Suriye İçişleri Bakanlığı 12 vilayete iç güvenlik müdürü atadı

Suriye'nin 12 vilayetine iç güvenlik müdürleri atandı (Reuters)
Suriye'nin 12 vilayetine iç güvenlik müdürleri atandı (Reuters)
TT

Suriye İçişleri Bakanlığı 12 vilayete iç güvenlik müdürü atadı

Suriye'nin 12 vilayetine iç güvenlik müdürleri atandı (Reuters)
Suriye'nin 12 vilayetine iç güvenlik müdürleri atandı (Reuters)

Suriye İçişleri Bakanlığı dün, geçiş dönemi yönetiminin güvenlik ve askeri kurumları yeniden düzenleme çabaları çerçevesinde yeni bir teşkilat yapısını duyurmasından bir gün sonra, 12 vilayette iç güvenlik birimlerine atamalar yapıldığını duyurdu.

Fransız Haber Ajansı AFP'nin aktardığına göre bakanlık sosyal medya platformlarında aralarında tuğgeneral ve albayların da bulunduğu çeşitli rütbelerden 12 subayın isim ve fotoğraflarını yayınlayarak Suriye'nin 14 vilayetinden 12'sinin iç güvenlik birimlerine atamalarının gerçekleştirildiğini duyurdu.

Bakanlık atanan kişilerin nasıl seçildiğini, terfi kriterlerini ya da kişisel bilgilerini açıklamadı. Ancak bu kişiler arasında, 8 Aralık 2024 tarihinde Beşşar Esed rejimini deviren (Suriye’nin kuzeybatısında bulunan) İdlib'deki kalesinden saldırıya geçen Heyet Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ) saflarında daha önce güvenlik pozisyonlarında görev yapmış isimler de bulunuyor.

Atamalar, Şam'ın henüz kontrolleri konusunda nihai bir anlaşmaya varamadığı Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Bölgesi’nin kontrolündeki Haseke (kuzeydoğu) ve Rakka (kuzey) vilayetlerini kapsamıyor.

Bakanlık dün yaptığı başka bir açıklamada, güvenlik, sivil ve idari dosyalarla ilgilenmek üzere altı İçişleri Bakan Yardımcısı atandığını duyurdu. Bu hamle, yetkililerin idari ve güvenlik yapılarını istikrara kavuşturmaya çalıştıklarının bir göstergesi olarak görüldü.

Atamalar, İçişleri Bakanlığı'nın cumartesi günü açıkladığı, polis ve kamu güvenliği hizmetlerinin ‘İç Güvenlik Komutanlığı’ adı altında birleştirilmesi ve sınır koruma, diplomatik misyonlar, uyuşturucu ve insan kaçakçılığıyla mücadele gibi çeşitli dosyalardan sorumlu birimlerin oluşturulması da dahil olmak üzere çeşitli reformları ve tedbirleri içeren yeni teşkilat yapısının duyulmasının ardından yapıldı.

Geçici yönetim, Şam'da kontrolü ele aldıktan haftalar sonra ordunun ve önceki rejime ait tüm güvenlik birimlerinin lağvedildiğini duyurdu. Geçtiğimiz yılın sonlarında yayınlanan ve en az altı yabancı cihatçının isminin yer aldığı askeri terfiler geniş çapta eleştirilmişti.

ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz haftalarda Riyad'da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile yaptığı görüşmede ‘yabancı teröristlerin’ Suriye'den çıkarılmasını istedi. Suriye'ye uygulanan ekonomik yaptırımların kaldırılması kararını açıklayan Trump, Şam'a ‘yabancı teröristleri’ Suriye'den çıkarma çağrısında bulundu.

Kimliğinin gizli tutulması şartıyla AFP'ye konuşan Suriyeli bir kaynak, Şam'ın daha önce Washington'a yazılı bir mektupla bildirdiği ‘yabancı uyruklu unsurların terfilerini dondurma’ sözüne rağmen Trump'ın bu talebi dile getirdiğine dikkati çekti. Kaynağa göre daha önceki terfileri gözden geçirmek üzere bir komite kurulması da söz konusu.

Analistlere göre yabancı savaşçılar konusu, bir yandan Şara'nın Suriye'de yıllarca savaştıktan sonra onları terk edememesi, diğer yandan ülkelerinin geri dönmelerine izin vermemesi nedeniyle oldukça çetrefilli bir konu.

Ülke genelinde güvenliğin tesis edilmesi, geçici yönetimin karşı karşıya olduğu başlıca zorluklardan biri olmaya devam ediyor. Zira bu durum, geçici yönetimin nüfuz alanı dışında kalan bölgeler var ve geçtiğimiz mart ayından bu yana ülkede mezhepçilik kaynaklı şiddet olayları devam ediyor.

Güvenlik alanındaki bu değişiklikler, özellikle Şam'ın ‘insani ve ekonomik acıların hafifletilmesi açısından olumlu’ olduğunu söylediği ABD'nin Suriye’ye uygulanan yaptırımları geçtiğimiz cuma günü resmen kaldırmasının ardından Suriye sahasında hızlanan değişimlerle aynı zamana denk geldi.



600 günlük savaştan sonra İsrail zafer ilan edemez

İsrailli esirlerin aileleri dün Tel Aviv'de savaşın 600. günü münasebetiyle bir gösteri düzenledi. (Reuters)
İsrailli esirlerin aileleri dün Tel Aviv'de savaşın 600. günü münasebetiyle bir gösteri düzenledi. (Reuters)
TT

600 günlük savaştan sonra İsrail zafer ilan edemez

İsrailli esirlerin aileleri dün Tel Aviv'de savaşın 600. günü münasebetiyle bir gösteri düzenledi. (Reuters)
İsrailli esirlerin aileleri dün Tel Aviv'de savaşın 600. günü münasebetiyle bir gösteri düzenledi. (Reuters)

7 Ekim 2023'te Hamas saldırısıyla başlayan ve sadece Hamas'a değil tüm Gazzelilere yönelik çılgınca bir misillemeyle devam eden savaşın üzerinden 600 gün geçmesine rağmen, Başbakan Binyamin Netanyahu ve bakanları da dahil olmak üzere tüm İsrailliler savaşın hedeflerine ulaşmadığı konusunda hemfikir.

Hamas'ın elinde halen 58 İsrail vatandaşı var ve hareket Gazze Şeridi'nde varlığını sürdürüyor. Gazze Şeridi’nde önemli miktarda silahı olan Hamas, onlarca (bazı tahminlere göre yüzlerce) kilometrelik yeraltı tünelinin kontrolünü elinde tutuyor. Sadece İsrail değil, ABD de Hamas'a bir müzakere ortağı olarak davranıyor.

hyjukı
İsrailli esirlerin aileleri 12 Mayıs'ta Tel Aviv'de gösteri düzenledi. (EPA)

Hamas elbette bu sonucu kutlayamaz. Tüm Gazze Şeridi harap oldu, yaklaşık 60 bin kişi öldürüldü, 120 bin kişi fiziksel olarak yaralandı, 2 milyon kişi psikolojik olarak yaralandı. Hamas kaynaklarının çoğunu, seçkin askeri liderlerini, finans, sağlık, eğitim ve belediye işlerinden sorumlu olanları kaybetti ve bunların çoğu aileleriyle birlikte öldürüldü.

Öte yandan İsrail de zaferden söz edemiyor. Kendisini askeri, istihbari ve bilimsel olarak dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olarak gören İsrail, Hamas gibi küçük bir silahlı hareketle 20 ay süren bir savaşı, son teknoloji yıkım silahlarını, İsrail, Amerikan ve diğer Batı silahlarını kullanmasına rağmen bitiremedi. İsrail aynı zamanda, en son teknolojik teknikleri, uydu gözetlemesini kullandı ve mutlak Amerikan desteğinden yararlandı.

fvghyjuı
Geçtiğimiz pazar günü Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'de bombardıman sonucu oluşan yıkım ve duman bulutlarının yanından geçen Filistinliler (AFP)

Savaşta İsrail ve Filistinlilerin kayıplarını karşılaştırmanın bir yolu olmamasına rağmen, İsrail 858'i asker olmak üzere bin 907 kişi kaybetti, 10 binden fazla kişi yaralandı, yaklaşık 130 bin kişi evlerinden oldu ve önemli ölçüde uluslararası izolasyona maruz kaldı. 58 kişi ise halen Hamas tarafından Gazze Şeridi’nde esir tutuluyor.

Ordu Gazze'de gerçekten savaşıyor mu?

Netanyahu, geçtiğimiz nisan ayında tam bir zafer vaat etmiş ve “Tam zafere ulaşmamıza ramak kaldı” demişti. Ardından ordu yönetimini başarısızlıkla suçladı ve kendisinin saldırgan ve cesur bir adam olduğunu vurgulamaya hevesli Eyal Zamir'i Genelkurmay Başkanlığı görevine getirdi.

Zamir, ordunun hareket tarzını ve savaş planlarını daha saldırgan olacak şekilde değiştirme sözü vererek oyuna dahil oldu ve atanmasından iki hafta sonra ateşkesi bozarak savaşı yeniden başlattı. Üç aydır görevde ve bu süre zarfında bombardımanı bir gün bile durdurmadı, yedek ordunun tamamını (450 bin kişi) seferber etmeye karar verdi, Gazze Şeridi'ne beş tümen getirdi ve yıkımı yoğunlaştırmaya başladı.

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nde bildiğimiz anlamda savaşmıyor gibi görünüyor; uzaktan hava, deniz ve kara saldırıları düzenliyor, kitlesel suikastlar gerçekleştiriyor ve ciddi bir çatışmayla karşılaşmıyor. Bu yüzden eski İsrailli generaller bunun ‘savaş için savaş’ olduğunu söylüyor.

ghyjuı
Gazze Şeridi sınırında bir tankın üzerinde oturan İsrail askerleri (AFP)

Gazze Şeridi'nde bulunan yetkililer, ‘bunun gereksiz ve anlamsız bir savaş olduğunu düşündüklerini’ yinelerken, çoğu uzman da ‘asıl amacın Filistinliler için hayatı çekilmez hale getirmek olduğunu, böylece göçün onlar için en iyi çözüm haline geldiğini’ kabul ediyor. Sözde ‘insani’ yardımlar bile insanlık dışı. İnsan hakları değerlendirmeleri bu yardımların amacının ‘insanları aşağılamak ve açlıktan ölmelerini engellemek için canlarını kurtararak kaçmalarını sağlamak’ olduğu sonucuna varıyor.

Ya yerinden etme başarılı olursa?

İsrail Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü'nde kıdemli bir araştırmacı olan Udi Dekel, savaşın 600. Günü münasebetiyle İsrail Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü podcastinde şu soruyu sordu: “Diyelim ki Gazze Şeridi'nden bir milyon Filistinliyi çıkarmayı başardık ve uluslararası baskıya dayandık. Sonuç ne olur?”

fgtyhu
Yerlerinden edilmiş Filistinliler salı günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli bir kuruluştan gıda yardımı alıyor. (AFP)

Dekel, “İşgalciler olarak Gazze Şeridi'nin çamurunda boğulacağız ve Gazze Şeridi'nde kalanları beslemek zorunda kalacağız. Filistinliler bizden daha da nefret edecek ve bizi avlamakla meşgul yalnız kurt hücrelerine dönüşecekler” ifadelerini kullandı.

Dekel, “Filistinlilerin elindeki silahların çoğu İsrail yapımı ve başka silahlar yapma konusunda da uzmanlıkları var. Şimdi liderlikleri parçalanmışken, roketler ve patlayıcılar üretiyorlar” dedi.

Dekel sözlerini şöyle sürdürdü: “600 kanlı ve ölümcül gün geçirdik ama ödenen yüksek bedele değecek hiçbir şey elde edemedik. Bu savaşı yürüten siyasi liderlik başarısızdır. Süreç Filistinlilerin Hamas'a olan nefreti üzerine inşa ediliyorsa, işe yaramayacaktır. Filistinliler zaten Hamas'a kızgın ve onun kendilerine iyi haberler getirdiğini düşünmüyorlar ama İsrail'den daha da fazla nefret ediyorlar ve onu ‘en büyük suçlu’ olarak görüyorlar.”