Lübnanlı ve Iraklı kaynaklar, arabulucuların Hizbullah'ın elindeki stratejik silahları Irak'taki bir garantöre ‘emanet’ olarak devretmeyi düşündüğünü, ancak Washington'un bu öneriyi ‘kesinlikle’ reddettiğini söylediler.
Önerinin tartışıldığı aşamalardan birinde, Bağdat'ta şu olasılık gündeme geldi: Kendilerini Washington’a ‘Hizbullah’tan bağımsız’ olarak tanıtan ancak ‘Hizbullah ile iletişim kanallarına sahip’ olan arabulucuların önerisinin, Irak’taki Şii grupların düzenli güvenlik güçleri içinde yeniden yapılandırılması projesiyle birleştirilmesi. Washington, arabulucuların sunduğu fikirlerle ilgili hiçbir müzakere tarafına net bir yanıt vermemiş olsa da Bağdat’a ‘Iraklı silahlı grupların, başkalarının da aynı şeyi yapmasının beklendiği bir ortamda, silahlarını teslim etmeleri gerektiği’ mesajını iletti.
Lojistik ikilemler
Hizbullah, silahlarını kullanmasını engelleyen lojistik sorunlarla karşı karşıya. Ayrıca silahın uzun süre depolanması durumunda ‘hurdaya dönüşmesi’ riski bulunuyor. Buna ilave olarak, İran'dan ‘silahlar üzerinde serbestçe tasarruf yetkisi veren nihai bir izin’ alamamış olmasıyla bağlantılı siyasi ve ideolojik bir zorlukla da karşı karşıya. Bu bilgiler, Ekim 2025 başında Şarku’l Avsat'ın ulaştığı bağımsız kaynaklarla örtüşen bilgiler çerçevesinde aktarıldı.
Lübnan ordusuna mensup iki asker, Lübnan'ın güneyinde İsrail sınırına yakın el-Hıyam kasabasında nöbet tutuyor. (Reuters – Arşiv)
Bilgi sahibi bir Lübnanlı kaynak Şarku’l Avsat'a, ‘ilgili taraflar arasında, kendini savunma için yeterli silahın elinde tutulmasını öngören bir öneri dolaştırıldığını, ancak bu önerinin kategorik olarak reddedildiğini ve bunun Hizbullah'ın durumunu tamamen karmaşık hale getirdiğini’ söyledi.
Kaynaklar, ABD'li yetkililerin şu ifadesini aktardı: “Washington, geçmişe ait hiçbir uzlaşıyı kabul etmiyor.” Ancak, özellikle füze ve insansız hava araçlarını (İHA) da kapsayacak şekilde, silahsız ve bölgesel ajandadan arınmış bir şekilde kadroların siyasi hayata geçişini teşvik ediyor. Bu teşvik, ilgili yetkililere göre, Lübnan devleti aracılığıyla sağlanabilecek bazı teşvikleri (maddi ya da siyasi destek gibi) de içerebilir.
Kaynaklara göre, silahlarla ilgili sorun ‘silahların teslim edilmesi değil, Hizbullah'ın şu anda ihtiyaç duyduğunu düşündüğü siyasi ve sembolik nedenlerle silahların teslim edilme şeklidir’.
Bununla birlikte Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım'a göre Hizbullah ‘büyük zaferler kazandığı bir dönemden geçiyor’. Kasım, önceki genel sekreter Hasan Nasrallah suikastının yıl dönümünde yaptığı açıklamada ayrıca “Hizbullah silahlarından asla vazgeçmeyecek” dedi.
Şarku’l Avsat'ın Beyrut'un güneyinde görüştüğü ‘şeyh’ lakaplı bir kişi, “Hizbullah, çok sınırlı seçenekleri test ediyor. Ancak içinde bulunduğu inkâr hali, Lübnan resmî makamları ve uluslararası toplum tarafından kabul edilebilecek pratik çözümleri daha da daraltıyor. Aynı zamanda Hizbullah, silahsız kalması durumunda, farklı taraflardan gelen eski hesaplaşmaların hedefi olmaktan da endişe ediyor” ifadelerini kullandı.
Güvenlik nedenleriyle isminin açıklanmamasını isteyen ‘şeyh’, “En az kayıpları garanti eden herhangi bir olası uzlaşma, Hizbullah’ın yeni gerçeklikte uzlaşmakta zorlandığı silah sorununu çözmenin bir kapısı olabilir” dedi.
Bununla birlikte Lübnanlı kaynaklar, ‘mesajları ileten arabulucuların, destek ve birlik savaşı aşamasına ait anlaşmalara girmekten rahatsız olduklarını’ belirttiler, ancak bu çıkmazın, üçüncü taraf bir garantör aracılığıyla silah krizini çözmek için bir fırsat yarattığını vurguladılar.
Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail tarafından bombalanan bir bölgede Lübnan, İran ve Hizbullah bayrakları (EPA)
‘Silahların birliği’
Iraklı kaynaklara göre İran, Hizbullah’ı mevcut ve mümkün olan tüm yollarla korumak için bölgedeki müttefiklerine ‘silahların birliği’ ilkesini benimsemeleri çağrısında bulundu. Iraklı bir kaynak Şarku’l Avsat'a, “Bağdat'ta Lübnanlı ve Iraklı yetkililer arasında, Hizbullah'ın silahlarının Amerikalılarla müzakere edebilecek bir Şii garantöre teslim edilmesini içeren bir önerinin müzakere edildiğini” söyledi. Kaynak, ‘emanet’ ile kastedilenin füzeler ve İHA’lardan geriye kalanlar olduğunu belirtti.
Iraklı kaynak, “Stratejik silahların veya bunlardan geriye kalanların imha edilmesi için fetva gerekir, ancak Amerikanların uyguladığı muazzam baskı, Bağdat ve Beyrut'taki sadık grupların mevcut kapasitesini aşıyor” dedi.
Kaynaklara göre, ‘emanet’ önerisi, Lübnan devleti üzerindeki önemli siyasi yükleri hafifletiyor ve Lübnan ordusunu Hizbullah'ın askeri yapısı ile hesaplanamayan sürtüşmelerden kurtarıyor. Ayrıca, emaneti başka bir yere aktarmak, Hizbullah'ın destekçileri için kabul edilebilir bir sonuç sağlıyor.
‘Şeyh’, Şarku’l Avsat'a, ‘silahların teslim edilmesi yönteminin, daha aşırıcı milisler ortaya çıkaracak isyancı hareketlerin ortaya çıkmasından duyulan içsel korkular nedeniyle Hizbullah için önemli bir konu’ olduğunu söyledi.
Hizbullah destekçileri, 5 Eylül'deki kabine toplantısı öncesinde silahsızlanmaya karşı gösteri düzenledi. (AFP)
Bu öneri, adeta Beyrut’tan Bağdat’a alev topu fırlatmaya benziyor. Ancak Iraklı kaynaklar, hükümet içinde etkisi olan bazı silahlı grup temsilcileri arasında yapılan görüşmelerin, bu fikri geliştirdiğini ve sonunda söz konusu ‘emanetin’, Amerikalıların ısrarla talep ettiği Halk Seferberlik Güçleri'nin (Haşdi Şabi) yeniden yapılandırılması ve silahlarının devlet kurumları bünyesinde kayda geçirilmesi önerisiyle birleştirildiğini öne sürüyor.
Şarku’l Avsat'a konuşan Iraklı bir yetkili, silahların ‘emanet’ olarak transferine ilişkin bilgileri doğrulamadı. Ancak, Lübnanlı isimlerin Irak'taki fraksiyon liderleriyle görüşmek üzere Bağdat'a geldiği haftalarda Washington'un diplomatik kanallardan ‘Amerikan yönetiminin, Irak grupları da dahil olmak üzere İran eksenine dahil olan devletlere paralel tüm oluşumların silahsızlandırılmasında ısrarcı olduğu’ yönünde kesin bir mesaj gönderdiğini belirtti.
Iraklı yetkili, “Zaman geçtikçe, müttefik gruplara yönelik Amerikan tavrı daha sert hale geliyor... Her şeyden önce silahsızlanma konusunda somut adımlar atılmasını istiyorlar” dedi.