Öcalan, 26 yıl hapis yattıktan sonra kendisini ‘barış elçisi’ olarak nitelendiriyor

Bu çağrı gerçek bir çözüme yol açacak mı yoksa seçim koridorlarında kaybolup gidecek mi?

Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)
Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)
TT

Öcalan, 26 yıl hapis yattıktan sonra kendisini ‘barış elçisi’ olarak nitelendiriyor

Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)
Dünyanın dört bir yanındaki Kürtler Öcalan'ı bir kahraman olarak görüyor ve serbest bırakılmasını talep ediyor. (AFP)

PKK’nın feshedildiğini ve silah bıraktığını açıklayan kurucu lider Abdullah Öcalan, Türkiye tarihine ‘barış elçisi’ olarak adını yazdırdı.

27 Şubat'ta yüz binlerce Kürt Türkiye'nin güney ve doğusundaki şehirlerde, Suriye'nin kuzeydoğusunda binlerce Kürt  sokaklara dökülerek Öcalan'ın PKK'ya yaptığı dağılma ve silah bırakma çağrısına destek verdi.

76 yaşındaki Öcalan, 26 yıldır Türkiye'nin batısındaki Marmara Denizi'nin güneyinde, İstanbul'a 51 kilometre uzaklıkta Bursa iline bağlı İmralı Adası’ndaki izole bir cezaevinde tek başına tutulmasına rağmen, Türkiye'deki Kürt sorununun çözümü konusunda halen ‘anahtar’ ve ‘gerekli adam’ olarak görülüyor.

hyuı
Öcalan'ın PKK'ya silah bırakma ve dağılma çağrısını duyururken çekilen son fotoğrafı (EPA)

4 Nisan 1949'da Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesine bağlı Ömerli köyünde bir çiftçi ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelen Öcalan’ın fikirleri, 1970'lerde solcular ve sağcılar arasında yaşanan şiddetli sokak çatışmalarıyla şekillendi.

Kürtlerin ‘kahraman’ olarak gördüğü Öcalan, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden ayrıldıktan sonra bağımsız bir Kürt devletinin kurulması için mücadele etmeye yemin ederek Türk solundan ayrıldı ve 28 Kasım 1978'de Diyarbakır'ın Lice ilçesinde PKK’yı kurdu.

1984'ten bu yana Suriye'de on binlerce insanın ölümüne neden olan bir isyana liderlik etti (kurbanların sayısına ilişkin tahminler 15 bin ila 40 bin arasında değişmekte). Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği (AB) PKK’yı terör örgütü olarak tanımlıyor.

zxcdfgt
Öcalan'ın 1999'da Kenya'da yakalandıktan sonra Türkiye'ye getirilişi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Arşiv - Türk medyası)

Türkiye'nin 1998'de Öcalan yüzünden Suriye'yi savaşla tehdit etmesinin ardından Şam, savaşın patlak vermesini önlemek için Mısır ve İran'ın araya girmesiyle Öcalan'ı sınır dışı etmek zorunda kaldı ve bunun sonucunda Türkiye'ye, güvenliğine yönelik bir tehdit oluşması halinde PKK üyelerini kovalamak için Suriye topraklarına 5 kilometre mesafeye kadar girme hakkı veren Adana Anlaşması imzalandı.

Öcalan, 15 Şubat 1999'da Kenya'nın başkenti Nairobi'de yakalanıp Türk özel kuvvetlerinin koruması altında Ankara'ya getirilmeden önce Rusya'ya, ardından İtalya ve Yunanistan'a sığınmıştı. 29 Haziran 1999'da terör örgütü kurmak ve yönetmek suçundan idama mahkûm edildi.

Türkiye'nin 2004 yılında AB'ye katılım müzakereleri çerçevesinde idam cezasını kaldırması üzerine cezası infaz edilmedi ve İmralı Cezaevi’ndeki bir hücrede tek başına tutulmak üzere şartlı tahliye imkânı olmaksızın müebbet hapis cezasına çevrildi.

xsdfgrt
Öcalan, 1992 (AFP)

Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı ‘barış ve demokratik toplum’ çağrısı, 2000'li yılların başında ve 2013'te başarısızlıkla sonuçlanan iki girişimin ardından üçüncü ateşkes çağrısıydı. Müzakerelerde varılan mutabakatın reddedilmesi ve Türkiye'de Kürt sorunu olmadığı iddia edilmesiyle çatışmaların tetiklemesiyle ikinci çağrı da çöktü. Ancak Erdoğan'ın AK Parti'nin büyük gerilemeler yaşadığı bir seçim dönemine denk gelen önceki tutumuna rağmen, bizzat Öcalan, Kürtler ve Türkler arasında kardeşliği sağlamak ve topluma barış getirmek umuduyla yeni bir barış çağrısıyla, PKK'nın feshedilmesi ve silahsızlandırılması arzusuyla geri döndü... Ancak bu yeni çağrının Türkiye'de ve bölgede Kürt sorununa kalıcı bir çözüm getirip getirmeyeceğini ya da siyaset koridorlarında ve seçim taktiklerinde kaybolup gitmeyeceğini kimse bilmiyor.



Hollanda Dışişleri Bakanı, İsrail'e yönelik yaptırımlar konusundaki tartışmaların ardından istifa etti

Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp (AFP)
Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp (AFP)
TT

Hollanda Dışişleri Bakanı, İsrail'e yönelik yaptırımlar konusundaki tartışmaların ardından istifa etti

Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp (AFP)
Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp (AFP)

Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp dün akşam, hükümet toplantısında İsrail'e olası yaptırımlar konusunda çıkan tartışmaların ardından istifasını açıkladı.

 Veldkamp,“İsrail'e baskı yapmak için önemli ilave önlemler almaya yetkili bir konumda olmadığımı düşünüyorum” dedi.

Bakan, Amsterdam'ın temmuz ayında aşırı sağcı İsrailli bakanlar Itamar Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich'i "istenmeyen kişi" ilan etmesinin ardından, perşembe günü İsrail'e karşı ek önlemler alma isteğini dile getirmişti.

Hollanda, perşembe günü İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'da büyük bir yerleşim projesini onaylamasını “kabul edilemez ve uluslararası hukuka aykırı” olarak nitelendiren 21 ülkenin imzaladığı ortak bildiriyi de imzalamıştı.

 İsrail hükümetinin iki aşırılık yanlısı üyesi, Itamar Ben Gvir (solda) ve Bezalel Smotrich (AFP)İsrail hükümetinin iki aşırılık yanlısı üyesi, Itamar Ben Gvir (solda) ve Bezalel Smotrich (AFP)

Şarku'l Avsat'ın AP'den aktardığına göre Veldkamp, önerdiği önlemlerin "ciddi bir şekilde görüşüldüğünü" ancak birkaç kabine toplantısında muhalefetle karşılaştığını söyledi.

Bakan bunun üzerine, “önümüzdeki haftalarda, aylarda ve yıllarda dışişleri bakanı olarak görev yapabileceğine yeterince güvenmediğini” belirterek istifa kararı aldı.

Birleşmiş Milletler, uzmanlarının 500 bin kişinin “felaket düzeyinde açlık” içinde yaşadığı uyarısının ardından dün Gazze'de resmi olarak kıtlık ilan etti ve 2023'ten bu yana bölgede süren savaştan İsrail'i sorumlu tuttu.


Trump'ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton'ın evine baskın düzenlendi

Polis memurları, 22 Ağustos'ta eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'ın evinin önünde duruyor. (Reuters)
Polis memurları, 22 Ağustos'ta eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'ın evinin önünde duruyor. (Reuters)
TT

Trump'ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton'ın evine baskın düzenlendi

Polis memurları, 22 Ağustos'ta eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'ın evinin önünde duruyor. (Reuters)
Polis memurları, 22 Ağustos'ta eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'ın evinin önünde duruyor. (Reuters)

ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI), dün, Donald Trump'ın ilk dönem başkanlığı sırasında ulusal güvenlik danışmanı olan ve daha sonra en sert eleştirmenlerinden biri haline gelen John Bolton'ın evine baskın düzenledi.

Bolton'ın Maryland'deki evine yapılan baskında, Bolton'ın yasadışı olarak sakladığı veya ifşa ettiği gizli belgeler ve materyaller arandı.

FBI direktörü Kash Patel, Trump'ın son atanan en önemli müttefiklerinden biri, operasyonun başlamasından kısa bir süre sonra “X” platformunda şu gizemli mesajı paylaştı: “Kimse kanun üstünde değildir, FBI ajanları görev başındadır.”

Fox News, Bolton'ın iş birliği yaptığını, gözaltında olmadığını ve kendisine herhangi bir suçlama yöneltilmediğini bildirdi.


Putin: Nükleer bilim insanları Rusya için "güçlü bir nükleer kalkan" oluşturdu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yanında Devlet Atom Enerjisi Kurumu (Rosatom) Başkanı Aleksey Likhaçhev'in de bulunduğu Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov ile el sıkışıyor (Kremlin- EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yanında Devlet Atom Enerjisi Kurumu (Rosatom) Başkanı Aleksey Likhaçhev'in de bulunduğu Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov ile el sıkışıyor (Kremlin- EPA)
TT

Putin: Nükleer bilim insanları Rusya için "güçlü bir nükleer kalkan" oluşturdu

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yanında Devlet Atom Enerjisi Kurumu (Rosatom) Başkanı Aleksey Likhaçhev'in de bulunduğu Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov ile el sıkışıyor (Kremlin- EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yanında Devlet Atom Enerjisi Kurumu (Rosatom) Başkanı Aleksey Likhaçhev'in de bulunduğu Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov ile el sıkışıyor (Kremlin- EPA)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dün RT televizyonuna yaptığı açıklamada, Rus nükleer bilim insanlarının Rusya için "güçlü bir nükleer kalkan" oluşturduğunu söyledi.

Putin, Rus nükleer endüstri alanında yarım milyondan fazla kişinin çalıştığını vurgulayarak, bunun “gerçek bir güç” olduğunu belirtti.

Putin, Rusya'nın “nükleer füzyonla enerji üretimi alanında bilim ve teknolojinin öncüsü” olduğunu ifade etti.

Rusya ve ABD, nükleer füzeleri tespit edip engellemek için kullanılan sistemler de dahil olmak üzere nükleer cephaneliklerini modernize ederken, Çin nükleer yeteneklerini Fransa ve İngiltere'nin çok ötesine taşıyor.

Amerikan Bilim İnsanları Federasyonu tarafından yürütülen bir araştırmaya göre, Rusya'nın konuşlandırılmış ve stoklanmış olarak yaklaşık 4 bin 300 nükleer savaş başlığı bulunuyor. ABD ise yaklaşık 3 bin 700 nükleer savaş başlığına sahip. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu miktarlar, küresel stokun yaklaşık %87'sini oluşturuyor.
Çin, sahip olduğu yaklaşık 600 nükleer savaş başlığı ile dünyanın üçüncü büyük nükleer gücüdür. Bunu yaklaşık 290 nükleer savaş başlığıyla Fransa ve yaklaşık 225 nükleer savaş başlığıyla Birleşik Krallık takip etmektedir.