatırımın geri dönüşünü bilmek önemli.

Suudi Arabistan'ın doğusunda, Dammam'ın yaklaşık 95 kilometre kuzeyinde, Körfez'e bakan Cubeyl Sanayi Şehri’nde bir rafineri (AFP)
Suudi Arabistan'ın doğusunda, Dammam'ın yaklaşık 95 kilometre kuzeyinde, Körfez'e bakan Cubeyl Sanayi Şehri’nde bir rafineri (AFP)

Jadwa tarafından daha önce yapılan bir araştırma, dünyanın tek büyük ölçekli kaya gazı üreticisi olan ABD'de kaya gazı geliştirme maliyetinin milyon İngiliz termal birimi (MMBtu) başına 2,3 ila 6 dolar arasında değiştiğini gösterdi.

Jadwa, Suudi Arabistan’da kaya gazı geliştirme maliyetinin, ABD’deki kaya gazı maliyetinin üst sınırı dahilinde, yani MMBtu başına 6 dolar olacağı beklentisinde. Gaz üretiminin başabaş maliyeti henüz bilinmiyor. Bu hususta kesin olmayan araştırma ve hesaplar baz alınıyor. Ancak Suudi Arabistan’da kaya gazı üretiminin maliyet modeli açısından ABD'den farklı olması bekleniyor.

Cafurah sahasından kaya gazı üretimi maliyetinin ve uluslararası fiyat seviyelerinin belli olması, sahanın geliştirilmesine yönelik yatırımların çekilmesinde rol oynayacak. Ancak mevcut altyapı, lojistik hizmetler, ulaşım, depolama ve ihracat tesisleri ile dünyanın en büyük konvansiyonel petrol sahası olan devasa el-Gavar petrol sahasının bitişiğindeki konumu gibi rekabet avantajı sağlayacak birçok faktör mevcut. Bu, veri toplama maliyetinin azaltılacağı anlamına geliyor.

Cafurah sahası, üretime başlanmasının hemen ardından kuyu suyu enjeksiyon tesislerinden mevcut su temini altyapısından faydalanarak Suudi Arabistan'daki yerel gaz dağıtım ağının (MGS) ana gaz sistemini kullanabiliyor. Böylece yerel Suudi şirketleri kullanıldığında işletme maliyeti de önemli ölçüde azalacak.

Suudi Aramco mühendisleri, 2021'de gazetecilerin turu sırasında Hureys petrol sahasındaki bir gaz türbini jeneratörünün önünde yürüyor (AP)
Suudi Aramco mühendisleri, 2021'de gazetecilerin turu sırasında Hureys petrol sahasındaki bir gaz türbini jeneratörünün önünde yürüyor (AP)

Suudi Arabistan, gaz ihraç etmeye başladığında, küresel gaz piyasasının istikrara kavuşturulmasında kilit bir rol oynayacak. Diğer yandan gaz arzının kıtlığı dünya ekonomileri üzerinde olumsuz bir etki yaratırken bu durum gaz piyasalarının etkili ve sürdürülebilir bir şekilde kontrol altına alınmasını gerektiriyor. Bu durum petrol piyasalarında, dikkatini her zaman üretimi kontrol etmeye ve ardından piyasaları, fiyatları ve arzı istikrara kavuşturmaya odaklayan OPEC aracılığıyla gerçekleşiyor. Gaz piyasalarında ise durum tamamen istikrarsız.

2001 yılında kurulan Gaz İhraç Eden Ülkeler Forumu’nun (GECF) Gaz arzını talebe göre düzenleyen, üzerinde anlaşmaya varılan bir tüzüğe sahip etkili bir organizasyon haline gelebilmesi için mevcut forum biçiminden dönüşmesi gerekiyor. Nitekim doğal gaz ve sıvılaştırılmış gaz piyasaları, bilhassa ısıtma ve soğutma talebinin yüksek olduğu dönemlerde, enerji güvenliğinin ve enerjinin elektrik üretiminde kullanımının sağlanması için etkili düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu kanıtladı.

Küresel gaz piyasalarına yönelik bir organizasyon oluşturmak, OPEC Plus üreticilerine liderlik etmeyi başaran dünyanın en büyük petrol ihracatçısı ve en büyük yedek kapasitesinin sahibi Suudi Arabistan gibi ağırlığı olan bir üretici gerektiriyor

GECF, üyeleri dünya doğal gaz rezervlerinin yüzde 70'inden fazlasını, pazarlanan üretiminin yüzde 46'sını, boru hatlarıyla taşınan gazın yüzde 55'ini ve dünya çapındaki sıvılaştırılmış doğal gaz ihracatının yüzde 61'ini kontrol etse de gaz piyasalarını düzenleyerek istikrara kavuşturamıyor.

Küresel gaz piyasalarına yönelik bir organizasyon oluşturmak, OPEC Plus üreticilerine liderlik etmeyi başaran dünyanın en büyük petrol ihracatçısı ve en büyük yedek kapasitesinin sahibi Suudi Arabistan gibi ağırlığı olan bir üreticinin piyasaları dengeleme yönünde yoğun çabalarıyla örnek teşkil etmesini gerektiriyor. Ağırlığı olan bir üretici, küresel piyasaların dengesini koruyabilmesi ve ani şokları absorbe edebilmesi nedeniyle, farklı zamanlarda küresel enerji arzı için bir emniyet vanası görevi gören en önemli unsur sayılıyor.

Örneğin Rusya ve ABD'nin dünyadaki en büyük gaz ihracatçıları olduğunu görüyoruz. Ancak Rusya-Ukrayna savaşının neden olduğu küresel enerji krizi sırasında, Avrupa'ya gaz tedarikinin kıtlığından Rusya sorumlu tutulmuştu.

Diğer yandan ABD ise Avrupa'nın en büyük sıvılaştırılmış doğal gaz tedarikçilerinden biri olmasına rağmen, yeterli miktarda tedarik sağlayamıyor. Dünyanın en büyük gaz ihracatçıları kış talebinin zirve yaptığı dönemde gaz arzında sıkışıp kaldığı taktirde, küresel gaz piyasalarını yeniden dengelemesi en muhtemel gaz üreticisi hangi ülke olacak?

* Şarku’l Avsat tarafından Al Majalla dergisinden tercüme edilmiştir



Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, İran'a gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında Perşembe günü Tahran'da İran Lideri Ali Hamaney ve Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile bir araya geldi.

Suudi yönetiminin direktifleri doğrultusunda Hamaney ile görüştüğünü ve kendisine İki Kutsal Caminin Hamisi Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını ilettiğini belirten Suudi Savunma Bakanı, “X” platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda liderle ortak ilgi alanlarına giren konuları ele aldıklarını ve iki ülke arasındaki ikili ilişkileri gözden geçirdiklerini ifade etti.

İran'ın Tasnim haber ajansı Hamaney'in görüşme sırasında “Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz her iki ülke için de faydalı ve birbirimizi tamamlayabiliriz” dediğini aktardı.

Ajans, Hamaney ile yapılan görüşmeye İranGenelkurmay Başkanı General Muhammed Bakıri'nin de katıldığını belirtti.

Dün Tahran'da General Bakıri ile bir araya gelen Prens Halid bin Selman, İran haber ajanslarının aktardığına göre Pekin Anlaşması'nın imzalanmasından bu yana Suudi Arabistan'la ilişkilerin giderek güçlendiğini ve geliştiğini söyledi. Bakıri, Tahran ve Riyad'ın bölgesel güvenliğin sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceğini belirterek ülkesinin Suudi Arabistan'la savunma ilişkilerini geliştirmeye hazır olduğunu ifade etti. Tasnim'e göre İran, Suudi Arabistan'ın Gazze ve Filistin konusundaki tutumunu memnuniyetle karşılıyor.

sdfgrthyu
Prens Halid bin Selman Perşembe günü İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ile görüşmek üzere Tahran'a vardığında İran tarafından resmi törenle karşılandı (AP)

Ziyareti değerlendiren siyasi çevrelere göre Suudi bakanın ziyareti her iki ülkeyi de ilgilendiren bölgesel ve uluslararası gelişmelerin yaşandığı bir döneme denk geliyor.

Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Prens Halid bin Selman'ın resmi bir ziyaret için geldiği ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ikili ilişkiler ve ortak ilgi alanlarına giren konuların ele alınacağı bir dizi görüşme gerçekleştireceği belirtildi.

Suudi siyasi analist Abdüllatif el-Melhem, Suudi Savunma Bakanının İran ziyaretinin, Suudi yönetiminin Pekin anlaşmasına bağlılık çerçevesinde iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme ve geliştirme, ortak çıkarlarını gerçekleştirmek ve iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin pekiştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla Riyad ve Tahran arasındaki koordinasyon ve işbirliği düzeyini yükseltme isteğini yansıttığını düşünüyor.

sxcdfrgt
Prens Halid bin Salman dün (Perşembe) Tahran'da İran Cumhurbaşkanı ile bir araya geldi. (EPA)

Suudi liderliğinin bölgede barış ve refahı sağlamayı ve bölgeyi çatışmalar aşamasından istikrar ve güvenlik aşamasına taşımayı ve bölge halklarının daha iyi bir refah, zenginlik ve ekonomik entegrasyon geleceğine yönelik özlemlerini gerçekleştirmeye odaklanmayı amaçladığını belirten Melhem, Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesinin, Suudi Veliaht Prensi'nin “bölgede barış, güvenlik, istikrar ve refahı sağlama ve halklarının özlemlerini karşılama” çabalarının meyvelerinden biri olduğunu kaydetti. Melhem, ziyaretin Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkileri güçlendirmeye yönelik devam eden diplomatik çabaların bir parçası olduğunu belirtti.

Bir dizi toplantı

Ziyaret, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman ile bölgedeki gelişmeleri ele aldıkları ve ortak ilgi alanlarına giren bir dizi konuyu gözden geçirdikleri bir telefon görüşmesi gerçekleştirmesinin üzerinden iki haftadan kısa bir süre geçmesinin yanı sıra Suudi Dışişleri Bakanı'nın Pazartesi günü İranlı mevkidaşıyla yaptığı telefon görüşmesinde bölgedeki gelişmeleri ve sarf edilen çabaları gözden geçirdikleri ikili istişarelerin ardından gerçekleşti.

dfgthy
Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref arasında Kasım 2024'te düzenlenecek Arap-İslam Zirvesi çerçevesinde gerçekleşen görüşme (SPA)

Suudi Savunma Bakanı'nın Tahran ziyaretinde bölgedeki son gelişmelerin ele alınması ve bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili görüş alışverişinde bulunulması bekleniyor. Resmi haber ajansı IRNA'ya göre ziyaret öncesinde, geçtiğimiz Cumartesi günü Umman'ın başkenti Muskat'ta gerçekleştirilen ABD-İran görüşmelerinin ilk turu ve 48 saat önce yine Cumartesi günü Muskat'ta yapılacak bir sonraki turun yanı sıra Suudi ve ABD taraflarının geçtiğimiz hafta beş istasyonda gerçekleştirdikleri bir dizi siyasi ve güvenlik istişaresi gibi bir dizi gelişme yaşandı.

Ziyaret, merhum Prens Sultan bin Abdülaziz'in Mayıs 1999 başında Tahran'a yaptığı ve dört gün süren ve üst düzey İranlı yetkililerle bir araya geldiği ilk ziyaretin ardından, 1979'dan bu yana bir Suudi savunma bakanının İran'a yaptığı ikinci ziyaret olması bakımından tarihi bir önem taşıyor.

Suudi Savunma Bakanı, “Pekin Anlaşması” ve 10 Mart'ta iki ülke arasındaki tarihi uzlaşı ve ilişkilerin Çin himayesinde yeniden başlatılmasının duyurulmasının ardından İran'ı ziyaret eden en önemli Suudi yetkililerden biri.

dfgt
Prens Halid bin Selman Perşembe günü Tahran'da General Bakıri ile bir araya geldi (AP)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Tahran'a ilk ziyaretini Haziran 2023'te gerçekleştirmiş ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ilişkilerin normal olduğunu ve iki ülkenin İslami kardeşlik ve iyi komşuluk bağlarıyla birleşmiş, bölgenin önemli ülkeleri olduğunu vurgulayarak bağımsızlık ve egemenliğe tam ve karşılıklı saygı, içişlerine karışmama, uluslararası hukuk ilkeleri, Birleşmiş Milletler Şartı ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi açık bir temele dayandığını belirtmiştir.

Eski Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, dönemin Dışişleri Bakanı adayı Ali Bakıri Kani ve şimdiki Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin yanı sıra Kasım 2023'teki Ortak Arap-İslam Zirvesi'ne katılmak üzere eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve 2024 Ortak Arap-İslam Takip Zirvesi'ne katılmak üzere Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref de dâhil olmak üzere bir dizi İranlı yetkili Pekin Anlaşması'nın ardından Suudi Arabistan'a benzer ziyaretlerde bulundu.

“Pekin Anlaşması” Taahhütleri

Pekin Anlaşmasını takip etmek üzere kurulan Suudi-Çin-İran Üçlü Ortak Komitesi, ilki Aralık 2023'te Çin'in başkenti Pekin'de, diğeri ise Kasım 2024'te Riyad'da olmak üzere iki toplantı gerçekleştirmiş ve bu toplantılarda iki ülke Pekin Anlaşmasını tüm maddeleriyle uygulama kararlılıklarını ve Birleşmiş Milletler Şartı, İİT Şartı ve devletlerin egemenliği, bağımsızlığı ve güvenliğine saygı da dâhil olmak üzere uluslararası hukuka bağlılık yoluyla ülkeleri arasında iyi komşuluk ilişkilerini teşvik etme çabalarını sürdürdüklerini vurgularken, Çin de Suudi Arabistan ve İran'ın Pekin Anlaşmasını geliştirme yönünde attıkları adımları desteklemeye ve teşvik etmeye devam etmeye hazır olduğunu açıklamıştır.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mecid Taht Revançi Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte İran ve Suudi Arabistan'ın büyüyen ve istikrarlı bir bölgede barış ve huzuru tesis etme niyetinde olduğunu, bunun da “mevcut tehditlerin üstesinden gelmeyi amaçlayan ikili ve bölgesel işbirliğinin sürdürülmesini ve geliştirilmesini” gerektirdiğini belirterek “İran-Suudi eylemlerinin kalkınma, barış, bölgesel ve uluslararası güvenlik çerçevesinde başarılı bir uluslararası ikili ve çok taraflı işbirliği modelini taçlandırdığını” ve iki tarafın tarihi bağlara dayanarak çeşitli siyasi, güvenlik, ekonomik, ticari ve konsolosluk alanlarında işbirliğini geliştirmeye devam ettiğini söyledi.