NASA'nın uzay aracı, Mars'taki "Bermuda Şeytan Üçgeni'ne" yaklaşıyor

Curiosity zorlu denemeye 4. kez girişecek

Mars'ı engebeli arazisi, Curiosity'nin hedef bölgeye ulaşmasını defalarca engelledi (NASA)
Mars'ı engebeli arazisi, Curiosity'nin hedef bölgeye ulaşmasını defalarca engelledi (NASA)
TT

NASA'nın uzay aracı, Mars'taki "Bermuda Şeytan Üçgeni'ne" yaklaşıyor

Mars'ı engebeli arazisi, Curiosity'nin hedef bölgeye ulaşmasını defalarca engelledi (NASA)
Mars'ı engebeli arazisi, Curiosity'nin hedef bölgeye ulaşmasını defalarca engelledi (NASA)

NASA'nın Mars'taki uzay aracı Curiosity, Kızıl Gezegen'in "Bermuda Şeytan Üçgeni" diye anılan bölgesine ulaşmak için yeni bir girişimde bulunacak.

Asıl adı Gediz Vallis sırtı olan bu yer şekli, ona ulaşmaya yönelik çabaların bir türlü başarıya ulaşamaması nedeniyle Bermuda Şeytan Üçgeni'ne benzetiliyor.

Gediz Vallis, Mars'ın ünlü Sarp Dağ'ının (Mount Sharp) bir zamanlar sıvı halde suya ev sahipliği yaptığı düşünülen bir bölgesi.

Uzay aracının normalde ulaşamayacağı, dağın çok daha yükseklerinden gelen kayalara da bu bölgede rastlanabilir. Bu yüzden söz konusu bölgeyi incelemek, bilim insanları için önemli.

Ancak Curiosity daha önce bu noktaya üç kez ulaşmayı denedi ve başaramadı.

İlk deneme 2020'de gerçekleştirilmişti. Uzay aracı Greenheugh alanına ilk zorlu tırmanışında başarısız olmuştu.

İkinci denemesindeyse geçen yıl "timsah sırtlı" diye nitelenen engebeli bölgeyi geçememişti.

Son olarak da Marker Band Vadisi denen bir bölgeden geçmeyi başaramamıştı.

Uzay aracı bu kez de 4. denemesinde sırta tırmanmaya çalışacak.

Aracın en son yapılan görev güncellemesinde "Gediz Vallis Sırtı, Curiosity misyonunun uzun vadeli ve bazen de imkansız görünen bir hedefi oldu" ifadeleri kullanıldı.

Araştırmacılar bu sırtın Kızıl Gezegen'in bulunması zor bölgesi olduğunu söylüyor.

Bermuda Şeytan Üçgeni de Kuzey Atlantik Okyanusu'nda gemilerin, uçakların ve insanların gizemli biçimde kaybolduğu iddia edilen bir bölgesi.

Bermuda Şeytan Üçgeni, sınırları kesin çizgilerle belli olmasa da Bermuda Adaları, Florida ve Porto Riko arasında kalan üçgen bölgeyi nitelemek için kullanılıyor.

Güncellemeye göre Curiosity giderek sırta yaklaşıyor ve bölgedeki kayaçlarla temas kurmasına sadece birkaç metre kaldı.

Engebeli arazi, Curiosity'nin tekerlekleri için birçok kez sorun çıkardığı için aracın bu noktaya ulaşması hiç kolay olmadı.

Ancak araç gerçekten de kısa bir süre sonra hedefine ulaşabilirse bölgenin jeolojisini araştırma, toz ölçümü yapma ve gökyüzünü inceleme fırsatı elde edecek.

Independent Türkçe



Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
TT

Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

Erin Keller Son dakika haberleri ve gündem muhabiri 

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

500 milyon yıllık bir fosilin analizine dayanan yeni araştırma, örümcekler ve diğer araknidlerin denizden gelmiş olabileceğini öne sürüyor.

Bilim dergisi Current Biology'de salı günü yayımlanan araştırmaya göre, "mükemmel şekilde korunmuş" örnek, bu canlıların kara hayatına uyum sağlamadan önce yüzdüğü fikrini destekliyor.

Arizona Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, bir zamanlar at nalı yengeçlerinin atası olduğu düşünülen ve nesli tükenmiş bir Kambriyen dönemi türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini analiz etti. Bununla birlikte çalışma, bu canlının sinir yapısının modern örümcekler ve akrabalarına daha çok benzediğini ortaya koydu ki bu da araknidlerle daha önce düşünülenden daha yakın bir evrimsel bağa sahip olduğunu işaret ediyor.

Mollisonia'nın vücudunun prosoma adı verilen ön kısmı, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri örüntüsüne sahip. İlaveten örümceklerde ve diğer araknidlerde bulunan dişlere benzeyen bir çift kıskaç benzeri "pençelere", bölünmemiş beyninden kısa sinirler uzanır.

Araştırmacılar, fosilin bir ilk araknid olarak tanımlanmasını sağlayan en önemli özelliğin, beyninin benzersiz organizasyonu olduğunu söyledi: Modern kabuklular, böcekler, çıyanlar ve at nalı yengeçlerinde görülen önden arkaya düzenlemenin tersi, bu fosilin beyninde var.  

Arizona Üniversitesi'nde ders veren Nick Strausfeld başyazarı olduğu araştırma hakkında yaptığı açıklamada, fosilin beyninin modern örümceklere benzer şekilde "geriye doğru çevrilmiş" gibi göründüğünü söyledi.

Bu arkadan öne beyin düzenlemesi, hareket kontrolünü artıran sinir kısayolları sağlayan, çok önemli bir evrimsel adaptasyon olabilir.

Araştırmaya göre bu keşif, çeşitlenmenin yalnızca ortak bir atanın karaya geçişinden sonra gerçekleştiğine dair yaygın inancı sorgulanmasına neden oluyor. Daha önceki fosil kanıtları, araknidlerin yalnızca karada yaşayıp evrimleştiğini öne sürüyordu.

Görsel kaldırıldı.Mollisonia'nın vücudunun ön kısmı ya da prosoma, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri düzenine sahip (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)


Strausfeld, "Araknidlerin ilk ne zaman ve nerede ortaya çıktığı, atalarının ne tür keliserliler olduğu ve bunların at nalı yengeçleri gibi deniz türü veya yarı sucul olup olmadığı hala şiddetle tartışılıyor" dedi.

Mollisonia benzeri araknidler karadaki yaşama adapte olurken, muhtemelen ilk böcekler ve kırkayaklarla beslendi. Bu ilk araknidler, önemli bir savunma mekanizması olan böcek kanatlarının evrimini de etkilemiş olabilir.

Araştırmacılar, Mollisonia'nın soyunun muhtemelen örümceklere, akreplere, böğlere, kırbaç akreplerine ve kamçılı akreplere yol açtığını söylüyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news