Gazze Şeridi'nde bir Filistinli bebek daha donarak öldü

Dondurucu soğuktan hayatını kaybeden bebeklerin sayısı 6’ya yükseldi

Yerinden edilmiş bir Filistinli bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ın batısında rüzgarlı bir günde çadırını onarıyor. (EPA)
Yerinden edilmiş bir Filistinli bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ın batısında rüzgarlı bir günde çadırını onarıyor. (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde bir Filistinli bebek daha donarak öldü

Yerinden edilmiş bir Filistinli bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ın batısında rüzgarlı bir günde çadırını onarıyor. (EPA)
Yerinden edilmiş bir Filistinli bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ın batısında rüzgarlı bir günde çadırını onarıyor. (EPA)

Filistinli sağlık kaynakları, dün Gazze Şeridi'nde soğuk ve düşük sıcaklıklar nedeniyle hayatını kaybeden bebeğin ikizi Ali el-Batran’ın bugün yaşamını yitirdiğini; bunun bir haftadan kısa bir süre içinde soğuktan hayatını kaybeden altıncı bebek olduğunu bildirdi.

Filistin resmi haber ajansı WAFA’ya konuşan sağlık kaynakları, dün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta bir çadırda aşırı soğuk nedeniyle hayatını kaybeden Cuma'nın ikizi olan bir aylık Ali bebeğin bu sabah yaşamını yitirdiğini duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın WAFA’dan aktardığına göre, birkaç gün önce, yaşları 4 ila 21 gün arasında değişen dört yeni doğan bebek düşük sıcaklıklar ve şiddetli soğuklar nedeniyle hayatını kaybetti.

Felaket boyutundaki insani koşullar, 7 Ekim 2023'ten bu yana yerinden edilen yaklaşık iki milyon insanı, iyi bir yaşamın temel ihtiyaçlarından yoksun, harap çadırlarda yaşamaya zorladı. Bu çadırlar, evleri İsrail işgal güçleri tarafından yıkıldıktan sonra onları kışın soğuğundan ya da sert ayazlardan korumuyor.

Kaynaklara göre, anneler arasındaki gıda güvensizliği, çocuklar arasında yeni hastalık vakalarının ortaya çıkmasına neden oldu. Söz konusu durum bölgedeki zor koşullar altında sağlık durumunu daha da kötüleştiriyor.

Gazze ve Kuzey Gazze'deki Tıbbi Yardım Direktörü Muhammed Ebu Afş, aşırı soğuklar ve yiyecek, içecek ve bebek maması gibi hayati ihtiyaçların eksikliği nedeniyle bebeklerin yaşamını yitirdiğini söyledi. Çocuklar için çadır, battaniye, giysi ya da yiyecek bulunmadığını kaydeden Ebu Afş, çadırlarda yaşayan tüm ailelerin donma riskiyle karşı karşıya olduğu yönündeki uyarılarını yineledi.

İşgal güçleri, abluka ve nüfusun yüzde 90'ından fazlasının yerinden edilmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkan feci insani durumun ortasında, 451 gündür Gazze Şeridi'nde yüzlerce baskın, topçu ateşi, sivillere karşı kanlı katliamlar ve saldırı bölgelerinde korkunç suçlar işlemeye devam ediyor.

Konuyla ilgili olarak Gazze Belediyesi bugün yaptığı açıklamada, yerinden edilen insanların yağmur ve fırtınalar nedeniyle çok trajik koşullardan mustarip olduğunu ve onlara yardım etmek için yeterli imkânın bulunmadığını duyurdu. Gazze Belediyesi Sözcüsü Asım en-Nebih bugün belediyenin Facebook sayfasında yaptığı açıklamada, “Gazze şehri, yerinden edilen vatandaşların yaşadığı çadırlar için tehlike oluşturan, yağmur ve fırtına getiren şiddetli bir atmosferik depresyona tanık oluyor” dedi.

Kanalizasyon ve yağmur şebekelerinde meydana gelen büyük hasar nedeniyle yağmur suyu ve kanalizasyon drenaj işlemlerinin karmaşık hale geldiğini ifade eden en-Nebih, hasarın tüm kanalizasyon istasyonlarını ve pompalarını kapsadığını ve Gazze şehrindeki 175 bin metre kanalizasyon şebekesini ve 15 bin metre yağmur suyu şebekesini etkilediğini belirtti. En-Nebih, “Onlarca ev ve barınağa kanalizasyon ve yağmur suyu taşıyor. Ancak büyük yıkım, sınırlı imkanlar, ekipman ve malzeme eksikliği nedeniyle hepsiyle ilgilenemiyoruz” dedi. Dün gece ve bugün şafak vakti Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde yağan şiddetli yağmurlar, kamplardaki yüzlerce çadırın sular altında kalmasına neden oldu. Özellikle Gazze Şeridi'nin güneyindeki Deyr el-Balah ve Han Yunus bölgelerinde yerinden edilmiş insanlar, yağmur suları tarafından yutulan ve rüzgâr tarafından savrulan çadırlarının içinde zor bir gece geçirdi.

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini cumartesi günü yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi'ndeki çocukların soğuk hava ve barınak eksikliği nedeniyle donarak öldüğünü belirterek, ‘battaniye, şilte ve diğer kışlık malzemelerin aylardır sınırda mahsur kaldığını ve Gazze Şeridi'ne girmek için izin beklediğini’ kaydetti.

Gazze Şeridi'ndeki Sağlık Bakanlığı ise bugün yaptığı açıklamada, 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail bombardımanında hayatını kaybedenlerin sayısının 45 bin 541'e, yaralananların sayısının ise 108 bin 338'e yükseldiğini duyurdu.

Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, “İsrail işgali Gazze Şeridi'nde üç katliam gerçekleştirdi; son 24 saat içinde 27 şehit ve 149 yaralı hastanelere ulaştı” denildi.



Meşruiyet kazanma ile iç ve dış zorluklar arasında yeni Suriye yönetimi

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera (Reuters)
Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera (Reuters)
TT

Meşruiyet kazanma ile iç ve dış zorluklar arasında yeni Suriye yönetimi

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera (Reuters)
Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera (Reuters)

Beşşar Esed rejiminin devrilmesinden sonra Suriye'deki diplomatik hareketlilik her geçen gün artıyor; Arap ve yabancı heyetler yeni yönetimin yetkilileriyle görüşmek üzere Şam'a akın ediyor ve bu da yönetime bir tür meşruiyet kazandırıyor.

Dışişleri bakanları, diplomatlar ve üst düzey yetkililer Esed sonrası Suriye'ye farklı nedenler ve yönelimlerle gitmiş olsalar da bu ziyaretler mevcut yönetimin zımnen tanınması anlamına geliyor. Kuşkusuz bu yeni yönetime güç veriyor.

Gözlemciler, yeni yönetime meşruiyet kazandırmanın temellerini sağlamlaştırması için iyi bir fırsat olduğuna inanıyor. Bu fırsat, iktidarların devrildiği ve yeni yöneticileri tanımak yerine uluslararası örgütlere üyeliklerinin askıya alınması gibi cezalandırıcı tedbirlerin uygulandığı önceki birçok örnekte mevcut olmayabilir.

Ancak bazıları, Esed rejiminin uluslararası arenadaki etkili aktörlerin çoğu tarafından kabul görmemesini, benzer vakaların ele alınışındaki çifte standartla açıklayabilir. Diğer bir grup ise rejim değişikliğinin genellikle askeri hareketler tarafından gerçekleştirildiğini savunuyor. Suriye örneğindeki paradoks, Esed rejiminin başta Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) olmak üzere saflarında yabancıların da bulunduğu silahlı gruplar tarafından devrilmiş olmasıdır.

Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Sednaya Cezaevi’nden serbest bırakılan mahkumlar için düzenlenen kutlamaya katılan bir Suriyeli (Reuters)Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Sednaya Cezaevi’nden serbest bırakılan mahkumlar için düzenlenen kutlamaya katılan bir Suriyeli (Reuters)

Geçiş yönetiminin zorlukları

Esed rejiminin HTŞ tarafından ani bir şekilde devrilmesi, 13 yıllık iç savaşa ve onlarca yıllık baskıcı yönetime katlanan Suriyelileri sevince boğdu. Foreign Affairs dergisinde yayınlanan bir yazıda, geçiş yönetiminin karşılaşabileceği zorlukların altı çizildi.

Söz konusu yazıda şu ifadelere yer verildi: “Şam'da yeni bir hükümet şekillenirken hem Suriyeliler hem de yabancı gözlemciler bu hükümetin kapsayıcılığı ve temsili konusunda endişe duyuyor. Suriye'deki etnik ve dini gruplar arasındaki çözülmemiş gerginliklerin yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera'nın ülkeyi birleştirme ve iktidarını sağlamlaştırma çabalarını engelleyebileceğine dair endişeler var.”

Foreign Affairs, ABD'nin yakın vadede yapacağı tercihlerin ‘yeni yönetimin otoritesini Suriye geneline yayma ve yeniden inşa etme kabiliyetini etkileyeceği’ değerlendirmesinde bulundu.

Yazının devamında, “Suriye'nin yeni liderlerine şüpheyle yaklaşmak için nedenler var. Bunlardan biri savaşın yıkıma uğrattığı ülkenin vahim durumu. Zira Suriyelilerin yüzde 70'inden fazlası yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Suriye'nin gayri safi yurt içi hasılası (GSYİH) 2011'den bu yana 60 milyar dolardan 10 milyar dolara düştü. Yeniden yapılanmanın 400 milyar dolara mal olması bekleniyor” ifadeleri yer aldı.

Dergi, yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera'nın ‘yeni koşullara uyum sağlama becerisini de kanıtladığını’ belirtti. Yazıda, “2017'de Suriye'nin İdlib vilayetini ele geçirdikten sonra sıfırdan bir proto-devlet inşa etmeye başladı ve Suriye ulusal gündemini benimsemek için HTŞ’den çok sayıda yabancı savaşçıyı ülkelerine gönderdi. Önceki amaçlarını reddetti. Bu da HTŞ'nin sonunda Şam'a yürümesini sağladı. Eş-Şera ayrıca küçük Hıristiyan ve Dürzi topluluklarına da ulaştı... Kadınların eğitiminin önemi üzerine konuştu ve Batılı ülkelerle sivil toplum kuruluşlarından gelen insani yardımlara kapı açtı” denildi.

ABD’nin tutumu ve ‘birleşik bir devlet’

Washington yönetimi için belki de en önemli şey, ABD'nin Suriye'deki hedeflerine büyük ölçüde ulaşmış olmasıdır. Esed rejimi sona erdi, İran ve Rus güçleri Suriye'den çekildi. Suriye'deki değişimi özellikle İran için büyük bir kayıp olarak gören dergiye göre, “Suriye'de dost bir hükümetin kaybedilmesi büyük bir darbedir. Tahran, Lübnan'daki Hizbullah'a silah aktarmak için kullandığı ana güzergâhını kaybetti. Böylece Tahran yönetimi, ciddi şekilde zayıflattığı direniş eksenini yeniden inşa etme yolunu kaybetmiş oldu.”

Foreign Affairs, Washington'un tutumunu ve askeri varlığını sürdürme ihtiyacı duymamasını ya da başlangıçta Esed rejimini zayıflatmayı amaçlayan ezici yaptırımları açıklayabilecek nedenleri sıraladı. Dergi, Amerikan güçleri ve ABD tarafından desteklenen Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) Suriye'nin kuzeyinde DEAŞ'a ciddi zarar verdiğinden bahsetti.

Yeni güvenlik güçlerinin bir üyesi, Humus'ta devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed yanlılarını gözaltına almak için düzenlenen operasyon sırasında tankların önünde yürüyor. (AP)Yeni güvenlik güçlerinin bir üyesi, Humus'ta devrik Devlet Başkanı Beşşar Esed yanlılarını gözaltına almak için düzenlenen operasyon sırasında tankların önünde yürüyor. (AP)

Suriye'deki yeni yönetim yetkililerinin göreve gelmelerinin üzerinden birkaç hafta geçmeden aldıkları kararlar ve yaptıkları açıklamaların yarattığı endişe ve tartışmaların ortasında Amerikan dergisi, yeni Suriye ve komşuları için en iyi senaryonun, uzun vadede bölgesel istikrarı artıracak diplomatik anlaşmaları müzakere edebilecek birleşik ve uyumlu bir devletin kurulması olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Dergi, bunun alternatifinin ise zayıf, bölünmüş ve çatışmaya eğilimli bir Suriye olduğu uyarısında bulundu. Böyle bir sonuç bölgede uzun vadeli ve giderek daha maliyetli bir Amerikan askeri varlığını gerektirebilir. Şarku’l Avsat’ın Foreign Affairs’ten aktardığına göre bu durum Türkiye için de sorun yaratır. Irak'taki hassas inşa sürecini tehlikeye atar ve yeni bir Suriyeli göç dalgasına neden olur.

ABD, bu senaryodan kaçınmak için yeni Suriye hükümetine bir şans vermeli ve Şam'ın Suriye'nin kuzeydoğusundaki tarım ve petrol zengini vilayetlerin kontrolünü yeniden ele geçirmesine müsaade ederek güçlerini ülkeden çekmelidir. Ancak Washington'un öncelikle eş-Şera’nın DEAŞ'ı kontrol altında tutma kabiliyetine ve iradesine sahip olduğuna ve yeni hükümetin Suriye'deki Kürtlerin güvenliğini ve entegrasyonunu sağlayacağına, gerekirse bunu yapmak için Ankara'yla arasına mesafe koyacağına dair güvence vermesi gerekiyor.

Suriye Demokratik Güçleri (Reuters)Suriye Demokratik Güçleri (SDG) (Reuters)

Dergi, ABD'nin yaptırımları kaldırmasının ‘Suriye'ye yabancı yatırım yapılmasına ve hükümetin uluslararası bankacılık sistemine erişimine olanak sağlayacağını’ belirtti.

Analistlere göre eş-Şera ve yakınındaki isimler şimdi bu fırsatı değerlendirmeli ve tüm bileşenleri içinde barındıran yeni bir devlet inşa etmek için silahlı örgütlerin şemsiyesi altından çıktıklarını kanıtlamalılar. Ayrıca çatışan çıkarların Suriye'yi son birkaç yılda yaşadıklarından daha şiddetli olabilecek yeni bir sarmala sürüklemesine izin vermemeliler.