Apple'ın sanal gerçeklik başlığı hakkındaki sızıntı ve dedikodular

Sanal gerçeklik başlığının sadece onaylandığı biliniyor. Şimdiyse kamuoyuyla paylaşılmasına günler kala yeni detaylar bildiriliyor

Reuters
Reuters
TT

Apple'ın sanal gerçeklik başlığı hakkındaki sızıntı ve dedikodular

Reuters
Reuters

Apple uzun süredir beklenen sanal gerçeklik başlığını gelecek günlerde kamuoyuyla paylaşmaya hazırlanıyor. Yeni haberlerde ürünün gerçekte neye benzeyebileceğine dair daha fazla ayrıntı açığa çıkıyor.

Şirketin bir sanal gerçeklik başlığı üzerine çalıştığı yıllardır söyleniyordu. Ancak çok sayıda habere göre Apple bunu artık dünyaya ilan etmeye hazır görünüyor.

Apple sanal gerçeklikle ilgilenen basına, yakın zamanda bir ürün ilanı etkinliği daveti gönderirken, kimileri bu medya davetiyelerinin başlığın piyasaya sürülmek üzere olduğuna dair ipuçları içerdiğini iddia ediyor.

The Independent'ın haberine göre, Apple piyasaya sürülmemiş ürünler hakkında yorum yapmıyor ama ne şirket içinden ne de herhangi bir haberde başlığın yakında kamuoyuyla paylaşılacağına ilişkin heyecanın yersiz olduğuna dair bir belirti var.

Artık yeni haberler başlığın tam olarak nasıl çalışabileceğine işaret ediyor.

Piyasaya sürülmemiş Apple ürünlerinin açıklanmasının kaydını tutan ekran analisti Ross Young, piyasaya sürülecek başlıkta her biri çaprazlamasına yaklaşık 3,60 santimetre olacak iki ekran bulunacağını söyledi.

Young, bu ekranların en yüksek parlaklıkta 5 bin nitin (parlaklık ölçü birimi -ed.n.) üzerine çıkarak görüntü sunabileceğini belirtti. Bu miktar, parlaklık seviyeleri birkaç yüzde olan, PSVR ya da Meta Quest gibi diğer sanal gerçeklik rakiplerinden çok daha yüksek bir parlaklık derecesi.

Parlak ekranlar, inandırıcı ekranlar geliştirmek isteyen bu türden şirketlerin karşılaştığı güçlüklerden biri. Gerçek hayat, başa takılan herhangi bir ekranın gösterebildiğinden çok daha fazla parlak. Bu da başlıkların takıldığında inandırıcılıktan uzak ve karanlık olabileceği anlamına geliyor.

Örneğin Meta, 20 bin nite kadar parlaklıkta gösterim yapabilen Starburst adlı bir prototip teknoloji üzerinde çalıştığını açıklamıştı. Ancak bu prototip kullanışsız ve piyasaya sürülecek bir ürün olmaktan çok uzak. Şimdilik şirketin elinde, her biri nihayetinde Meta'nın başlıklarına eklemek isteyebileceği, farklı özelliklere sahip çeşitli başlıklar var.

Ross Young'ın söz konusu haberine göre ayrıca Apple başlıklarının ekranları 2,5 santimetre başına 4 bin piksel içerecek. Bu sayı da başlığı, Meta gibi diğer şirketlerin en üst segment ürünlerinden bile çok daha yüksek bir kapasiteye ulaştıracak.

Bizatihi donanım haricinde, başlıkta çalışacak yazılım büyük ölçüde gizemini koruyor. Haberler Apple'ın mevcut uygulamalarının yeni sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik versiyonları üzerinde çalıştığını öne sürüyor ve No Man's Sky oyununun geliştiricileri ürünün kamuoyuyla paylaşılmasına dahil olabileceklerini iddia ediyor fakat yazılımın gerçekte başlığın içinde nasıl görüneceğine dair anlamlı haberler henüz yok.



DNA ortaya koydu: Amerika'nın ilk kovboyları Afrikalı kölelermiş

Bulgular. Kolomb sonrası Amerika'ya dair önemli ipuçları sunuyor (Pixabay)
Bulgular. Kolomb sonrası Amerika'ya dair önemli ipuçları sunuyor (Pixabay)
TT

DNA ortaya koydu: Amerika'nın ilk kovboyları Afrikalı kölelermiş

Bulgular. Kolomb sonrası Amerika'ya dair önemli ipuçları sunuyor (Pixabay)
Bulgular. Kolomb sonrası Amerika'ya dair önemli ipuçları sunuyor (Pixabay)

Eski sığır kemikleri ve dişleri üzerinde yapılan yeni bir araştırmaya göre Amerika'daki ilk kovboylar, kıtaya getirilen Afrikalı köleler olabilir.

Hakemli bilimsel dergi Scientific Reports'ta yayımlanan yeni bulgular, beraberinde hayvancılık uygulamalarını da getiren Afrikalıların, Amerika'da sığır çiftliklerinin gelişmesini sağladığını gösterdi.

Kristof Kolomb'un 1492'de Amerika'ya gelişinden önce kıtada sığırlar yoktu. Bilim insanları uzun zamandır Amerika kıtasındaki ilk sığırların, İspanya'nın elindeki Kanarya Adaları'nda yer alan Avrupa sürülerinden getirildiğine inanıyordu. Bu sığırlar Amerika kıtasında hızla çoğalmış ve yavruları Meksika, Panama, Kolombiya gibi bölgelere gönderilmişti.

Öte yandan yeni DNA araştırması bu geleneksel düşünceye dair şüphe uyandırıyor. Yeni bulgulara göre, Amerika'daki ilk sığırlardan bazıları, muhtemelen köle gemileriyle doğrudan Afrika'dan getirildi.

Florida Doğa Tarihi Müzesi'nde zooarkeoloji üzerine uzmanlaşmış doktora sonrası araştırmacı Nicolas Delsol ve ekibi, 16. ila 18. yüzyıllara tarihlenen 5 arkeolojik alandan çıkarılan 21 sığırın DNA'sını analiz etti.

Haiti'deki Puerto Real bölgesinden gelen ve yaklaşık 1500 ila 1550 yıllarına tarihlenen en eski sığır örneklerinden 7'si, geleneksel düşünceye uygun olarak Avrupalı sığırların DNA'sına sahipti.

Ancak Meksika'daki Bellas Artes'ten alınan bir örnek, Avrupa'da özellikle nadir görülen bir soyu ortaya çıkardı. Bu örnek 17. yüzyılın ilk yarısında doğrudan Afrika'dan ithal edilmişti.

Livescience'a konuşan Delsol, "Bu bulgu, kölelik tarihindeki son eğilimleri ve Afrikalı köleleştirilmiş işçilerin sığır çiftliklerinin kurulmasındaki merkezi rolünü destekliyor" ifadelerini kullandı.

16. yüzyıl Amerikasında sığır çiftçiliği büyüdükçe, o zamanlar İspanya ve Portekiz'de popüler olan küçük ölçekli çiftlikleri gölgede bırakmıştı. Buradan hareketle bazı tarihçiler, köle tüccarlarının Batı Afrikalıları hedef alarak sığırlarıyla birlikte kaçırdıklarını öne sürmüştü.

Araştırmacılara göre Amerika'ya vardıklarında bu yetenekli çiftçiler, sığırları özel eyerlerle kementlemek gibi uygulamalar icat etmiş olabilir.

Bu da kıtanın ilk kovboylarının gerçekten de Afrikalılar olabileceğini düşündürüyor.

Independent Türkçe


Yapay zekayı günlük hayatımızda nasıl kullanıyoruz?

Yapay zeka hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi (Unsplash)
Yapay zeka hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi (Unsplash)
TT

Yapay zekayı günlük hayatımızda nasıl kullanıyoruz?

Yapay zeka hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi (Unsplash)
Yapay zeka hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi (Unsplash)

Nermin Ali 

Günlük ve mesleki hayatlarımızda güçlü bir şekilde yer edinen sohbet robotları, çoğu mesleği tamamıyla veya kısmen tehdit ediyor.

Bu, otomasyon ve teknolojik gelişmeyle ilgili yeni becerilere olan talebi yansıtıyor.

Yapay zeka uygulamalarının hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmesiyle birlikte insanların hayatlarını kolaylaştıran ve hızlandıran bir başka parlak yanı daha ortaya çıkıyor.

Günümüzde yapay zeka teknolojileri çok çeşitli günlük hizmetlerde kullanılıyor.

İnsan emeğinin miktarını azaltmak, iş ve işlem hızını arttırmak ve daha doğru sonuçlara ulaşmak amacıyla, tekrarlayan faaliyetleri ve görevleri gerçekleştirmek için otonom robotlar geliştiriliyor.

Günlük hayatta yapay zeka

Yapay zekanın günlük yaşamdaki rolü, birçok yardımcı araç ve cihazın dahil olduğu iki kategoriye ayrılıyor.

İlk kategori, sesli asistanlar, görüntü ve yüz tanıma teknolojisi, makine öğrenimine dayalı dolandırıcılık tespiti gibi yapay zekaya dayalı programlar tasarlamak ve bunları günlük hayatta kullanmak için yazılım geliştirme konusunda uzman sayılıyor.

İkinci kategori ise bu yazılımın fiziksel bir bedenle donatılıp gerçek dünyada çevre ortamla nasıl etkileşime girdiğinin izlenmesine dayalı somut yapay zekadır.

Ortamları yerinde algılayarak topladığı verileri derinlemesine analiz eden sistemlerin oluşturulmasına yardımcı olmayı amaçlıyor. İnsansız hava araçları, sürücüsüz araçlar, montaj hattı robotları gibi alanlarda kullanılıyor.

Yazılımda yapay zeka

İnsanların performansını taklit etmek için özel olarak tasarlanmış, günlük rutinleri çok daha basit hale getirmeye yardımcı olan bilgisayar yazılımlarıdır.

Bu programların önemi, yapay zeka platformlarına yerleştirilmiş algoritmalarda, sohbet robotlarının aktif konuşmalar yoluyla insan tepkisini simüle etmelerinde, derin öğrenme yazılımı aracılığıyla görüntülerin ve konuşmaların tanınmasında yatıyor. Bilgisayar verilerden birikim yaparak hareket ediyor. 

Yapay zeka, Google Home, Siri, Alexa ve Cortona gibi sesli asistanlara, kullanıcılarının sesli komutlarını çözme sürecinde destek veriyor.

Yapay zekanın günlük hayatımızda en yaygın kullanımlarından biri olan yüz tanıma teknolojisini de destekleyen bu teknoloji, gözler arasındaki mesafeyi, yüzün şeklini ve diğer bilgileri kullanarak görüntüleri işleyerek akıllı telefonların kilidini açma avantajı sağlıyor.

Bu yazılım, üretken rakip ağlarda hata payını azaltmak ve derin sahtekarlıkların hileli kullanımını tespit etmek için kullanılıyor. 

Yapay zeka, güvenlik alanında yüz tanıma yazılımının destekleyici bir uzantısı olarak video gözetim sistemleri geliştirmek için de kullanılıyor.

Zira bir kişinin video gözetim sistemlerinin ekranlarını aynı anda sürekli izlemesi ve sürekli incelemesi pratik olarak kolay değil.

Bu nedenle, insan gözünün gözden kaçırabileceği olağandışı etkinlikleri tespit etmek amacıyla sürekli algılama üzerinde çalışan izleme sistemleri üretmek için makine öğrenimi yöntemlerini kullanarak bu izleme süreçlerini otomatikleştirmek ve iyileştirmek önemli. 

Somutlaştırılmış yapay zeka

Somutlaştırılmış yapay zekayı temel alan teknoloji, insanın yaptığı gibi fiziksel ortamda hareket ederek ve eylemleriyle onu etkileyerek insan davranışlarını taklit eden yapay zeka yeteneklerine sahip donanım cihazlarının oluşturulmasına dayanıyor.

Otonom araçlar ve nesnelerin interneti gibi pek çok örnek bulunuyor. Günümüzde yapay zeka, araçlarda hızı kontrol etmek ve kör noktaları tespit etmek için tamamen otonom yetenekler sağlamak amacıyla kullanılıyor.

Derin takviyeli öğrenme kullanılarak araçlara otonom olarak nasıl hareket edecekleri ve deneme yanılma yoluyla nasıl karar verecekleri öğretiliyor.

Hem sabit hem de hareketli potansiyel engelleri dikkate alarak yolun güzergahı planlanıyor.

Eş zamanlı konumlandırma ve haritalama sistemi, gerçek zamanlı çevresel algılama tabanlı yönlendirme sayesinde aracın yakındaki araçlara ve beklenmedik durumlara uyumlu şekilde hareket etmesine olanak tanıyor.

Nesnelerin internetinin yapay zeka desteği, en az insan müdahalesiyle çalışan akıllı ev cihazlarının geliştirilmesi için geniş fırsatlar yaratıyor.

Nesnelerin interneti, internet ile etkileşime giren cihazlarla ilgilenirken yapay zeka ise bu cihazların verileri kullanarak öğrenmesine yardımcı oluyor.

Cihazlar, sensör sistemleri yardımıyla veri topluyor. Yapay zeka, veri tekrarı ve deneyimlerden öğrenme avantajından yararlanarak bu cihazların insan gereksinimlerine cevap verme yeteneğini geliştiriyor.

Independent Arabia - Independent Türkçe


İki yüzyıllık belgelerden çıktı: Uzaylılar çok farklı elementlerden evrilmiş olabilir

Gelecekteki araştırmalar, yeni bulguları deneysel olarak test edebilir (Betül Kaçar)
Gelecekteki araştırmalar, yeni bulguları deneysel olarak test edebilir (Betül Kaçar)
TT

İki yüzyıllık belgelerden çıktı: Uzaylılar çok farklı elementlerden evrilmiş olabilir

Gelecekteki araştırmalar, yeni bulguları deneysel olarak test edebilir (Betül Kaçar)
Gelecekteki araştırmalar, yeni bulguları deneysel olarak test edebilir (Betül Kaçar)

Yeni bir çalışma, bilinen haliyle yaşamdan kökten farklı olabilecek biyolojik sistemlerin birçok farklı gezegende yaşayabileceğini ortaya koydu.

Buna göre Dünya'daki yaşamın temelini oluşturan karbonun ötesindeki elementler, kendi kendine devam edebilen kimyasal reaksiyonları ateşleyebilir ve bu süreç nihayetinde yeni canlı formlarının ortaya çıkmasıyla sonuçlanabilir.

Dünya'da yaşam organik bileşiklere dayanıyor. Bu moleküller karbondan oluşuyor ve genelde hidrojen, oksijen, nitrojen, fosfor ve kükürt gibi diğer elementleri içeriyor.

Ancak bilim insanları uzun zamandır Dünya dışı yaşamın önemli ölçüde farklı bir kimyaya dayalı olarak evrimleşip evrimleşemeyeceğini merak ediyordu. Örneğin silikonun başka bir gezegende biyolojinin omurgası olarak da hizmet edebileceği öne sürülüyordu.

ABD'deki Wisconsin-Madison Üniversitesi'nden astrobiyolog Betül Kaçar, "Sadece Dünya yaşamının değil, tüm yaşam biçimlerinin neye benzeyebileceğine dair bir fikre sahip olmamız için bu olasılıkları araştırmak önemli" ifadelerini kullandı.

Dünyadaki yaşamın anahtarı olan kimyasal etkileşim, otokataliz diye biliniyor. Otokatalitik reaksiyonlar kendi kendini sürdürebiliyor ve aynı reaksiyonun tekrar gerçekleşmesini sağlayan moleküller üretebiliyor.

Kaçar, "Yaşam, daha fazla yaşamın oluşmasını katalize eder. Bir hücre, 4 hücreye dönüşebilen iki hücre üretir ve bu böyle devam eder. Hücre sayısı çoğaldıkça, olası etkileşimlerin sayısı ve çeşitliliği de buna bağlı olarak çoğalır" diye ekledi.

Yeni çalışmada Kaçar ve meslektaşları, organik bileşiklerin ötesinde otokatalizin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini araştırdı. 

Bunun için de son iki yüzyıl içinde birçok farklı dilde yazılmış bilimsel belgeyi analiz ettiler.

Çalışmanın ortak yazarı Zach Adam, "Etkili dil ve çeviri araçlarıyla, otokatalitik döngülerin yaygınlığına ilişkin türünün ilk örneği olan bu değerlendirmeyi tasarlayıp yürütmeyi başardık" diye konuştu.

Nihayetinde araştırmacılar 270 farklı otokatalitik reaksiyon döngüsü keşfetti.

Kaçar, "Otokataliz o kadar nadir olmayabilir, aksine birçok farklı ortamın, hatta Dünya'dan gerçekten farklı olanların bile genel bir özelliği olabilir" diye ekledi.

Bahsi geçen 270 döngünün çoğunda organik bileşikler kullanılmamıştı. Bazıları, cıva veya radyoaktif metal toryum gibi Dünya'daki yaşamda rol oynamayan veya son derece nadir görülen elementler etrafında yoğunlaşıyordu.

Bu döngülerin önemli bir kısmı muhtemelen aşırı yüksek veya düşük sıcaklıklar ya da basınç altında meydana gelmişti.

Araştırmacılar, diğer elementlerle nadiren kimyasal reaksiyona giren soy gazları içeren 4 otokatalitik döngü bile tespit etti.

Hakemli bilimsel dergi Journal of the American Chemical Society'de yayımlanan bu bulgular, otokatalizin diğer elementlerde düşünüldüğünden daha kolay meydana geldiği anlamına geliyor.

Araştırmada tespit edilen döngülerden yalnızca 8'i, 4 veya daha fazla reaksiyondan oluşan nispeten karmaşık döngülerdi. 270 döngünün çoğu basitti ve her biri yalnızca iki reaksiyondan oluşuyordu.

Space'e konuşan Kaçar, "Bu tür reaksiyonların çok nadir olduğu düşünülüyordu" ifadelerini kullandı:

Burada söz konusu reaksiyonların nadirlikten çok uzak olduğunu gösteriyoruz. Sadece doğru yere bakmanız gerekiyor.

Independent Türkçe


Çin, yeni keşif aracını Ay'a 2024'te yollayacak

AA
AA
TT

Çin, yeni keşif aracını Ay'a 2024'te yollayacak

AA
AA

Çin Ulusal Uzay İdaresinden yapılan açıklamaya göre, keşif aracının, Ay'ın Güney Kutbu'ndaki Aitken Çanağı'na indirilmesi amaçlanıyor.

2024'te fırlatılması planlanan keşif aracı, Ay yüzeyinden farklı bölge ve devirlere ait kaya ve toprak örnekleri toplayacak.

Keşif aracının Ay'ın uzak yüzüyle iletişiminin sağlanması için yeni geliştirilen "Çüeçiao-2" (Saksağan Köprüsü-2) aktarım uydusunun da gelecek yılın ilk yarısında fırlatılması hedefleniyor.

Çang'ı 6, Fransa, İtalya, Pakistan ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA) için aralarında negatif iyon ve gaz dedektörlerinin olduğu bazı araştırma enstrümanlarını da Ay'a taşıyacak.

Ay keşif görevleri

Çin mitolojisindeki Ay tanrıçasının adını taşıyan keşif görevleri, 2007 ve 2010 yıllarında Ay yörüngesine yollanan "Çang'ı 1" ve "Çang'ı 2" uydularıyla başlamıştı. Ay'ın haritalandırılmasının hedeflendiği keşif görevleri, yüzeye yumuşak iniş için hazırlık amacı taşıyordu.

"Çang'ı 3" görevinde "Yütu" (Yeşim Tavşanı) adı verilen gezgin keşif aracı, 14 Aralık 2023'te Ay yüzeyine indirilmişti.

"Çang'ı 4" görevinde "Yütu-2" gezgin keşif aracını 3 Ocak 2019'da Ay'ın karanlık yüzüne indiren Çin, bunu başarabilen ilk ülke olmuştu.

Ay'ın yüzeyinden örnek toplaması planlanan ilk keşif aracı "Çang'ı 5", 24 Kasım 2020'de fırlatıldıktan sonra topladığı 1,73 kilogram kaya ve toprak örneğiyle 16 Aralık 2020'de Dünya'ya dönmüştü.

Çin, Ay'daki keşif faaliyetini gelecek yıllarda yeni görevlerle sürdürecek. Bu kapsamda, "Çang'ı 6"nın ardından, 2026'da Ay'ın güney kutbunda keşif yapmak üzere "Çang'ı 7" ve 2027'de doğal kaynak kapasitesini ve kullanılabilirliğini doğrulamak ve Ay yüzeyindeki uzay üssü inşası için testler yapmak üzere "Çang'ı 8" görevleri planlanıyor.

Bu görevler için "Çüeçiao-2"ye ilave olarak iki yeni nesil aktarım uydusu daha Ay yörüngesine konumlandırılacak.

Ülke, 2030'larda Ay'a insanlı seferler düzenlemeyi, Uluslararası Ay Araştırma Üssü kurarak daha ileri keşif faaliyetlerine zemin hazırlamayı hedefliyor.


Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da Arapça işaret dili için özel lensler

32 ülkeden bin 800'den fazla yayınevinin katıldığı fuar 7 Ekim'e kadar devam edecek. (SPA)
32 ülkeden bin 800'den fazla yayınevinin katıldığı fuar 7 Ekim'e kadar devam edecek. (SPA)
TT

Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da Arapça işaret dili için özel lensler

32 ülkeden bin 800'den fazla yayınevinin katıldığı fuar 7 Ekim'e kadar devam edecek. (SPA)
32 ülkeden bin 800'den fazla yayınevinin katıldığı fuar 7 Ekim'e kadar devam edecek. (SPA)

Snapchat, Suudi Kültür Bakanlığı ile iş birliği ile işitme engellilere yardımcı olmak ve interaktif deneyimlerini zenginleştirmek için yenilikçi artırılmış gerçeklik lenslerini piyasaya sürdü. Bu tanıtım, Kral Suud Üniversitesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen ve 7 Ekim'e kadar devam edecek olan Riyad Uluslararası Kitap Fuarı 2023 sırasında yapıldı.

Benzersiz teknik özellikler

Yeni artırılmış gerçeklik lensi, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde Arapça işaret diline yönelik ilk lens olma özelliğini taşıyor. Snapchat, kameranın Arap alfabesinden türetilen Arap işaret dilinde kullanılan 28 farklı el hareketini tanımasını ve yorumlamasını sağlayan makine öğrenimi teknolojisini kullanarak benzersiz teknik özellikler sunuyor.

İşitme engelliler için özel olarak tasarlanan lensler, interaktif eğitim mekanizmalarında niteliksel bir değişime işaret ediyor. Artırılmış gerçekliğin kültürel etkinlikleri nasıl zenginleştirebileceğini ve kitlelerini nasıl çeşitlendirebileceğini gösteriyor.

Fotoğraf Altı: Riyad Uluslararası Kitap Fuarı 2023'ün açılışı Riyad'daki Kral Suud Üniversitesi'nde yapıldı. (SPA)
Riyad Uluslararası Kitap Fuarı 2023'ün açılışı Riyad'daki Kral Suud Üniversitesi'nde yapıldı. (SPA)

Sergiyi ziyaret edenler, ön kamera (selfie) aracılığıyla kitabı somutlaştıran üç boyutlu bir ekranda lensle etkileşime girebiliyor. Ekrana her dokunuşta, ilham verici figürlerden okumayla ilgili alıntılar beliriyor. Snapchat ziyaretçilere, buna ek olarak kullanıcıların çocuklar için özel olarak tasarlanmış bir lensi denemelerine de olanak tanıyor. Okuma sevgilerini artırmak amacıyla lens, genç kullanıcıları Riyad Uluslararası Kitap Fuarı logosuyla birlikte ‘Okumak sizi geliştirir’ ifadesi eklenen, bir kitap şeklinde tasarlanmış balonun içine yerleştiriliyor.

Fotoğraf Altı: Snapchat şirket logosu. (Reuters)
Snapchat şirket logosu. (Reuters)

Öğrenim için artırılmış gerçekliğe ilgi büyük

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Snapchat verileri, tüketicilerin yaklaşık yüzde 83'ünün öğrenme için artırılmış gerçeklikle ilgilendiğini gösteriyor. Söz konusu teknoloji, eğitim kılavuzlarından yemek tariflerine kadar öğrenme sürecini geliştirmek için güçlü fırsatlar sağlıyor. Bu teknoloji, eğitim amaçlı artırılmış gerçekliğe artan ilgi ışığında, markaların rekabet gücü ve inovasyon elde etmek için yararlanabilecekleri bir fırsat sunuyor. Ayrıca Snapchat'e göre, bugün artırılmış gerçeklik için başarılı bir strateji benimseyen şirketler ve markalar gelecekte rekabet avantajına da sahip oluyor.

Snapchat'teki artırılmış gerçeklik lensleri, Suudi Arabistan'daki kullanıcılarının yüzde 85'inden fazlası için günlük bir eğlence ve etkileşim kaynağı niteliğinde. Suudi Arabistan'daki aylık aktif kullanıcıların yüzde 60'ının 25 yaş ve üzeri yaş grubunda olması, platformun ne kadar çeşitli ve kapsamlı bir kitleye hitap ettiğini gösteriyor.

‘İlham Veren Bir Destinasyon’ sloganıyla başlatılan Riyad Uluslararası Kitap Fuarı, 32 ülkeden bin 800'den fazla yayınevini bir araya getirerek, teknolojiyi kültürün hizmetinde kullanmayı teşvik ediyor.


Musk, göçmenlerin ABD’ye girmesini önlemek için sınıra duvar inşa edilmesi çağrısında bulundu

Elon Musk, Temsilciler Meclisi Üyesi Tony Gonzalez ile Teksas ve Meksika arasındaki sınıra yaptıkları ziyaret sırasında (AFP)
Elon Musk, Temsilciler Meclisi Üyesi Tony Gonzalez ile Teksas ve Meksika arasındaki sınıra yaptıkları ziyaret sırasında (AFP)
TT

Musk, göçmenlerin ABD’ye girmesini önlemek için sınıra duvar inşa edilmesi çağrısında bulundu

Elon Musk, Temsilciler Meclisi Üyesi Tony Gonzalez ile Teksas ve Meksika arasındaki sınıra yaptıkları ziyaret sırasında (AFP)
Elon Musk, Temsilciler Meclisi Üyesi Tony Gonzalez ile Teksas ve Meksika arasındaki sınıra yaptıkları ziyaret sırasında (AFP)

Tesla ve SpaceX’in CEO’su Elon Musk, Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi Üyesi Tony Gonzales ile göçmen yoğunluğunun yaşandığı ABD-Meksika sınırını ziyaret etti ve burada yasa dışı göç düzeyinin New York gibi şehirlerin ‘çökmesine’ neden olduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın The Telegraph gazetesinden aktardığı habere göre Musk, düzensiz göçmenlerin en fazla yasa dışı giriş yaptığı Teksas’taki sınır geçiş noktalarının başında gelen Eagle Pass’i ziyaret ettiğini, sosyal medya platformu X’ten yaptığı paylaşımla duyurdu.

Musk paylaştığı videoda, kendisinin Güney Afrika’dan gelen bir göçmen olduğunu ve dolayısıyla göçmen dostu olduğunu söyleyerek şu ifadeleri kullandı;

“Yasal bir göçmenlik sistemiyle çalışkan, dürüst ve ABD’ye katkıda bulunacak herkesin ülkeye girmesine izin verilmesini gerektiğini düşünüyorum. Aynı şekilde kanunları ihlal eden kişilerin ülkeye girişine de izin vermemeliyiz, bu mantıklı değil. (Düzensiz göç konusunda) Bir şeyler yapmazsak, New York’ta gördüğümüz gibi kamu hizmetlerinde bir çöküş yaşayacağız.”

Gonzales ise, Meksika sınırına gelen göçmenlerin sayısının arttığını belirterek, bu durumun ‘Biden yönetiminin hatası’ olduğunu ifade etti.

Gonzales, “Kapanmak üzere olan bir hükümetimiz var ve kapanacak. Ancak hükümeti yeniden açarak ve partiler üstü bazı sınır güvenliği tedbirleri getirerek bir fırsatımız olabilir” diye konuştu.

Musk, bu hafta başında bir sınır duvarı inşa edilmesine verdiği desteği açıklayarak, “Aslında bir duvara ihtiyacımız var ve insanların sığınma talebinde bulunabilmeleri için bazı delillere sahip olmalarını talep etmemiz gerekiyor, çünkü bunu herkes yapıyor” dedi.

Resmi verilere göre, Eagle Pass kasabası günde 8 bin kadar göçmenin geçişine tanık oluyor. Ağustos ayında 232 binden fazla göçmen ABD-Meksika sınırını geçti.

ABD eski Başkanı Donald Trump ve diğer Cumhuriyetçiler, 2014 seçimleri için başkanlık adaylığına yönelik kampanyalarında, güney sınırı meselesini odak noktası haline getirmeye çalışıyor.


ChatGPT, gerçek zamanlı bilgileri toplamayı geliştiriyor

ChatGPT, Kasım 2022'deki lansmanından bu yana dikkatleri üzerine çekti (Reuters)
ChatGPT, Kasım 2022'deki lansmanından bu yana dikkatleri üzerine çekti (Reuters)
TT

ChatGPT, gerçek zamanlı bilgileri toplamayı geliştiriyor

ChatGPT, Kasım 2022'deki lansmanından bu yana dikkatleri üzerine çekti (Reuters)
ChatGPT, Kasım 2022'deki lansmanından bu yana dikkatleri üzerine çekti (Reuters)

Üretken yapay zeka programı ChatGPT, önemli bir yeni aşamaya geçti.

Üreticisi OpenAI'nin duyurduğuna göre artık verileri doğrudan internetten alabiliyor ve gerçek zamanlı olarak güncellenmiş bilgileri toplayabiliyor.

Bugünden önce programın kullanıcıların gündelik dildeki sorularına verdiği yanıtlar geniş bir veri tabanına dayanıyordu ancak bu yanıtları verirken en günceli 2021 yılına ait bilgiler kullanılıyordu.

Bu durum, geçen kasım ayında piyasaya sürülmesinden bu yana ilgi odağı olan sohbet robotu (chatbot) tarafından sağlanan yanıt öğelerinin doğruluğunu ve kapsamlılığını sınırladı.

Geçen haziran ayında OpenAI, ChatGPT'ye ücretli abonelik karşılığında İnternet'ten bilgi çıkarmaya yönelik bir formül başlattı.

Ancak bazı kullanıcıların teorik olarak ücretli olması gereken çevrimiçi içeriği ücretsiz olarak edinebilmesinin ardından OpenAI çalışmalarını askıya aldı.

Yanlış bilgi korkusu

27 Eylül Çarşamba günü kullanıma sunulan "Brows with Bing" tarayıcısı aynı zamanda "Plus" ve "Enterprise" hizmetleri için ücret ödeyen abonelere de yönelik.

Ancak OpenAI, söz konusu tarayıcının yakında tüm ChatGPT kullanıcılarının kullanımına sunulacağını doğruladı.

Bir Open AI ortağı olan Microsoft, başlangıçta arama motorunu GPT-4 dil modeliyle entegre eden BingChat'i sağladı.

GPT-4, Google'ın ortaya koyduğu sohbet robotunda (chatbot) yaptığı gibi, ChatGPT’yi geliştirmek için kullanıldı.

Ancak programın internetteki çeşitli kaynaklardan içeriğe erişmesine olanak tanıyan model, yazılım yayıncısı tarafından kontrol edilen tek bir veri tabanının özel kullanımından daha büyük riskler taşır.

ChatGPT, cevabında kullandığı kaynaklardan bahsedecek olsa da, yanlış olabilecek içerik kullanımına konu olabileceğinden korkuluyor.

Independent Türkçe


ABD'den siber savunma atağı: NSA, yapay zeka destekli istihbarat merkezi kuruyor

1952'de kurulan NSA, ABD'nin telekomünikasyon ve enformasyon güvenliğinden de sorumlu (AFP)
1952'de kurulan NSA, ABD'nin telekomünikasyon ve enformasyon güvenliğinden de sorumlu (AFP)
TT

ABD'den siber savunma atağı: NSA, yapay zeka destekli istihbarat merkezi kuruyor

1952'de kurulan NSA, ABD'nin telekomünikasyon ve enformasyon güvenliğinden de sorumlu (AFP)
1952'de kurulan NSA, ABD'nin telekomünikasyon ve enformasyon güvenliğinden de sorumlu (AFP)

ABD'nin dijital istihbarat kurumu Ulusal Güvenlik Ajansı (NSA) yapay zeka destekli istihbarat merkezi kuruyor.

NSA Direktörü Orgeneral Paul Nakasone, dünkü açıklamasında yapay zeka destekli teknolojilerin, ABD'nin siber savunmasının güçlendirilmesi amacıyla etkili biçimde kullanılmasını hedeflediklerini söyledi.

Nakasone, yeni merkezin "dış istihbarat kullanımında verimliliği artırma, yeni metodolojiler geliştirme ve risk değerlendirmeleri yapma" hizmeti sunacağını belirtti. 

Merkezin akademisyenlerin ve laboratuvarların yanı sıra Savunma Bakanlığı'nın erişimine açık olacağına dikkat çeken Nakasone, "ABD'de yapay zeka alanında avantaja sahibiz. Bunu hafife almamalıyız. Onlarca yıldır fikri mülkiyetimizi çalıp sömürerek kendi yararlarına kullanan düşmanlarımız, yapay zeka alanında kaydettiğimiz gelişmeleri de kendi çıkarlarına alet etmeye çalışacaklardır" ifadelerini kullandı.

Nakasone, yeni merkezdeki çalışmalarla, ABD'deki yapay zeka destekli savunma sistemlerinin siber saldırı tehditlerine karşı korunmasını sağlayacaklarını da söyledi.

NSA direktörü, Çin ya da Rusya'nın gelecek yıl düzenlenecek başkanlık seçimlerine müdahale etmeye çalışıp çalışmadığına yönelik soruyuysa "Henüz böyle bir şeye rastlamadık" diye yanıtladı.

Nakasone, tehdit algılama açısından yapay zekanın NSA görevlilerine önemli bir hizmet sunacağına işaret ederek, "Yapay zeka bize destek sağlıyor fakat nihai kararları insanlarımız alıyor. Bu önemli bir ayrım" ifadelerini kullandı. 

NSA, geniş çaplı dinleme operasyonunun 2013'te ortaya çıkmasıyla da gündem olmuştu. Eski NSA çalışanı Edward Snowden, gizli istihbarat bilgilerini paylaşarak ABD tarihindeki en büyük sızıntılardan birine imza atmıştı.

Belgelerde, NSA'in ABD merkezli internet şirketlerinin topladığı tüm özel iletişim verilerine erişebildiği ve yabancı ülke vatandaşlarına ait tüm internet yazışmalarını bilgi toplamak için kullanılabildiği ortaya çıkmıştı.

ABD'de 30 yıla kadar hapis istemiyle aranan Snowden, 2013'te Rusya'ya kaçarak geçici oturma izni almıştı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçen yıl eylülde Snowden'a yurttaşlık verilmesini de onaylamıştı.

Independent Türkçe


ChatGPT ve iPhone'a imza atan isimler, yeni bir "yapay zeka aracı tasarlıyor"

(Loren Elliott/Reuters)
(Loren Elliott/Reuters)
TT

ChatGPT ve iPhone'a imza atan isimler, yeni bir "yapay zeka aracı tasarlıyor"

(Loren Elliott/Reuters)
(Loren Elliott/Reuters)

Viral yapay zeka sohbet botu ChatGPT'nin arkasındaki şirket OpenAI'ın, bir yapay zeka cihazı üretmek için Apple'ın ünlü tasarımcısı Jony Ive'la görüştüğü bildiriliyor.

Financial Times'a göre SoftBank'ten Masayoşi Son'un da dahil olduğu girişim, "yapay zekanın iPhone'unu" yapmayı hedefliyor.

Ive ve OpenAI'ın patronu Sam Altman arasında birkaç beyin fırtınası oturumu çoktan yapılırken, Japon teknoloji devi SoftBank'in projeye 1 milyar dolardan fazla yatırım yapmayı taahhüt ettiği söyleniyor.

Cihazın nasıl bir biçim alabileceği hakkında çok az ayrıntı verilirken ihtimaller, ChatGPT destekli bağımsız bir akıllı hoparlörden, kullanıcıların doğrudan yapay zeka botuna bağlanmasına imkan tanıyan kulaklıklara kadar değişiyor.

2019'da Ive, bu son işbirliğinde yer alan LoveForm adlı kendi tasarım şirketini kurmak için Apple'daki 27 yılının ardından şirketten ayrılmıştı.

Ive, iPhone'un yanı sıra iPad, iPod ve MacBook gibi diğer Apple ürünlerinin tasarımında da kritik bir rol oynamıştı. Konuya aşina kişilere göre tasarımcının son eserinde ekrandan vazgeçmesi muhtemel.

The Independent yorum için OpenAI'la temasa geçti ancak henüz yanıt alamadı.

ChatGPT'nin artık internete doğrudan erişiminin yanı sıra "görme, duyma ve konuşma" yeteneğine sahip olduğunu OpenAI'ın duyurmasıyla aynı hafta ortaklığa dair haberler çıktı.

Ses ve görüntü tanıma araçlarının eklenmesi, üretken yapay zekaya Amazon'un Alexa'sı ve Apple'ın Siri'si gibi sanal asistanlara benzer yetenekler kazandırıyor.

İnternet bağlantısı özelliği de ChatGPT'yi, Google'ın Bard'ı gibi diğer önde gelen yapay zeka araçlarının seviyesine taşıyor.

OpenAI çarşamba günü yaptığı açıklamada, "ChatGPT artık internette gezinerek kaynaklara doğrudan bağlantılarla size güncel ve güvenilir bilgiler sağlayabilir" diye belirtmişti.

Artık Eylül 2021'den önceki verilerle sınırlı değil. Tarama; bisiklet seçmeye çalışmak, tatil planlamak veya teknik araştırma yapmanıza yardım etmek gibi özellikle güncel bilgi gerektiren görevlerde kullanışlı.

Meta da bu hafta birkaç yeni sohbet botunun lansmanını duyururken şirketin CEO'su Mark Zuckerberg, yapay zeka botlarının gerçek kişilere dayanan farklı kişiliklerle geleceğini söylemişti.

Sohbet botları Meta'nın Instagram, Messenger ve WhatsApp gibi uygulamaları üzerinden çalışacak.

Independent Türkçe


Karşıt maddenin, yer çekimi karşısında madde gibi davrandığını tespit edildi

(AA)
(AA)
TT

Karşıt maddenin, yer çekimi karşısında madde gibi davrandığını tespit edildi

(AA)
(AA)

Bilim insanları, Büyük Patlamada eşit miktarda ortaya çıkan madde ve anti-maddenin birleşerek birbirini nötrleştirmesi ve sadece ışığın kalması gerekirken, anti-maddenin kaybolarak maddenin kalmasının nedenini anlamak için yıllardır madde ve karşıt maddenin benzerliklerini ve farklılıklarını araştırıyor.

İsviçre'deki Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'nde (CERN) yapılan deneyler, anti-maddenin, Albert Einstein'ın ön gördüğü üzere aşağı doğru yani madde gibi hareket ettiğini gösterdi.

Deney

Maddedeki atomun çekirdeğinde proton ve onun yörüngesinde hareket eden elektronlar bulunurken, anti-maddedeki atomun çekirdeğinde ise negatif yüklü proton (antiproton) ve yörüngesinde pozitif elektronlar (pozitron) bulunuyor.

Bu kapsamda, çekirdeğinde bir antiproton, yörüngesinde ise bir pozitron yer alan antihidrojen atomlarının kullanıldığı araştırmada, evrende sadece saliseler süresince bir anlığına var olan karşıt madde, önce yavaşlatılarak kararlı ve dayanıklı bir forma dönüştürüldü.

Laboratuvardaki hızlandırıcılarda parçacıkların çarpıştırılmasıyla üretilen parçacıklar, karşıt madde laboratuvarına borular aracılığıyla ışık hızına yakın bir hızda ulaştı.

Araştırmacılar, bu hızda kontrol edemeyecekleri karşıt parçacıkları, yavaşlatmak için bir halkaya göndererek enerjilerini azalttı; daha sonra büyük bir mıknatısın içerisine gönderilen parçacıklar, burada binlerce antihidrojen atomu oluşturdu.

Antihidrojeni kıstıran mıknatısın manyetiği kapatıldığında, antihidrojen atomlarının hareket yönünü tespit eden sensörler, anti-maddenin aşağı doğru yani madde gibi hareket ettiğini gösterdi.

Bir sonraki adım hızı tespit etmek

Bilim insanlarının araştırmalarında bir sonraki adım, madde ile karşıt maddenin yer çekimi karşısında aynı hızda hareket edip etmediğini tespit etmek olacak.

Araştırmanın sonuçları Nature dergisinde yayımlandı.