Suudi Arabistan petrol üretim kapasitesini artırma politikasından vazgeçti

Saudi Aramco, daha önce hedeflenen 13 milyon varil yerine günde 12 milyon varil seviyesinde tutulması yönünde talimat aldığını duyurdu

Saudi Aramco, gerekçesini açıklamadan üretim artış planından vazgeçtiğini duyurdu (Saudi Aramco)
Saudi Aramco, gerekçesini açıklamadan üretim artış planından vazgeçtiğini duyurdu (Saudi Aramco)
TT

Suudi Arabistan petrol üretim kapasitesini artırma politikasından vazgeçti

Saudi Aramco, gerekçesini açıklamadan üretim artış planından vazgeçtiğini duyurdu (Saudi Aramco)
Saudi Aramco, gerekçesini açıklamadan üretim artış planından vazgeçtiğini duyurdu (Saudi Aramco)

Mahmud Garsan

Suudi Arabistan'ın ulusal petrol şirketi Saudi Aramco, Enerji Bakanlığı'ndan maksimum sürdürülebilir üretim kapasite seviyesini günde 12 milyon varil seviyesinde tutma ve üretimi artırma planından vazgeçme yönünde talimat aldığını duyurdu.

Saudi Aramco tarafından dün yapılan açıklamada, "Şirketin maksimum sürdürülebilir kapasitesini 13 milyon varile çıkarma hedefine devam etmeyerek, günlük 12 milyon varil seviyesinde tutmak için Enerji Bakanlığı'ndan talimat alınmıştır" ifadesi kullanıldı.

Kararın gerekçesi belirtilmeyen açıklamada ayrıca, 2023 yılının tüm sonuçları mart ayında açıklandığında, sermaye harcaması rehberinin güncelleneceği bilgisi de verildi.

Dünyanın en büyük ham petrol ihracatçısı olan Suudi Arabistan, Suudi ekonomisinin en önemli kolu olan Saudi Aramco hisselerinin yüzde 90'ına sahip.

Bu gelirler, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın başlattığı, ülkeyi iş, turizm ve spor merkezine dönüştürmeyi amaçlayan 2030 Vizyonu projelerini finanse etmek için kullanılıyor.

Şirket Ekim 2021'de aldığı kararla, ürünlerinin tüketiminden kaynaklanan emisyonları hesaba katmadan, yalnızca kendi faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonlar için 2050 yılına kadar karbon nötrlüğe ulaşma hedefini belirledi.

Buna, günlük üretim kapasitesini 2027 yılına kadar günlük 12 milyon varilden 13 milyon varile çıkarma planına ilişkin duyuru da eşlik etti.

Saudi Aramco'nun maksimum sürdürülebilir üretim kapasitesine ilişkin son açıklamasının üretim veya ihracat üzerinde bir etkisi olması beklenmiyor.

Petrol artık ekonominin temel taşı değil

Ekim 2022'de başlayan bir dizi petrol arzı kesintisinin ardından, Suudi Arabistan'ın günlük üretimi yaklaşık dokuz milyon varil oldu.

Bu, açıklanan günlük 12 milyon varil üretim kapasitesinin çok altında.

Maliye Bakanı Muhammed el-Cedan bir süre önce yaptığı açıklamada, kamu maliyesinin daha verimli ve daha düşük açıkla yönetilmesi nedeniyle ülkesinin ekonomisiyle ilgili ne yaptığının bilincinde olduğunu vurguladı.

Cedan, "Petrol, Suudi ekonomisinin daha önce yüzde 70'ini temsil ederken, artık yalnızca yüzde 35'ini temsil ediyor. Petrol dışı gayri safi yurt içi hasıla ise (GSYİH) yüzde 65 oranında büyüyor. Dolayısıyla şoklara rağmen, Suudi ekonomisinin görünümü olumlu, şoklarla yüzleşme ve baş etme kapasitesine sahip esnek bir ekonomi" dedi.

Reuters'a konuşan ismi açıklanmayan bir kaynak, "Saudi Aramco, ülke yetkilileri tarafından kendisine iletilen, üretim kapasitelerini artırma planlarındaki değişiklik talimatından sonra, gaz ve yenilenebilir enerji de dahil olmak üzere şirketin büyüme alanlarına doğru ivmeyi artırmaya devam edecek" dedi.

Aramco tüm senaryolara hazırlıklı

Aynı kaynağa göre, Suudi hükümeti üretim konusunda karar değiştirmesi halinde şirketin planlarına devam etmeye hazır, gelecekteki talep senaryolarına ilişkin görüşünü değiştirmedi, güvenilir ve uygun fiyatlı enerji için petrol ve gazın gerekli olacağına inanmaya devam ediyor.

Bu, Suudi Arabistan'daki enerji politikalarının, Riyad'ın yatırımları artırmaya doğru ilerlediğini açıkladığı nükleer enerji de dahil olmak üzere, temiz enerji fırsatlarına daha fazla odaklanmak istediği anlamına gelebilir.

Saudi Aramco, arzu edilen küresel ‘enerji güvenliğine' ulaşmak için küresel pazarın petrol ve gaza daha fazla yatırım yapması gerektiğini uzun süredir savunuyor.

Temiz enerji fırsatları

Suudi Arabistan'ın Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı ve İklim İşleri Elçisi Adil el-Cubeyr, geçtiğimiz haftalarda düzenlenen Davos zirvesinde yaptığı bir konuşmada, temiz enerjinin büyümesi üzerine çalışan ülkesinin, iki yıl önce güneş enerjisiyle çalışan iki şehir kurarak, rüzgar, hidrojen ve güneş enerjisine yatırım yapmaya devam ettiğini söyledi.

Ülkesinin çevre dostu alternatif enerjiye olan bağlılığını vurgulayan ve bunun çok karlı olduğuna işaret eden Cubeyr, "Büyük bir uranyum rezervimiz var ve bunu ekonomik olarak değerlendirmek istiyoruz, bu nedenle uranyum zenginleştirme kalıntılarıyla diğer ülkeleri kirletmek istemiyoruz" dedi.

Cuebyr ayrıca, "Suudi Arabistan şu anda en büyük enerji ihracatçısı olduğu gibi, gelecekte de petrol ve doğalgaz sattığı gibi, dünya ülkelerine temiz nükleer enerji de satmak istiyor" diye ekledi.

Indepedent Arabia - Independent Türkçe



Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, İran'a gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında Perşembe günü Tahran'da İran Lideri Ali Hamaney ve Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile bir araya geldi.

Suudi yönetiminin direktifleri doğrultusunda Hamaney ile görüştüğünü ve kendisine İki Kutsal Caminin Hamisi Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını ilettiğini belirten Suudi Savunma Bakanı, “X” platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda liderle ortak ilgi alanlarına giren konuları ele aldıklarını ve iki ülke arasındaki ikili ilişkileri gözden geçirdiklerini ifade etti.

İran'ın Tasnim haber ajansı Hamaney'in görüşme sırasında “Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz her iki ülke için de faydalı ve birbirimizi tamamlayabiliriz” dediğini aktardı.

Ajans, Hamaney ile yapılan görüşmeye İranGenelkurmay Başkanı General Muhammed Bakıri'nin de katıldığını belirtti.

Dün Tahran'da General Bakıri ile bir araya gelen Prens Halid bin Selman, İran haber ajanslarının aktardığına göre Pekin Anlaşması'nın imzalanmasından bu yana Suudi Arabistan'la ilişkilerin giderek güçlendiğini ve geliştiğini söyledi. Bakıri, Tahran ve Riyad'ın bölgesel güvenliğin sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceğini belirterek ülkesinin Suudi Arabistan'la savunma ilişkilerini geliştirmeye hazır olduğunu ifade etti. Tasnim'e göre İran, Suudi Arabistan'ın Gazze ve Filistin konusundaki tutumunu memnuniyetle karşılıyor.

sdfgrthyu
Prens Halid bin Selman Perşembe günü İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ile görüşmek üzere Tahran'a vardığında İran tarafından resmi törenle karşılandı (AP)

Ziyareti değerlendiren siyasi çevrelere göre Suudi bakanın ziyareti her iki ülkeyi de ilgilendiren bölgesel ve uluslararası gelişmelerin yaşandığı bir döneme denk geliyor.

Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Prens Halid bin Selman'ın resmi bir ziyaret için geldiği ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ikili ilişkiler ve ortak ilgi alanlarına giren konuların ele alınacağı bir dizi görüşme gerçekleştireceği belirtildi.

Suudi siyasi analist Abdüllatif el-Melhem, Suudi Savunma Bakanının İran ziyaretinin, Suudi yönetiminin Pekin anlaşmasına bağlılık çerçevesinde iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme ve geliştirme, ortak çıkarlarını gerçekleştirmek ve iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin pekiştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla Riyad ve Tahran arasındaki koordinasyon ve işbirliği düzeyini yükseltme isteğini yansıttığını düşünüyor.

sxcdfrgt
Prens Halid bin Salman dün (Perşembe) Tahran'da İran Cumhurbaşkanı ile bir araya geldi. (EPA)

Suudi liderliğinin bölgede barış ve refahı sağlamayı ve bölgeyi çatışmalar aşamasından istikrar ve güvenlik aşamasına taşımayı ve bölge halklarının daha iyi bir refah, zenginlik ve ekonomik entegrasyon geleceğine yönelik özlemlerini gerçekleştirmeye odaklanmayı amaçladığını belirten Melhem, Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesinin, Suudi Veliaht Prensi'nin “bölgede barış, güvenlik, istikrar ve refahı sağlama ve halklarının özlemlerini karşılama” çabalarının meyvelerinden biri olduğunu kaydetti. Melhem, ziyaretin Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkileri güçlendirmeye yönelik devam eden diplomatik çabaların bir parçası olduğunu belirtti.

Bir dizi toplantı

Ziyaret, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman ile bölgedeki gelişmeleri ele aldıkları ve ortak ilgi alanlarına giren bir dizi konuyu gözden geçirdikleri bir telefon görüşmesi gerçekleştirmesinin üzerinden iki haftadan kısa bir süre geçmesinin yanı sıra Suudi Dışişleri Bakanı'nın Pazartesi günü İranlı mevkidaşıyla yaptığı telefon görüşmesinde bölgedeki gelişmeleri ve sarf edilen çabaları gözden geçirdikleri ikili istişarelerin ardından gerçekleşti.

dfgthy
Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref arasında Kasım 2024'te düzenlenecek Arap-İslam Zirvesi çerçevesinde gerçekleşen görüşme (SPA)

Suudi Savunma Bakanı'nın Tahran ziyaretinde bölgedeki son gelişmelerin ele alınması ve bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili görüş alışverişinde bulunulması bekleniyor. Resmi haber ajansı IRNA'ya göre ziyaret öncesinde, geçtiğimiz Cumartesi günü Umman'ın başkenti Muskat'ta gerçekleştirilen ABD-İran görüşmelerinin ilk turu ve 48 saat önce yine Cumartesi günü Muskat'ta yapılacak bir sonraki turun yanı sıra Suudi ve ABD taraflarının geçtiğimiz hafta beş istasyonda gerçekleştirdikleri bir dizi siyasi ve güvenlik istişaresi gibi bir dizi gelişme yaşandı.

Ziyaret, merhum Prens Sultan bin Abdülaziz'in Mayıs 1999 başında Tahran'a yaptığı ve dört gün süren ve üst düzey İranlı yetkililerle bir araya geldiği ilk ziyaretin ardından, 1979'dan bu yana bir Suudi savunma bakanının İran'a yaptığı ikinci ziyaret olması bakımından tarihi bir önem taşıyor.

Suudi Savunma Bakanı, “Pekin Anlaşması” ve 10 Mart'ta iki ülke arasındaki tarihi uzlaşı ve ilişkilerin Çin himayesinde yeniden başlatılmasının duyurulmasının ardından İran'ı ziyaret eden en önemli Suudi yetkililerden biri.

dfgt
Prens Halid bin Selman Perşembe günü Tahran'da General Bakıri ile bir araya geldi (AP)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Tahran'a ilk ziyaretini Haziran 2023'te gerçekleştirmiş ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ilişkilerin normal olduğunu ve iki ülkenin İslami kardeşlik ve iyi komşuluk bağlarıyla birleşmiş, bölgenin önemli ülkeleri olduğunu vurgulayarak bağımsızlık ve egemenliğe tam ve karşılıklı saygı, içişlerine karışmama, uluslararası hukuk ilkeleri, Birleşmiş Milletler Şartı ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi açık bir temele dayandığını belirtmiştir.

Eski Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, dönemin Dışişleri Bakanı adayı Ali Bakıri Kani ve şimdiki Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin yanı sıra Kasım 2023'teki Ortak Arap-İslam Zirvesi'ne katılmak üzere eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve 2024 Ortak Arap-İslam Takip Zirvesi'ne katılmak üzere Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref de dâhil olmak üzere bir dizi İranlı yetkili Pekin Anlaşması'nın ardından Suudi Arabistan'a benzer ziyaretlerde bulundu.

“Pekin Anlaşması” Taahhütleri

Pekin Anlaşmasını takip etmek üzere kurulan Suudi-Çin-İran Üçlü Ortak Komitesi, ilki Aralık 2023'te Çin'in başkenti Pekin'de, diğeri ise Kasım 2024'te Riyad'da olmak üzere iki toplantı gerçekleştirmiş ve bu toplantılarda iki ülke Pekin Anlaşmasını tüm maddeleriyle uygulama kararlılıklarını ve Birleşmiş Milletler Şartı, İİT Şartı ve devletlerin egemenliği, bağımsızlığı ve güvenliğine saygı da dâhil olmak üzere uluslararası hukuka bağlılık yoluyla ülkeleri arasında iyi komşuluk ilişkilerini teşvik etme çabalarını sürdürdüklerini vurgularken, Çin de Suudi Arabistan ve İran'ın Pekin Anlaşmasını geliştirme yönünde attıkları adımları desteklemeye ve teşvik etmeye devam etmeye hazır olduğunu açıklamıştır.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mecid Taht Revançi Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte İran ve Suudi Arabistan'ın büyüyen ve istikrarlı bir bölgede barış ve huzuru tesis etme niyetinde olduğunu, bunun da “mevcut tehditlerin üstesinden gelmeyi amaçlayan ikili ve bölgesel işbirliğinin sürdürülmesini ve geliştirilmesini” gerektirdiğini belirterek “İran-Suudi eylemlerinin kalkınma, barış, bölgesel ve uluslararası güvenlik çerçevesinde başarılı bir uluslararası ikili ve çok taraflı işbirliği modelini taçlandırdığını” ve iki tarafın tarihi bağlara dayanarak çeşitli siyasi, güvenlik, ekonomik, ticari ve konsolosluk alanlarında işbirliğini geliştirmeye devam ettiğini söyledi.