Washington, Suriye'de Dürzilere yönelik şiddeti kınadı

İşgal altında bulunan Golan Tepeleri'ndeki Dürzilerin, çarşamba günü Mecdel Şems köyündeki sınır kontrol noktası yakınlarında Suriye Dürzileriyle dayanışma gösterisi (AFP)
İşgal altında bulunan Golan Tepeleri'ndeki Dürzilerin, çarşamba günü Mecdel Şems köyündeki sınır kontrol noktası yakınlarında Suriye Dürzileriyle dayanışma gösterisi (AFP)
TT

Washington, Suriye'de Dürzilere yönelik şiddeti kınadı

İşgal altında bulunan Golan Tepeleri'ndeki Dürzilerin, çarşamba günü Mecdel Şems köyündeki sınır kontrol noktası yakınlarında Suriye Dürzileriyle dayanışma gösterisi (AFP)
İşgal altında bulunan Golan Tepeleri'ndeki Dürzilerin, çarşamba günü Mecdel Şems köyündeki sınır kontrol noktası yakınlarında Suriye Dürzileriyle dayanışma gösterisi (AFP)

ABD, dün Suriye'de Dürzi toplumuna yönelik şiddeti kınayarak, bunu "kınanması gereken ve kabul edilemez" olarak nitelendirdi.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tammy Bruce yaptığı açıklamada, "Suriye'deki Dürzi toplumuna yönelik son dönemdeki şiddet ve kışkırtıcı söylemler kınanacak ve kabul edilemez niteliktedir" dedi.

"Geçiş yetkilileri çatışmaları durdurmalı, sivillere yönelik şiddet ve kötü muamele faillerini eylemlerinden dolayı sorumlu tutmalı ve tüm Suriyelilerin güvenliğini sağlamalıdır."

Suriye Dürzi toplumunun en önemli ruhani lideri olarak kabul edilen Şeyh Hikmet el-Hicri, yaptığı açıklamada, Şam yakınlarındaki Ceramana ve Sahnaya bölgelerinde son iki gündür yaşananları, "sivillerin evlerine yönelik haksız bir soykırım saldırısı" olarak nitelendirdi.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne göre, Suriye'de pazartesi gecesinden bu yana mezhep çatışmaları yaşanıyor. Bu çatışmalarda Dürzi militanlar, güvenlik görevlileri, hükümet yanlısı savaşçılar ve siviller de dahil olmak üzere 100'den fazla kişi hayatını kaybetti.

ABD, dün Amerikalı yetkililerin iki gün önce New York'ta Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani ile görüştüğünü doğruladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Washington'un Suriye geçiş yetkililerini mezhepsel şiddeti durdurmak için önlem almaya çağırdığını söyledi.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Şeybani, geçen cuma günü New York'taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'nde yeni Suriye bayrağını göndere çekerek yeni bir dönemin başladığını ilan etti.

Bruce, ABD'li yetkililerin salı günü New York'ta Suriye heyetiyle görüştüğünü belirtti.

Ayrıca, ABD'nin, Başkan Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından iktidara gelen geçiş yetkililerini “istikrarı güçlendirecek politikalar seçmeye” çağırdığını belirtti.



İran: Uranyum zenginleştirmek için ‘her hakka’ sahibiz

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
TT

İran: Uranyum zenginleştirmek için ‘her hakka’ sahibiz

 İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi medya mensuplarına konuşurken (EPA)

İran bugün, Batı'nın Tahran'ın nükleer silah peşinde olabileceğine dair artan korkularına ve ABD ile görüşmelerin ertelenmesine rağmen uranyum zenginleştirme ‘hakkını’ savundu.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi X platformunda yaptığı paylaşımda, “İran'ın tam nükleer yakıt döngüsüne sahip olmaya hakkı var” dedi ve Tahran'ın Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması'nın (NPT) imzacılarından olduğunu belirtti.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Arakçi, “Nükleer silahları tamamen reddederken uranyum zenginleştiren pek çok NPT imzacısı ülke var” ifadesini kullandı.

NPT imzacısı ülkeler, nükleer stoklarını beyan etmek ve bunları Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) gözetimi altına almakla yükümlüdür.

ABD ve diğer Batılı ülkeler İran'ı nükleer silah elde etmeye çalışmakla suçlarken, Tahran bunu reddediyor ve nükleer programının sadece sivil amaçlı olduğunda ısrar ediyor.

İran ve ABD, 12 Nisan'dan bu yana Tahran'ın nükleer programına ilişkin görüşmeler yürütüyor.

Bu görüşmeler, Donald Trump'ın 2018'deki ilk başkanlık döneminde ABD'yi büyük güçlerin İran'la yaptığı anlaşmadan çekmesinden bu yana İran'ın nükleer programına ilişkin en üst düzey temas olma özelliğini taşıyor.

Tahran tarafından geliştirilen yerli santrifüjler (Arşiv-AFP)Tahran tarafından geliştirilen yerli santrifüjler(Arşiv-AFP)

Arabulucu Umman bu hafta başında yaptığı açıklamada, başlangıçta cumartesi günü (bugün) yapılması planlanan dördüncü tur görüşmelerin ‘lojistik nedenler’ ileri sürülerek ertelendiğini duyurdu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio perşembe günü verdiği bir demeçte, İran'a uranyum zenginleştirmekten ‘vazgeçmesi’ çağrısında bulunarak, ‘dünyada uranyum zenginleştiren ülkelerin nükleer silah sahibi ülkeler olduğunu’ söyledi.

İran şu anda uranyumu yüzde 60'a kadar zenginleştiriyor. Bu oran anlaşmada öngörülen yüzde 3,67'lik oranın oldukça üzerinde, ancak askeri kullanım için gerekli olan yüzde 90'lık eşiğin halen altında.

Stoklar önde gelen Batılı ülkeler için endişe kaynağı. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Nool Barrot pazartesi günü yaptığı açıklamada, İran'ın ‘nükleer silah edinmenin eşiğinde’ olduğunu söyledi ve Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin Avrupa güvenliğine bir tehdit olarak görülmesi halinde Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının yeniden devreye sokulabileceğini ifade etti.

Tahran, 2015 nükleer anlaşmasının imzacılarından biri olan Fransa'nın açıklamalarını ‘gülünç’ olarak nitelendirdi.

Arakçi daha önce İran'ın uranyum zenginleştirme hakkının ‘müzakere edilemez’ olduğunu söylemişti.

UAEA Başkanı Rafael Grossi çarşamba günü yaptığı açıklamada, zenginleştirilmiş malzemenin ‘kolayca eritilebileceğini’ ya da İran dışına ‘gönderilebileceğini’ söyledi.

Geçtiğimiz ay İran hükümet sözcüsü Fatma Muhacerani zenginleştirilmiş malzemenin transferinin ‘kırmızı çizgi’ olduğunu belirtmişti.

Rubio, İran'ın nükleer tesislerinin ABD'li uzmanlar tarafından da denetlenmesine izin vermesi gerektiğini vurguladı.

Rubio ayrıca Tahran'a, İsrail'e ve Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırıları ABD'nin misilleme saldırılarına yol açan Yemen'deki Husilere verdiği desteği sona erdirmesi çağrısında bulundu.

Tahran, Washington ile görüşmelerin sadece nükleer program ve yaptırımların kaldırılması konularını ele almasında ısrar ediyor ve bölgesel nüfuzu ve askeri kabiliyetleri ile ilgili müzakereleri dışlıyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu geçtiğimiz hafta, güvenilir bir anlaşmanın ‘İran'ın nükleer silahlar için uranyum zenginleştirme kabiliyetini ortadan kaldırması’ ve balistik füze geliştirmesini engellemesi gerektiğini söyledi. Arakçi ise Netanyahu'yu ABD politikasını ‘dikte etmekle’ suçladı.